LICHT FELD Gallery (Basel)
İstanbul’un Güçlü, Dostane ve Kuvvetli Atmosferi
LICHT FELD Gallery, 2007'den beri Miami, New York, Basel ve Chicago, Paris ya da Monte Carlo gibi farklı uluslararası fuarlara katılıyor. İstanbul'a her gelişinde güçlü, dostane ve kuvvetli bir hareket hissettiğini söyleyen galeri yöneticisi Friedrich Hadorn şöyle devam ediyor: “Bu hareketi engelleyen şey ise giderek artan önemli, politik ve dini düşmanlık. İstanbul'daki o güzel gücü hissediyorum ve ortağa çağa geri dönmekten korkuyorum. Yeni ve eski, demokrasi ve aşırı tutucu taraflar arasındaki yüzleşmenin gerginliğinden oluşan ilginç bir alan.”
Fuarda MARCKS'ın video heykellerinin ilgi göreceğini düşünen Hadorn, Permi Jhooti'nin işine de dikkat çekiyor.
Galerie Bernard Ceysson (Paris)
Destek/Yüzey Hareketinin Simge İsimleri
Galerie Bernard Ceysson CI’da, “Support/Surface” (Destek/Yüzey) hareketinin kurucu üyeleri olan kilit sanatçılarından ikisini sunacak: Noël Dolla ve Claude Viallat. Fransız sanat tarihindeki bu önemli akım üzerine uzmanlaşan Galerie Bernard Ceysson’ın yetkililerinden Déborah Schott dışarıdan bakıldığında Türk sanat piyasasının, uluslararası ortamdaki büyüyen etkisiyle bir hayli dinamik bir pazar olduğu görüşünde. “İşte bu yüzden bizim için orada olmak önemli” diyen Schott, uluslararası sahalarda yer bulmak için bu adımı attıklarını belirtiyor.
Art Lexing (Miami)
Çinli Genç Sanatçılardan...
Çinli genç sanatçılarla çalışan Art Lexing, CI'a ilk kez katıldığı için en yerleşik iki sanatçısı olan Quentin Shih ve Ye Hongxing'u seçmiş. Hasselblad Master Photography ödülünü kazanan sanatçı Quentin Shih'in iki ironik serisi olan “Stranger in the Glass Box” (Cam Kutudaki Yabancı) ve “Shanghai Dreamers” (Şanghay Hayalperestleri) burada sergilenecek. Her iki seri de Christian Dior Haute Couture'ün özel iş birliğiyle hazırlanmış. Ye Hongxing ise çıkartma gibi çok özel ve özgün bir araç ile çalışıyor. Sanatçı, hibrid bir gerçekliğin mücevher görüntüsündeki mozaiklerini kullanarak tuval üzerinde çıkartmalardan kolajlar yapıyor.
Bu sene CI’ın bir parçası olduğukları için çok heyecanandıklarını belirten Lexïng Zhang, şimdiye kadar bu fuar hakkında çok güzel şeyler duyduğunu anlatıyor: “Londra ve Paris’ten İstanbul'a gelen sanat profesyonelleri ve koleksiyonerler biliyorum. Türkiye'de uzun ve kuvvetli bir sanat tarihi var ve bu fuar da muazzam bir pazarın temeli. Burada yerel bir galeri ya da kurum ile işbirliği yapmak muhteşem olur.”
Aaran Gallery (Tahran)
Alışılmışa Meydan Okuyan İran Sanatını Gösteriyoruz
Aaran Gallery’nin fuarda göstereceği işler, çoğunlukla progresif tarzdaki sanatçılarının heykel ve yerleştirmelerinden oluşuyor. Bu sanatçılar, Mojtaba Amini, Shahryar Hatami, Nasser Bakhshi ve Barbad Golshiri. Son yıllarda İstanbul’daki çağdaş sanat ortamını yakından takip ettiklerini söyleyen Rana Noebashari, “İran çağdaş sanatının temsilcilerinden biri olarak bu canlılığın bir parçası olmak istedik” diyor ve ekliyor: “Hedefimiz, alışılmışa meydan okuyan İran sanatını gösterdiğimiz için vakıflardan ve koleksiyonerlerden takdir kazanmak ve İstanbul'un dinamik sanat ortamına girmek. Uluslararası üne sahip avantgard sanatçılarımızın bazıları ile güçlü bir biçimde geliyoruz. Bu yüzden de Türk sanat piyasasında bir yer edinme hedefimizde iyimseriz.”
Corridor Contemporary (Tel Aviv)
Tel Aviv ve İstanbul Benzer Bir Ruha Sahipler
Tel Aviv'deki iki galerinin ortak çalışması olan Corridor Contemporary, dünyadaki birçok uluslararası fuara birlikte katılıyor. Galeri yöneticilerinden Rachel Meijler Iram neden CI’a katılmak istediklerini ise şöyle anlatıyor: “Arkadaş olduğumuz galeriler tarafından birçok defa CI fuarını kaçırmamamız tavsiye edildi. İstanbul'daki çağdaş sanat ortamının son yıllarda bir patlama geçirdiğini fark ettik. Bu da bizim için burayı sanatımızı tanıtmamıza uygun bir yer haline getirdi. Ayrıca Tel Aviv ve İstanbul benzer bir ruha sahipler: O da ilgili kültürel geçmiş ile canlı yerel sanat ortamının birleşimi. Diğer taraftan dünyanın her yerinde Türk koleksiyonerlere tanışıyoruz ve onların da merakımızı tetiklediği söylenebilir.”
CI için ikisi İsrail’den ve biri de Avustralya'dan üç heyecan uyandıran sanatçı seçmişler. İlki hareketsiz işlerinde bile (eski bir dansçı olarak) her zaman devinimi arayarak kendine meydan okuyan fotoğrafçı Lee Yanor. İkincisi, tek bir kareye tutku ve zevki hapsedebilen Avustralya'dan genç fotoğrafçı Sarah Bahbah. Ve sonununcusu ise büyük ölçekli sinematik fotoğraflarıyla tanınan, New York'da yaşayan İsrail asıllı sanatçı Yigal Ozeri. Binlerce fırça darbesi onun resimlerini canlandırıyor, dikkat çekici gerçekçiliğe, belirgin güzellik ve baştan çıkarıcı güce dönüşüyor.
Karavil Contemporary (Londra)
İlgi Azaldı mı?
Karavil Contemporary, Türk sanatçı İhsan Oturmak ve onun 2014 yılından başlayan tematik yeni işlerinden bir seçki ile fuara katılıyor. Sanatçının fuardaki tek temsilcisi olarak olumlu bir deneyim yaşayacaklarını umduklarını belirtiyorlar. Ancak özellikle son yıllarda yerel koleksiyonerlerin, genç ve yeni ortaya çıkan Türk sanatçılarını desteklemeye olan ilgilerini kaybettiklerini vurguluyor Giulia Campaner.
Dubner Moderne (Lozan)
Söze Hacet Kalmıyor
Dubner Modern yeni ortaya çıkan ve kariyerlerinin ortasında olan sanatçıların heyecan verici işlerini Contemporary İstanbul’da sergiliyor. Vernon Dubner burada karma bir sergi sunarak ziyaretçilerin olabildiğince fazlasıyla etkileşim ve iletişime geçebilmek istediğini belirtiyor.
Bu sebeple ilk olarak, Brooklyn sanat ortamının yükselmekte olan sanatçılarından Matt Mignanelli ve Russel Tyler'ın soyut resimlerini sergilediklerini anlatıyor. Ve devam ediyor: “Diğer taraftan CI'ın bu yılki odak noktası ‘Çağdaş Tahran’ olduğu için, İranlı sanatçı Mahmoud Hamadani'nin resimlerine de standımızda yer veriyoruz. Fars kaligrafi sanatının güzelliğinden ve matematik dizilerinden esinlenen Hamadani, kaos ve düzenin kesişimini araştırıyor. Fuarda çalışmalarını görebileceğimiz bir diğer isim olan Sebastian Blanck'in gerdirilmiş kağıt kolajları, kişisel duygularımızla etkileşerek çağrışımlar yapan manzaralardan oluşuyor. Öyle ki onun işleri, aile fotoğraf albümleri kadar tanıdık. Her zaman hayatı kucaklayan ve basit zevkleri olan Li Jin ise sadece insanları ve sahneleri resmediyor. Bu yüzden de önemleri, güzellikleri ve değerlerinde söze hacet kalmıyor. Dubner Modern’in diğer sanatçısı Viviane Rombaldi Seppey, İsviçreli mülteci olarak Doğu’da olduğu kadar Batı’da yaşamış biri olarak, telefon rehberine bir yerin tanımını somutlaştıran evrensel bir kayıt olarak yaklaşıyor.”
Dubner, Türkiye’deki sanat piyasasını nasıl bulduğu sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Basel'de, Miami’de veya New York’ta, her yerde tanıştığım Türk koleksiyonerlerin sayısına hayran kaldım. Dahası Türk koleksiyonerler her zaman aktif, ilgili ve iş çağdaş sanata geldiğinde çok açık fikirliler. İstanbul'a yaptığım seyahatlerden anladığım kadarıyla bu şehir kültürel bir bakış açısına sahip.”
l'étrangère (Londra)
Resimden Fotoğrafa, Kolajdan Heykele...
l'étrangère, Contemporary İstanbul’daki sunumunu beş sanatçı ile yapıyor: Jyll Bradley (UK), Katie Cuddon (UK), Filippo Caramazza (UK), Joanna Rajkowska (Polonya) ve Anita Witek (Avusturya). Resim, seramik, fotoğraf, kolaj ve heykeli de içeren çok geniş bir yelpazeyle fuara katılıyorlar. Program küratörü Joseph Constable Türk sanat pazarının büyümesinden ziyade kendi bakış açılarının CI ile örtüşmesinin bu fuara katılmalarında etkili olduğunu söylüyor. “İstanbul'un Doğu ile Batı’nın kesiştiği yerdeki konumu, Avrupa'nın ötesindeki yeni koleksiyonerlere ulaşmamızda bir fırsat sağlaması bizim için ayrıca önem taşıyor. Fiyat konusuna gelince, en pahalı işimiz Filippo Caramazza'nın çoklu boyalı ipliklerin birbirlerine tutturularak çapraşık ve güzel bir kompozisyon oluşturduğu büyük bir ‘dokuma’ resmi. Farklı bütçelere uyması için değişen fiyatlarda farklı işler de gösteriyoruz: Joanna Rajkowska tarafından özel olarak üretilen kitapların sınırlı baskısı, Anita Witek tarafından yapılan bir seri el yapımı fotoğraf ve Jyll Bradley tarafından yapıla çarpıcı pleksiglas duvar rölyefleri gibi...”
Galería Rosa Santos (Valensiya)
Anılarla Yüzleşme Zamanı
Galería Rosa Santos, Contemporary İstanbul’da Andrea Canepa, Juanli Carrión ve Maha Maamoun'un projelerini sunuyor. Bu üç sanatçının ortak yanı, anılarla yüzleşmeye ilgi duyuyor olmaları.
Juanli Carrión’a ait #02 serisi, göç ve kültürel adaptasyon hikayelerini belgelemek için Valencia'da yaşayan göçmenlerle yapılan bir seri video röportajı ile başlamış. Her bir katılımcıdan daha sonra kendi ülkelerine ait, ya bireyleri ya da kültürel miraslarını temsil eden ve İspanya'da da yetişen bir bitki seçmeleri istenmiş. Sonuç olarak göçmen hikayeleri "bilimin şiirselliği" gibi yorumlanmış.
Maha Maamoun'un işleri ise çoğunlukla sunum dilleriyle ilgili. Yani sanatçı, Mısır sinemasından veya Youtube videolarından alınmış parçalardan kutsal metinler ile ucuz romanların üzerine çizmeye kadar geniş yelpazede kaynaklarla çalışmış. Perulu sanatçı Andrea Canepa da bilginin organizasyon, kategorizasyon ve yönetim sistemlerini araştırıyor. Farklı dönemlerdeki bilim kurgu filmlerinden alınmış kesitlerden oluşan 82 fotoğraflık mimari dosyasındaki her bir imge gelecekte geçen bir filmden kareyi gösteriyor.
Xavierlaboulbenne (Berlin)
Küçük Yapılar Daha Fazla Risk Almalı
Xavierlaboulbenne, Contemporary İstanbul’a Sara Mathiasson, Anton Stoianov ve Gengoroh Tagame'ın seçilmiş işleriyle katılıyor. Muhteşem biçimlendirme, etnolojik kurgu ve neo-barok şekilciliğini araştıran sanatçılar belli bir tema ekseninde bir araya geliyor.
Sara Mathiasson fuara katılacağı el yapımı örgü saçlı heykellerle, ulusal kimliklerin yapılandırılmasını mizah yolu ile sorgulayan etnik-kurgu totemleri sunuyor. Anton Stoianov’un deriden yapılmış biçimsiz yüz ve uzuvları olan bir insan bedeni ile adını veren epik bir kişiliğinin betimlemesini yaptığı üç boyutlu geniş ölçekli resmi Laocoon fuarda ilk kez sergilenecek. Gengoroh Tagame ise Shunga geleneğini erotik karakterlerle yeniden yaratan Japonya'nın ulusal hazinesini yansıtan orijinal çizimlerinde Türk erkek arketiplerinden esinleniyor. Güncel durumların vahşetini muhteşem bir incelikle yansıtırken, cinsiyet aktivizmi hareketini genişletiyor.
İstanbul’un her zaman kültürel birleşimin sıra dışı bir noktasını temsil ettiğini söyleyen galeri yetkilisi Anja Matsuda, sanat piyasasını hakkında yorumlarını sorduğumuzda “Her ne kadar bugün müzeler ve vakıflar bir ticarethane gibi işletilse de, günümüzde sanat piyasası hakkında düşmanca fikirler ya da kurumsal aktivitelerinin bütünlüğüne olan sözde karşı duruş var” diyor. Ve küçük yapıların daha fazla risk alabileceğini, çağdaş deney ve gelişmelere dha açık olduklarını ekliyor.
König Galerie (Berlin)
Kalabalık Bir Kadroyla Karşımızda
König Galerie fuara kalabalık bir sanatçı listesiyle katılıyor. Alicja Kwade, Joride Voigt, Jeremy Shaw, Jeppe Hein, Camille Henrot, Tatiana Trouvé, Michael Sailstorfer, Johannes Wohnseifer, Annette Kelm ve Henning Bohl’ın çalışmalarını sergileyecek olan galeri yetkilileri galeriyi ve temsil edilen sanatçıları, dünyanın yeni bir bölümüne sunmak için can attıklarını söylüyor. “Koleksiyonerler, küratörler ve bölgedeki kurumlar ile ilginç bağlantılar sağlamayı ve Türk sanat piyasasını daha fazla öğrenmeyi umut ediyoruz” diyen Rachel Walker fuara katılacakları seçkideki dikkat çekici işlerden bahsediyor: “Öne çıkanlardan biri Jorinde Voigt’in kağıt üzerine geniş ölçekli altın yaprak işi olan Inkommunikabilität V (İletişimsizlik V). Annette Kelm’in ‘Home (Yuva)’ serisinden ilk kez sergilenecek olan yeni fotoğrafı da dikkat çekecektir.”
Şimdiden Vehbi Koç Vakfı ve SAHA Derneği gibi bağlantıları olduğunu söyleyen Walker, Türkiye’nin çok zeki ve açık görüşlü koleksiyonerleri ile muhteşem bir pazar sunduğunu ve kendilerinin bu ilişkileri güçlendirmek ve yenilerini oluşturmayı umut ettiklerini belirtiyor.
Dar Al-Anda Art Gallery (Amman)
İlk Kez Bir Sanat Fuarına Katılıyor
CI’ın bir parçası olmaktan dolayı çok heyecanlı olduklarını belirten Dar Al-Anda Art Gallery, bu fuarın galerinin 1998’de kurulmasından bu yana katıldığı ilk sanat fuarı olduğunu ekliyor.
Galeri fuara aynı zamanda galerinin sanat yönetmeni olan Abdulqader Bakhit’in gelişmekte olan medyayı kullandığı tutarlı ve mutlu tarzını yansıtan silindirler ve akordeon tarzı kitapları, Shaiban Ahmed’in karanlık bir ruh haline sahip çalışmaları yer alıyor. Motifleri, modern fon üzerine tezat yaratan tarihsel ve geleneksel biçimlerle akılda kalan etkiler yaratan Ghadeer Saeed, popüler kültürü kışkırtıcı tarzı ile tartışmaya açan antik ve modernin birleşimi bir grafik tarzı olan Qahtan Alameen de digger dikkat çeken isimler. Ayrıca mitik paradigmaları bozmak için içeriklerdeki sembolleri dönüştüren Eman Haram, insanoğlunun yalnızlığını ele alan işleriyle bilinen Bahram Hajjo ve Baqer Al-Shaikh, heykel ustası Norio Takaoka, dijital ve geleneksel kolaj çalışmaları yapan Claudia Scarsella da galeriyle birlikte fuara katılan diğer sanatçılar arasında yer alıyor.
Türkiye’nin sanat piyasasındaki yerini nasıl değerlendirdiklerini sorduğumuzda Abdulah Al-Ghoul: “Doğu ve Batı’nın birleşme noktası olarak Türkiye’nin dünyadaki yerine hem coğrafi hem de kültürel açıdan bakıldığında, işlerimizi sunmakta bizim için tartışmasız en uygun yerdir. Bu yüzden sanatımızı yaymak ve kültürler arası değişimin mesajını vermek için burada büyük bir potansiyel görüyoruz” diyerek cevaplıyor sorumuzu.
Galeria Propaganda (Varşova)
Önemli Olan Sevilmesi Değil, Bıraktığı Etki
Galeria Propaganda fuarda sadece bir sanatçıyı temsil ediyor. Adam Jastrzebski ile CI'a katılan galeri “Güçlü bir görünüme ihtiyacımız vardı ve bunun için Adam Jastrzebski’yi seçtik. Sanatı renkli, çok orijinal ve bir kez gördüğünüzde hemen tanınabilir. İşini gösterdiğimiz her yerde inanılmaz bir izlenim uyandırmakta. Birinin onu sevip sevmemesi önemli değil, önemli olan bıraktığı etki!” diyerek sanatçı seçimlerini açıklıyorlar.
Türk sanat piyasasına dair yorumlarını sorduğumuzda ise galeri yetkilisi Paulina Maga sorumuzu şöyle cevaplıyor: “Hepimiz sizin sanat piyasanızda çok para olduğunu biliyoruz. Birkaç yıl önce Londra'daki Sotheby's bir Türk müzayedesi düzenledi. Başarılı oldu. O dönemde Nazif Topçuoğlu'nun Venedik Bienali’ne katılması çok etkileyiciydi. Bu Türk sanatının ve koleksiyonerlerinin daha da fazla uluslararası olduğunu gösterir. Hepimiz bunu umuyoruz.”
Shirin Gallery (Tahran)
CI, Orta Doğu’daki Sanat Pazarını Güçlendiriyor
Shirin Gallery fuara yedi sanatçıyla katılıyor: Ali Akbar Sadeghi, Kourosh Shishegaran, Hadi Hazavei, Farnaz Rabieijah, Adel Hosseininik, Masoumeh Abirinia, Gizella Varga Sinai. “Türk çağdaş sanatından konuşmaya başladığımızda, geleceğe dair güçlü bir belkemiği oluşturan iyi ifade edilmiş bir geçmişten bahsediyor olacağız” diyen galeri sahibi Shirin Tavakolian, kültürel ara yüz olarak CI’ın Orta Doğu’daki sanat pazarını kuvvetlendirdiğini ve bu yıl özellikle de Tahran’ın odak alındığı senede CI’ın bir parçası olmanın kendileri için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Shirin Gallery sahibi Shirin Tavakolian fuarın kendisi için önemini şu sözlerle ifade ediyor: “İranlı bir galeri sahibi olarak, dünyadaki sanat fuarlarına katılmak Fars sanatını ve kültürünü daha geniş bir kitleye yaydığı gibi ayrıca yeni jenerasyon için de akademik bir platform oluşturmaktadır. Genel olarak sanat fuarlarından beklenti, eserlerin paraya dönüştürülmesi, oturmuş bir hale gelmesi ve yeterli sayıda alıcıyı çekebiliyor olmasıdır. Temel olarak reklamı nasıl yapacaklarını planlamaları gerekmektedir; çünkü tanıtım her şeydir. Bu iki taraflı bir şey: Sanat fuarı basını, koleksiyonerleri, müze ve kurum yöneticileri ile küratörleri, fuara ilgi duyan eleştirmenleri çektiği gibi sergileyenlerin de bu kişileri çekmesi gerekir.”
Nasui Collection & Gallery (Bükreş)
Kışkırtıcı Seçimler
Nasui Collection & Gallery, CI’a kavramsal heykel, buluş, yenilik, bilimsel araştırma odaklı çalışmalarla katılıyor. Yaptığıkları seçimin oldukça kışkırtıcı olduğunu belirten galeri yetkilileri, sanatseverler ve koleksiyonerlerin kullanılan materyallerdeki yüksek kaliteyi, sanat işlerinin getireceği özel fikirler ve kavramları takdir etmelerini umduklarını söylüyorlar.
Galeri, fuara bugünkü Romanya heykeline odaklanan özel bir projeyle katılıyor. Stant, Bogdan Rata, Catalin Badarau, Gabriel Kelemen adlı sanatçıların çalışmalarının sergileneceği seçkide son 10 yıldır çağdaş Romanya heykelindeki sinematikten tasarıma, yeni geleneksel olmayan materyallerden toplumsal sosyal sanata kadar birçok orijinal ve ilginç yönlerden sağlanan gelişme gözlemlenebiliyor.
Geçmiş yıllardan beri Contemporary İstanbul’u izlediklerinden bahseden küratör Cosmin Nasui, fuarın kabul görülme, davet edilen galerilerdeki kalite seviyesi, koleksiyoner havuzu açsından hızlı büyümesinden etkilendiklerini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye bütününde, dünya sanat pazarında rakamlar açsından yarışa hevesli görünüyor.”
Lazarides Gallery (Londra)
JR’ın Daha Önce Görülmemiş İşleri
Lazarides Gallery yetkilisi Steve Lazarides daha önce hiç sergi yapmadıkları bir bölgede olmaktan çok heyecanlı olduklarını belirtiyor ve ekliyor: “Şu anda kadar en fazla ABD ve Londra’da sergi açtık. Bu yüzden taze gözlerden geri bildirim almak, sanatçılarımız ve işleri hakkında düşündüklerini öğrenmek için sabırsızlanıyoruz.”
Fuara hangi sanatçılarla katılacaklarını sorduğumuzda: “Galerinin sunduklarına bir bakış açısı vermesi için standımızı, ileri gelen sanatçılarımızın tümünden çalışmalarla doldurduk” cevabını alıyoruz. Sergileyecekleri sanatçılardan en öne çıkanlar arasında uluslararası üne sahip fotoğrafçı JR’ın daha önce görülmemiş işleri ile Miaz Kardeşlerin airbrush portreleri bulunuyor. Conor Harrington’ın çarpıcı yağlı boyaları ve tanınmış İngiliz ressam Antony Micallef de fuara katılacakları değerli sanatçılar arasında.