Suriye Pasajı'ndaki atölyende ne zaman çalışmaya başladın? Süreç içerisinden ne gibi değişiklikler oldu?
Suriye pasajdaki atölyeme 2012 de taşındım ve hala devam etmekteyim. Sanatçıların üretimlerini gerçekleştirdiği mekân çok önemli. Mekân, mekâna ulaşıncaya kadar geçirdiğin yolculuk ve yolculuk esnasındaki çevre ile olan ilişkin üretimin başına geçtiğinde üretimini etkiliyor ve değiştiriyor. Bu süreçte iki kişisel sergi gerçekleştirdim bu atölyede.
Atölyendeki çalışma yoğunluğun nasıl değişkenlik gösteriyor? Ayrıca atölyeni paylaştığın sanatçılarla yoğun bir etkileşim söz konusu oluyor mu?
Atölyemdeki çalışma yoğunluğum kullandığım malzemeye göre değişkenlik seyrediyor. Bir memur gibi çalışmıyorum. Ürettiğim çalışma zaten kendi disiplinini bana dayatıyor ve atölyede ne kadar zaman geçireceğimi belirliyor. Tabii ki benimde kendi öz disiplinim var. Karşılıklı bir şey oluşuyor. Atölye kavramından da anlaşılacağı olarak üretimin sağlandığı bir mekân. Dolayısıyla sanatçı arkadaşlarımın uğrak yeri. Bunun yanında atölyemdeki çalışma arkadaşım ile sürekli iletişim halindeyiz çalışmalarımız, sergiler ve güncel olan konularda konuşup tartışıyoruz çalışmaya başlamadan önce yada sonrasında. Ve bu konuşmalarımız üretimlerimize katkıda bulunuyor. Bazen hiç bir şey yapmadığımız zamanlar da oluyor bu durum bile çalışmanın bir parçası. Yaşamın kendisine benzetebiliriz.
Bütün işlerinde görsel anlamda bir biri ile ilişki olan bir güçlü bir estetik titizlikle üretildiğini görmekteyiz. Bu konuyla ilgili ne söyleyebilirsin?
Evet çalışmalar her sanatçı gibi titiz bir şekilde üretiliyor. Nasıl bilim varlıkları ve olayları çözmeye ve formüle etmeye çalışıyorsa, sanat da varlıkları ve olayları anlamaya ve bilimden farklı bir şekilde anlatmaya yönelmiştir.Kısacası sanatın dilini kullanarak bir şeyleri anlamaya çalışarak üretmeye çalışıyorsak titizlik kaçınılmaz olarak kendini gösteriyor ki hiç bir zaman ise o titizliğe ulaşamıyoruz.
Resim çıkışlı olmana rağmen çalışmalarına baktığımızda bir birinden farklı disiplinlerle çalışmalarını üretiyorsun. Bunu tercih etme durumunu neyle ilişkilendirebilirsin?
Benim resim bölümünü kazandığım zamanlar yani 90ların sonu disiplinler arası sanat bölümleri daha yeni kurulmuştu ve bu yönde çalışan sanatçılar çok az vardı. Ve tabii bu durum çok hızlı bir şekilde gelişti. Bu düzlemde bulununca etkileşimlerin oluyor. Aslında tercih ettiğim bir durum yok. Kafamdaki sorunsal ne ise onun hangi yada hangi disiplin içinde daha iyi varlık gösterir ve dilini oluşturur düşüncesi ile hareket etmenin yan ısıra o alanın kendini de sorunlaştırıyorsun. Gerçi şu anda disiplinerarası çalışma malzemeye indirgenmiş durumda. Ve bu daha yüzeysel üretimlerin oluşmasına neden oluyor. Ve bir gösteriye dönüşmüş durumda.
Çalışmalarına baktığımda hep bir seri halinde ilerlediğini görüyoruz. Çoğunlukla da beden ve mekân konularını referans alarak oluşturduğun çalışmalarının üretim süreci nasıl ilerliyor?
Seriden bir türlü vazgeçemiyordum ta ki şu ana kadar. Ama son üretimlerim seri kavramından uzakta işliyor. Seri üretmenin çok fazla zorlukları var ve besledikleri şeyleri var. Seri en dip parçacıktaki noktayı büyütüp, çıkacak olan şeyi sorgulamana neden olup, daha soyut kulvarda ve temsilden uzak bir alan oluşturuyor. Üretim sürecinde ise ne oluşturmak istediğine dair bir fikrin oluyor. Bu fikri uygulamaya çalışırken onu besleyecek şeyler hakkında birikim sağlayacak şeylere karşı duyarlılığın artıyor. Algın, bilgin o doğrultuda çalışmaya başlıyor ve kocaman bir yığın oluşuyor. Ve dolayısıyla üretim anında bir sonraki oluşturacağımın yapıtlar aşağı yukarı belirlenmiş oluyor.
Yaptığınız serilerinizin ilişkisi ile ilgili bir nasıl bir bağlantıdan bahsedebilirsin?
Kısacası temsilden uzak kendi kendini temsil eden bir dilin peşinden giden bir bağlantıdan bahsedebiliriz.
Ayrıca yaptığım araştırma süresince sergilerinizin başlıkları ile bir tanımlamaya rastlayamadım. (Bir de , Dolayısıyla, Keskinlikten Uzak… ) Başlıklar çalışmalarınız arasında nasıl bir ilişkiden bahsedebilirsin?
Başlık koymak beni her zaman zorlayan bir durum olmuştur. Her şey kaybolabilir ama yazı dili herzaman kalıcılığını korur ve başlıklar sergiyi herzaman temsil edeceği için seçtiğiniz başlık dolayısıyla önem kazanıyor. Bu yüzden sergiyi temsil edecek olan başlıklar hem tanımlamaya açık, hem de hiç açık değiller. Tamamlama ve cümle kurma isteği uyandırıyorlar.
Uzun zamandır bir galeri ( Pi artworks ) tarafından temsil ediliyordun. Bildiğim kadarıyla geçen sene bu birlikteliğe son verdin?
Evet, Piartworks ile yollarımızı ayrıldık. Uzun zamandan beridir çalışıyorduk ve başka düzemlerde de sanatçının kendisini görmesi ve bağımsız olması sanatçı açısından gerekli bir şey. Cadde de değil de parkta yürümek gibi. Ben parkta yürümek istiyorum. Ve piyasa öyle bir noktaya geldiki sadece üretilen yapıtın niteliğinden çok piyasa değerinden söz edilmeye başlandı. Piyasa değeri niteliği belirler oldu. Ve sanat dışında her şey oldu sanat. Ve ben kıyıda bulunmak istedim.
Önümüzdeki dönemde ne gibi projeler planlıyorsun?
İki yıldır viyana gitmek istiyordum ve en sonunda gideceğim bu yıl. Oradan Almanya’ya gideceğim. Bir sergi hazırlıklarına başladım.