Olmak istediği pek çok kadın imgesini sinematografik fotoğraflarına taşıyan ünlü sanatçı Cindy Sherman, 27 Temmuz’dan bu yana National Portrait Gallery’de izleyiciyle buluşmaya devam ediyor. İngiltere’deki ilk retrospektifi, sanatçıya ilham veren Rear Window’un üretim pratiğine etkisini de gözler önüne seriyor. Untitled Film Stills gibi ikonik seriler bu etkiyi doğrularken Sherman’dan ilham alanların sayısıysa her geçen gün artmaya devam ediyor. Özgün üretimleriyle Sherman rüzgârı estiren sanatçılar listesini sizler için Artsy’den çevirdik.
Özgün üretimleriyle Sherman rüzgârı estiren sanatçılar listesini sizler için Artsy’den çevirdik. Listede Ilona Szwarc, Rachel Maclean, Julia Fullerton-Batten, Jaimie Warren, Holly Andres ve Silin Liu yer alıyor.
Ilona Szwarc
Sherman’la ilk karşılaşması Untitled #479 ile başlayan Ilona Szwarc, eserdeki 23 karede gördüğü akıl almaz değişimden ilham alarak bugünkü üretimlerine devam ediyor. Sanatçı on yıl önceki karşılaşmanın ardından “Amerikan Girl” adlı oyuncaklara benzeyen genç grupları tasvir etmeye başlıyor. Sonraki işlerinde “Doppelgängers” olarak yorumladığı Amerikalı kadınlar, üretimlerinde yeni bir yapının temellerini atıyor. Paranormal ya da olumsuz bir haber anlamına gelen kelime, yaşayan bir kimseyle aynı ruhu taşıyan fakat yalnızca benzediği kişiye görünen hayalet olarak da biliniyor. Szwarc, ikinci anlam üzerinden hareketle hem nesne hem de özne konumuna yerleştirdiği kadınlarla beraber nahoş makyajlar yaptığı etkinlikler düzenliyor.
Sanatçının geçen bahar aylarında Los Angeles, Make Room’da sergilenen Unsex me here başlıklı çalışması, Sherman’ın Untitled #479’unda betimlediği dönüşüme atıfta bulunuyor. Swarc, bu çalışmasında Lady MacBeth’in kadınlık duygularından sıyrılarak bir zalime dönüştüğü ünlü tasvirinden ilham alıyor. Oldukça şık bir evde doğal hâlleriyle gördüğümüz bir kadın canavara dönüşüyor. Yanakları ve omuzlarından dökülen uzun tüyleriyle git gide kurda benzeyen kadın, ağız ve burnundaki son dönüşümün ardından kamerayla göz göze geliyor. Söz konusu değişim yaşanmadan önce izleyiciyle gösterilen maske, ruhsuz bir bedeni tasvir eden canavarımsı yapıyıla özdeşleşiyor.
Rachel Maclean
İskoçyalı multimedya sanatçısı Rachel Maclean, distopik ve oldukça sevimli görünen uçuk kaçık dünyalar yaratıyor. Sanatçı video çalışmalarında yeşil ekran, CGI, eğlenceli kostümler ve makyaj teknikleri kullanırken parıltılı hayatlarda gizlenen çürümüşlüklere odaklanıyor. Yaşanabilir görünen distopik dünyalar, içerisinde hastalıklı toplumlar ve rahatsız edici doğruların büyük tezatlığını da barındırıyor. Maclean, Sherman’ın işlerinde başkası olabilme ve onu benimseyebilme potansiyelini görerek üretim pratiğini şekillendirmeye başlıyor. Genç sanatçı kendi filmlerinde sıklıkla rol de alıyor. LOLCats’te insana benzeyen bir kedi, Over the Rainbow’da çocuklar için mavi tüylü bir maskot ve Spite Your Face’teyse bedeni altınla kaplanmış, Pinokyo’yu andıran bir karakterde boy gösteriyor. Çocukken kostümlere büyük ilgi duyan Maclean, Sherman’ın grotesk ve tüyler ürperten yaklaşımından ilham alırken onu asıl etkileyen şeyinse aynı işlerin ataerkil dünyada kadına atfedilen rolleri de yansıtması olduğunu söylüyor.
Julia Fullerton-Batten
İngiliz sanatçı Julia Fullerton-Batten, yönetmen edasıyla kurguladığı sinematik fotoğraflarıyla biliniyor. Kurgusal bir hikâye etrafında şekillendirdiği işlerinde sanatçı, detayların arttığı bir yaklaşım sergiliyor. Sherman’ın Untitled Film Stills’inden etkilenen Batten, onun için şu cümleleri kuruyor: “Zihninde bir film canlandırıyor. Oradan bir an yakalıyor ve onu tek bir kareyle anlatmaya çalışıyor.”
Fotoğraf sanatçısı Batten kurguladığı anlatılarda çocukluk anıları, toplumsal meseleler ve tarihsel anlatılardan yararlanıyor. Sıra dışı ve doğal olmayan açılarda görülen modeller, bilmediğimiz dünyalarda tuhaf ancak bir o kadar zarif pozlarıyla dikkat çekiyor. Sanatçı 2005’te başladığı genç kızlar ve yaşamlarını anlatan fotoğrafların ardından, 2013’te değişikliğe karar veriyor. Ultramodern Seul hayatında çektiği fotoğraflarda, bu kez geleneksel kıyafetleriyle geçmişe dönen Koreli kadınları tasvir ediyor. Sanatçının Old Father Thames adlı çalışması, Londra’nın kalbi Thames Nehri’nin tarihsel geçmişini anlatıyor. 20 kareden oluşan seride John Everett Millais, Ophelia’nın yeniden tasviri görülüyor. Öte yandan, nehrin donmasıyla başlayan kutlama ve festivallerden 1814 Frost Fair tasviri de yine bu seride yer alıyor. Sanatçının 2013’te ürettiği A Testament to Love, ünlü ressam Edward Hopper’ın tedirgin eden yalnızlık hissinden izler taşıyor. Shermanesque adlı Batten kadınlarıysa taşıdıkları valizleriyle kimi zaman üzgün kimi zaman sinirli ve çoğu kez düşünceli görünüyor. Hiçbir fotoğrafında yer almayan Batten, Sherman’ın sinematografik anlatım tarzını sürdürmeye devam ediyor.
Jaimie Warren
New York asıllı sanatçı Jaimie Warren, farklı referanslar üzerinden ürettiği oto portre çalışmalarıyla biliniyor. Erken dönem işlerinde “meme” kültüründen etkilenen Warren, Lasagna del Rey ve JonBeignet Ramsey gibi üretimleriyle ünlülere tuhaf ve sıra dışı göndermeler içeren kendi fotoğraflarını çekiyor. Warren, Sherman’ın yeniden yorumladığı ünlü tarih sahnelerinden etkilenirken ondan farklı olarak çalışmalarında daha korkunç ve doğa üstü bir görünüm yaratıyor. Hellraiser görünümünde Albrecht Dürer’in annesine ait portreyi canlandırdığı çalışması örnek olarak gösterilebilir. Sanatçı bugünlerdeyse genç topluluklarla performatif gösteriler ve enstalasyon çalışmaları düzenliyor. Sherman’ın 1992’de ürettiği Sex Pictures serisinden etkilenen Warren, ürettikleriyle gelecek kuşaklara ilham olmayı arzuluyor.
Holly Andres
The Portland, Oregon doğumlu sanatçı Holly Andres, ergenliğinden izler taşıyan çalışmalarıyla biliniyor. Sanatçı buna rağmen hiçbir fotoğrafta yer almıyor. Ana karakterde küçük kızların yer aldığı fotoğraflar kasıtlı bir ürkünçlüğü de beraberinde getiriyor. Andres, küçükken kendisi de dahil pek çok kız arkadaşının Sherman’a özendiğini belirtiyor. Şimdilerde bir yetişkin olarak Sherman’a saygısını gösteren sanatçı; Sherman, Gregory Crewdson ve Jeff Wall’dan ilham alan işleriyle editöryel hikâye ve kampanya çalışmalarına sinematografik bir yenilik getiriyor. Andres, moda çekimlerinde de ünlü Untitled Film Stills serisinden esinlenerek anlatılarına güçlü bir yön kattığını belirtiyor.
Silin Liu
29 yaşında olmasına rağmen Prenses Diana’dan Andy Warhol’a kadar pek çok isimle fotoğrafı olan Liu, kişisel fotoğraflarını ikonik isimlerle buluşturarak eğlenceli kareler yaratıyor. Silin Liu, yakaladığı başarıda sosyal medyanın payı olduğunu belirtiyor. 2011’de başladığı üretimlerinde sanat tarihinin ünlü simaları da yer alıyor. Örneğin, 2014 yılında Nickolas Muray imzalı Frida On The Rooftop’ta Liu, düşüncelere dalmış Frida’nın tam arkasında dururken görülüyor. 1939’da bu kez Kahlo’nun arka bahçesindeki evcil hayvanlarıyla bir arada görülen Liu, bu fotoğrafın ardından Kahlo ile arasında bir yakınlık kurduğunu belirtiyor. Sherman’dan ilham alıp almadığı bir tartışma konusu olan Liu, Amerikalı sanatçının kendisi için bir esin kaynağı olup olmadığını sorguluyor.