27 MAYIS, PAZARTESİ, 2024

Doğada Bir Gün Geçirme Deneyimi: “Güneş Çarpması”

Sanatçı Ahmet Duru’nun insan-doğa ilişkisini eleştirel açıdan tartıştığı eserlerinden oluşan, MERKUR’deki ilk kişisel sergisi “Güneş Çarpması” üzerine bir yazı.

Doğada Bir Gün Geçirme Deneyimi: “Güneş Çarpması”

Modern insan, uzunca bir süredir, sözde bağımsız ve özerk olmak için kendisini yeryüzünün toprağından, teknolojik icatlar ve araçlar aracılığıyla doğadan koparmıştır. Sanayileşme tarihi, herhangi bir doğal unsuru endüstriyel üretim için hammaddeye dönüştürmesine izin verdiği için insanlığın herhangi bir organik varlıktan üstün olduğunu bile iddia etmiştir. Yine de, sayısız ekolojik, ekonomik ve sosyal kriz, insanın doğanın dışında, özellikle de üstünde olmadığını kanıtlamıştır. Dünya çapındaki iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan son çevre sorunları, bizi insan ve küresel ekosistem arasındaki ilişkiyi gözden geçirmeye zorlamıştır. Sayıları giderek artan seller, yangınlar ve fırtınalar sadece dünyanın çehresini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda alternatif düşünceyi de tetikliyor. Doğanın uyandırma çağrısı herkes tarafından duyulmamış olsa da, yeni bir bütünsel dünya görüşü ortaya çıkmış ve toplum ile doğal çevre arasında daha dengeli bir ilişkinin temelini oluşturmaya başlamıştır. Doğaya ilişkin yeni bakış açısı bilim, siyaset ve sanat alanlarına da yansımıştır. 1970'lerden bu yana sanatçılar doğayla olan sorunlu ilişkimizi giderek daha fazla gözler önüne seriyor. Günümüzde geleneksel disiplinlerde ekolojik eleştirinin birçok güzel örneğinin yanı sıra özellikle çevre sanatı, eko sanat ve biyo sanat doğa kavramına alternatif anlayışlar geliştirmiştir. Sanat, izleyicinin zihnini ve davranışını değiştirebilecek somut bir gerçekliği tasvir etmek için idealize edilmiş, pitoresk ve kurgusal bir doğa yapısını temsil etme fikrini terk etmiştir.

Ahmet Duru, kavramsal ve estetik olarak doğayı temel alan eserleriyle böyle bir sanatçı. Manzara resmi türüne getirdiği alternatif yaklaşımların yanı sıra son dönem heykel çalışmalarıyla da izleyiciye doğal dünyayla ilişkisini yeniden değerlendirme şansı veriyor. Doğal çevre tasvirleri, klişe ya da kitsch temsillerin ötesine geçerek, ezici tüketimciliğin ve her yere nüfuz eden medya kültürünün insanları doğaya yabancılaştırdığı çevremizin mevcut durumunu gözler önüne seriyor. Duru, 2021'de Ferda Art Platform'da gerçekleşen bir önceki kişisel sergisi “Büyümek ya da Yok Olmak”ta genel ekolojik sorunları eleştirel bir yaklaşımla ele alırken, MERKUR’deki “Güneş Çarpması” başlıklı bu kişisel sergisinde, serginin başlığının da alegorik olarak işaret ettiği gibi, iklim krizine özel referanslar olarak ağaçlar ve su olmak üzere iki somut tema üzerine düşünüyor.

Duru, kağıt üzerine çizimler, heykelsi objeler ve tuval üzerine yağlıboya resimlerle sergisini ziyaret edenlere doğada bir gün geçirme deneyimi yaşatıyor. Sanatçının gözünden görülen ziyaretçi, gün doğumundan gün batımına kadar Duru ile birlikte bir yürüyüşe çıkıyor. Doğada yürümek hayatının ve çalışmalarının önemli bir parçasıdır. Sanatçı, ormanlar ve yaylalar arasında yaptığı trekking ve yürüyüş yolculuklarında eserleri için ilham kaynağı buluyor. Bu yürüyüşler uzun saatler ve kilometrelerce sürüyor. Ahmet Duru bu yolda doğayı her seferinde yeniden keşfediyor. Merakı, estetik açıdan çekici ve kavramsal açıdan güçlü olan mevcut işlerine açıkça yansıyor. Sanatsal gözlemler ve bilimsel araştırmaların eşsiz bir karışımından doğan doğaya taze bakışı, izleyicilere dünyaya alternatif bir bakış açısı kazandırıyor. MERKUR’deki mevcut sergisinde bitkiler, ağaçlar ve suyun yanı sıra zaman ve mekân da önemli rol oynuyor. “Güneş Çarpması” bir günü temsil ediyor. Görüntülenen eserlerin tümü, etiket bilgilerinde GPS koordinatlarıyla işaretlenen belirli konumlara bağlı. Örneğin çizilmiş bir ağacın orijinal ve doğal modeli bu koordinatlar aracılığıyla bulunabilir. Kim bilir, belki gelecekte ağaç yok olacak ama eser onun varlığının tek tanığı olarak hayatta kalacak. Duru, burada sanatın bellek işlevini, zamanı dondurarak zamansız bir bellek yaratma aracı olarak ortaya koyuyor. “Güneş Çarpması”, güzel doğal ortamların güzel resimlerinden oluşan bir sergiden çok daha fazlası. Bu, doğanın gücünün bir ifadesi olduğu kadar sanatın gücünün de bir manifestosu. Hem doğa hem de sanat geçmişte esas olarak güzellik alanına atfedilmiştir. Günümüzde bu dar bakış açısı elbette genişlemiştir ve Ahmet Duru, doğanın ve sanatın hayatımızdaki rollerini anlamak için büyük bir savunucudur.

Ahmet Duru’nun “Güneş Çarpması” başlıklı sergisini 30 Mayıs’a kadar MERKUR’de ziyaret edebilirsiniz.

0
1562
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage