14 HAZİRAN, CUMA, 2024

Doğanın ve İnsanlığın Dünyadaki Konumuna Holistik Bir Bakış

Multidisipliner sanatçı Güher Elçiçek’in dönüşüm kavramının imgesel bir alegorisi olarak kelebeğe dair referanslar kullandığı ve değişim kavramını tartıştığı “Dönüşüm” adlı sergisi üzerine bir yazı.

Doğanın ve İnsanlığın Dünyadaki Konumuna Holistik Bir Bakış

Dünya üzerindeki tüm varlıklar zamanın ebedi akışına tabidir. Tam da bu sebeple tüm organik ve inorganik yaşam formları, dönüşüm kavramıyla derinden bağlantılıdır. Evrimsel bu matris, toplumsal ve kültürel değişimleri büyük ölçüde tetiklediği için sanatı anlamamızda önemli bir rol oynar. Sanatçılar gündelik yaşama ait fikirler, meseleler ve sorunları sanatın alanı içine farklı bir şekilde yerleştirirler, böylece biz de içinde yaşadığımız dünyaya farklı bir bakış açısıyla bakmamızı sağlayan alternatif varlıklara kavuşuruz. Sanatçılar gerçekliği dikkatlice ölçtükleri ve doğa ile kültürün ontolojisini araştırdıkları için, yaşamın özünü anlamamıza yardımcı olurlar. Dolayısıyla, yaşamdaki nesne ve olayları sanata aktaran sanatçılar, bizzat dönüşümün anlamını da açık ederler.

Multidisipliner sanatçı Güher Elçiçek’in İstanbul Göztepe GG Sanat Merkezi’ndeki solo sergisi “Dönüşüm”, dönüşüm kavramının imgesel bir alegorisi olarak kelebeğe dair referanslar kullanıyor ve değişim kavramını tartışıyor. Resimden seramik ve enstalasyona kadar uzanan yelpazede işler sunan sanatçı, soyutlama ile figürasyon eşiğinde duran parçalarda felsefedeki evrimsel değişim fikrini tartışıyor. Deformasyon ve temsilin yanı sıra doku ve renkler de Elçiçek’in işlerinde önemli bir rol oynuyor. Elçiçek’in mikro ile makro perspektifler arasında sürekli gidip gelmesi, izleyiciye gerçeklik konusundaki yeni estetik ve entelektüel görüşleri keşfetme olanağı sunuyor. İzleyici ayrıca evrimsel değişimin tetikleyici enerjisi olarak dönüşüm fikrini irdeleme fırsatı yakalıyor.

Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi mezunu Güher Elçiçek, doğanın renkleri ve formlarından esinlenen resimler ve seramikler üretiyor. Sanatçıya göre varlığımızın tüm sırları doğada saklı. Zaten bu sebeple onun eserlerinde amaç, varlığımızın özünü doğal çevremiz bağlamında açığa çıkarmaktır. Bir tırtılın kelebeğe dönüşümü, her şeyin kusursuz bir dengede olduğu doğanın dönüştürücü gücünün sembolü oluverir. Elçiçek, işleri aracılığıyla tüm varoluşsal değişimleri mümkün kılan ve dengede tutan evrensel gücün kaynağını tartışır. Sanatçının tabloları ve seramikleri, renkleri ve formları evrensel dönüşüm sürecinin sembollerine dönüştürerek, yaşamın hiç bitmeyen döngüsünü göstermeyi amaçlar. Bu süreç, dünya üzerindeki tüm organik ve inorganik yaşamı şekillendiren bir süreçtir. Sanatçı ayrıca yeni bir gerçeklik algısı yaratmayı ve böylece dünyamıza yeni açılardan bakmayı sağlamayı amaçlar.   

“Dönüşüm” sergisi GG Sanat Merkezi’nin ilk iki katında yer alıyor. Giriş katta genelde tuval üzerine resimler yer alıyor. Buradaki işlerde kelebek ikonunun çeşitli renk varyasyonlarında, farklı detaylarla ve birbirinden ayrı perspektiflerde kullanıldığını görüyoruz. Birinci katta genelde üç boyutlu seramik heykeller ve iki boyutlu seramik duvar işleri yer alıyor. Bu işlerdeki kelebek imgesi büyük ölçüde soyut. Bu katta aynı zamanda ziyaretçilere karmaşık bir mekânsal deneyim sunan, çeşitli seramik elemanlardan yapılmış bir enstalasyon da var.

Güher Elçiçek resimlerinin temelinde, bir dönüşüm sembolü olarak kelebeğin kavramsal ve estetik tartışması yatar. Resimlerde yakın kadrajdan verilen kanat detayları sayesinde, kanatların biçimsel güzelliğini ve şaşırtıcı yapısını görürüz. Kelebeğe mikro açıdan bakıldığı için, tuvallerin yüzeyinde dinamik şekiller ve karmaşık dokular baskın gelir. Sanatçının ağır ve dışavurumcu fırça darbeleri ile güçlü aydınlık ve renk kontrastları, bunların izleyici üzerindeki psiko-görsel etkilerini arttırır. Elçiçek’in işlerine dinamik kompozisyonlar damgasını vurur. Burada formlar mütemadiyen birbiriyle kesişir ve çok katmanlı, resimsel bir matris oluşturur. Şekiller çerçevenin dışında akmaya devam ederek hareket ve drama yaratır, dolayısıyla izleyicinin gözünün sürekli resmin yüzeyinde gezinmesini sağlar. Nihayetinde sanatçı, arka plan ile ön planı yakın şekilde iç içe geçirirken, renklendirme ve figürleştirme arasında kurduğu hoş etkileşimlerle gözlerimize ziyafet çektirir. Resimlerde somut mekânsal referanslar olmadığı için bunlar zamansız ve mekânsızdır. Sanatçının verdiği bu karar, izleyicinin yalnızca gösterilen şekillere ve renklere yoğunlaşmasını sağlar. Çeşitli renk ve form katmanları arasında gezinirken dönüşümün anlamı üzerine düşünmek olanaklı hâle gelir ve Elçiçek’in işleri sanatsal değişimin, yaratıcılığın ve hayal gücünün kanıtı olarak anlaşılabilir. Tüm bu ögeler cansız tuvali ve boya tüpleri içindeki renkleri, doğanın özünü yansıtan dinamik resimlere dönüştürür.

​Sergilenen resimlerden bazılarında, çeşitli renk, şekil ve resimsel katmanlar arasında embriyoya benzer formlar, insan gelişimi bağlamında dönüşümün anlamına işaret eder. Burada doğa holistik bir açıdan değerlendirilir ve böylece insanlığı doğanın ayrılmaz bir parçası olarak görürüz. “Dönüşüm” sergisinde renkli, dışavurumcu ve dinamik resimlerin yanı sıra seramik heykeller ve iki boyutlu seramik duvar işleri de yer alıyor. Güher Elçiçek’in seramik işleri daha basit ve son derece minimal olmalarıyla dikkat çekiyor. Dokuları ve ifade biçimleri daha sakin, böylece tüm dikkat, eserdeki genel forma odaklanıyor. Bu işlerdeki renklendirme de basit ve minimal olduğundan formun estetik gücü arttırılıyor.

GG Sanat Merkezi’nin birinci katında sergilenen seramik duvar işlerinde, Elçiçek’in resimlerine atıfta bulunan bariz bağlantılar görülebilir. Uzaktan bakıldığında, Small Wall Plates (Ufak Duvar Tabakları) adı verilen serideki işler, Elçiçek’in organik ve lirik şekil kullanımı, ayrıca fırça darbelerini ve resim yaparken sanatçının işe koştuğu el hareketlerini taklit eden yüzey dokuları sebebiyle soyut resim gibi duruyor. Bir başka seramik duvar işi olan Division (Bölünme) ise giriş kattaki resimlere güçlü estetik bağlarla bağlı. Division (Bölünme), kelebeğin soyut ögeleriyle ilgili bir iş ve bu da işe alegorik bir özellik veriyor.

Secrets (Sır) serisindeki diğer seramik işler, biçim açısından bakıldığında duvar heykeli ile rölyef arasında gidip geliyor. Bu işlerdeki kelebek benzerliği, renklerin yabancılaştırılmasıyla ve formların minimize edilmesiyle kasten tahrif ediliyor. Bu işlerin saydam ve parçalı yapısı, asıldıkları duvarla bütünleşmelerini sağlıyor. O hâlde Secrets (Sır) serisindeki işlerin, temsil edildikleri mekânın ayrılmaz parçaları oldukları için mekâna özgü olduğunu söyleyebiliriz.

Son olarak, birinci katta tırtıl, koza ve kelebek arasında biçimsel ve kavramsal bağlantılar kuran ve çeşitli seramik elemanlardan oluşan bir enstalasyon yer alıyor. Sanatçı burada dönüşüm fikrini somut sergi alanıyla birleştirerek mevcut mimari mekânı, şaşırtıcı estetik karşılaşmaların gerçekleştiği büyüleyici bir alana dönüştürüyor.

Güher Elçiçek, “Dönüşüm” sergisiyle doğaya ve insanlığın bu dünyadaki konumuna holistik bir açıdan bakıyor. Sanatçının iki ve üç boyutlu parçaları, geleneksel doğa/kültür ayrımının ötesine geçerek insanlık ile dünya arasındaki bağlantının önemine vurgu yapıyor. Elçiçek, doğanın güzelliğini ve gücünü gösterirken, aynı zamanda sanatın gerçeklik algımızı şekillendirme ve nasıl yaşadığımızı bize yeniden düşündürme gücünü ortaya çıkarıyor.

​Güher Elçiçek’in “Dönüşüm” adlı sergisini Marcus Graf küratörlüğünde 31 Temmuz’a​ kadar Göztepe’de yer alan G&G Sanat Merkezi’nde ziyaret edebilirsiniz.

0
1104
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage