29 OCAK, CUMA, 2016

Dört Duvar Arasında Bahçeler Var

Yapılan bilimsel araştırmalar, bitkilerin kendi aralarında iletişim kurabildiğini ve bu iletişimin –eğer küsküt çiçeği gibi zararlı bir komşuya denk gelmedilerse- gelişimlerini olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Camila Rocha’nın bahçevari yerleştirmelerinin de canlı ve cansız parçaları da birbirleriyle iyicil bir diyaloğa giriyorlar.

Dört Duvar Arasında Bahçeler Var

Camila Rocha’nın yarattığı mini-floralar farklı türlerin bir arada yaşayabilmesine bir övgü olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçının sanatsal üretiminin bitki ve bitki yaşamından ilham almasının sebebi ne? Bu sorunun yanıtını bulmak için tabii ki en başa, sanatçının Brezilya’da geçen çocukluğuna dönmemiz gerek. Camila’nın bitkilere olan merakının tohumları büyükannesinin bahçesinde atılıyor. Bitkilerin çalışmalarının gerçekten bir parçası haline gelmesi ise 2000 senesinde New Species of Plants projesi ile oluyor. Yeni Bitki Türleri’ne bir kataloglama girişimi ve bitki antolojisi denilebilir. Camila bu proje kapsamında sanal bir bilgi ağı yaratıyor, her mailinde bir tohum görselini ve türe dair açıklamaları dolaşıma sokuyor. Ulaştığı insanların bilgisayarında sıfırdan bir sera gelişsin istiyor. Çıktısını aldığınızda veya bir başkasıyla paylaştığınızda çoğalan, genişleyen sanal bir sera. 2014 senesinin mart ayında bu hayali bahçenin bir versiyonu ilk defa “Florikültür” sergisinde ete kemiğe bürünüyor. Camila, inşaat sürecinin bitmesini dört gözle beklediğim Sıraselviler Caddesi üzerindeki İttihat Sigorta Pasajı’nın kentsel dönüşüm sebebiyle boşaltılan çiçekçi dükkanını kiralayıp melez bir ekosistem yaratıyor. 

Garden of Suspended Seeds of Canella Alba (Cinamum), 2010, Photograph, 32x42cm
 

Portekizce çiçek yetiştirme anlamına gelen “floricultura” ile Türkçe “kültür” kelimesinden türettiği başlık, hem doğduğu eve hem de yaşamını sürdüğü eve atıfta bulunuyor. Canlı bitkileri çizimler, fotoğraflar ve kendi yarattığı “bitki” ve “tohum”larla bir araya getiriyor. Brezilya ve Türkiye florasından seçtiği çiçek ve çiçek temsillerine Hakan Iğsız’ın özel olarak düzenlediği bir ses eşlik ediyor.

Camila’nın en yeni bahçesi Sefatoryum, İstanbul Modern’in devam eden “Yok Olmadan” sergisinin girişini kaplıyor. Camila özellikle bu noktayı seçip izleyicilerin çayhane taburesinde oturup soluklanabileceği ve yine Hakan Iğsız tarafından düzenlenen sese kulak verebilecekleri bir sosyal alan yaratmak istemiş. Dallanıp budaklanan, sarkan, mekânı istila eden canlı ve yapay bitkiler –aynen “Florikültür”de olduğu gibi- izleyicinin doğada keyif sürme hissini kapalı bir mekâna taşırken bir taraftan da evin rahatlığını, samimiyetini ve sıcaklığını yaşatmayı amaçlıyor. Bu nedenle Camila yerleştirmelerinde çoğunlukla ev bitkilerine yer veriyor. 

Plant’s Caress (Tongue), Photograph, 15x15cm, 2013 

İstanbul gibi, vizyonsuz bir beton devri yaşayan ve grinin elliden de fazla tonunun işgali altında olan bir şehirde Camila’nın müdahaleleri kısa süreli nefes alma alanları açıyor. Var olduğu müddetçe faydalanın! Salıncağında sallanabileceğiniz Sefatoryum 5 Haziran’a dek İstanbul Modern’de. 

0
5119
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage