03 KASIM, CUMA, 2023

“Estetik Bir İllüzyon Üretmeye Çalışmıyoruz Bilgimizi Paylaşmak İçin Yollar Arıyoruz”

Maker ve tasarımcı Ali Bakova ile küratörlüğünü üstlendiği, Maslak Atatürk Oto Sanayi’deki yaratıcı topluluğu keşfeden “RED: 100” sergisi üzerine konuştuk.

“Estetik Bir İllüzyon Üretmeye Çalışmıyoruz Bilgimizi Paylaşmak İçin Yollar Arıyoruz”

42, Artful Living iş birliğiyle küratörlüğünü maker ve tasarımcı Ali Bakova’nın üstlendiği “RED: 100” sergisini 25 Kasım’a kadar ziyaretçilerle buluşturuyor. Maslak Atatürk Oto Sanayi’deki yaratıcı topluluğu keşfeden “RED: 100” sergisi bu bölgede çalışmalarını sürdüren, yolu bir zamanlar buradan geçen 40 sanatçının ve tasarımcının farklı medyumlarla ürettiği 100’e yakın eserinden oluşuyor.

​“RED: 100” bu coğrafyada, özgün işler üreten yaratıcı endüstrinin sanatçıları ve zanaatkarları nasıl etkilediğinin röntgenini çekmeyi hedefliyor. Sergi; Ahmet Aydın Atmaca, Ali Bakova, Alp Tuğan, Axi, Barış Cihanoğlu, Burak Oral, Can Yalman, Cihan Erkılıç, Ebru Yolver, Ela Tugay, Hakan Ersiz, HurdaHane, Hüseyin Arda, Kerem Okkay, Kerim Kılıçarslan, Mehmet Bayer, Muammer Yanmaz, Neslihan Pala, Nevin Taşkıran, Ömer Emre Yavuz, Osman Yaldır, Pınar Şahin, Pınar Yolaçan, Serdar Kaynak, Serhan Gürkan, Serkan Bilir, Taner Şekercioğlu, Tuğçe Arıöz, Tunçhan Kalkan, Yiğit Aral’ın resim, heykel, fotoğraf, dijital medya ve yeni medya gibi farklı disiplinlerdeki çalışmalarını izleyiciye sunuyor.

Küratörlüğünü üstlendiğiniz “RED : 100” sergisi, Maslak Atatürk Oto Sanayi’de atölyesi olan ya da yolu buradan geçen sanatçıların çalışmalarından oluşuyor. Sizden bu serginin ortaya çıkış fikrini ve sürecini dinleyebilir miyiz?

ODTÜ’de Bauhaus eğitim sistemi ile yetiştirilmiş bir tasarımcıyım. Bauhaus’da sanatla zanaatı birleştirerek uygulanan eğitim ve öğretimin esası, kişisel becerileri geliştirecek atölye sistemi üzerine oluşturulmuştur. Atölyeler araştırma laboratuvarları gibi kullanılmış, endüstrinin gereksinimi olan modüller, bu atölyelerde hazırlanmıştır.

15 yıldır atölyemin bulunduğu Maslak Atatürk Oto Sanayi’deki komşu sanatçı atölyelerinden çıkan sanat eserlerini izledikçe ve eserler üzerine yaptığımız uzun sohbetlerde aslında A.O.S.’un tam da Bauhaus’un izlediği yolu fark etmeden günümüz çağdaş sanat ortamında devam ettirdiğini; malzeme odaklı, usta/tasarımcı/sanatçı iş birliği ile fikri olan neredeyse herkesin “maker” olduğunu kolayca gözlemleyebiliyorsunuz.

​Kapı komşumuz 42’nin sanat ortamına kattığı farkındalık, mottosu olan “art & entertainment”, 42 içerisinde bulunan galeriler, hamisi olduğu Artful Living platformu, düzenlediği etkinlikler; daha önce birlikte düzenlediğimiz “Atölye Maslak - Maker Culture Exhibition” sergimizin başarısı, Cumhuriyet’imizin 100. yılını kutladığımız bugünler “RED : 100” sergisinin ortaya çıkış fikrini oluşturdu.

“RED : 100”ün kavramsal ve biçimsel çerçevesini neler oluşturuyor? Nasıl bir bütünlükten söz edebiliriz?

Kolektif oluşumların yarattığı çeşitliliği, alanlarında getirdiği yenilikleri, “gelecek” olana verdiği ipuçlarını hem örgütleyen, hem de savunan birisi olarak en temel bütünlüğümüz “pre-covid - covid - post-covid” diye adlandırdığım, yakinen yaşadığımız zorlu sürecin bizde bıraktığı kalıntılar. Buradaki en temel birlikteliğimiz, bağımsız sanatçılar ile bir sergi açma fikrimin kabul görmesi, yani galerisiz sanatçılarla. Bu bana şu özgürlüğü getiriyor; hem bir “yeddiemin: küratör” olarak hem de sergimize katılan bütün sanatçılarla ticari bir galerici bağımın olmaması, arkadaş/dost olmamız ve bize bu imkânı sunan 42 ile olan yakın komşuluk ilişkilerimiz. 100 metre ötede üretilen bir sanat eserinin burada sergilenmesi aslında sanayideki usta, esnaf, sanatçı, tasarımcı kolektif örgütlenmesini çok samimi bir şekilde yakından hissettiriyor.

Yeni malzeme kullanımı odaklı çeşitlilikle beraber, Z kuşağının dertlenmelerinin yani çevre duyarlılıkları, kadın-erkek eşitliği, genderless (cinsiyetsizlik) yaklaşımları, dini fanatizme karşı duruşları gibi benzer dertlerimizin sözcülüğünü ve birlikteliğini sağlıyorlar. Gelenekselin yanında günümüzün çağdaş yaklaşımlarından örnekler sunan, yola yeni çıkmış aday sanatçılar ve yaş almış üstatlarımızdan olgun örnekler sunan eserler sergimizde karma bir biçimde birlikte yer alıyorlar.

Sergide farklı üretim pratiğine sahip 40 sanatçı yer alıyor. Adı geçen sanatçıları bu seçkiye dahil etmenizde hangi yönleri etkili oldu? Bize biraz sanatçılardan bahsedebilir misiniz?

AI Art ya da yapay zeka sanatı diyelim öyle bir hızla hayatımıza girdi ki, her gün yeni bir uzay yolculuğu yaşatıyor bize. Bu sergimizde kadın temalı eserlere de ağırlık vermek hep önceliğimdi. Tunçhan Kalkan’ın AI Art Oriental Red isimli kadın portreleri eserleri; Pınar Şahin’in AI Art IMMORTALITAS eserindeki önümüzde bizi bekleyen ikinci 100 yılımızın temsilcisi kadının omuzundaki ay yıldızlı dövmesi (tattoo); Muammer Yanmaz’ın Kırmızılı Kız isimli fotoğraf eserinde ayakları yere sağlam basan, salıncakta geleceği hayal ederken uçmaya hazırlanan küçük kızın, salıncağın demir zincirlerinin düğümlenmesi sonucu an’da sabitlenmesi sergimizin ziyaret edilmesi gerekliliğini vurgulayan yapıtlar.

​Pınar Yolaçan’ın Brezilya Amazonu’nda yaşayan Kayapo kadın lideri Tuire Kayapo ile çevre mücadelesi ve yerli hakları ile ilgili röportaj ve belgeseli neredeyse Rize İkizdere’de direnişin sembolü kadın köylüler ile aynı olması. Serdar Kaynak, Serkan Bilir ve Kerem Okay’ın orman yangınlarına olan isyanlarının dışavurumu eserleri. Keçe, seramik, ahşap, metal, cam, porselen, deri gibi doğal malzemelerden oluşan, belki de farkında olmadan, dolaylı yoldan yaratılan sanat eserleri ile çevreci mesajların izleyiciye aktarılması. AXİ’nin her boyutta fikrini ifade edebileceğinin sürecini aktaran “boyut değil, fikir önemlidir” çoklu eser birlikteliği yeni işler görmeyi özleyen izleyiciler için keyifli ziyaret anılarından olacak.

Peki oluşturduğunuz seçkideki eserlerin öne çıkan yönleri nedir? “RED : 100”ün hangi parçalarını temsil ediyorlar bu eserler?

Instagram fenomeni @kakimlikadın’ın önümüzdeki ikinci yüzyılımız için “çocuk değil-BİREY” makalesine QR-Code ile bağlanacak poster çalışmasını, etkinliğimize katılan kız çocuklarına ve kadınlarımıza hediye ediyoruz.

“Maker” olarak benim de malzeme bilgimin dışa vurumu, malzemenin yeteneklerini sınadığım, onlarla fikirlerimi yansıtmaya çalıştığım denemelerim sergilenecek. Biliyorsunuz yıllardır aşığı olduğum deniz kumu -silisyum yani- 1200 derecede eriterek cam tasarımları yapıyorum Paşabahçe ve NudeGlass markalarına; IDENTITY PROSTHESIS / Kimlik Protezleri cam masklarım da yer alıyor. Her saniye izinsiz izlendiğimiz kameralar ve bütün kişisel bilgilerimizin depolandığı “data bulutları” beni/bizi çok rahatsız ediyor. Bence çok çok yakında hepimizin bu kimlik protezlerinden birer tane edinmesi gerekecek, bu dünya mirası denilen dijital ansiklopedinin birer satırı olmadan önce.

Cumhuriyet’imizin dört çeyreğini temsilen porselen masklar ve fonlarındaki Kütahya porselen panolarla oluşturduğum 4 Quarter : 100 adlı çalışmam, Cumhuriyet’imizin kurulduğu ilk yıldan bugünümüze kadar geçirdiğimiz evrimi, çok da olumlu sonuçlara varmadığımızı temsil ediyor.

​Bergamalı ev hanımlarına destek amacı ile başladığım AK Koyun / Kara Koyun kilimlerim, yıllarca görmezlikten gelinen, her seçim zamanı akıllarına gelen, bir kesimin “:- Doğru yolu rehbersiz bulamazsın…!” mottosu ile sergiliyorum.

“RED : 100” 42’nin Cumhuriyet’imizin 100. yılı vesilesiyle hazırladığı “100 yılın Aşkıyla” temalı programa da eklemlenen bir sergi. Bu bağlamda düşündüğünüzde Cumhuriyetin 100. yılına nasıl bir iz, ses bırakacak bu sergi?

Ben yeddieminliğini yaptığım bütün sergilerimde, Venedik Tasarım Bienali olsun, İstanbul Design Week olsun, İstanbul Çok-Çok olsun, İlk in Milan olsun hep zamanın röntgenini çekmeye çalışmıştım, uzaktan gittikçe yakınlaşmakta olan şeylerin ajanı olmaya çabaladım. “RED : 100” sergimizde yine bir mozaik olduğumuzu, yine bir potada eridiğimizin röntgenini çekmeye çalışacağım.

2015 yılında Zımmen Asimile Olmuş 1 Platform olarak “Atölye Maslak-Maker Culture Exhibition”ı gerçekleştirmiştiniz. Bu serginin “RED : 100”e aktarımı oldu mu? Bu iki sergi arasında bir iletişim söz konusu mu?

Evet bu konuda söyleyeceğim çok şey olabilir. Biz üç yıllık covid dönemi geçirdik, ayrıca ben iki yıldır A.O.S.’da yoktum, yani beş yılda bu süreçte gözlemlediğim çok olumsuz, kısmen olumlu gelişmeler oluştu. Ahilik geleneğinden gelen usta-çırak ilişkisi neredeyse sanayide bitmek üzere, çünkü sekiz yıllık zorunlu eğitim, 14 yaşına varmış ergen bir erkek çocuğu artık oto kaportacısı, boyacısı, mekanik tamircisi olmak istemiyor, bir AVM’de tezgahtar olmayı arzuluyor. Bunda artık araçların “beyinli” olmalarının da çok büyük etkisi var, artık bilgisayar mühendisi, yazılımcı gençler tuning-kalibrasyon atölyeleri açıyorlar sanayide ve öğlen buradaki esnaf lokantalarında ellerinde laptop, gözlerini cep telefonu ekranından ayırmadan araçların beyinlerini nasıl update edebiliriz, beygir gücünü nasıl arttırabiliriz, egzoz sesini nasıl daha çekici hâle getirebiliriz sohbetleri yapıyorlar.

İkinci konu ise malum kira artışları. Ustaları emekli olup köylerine geri dönmeye, sanatçıları Ege sahillerine ve daha gençlerini yurt dışına göçe zorladı. Düşünün ilk sergimize katılan 42 eser sahibinden şu an sadece 17’si A.O.S.’da.

Üçüncüsü silahlanma, zaten haberlerden izliyorsunuzdur çılgınca bir uluorta yasal silahlanma sohbetleri dinledim. Ve göçmen işçi sayısındaki artış. Daha çok Türki cumhuriyetlerden gelen bu kişiler moto kuryelik başta olmak üzere daha çok hizmet sektöründeki ağır işler için tercih ediliyorlar.

Ve hayvan sevgisindeki inanılmaz artış, hâlâ inanmakta zorlanıyorum. Her tarafı beton Türkiye’nin ilk brüt beton sanayi sitesinde, çöplerinin sadece atık ambalaj ve yağlı, mazotlu kullanılmayan metal detaylarla dolu çöplerinden nasıl besleniyorlar. Bunda biraz da A.O.S.’da artan yaratıcı endüstri temsilcilerinin ve Anadolu kökenli ustaların hayvan sevgisinin katkısı büyük.

Ve üçüncü dalga kahve kavurma markalarının buraları çokça tercih etmeleri, artık Maslak A.O.S.’un metro sayesinde merkez konumda olması, 24 saat çalışılabilir olması, egzoz kokusu kadar, taze kavrulmuş kahve kokusunun haftanın belli günlerinde yoğunlaşmasına, atölyeler arasında çay ocağı değil de kahveci açılması bundandır.

​Ve sorunuzu anlattıklarımla “RED:100”e şöyle bağlayayım, bu gözlemlerimi elbette yaratıcı ekiplerle paylaşıyorum, ama sanatçıya brief verilmez konusu hâlâ bir tabu ve tasarım kökenli deneyimli bir yeddiemine hâlâ biraz kuşku ile bakılıyor ve yeddieminin de sergide eserlerinin olmasına artık alışılmasının zamanı çoktan geldi bile.

Ali Bakova ©Nazlı Erdemirel​

1967 yılından günümüze varlığını sürdüren Maslak Atatürk Oto Sanayi 90’lı yıllardan bugüne çağdaş sanatı bünyesinde barındırıyor. Geçen 30 küsür yıllık süreçte bu bölgede ikamet eden yaratıcı topluluğun dönüşümünü, bugünkü varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz, siz de burada varlığını sürdüren bir sanatçı/tasarımcı/maker olarak?

Benim burada 15. yılım, ilk A.O.S.’u keşfetmem iyi bir motosiklet tamircisi aramamla başladı. Tamiratı beklerken, etrafta dolaşırken üst katlarda heykeltıraşların, müzik stüdyolarının olduğunu keşfettim, Sertap Erener, BabaZula, Aksi İstikamet, Tatu Fly gibi grupların müzik kayıt stüdyoları hepsi burada ve 24 çalışmaya müsait bu mekânlarda kulaklarımızın pasını alıyorlar. Onlarla sohbet ede ede, atölyelerini ziyaret ede ede dost olduk ve üst katlarda bir kiracı yeri boşalırsa ben talibim derken şimdiki atölyeme kavuştum. Sonra iç mimarlık ofisleri açılmaya başladı, bir ara çok moda olan influencer ajansları, sonra yurt dışında eğitim almış, ebeveynleri sanatçı ikinci kuşak yaratıcı gençler custome made arabaları ile home-atelier olarak aramıza katıldılar ve tabii ki her cuma düzenli yapmaya çalıştığımız “açık atölye” cover rock müzik akşamlarımız.

Maslak Atatürk Oto Sanayi’de üreten biri olarak gelecek dönemde gerçekleştirmeyi hedeflediğiniz daha başka çalışmalarınız olacak mı? Bizlerle paylaşır mısınız?

Bildiğim kadarı ile yurdumuzda yaklaşık 400 organize sanayi bölgesi var ve Maslak Atatürk Oto Sanayi’nin bunların içinde apayrı bir konumu var, en büyük şansımız 42 gibi sanatın hamisi bir komşumuzun olması. Sizin de bildiğiniz üzere A.O.S.’un belgeselini çekmeyi hep arzuluyorum çünkü bu ahilikle maker culture karışımı gürültülü hibrit çukur belgelenmeli ve gelecek kuşaklara aktarılmalı.

Buradaki usta sohbetlerinden, çingene/roman yurttaşlarımızın atık toplama hikâyelerinden, yapma içki kültüründen, sarma sigara tütünün hangi bölgede üretilenin şahane olduğu atışmalarından, satranççı değil de tavlacı olmamızdan dolayı bir Sanayi Rap şarkısı sözleri yazdım. Şu an AI-yapay zeka bestesini yapıyor ve şarkıyı söyleyecek. Ve iki sanayi kitabı projem var, dünya kütüphanelerine sanayiden hediye.

Biz maker’lar estetik bir illüzyon üretmeye çalışmıyoruz bilgimizi paylaşmak için yollar arıyoruz. Bir dahaki cevaplarda TURKITSCH’i konuşalım. Teaser…!

​Son Söz: Burası Sanayi 4 Duvar Kapalı, 2 Kapısı Açık… Sergimize Bekleriz!

 “RED: 100” sergisini 25 Kasım'a kadar 42’de ziyaret edebilirsiniz.

0
4009
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage