Borusan Contemporary 29 Ekim itibariyle, Edward Burtynsky’nin 29 eserinin yer alacağı “Burtnsky: Aqua Shock” adlı sergiyi ağırlamaya başlayacak. Şu sıralar serginin düzenlemeleri ve kurulumu devam ediyor. Bu koşturmacalı süreçte biz de ekipten sergi kurulum hikayesini dinledik ve sanatçının fotoğraf serüveninden bahsettik.
Borusan Contemporary’de hâlihazırda devam etmekte olan “teamLab Sanat ve Fiziksel Mekânın Arasında” ve “Güverte Yolculuğu” sergileri 16 Ekim’de sona erecek. Ardından ise sergi alanlarının hazırlanması, gerekli tadilatların yapılması süreci başlayacak. Ki bu da yeni bir serginin tatlı telaşı demek oluyor. Kurtköy’deki depoya teslim alınan eserler sanatseverlerle buluşacakları günü sabırsızlıkla beklerken önce Borusan Contemporary’ye taşınacak, ardından serginin küratörü William A. Ewing’in gözetiminde sergi kurulumu başlayacak. Biz izleyicilerin genel olarak çok haberdar olmadığı bu kurulum süreci; resimlerin asılması, ışıklarının düzenlenmesi, duvar metinlerinin uygulanması aşamalarından oluşuyor.
Hazır depoya eser teslim etme aşamasına değinmişken heyecanla merak ettiklerimizi soruyoruz. Bu aşamada nelere dikkat ediyorsunuz: “ ‘Burtnsky: Aqua Shock’ sergisinin (tüm geçici sergilerimizde olduğu gibi) tüm eserleri belli bir süre İstanbul’da kalıyor. Buraya ilk vardıklarında gümrük işlemlerinin ardından depomuza alıyoruz. Ve teslim alırken eserlerde var olabilecek hasarların tespiti için tek tek kondisyon raporu tutuyoruz. Gönderici tarafta eserlerini yollarken kendi tarafında aynı işlemi yapmış oluyor ve raporları bizimle paylaşıyor. Bu sayede her eserin durumu her alıcı ve gönderen tarafından da tespit edilmiş oluyor. (fotolarda gördüğünüz süreç)”
Hazırlık aşamaları devam eden Burtynsky sergisi, sanayileşmiş manzaraların geometrik detaylarla etkili bir sanat eserine dönüştüğü büyük ölçekli fotoğraflarıyla tanınan Kanadalı sanatçının bugüne kadar gerçekleştirdiği en iddialı işleri bir araya getiriyor. 19 Şubat’a dek devam edecek olan serginin küratörlüğünü William A. Ewing’in üstleniyor.
Sergi fikrinin nasıl geliştiğini sorduğumuzda sergilerin artistik direktör Kathleen Forde ile belirlendiğini öğreniyoruz. Serginin doğanın teknolojiyle tekrar yaratılması ve yorumlanmasını işleyen teamLab ile de bu anlamda bütünlük oluşturduğunu söyleyen ekip, sanayinin doğayı dönüştürmesini sanatsal üretimininin merkezine koyan sanatçının kendi sözlerini hatırlatıyor: “Detayları bol ve ölçeği büyük ama bir o kadar da farklı anlamlara açık konuların peşinden giderek günlük deneyimimizin dışında olmakla beraber üretimini günlük hayatımızda her an kullandığımız arıtma tesisleri, madenler, rafineriler, taş ocakları gibi tesislere özel bir ilgi duyuyor. Yarattığı imgeler, günümüzün vazgeçilmez ikiliklerinin (cezbedici ve itici, baştan çıkaran ve korkutucu gibi) metaforu olarak işlev üstleniyor.”
Burtynsky son dönemde odağına temel yaşam kaynağımız olan suyu yerleştiriyor. İnsanlığın ve dünyanın en vazgeçilmez doğal kaynağı olan su ile giderek daha problemli hale gelen ilişkisini ele alan sanatçı, beş yıl içinde gerçekleşen bu proje kapsamında Meksika Körfezi’nden Ganj Nehri kıyılarına uzanan bir yolculuk yaptı. Bu sergi ise o çalışmaların bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Üretim-tüketim döngüsünü usta bir şekilde yansıtan sanatçı çalışmalarında otoyol, iş makinaları ve doğa gibi pek çok temadan yararlanabiliyor. Tekrarlar, simetrik, asimetrik anlar ve sonsuzluk hissiyatı onun fotoğraflarının vazgeçilmez bileşenlerinden. Küresel ısınma şu anda tüm dünya için terörizm kadar gerçek bir tehlike. Ve geri dönüşüm, sürdürülebilir büyüme ve tabii ki su kaynaklarının adil kullanımı hiç olmadığı kadar önemli. Sanatçının su ile insan, su ile sanayi, su ile hayat arasındaki ilişkinin altını çizen çalışmalarına bu gözle bakınca akla gelen düşünce: farkındalığın tedirgin ediliciği.