Akbank Sanat geçtiğimiz günlerde 25. yılı etkinlikleri kapsamında Susie MacMurray imzalı bir sergi açılışı gerçekleştirdi. Britanyalı sanatçının heykel çalışmalarından oluşan “Garip Meyve / Strange Fruit” sergisinin küratörlüğünü ise Hasan Bülent Kahraman üstlendi.
Akbank Sanat’ta gerçekleşen sergi açılışında küratör Hasan Bülent Kahraman ile gerçekleştirdiğimiz sergi turundan sonra sanatçı Susie MacMurray ile bir araya gelerek sergi hakkında konuştuk.
Sanat ve kadın bağlamında hem tarihsel hem de şiirsel bir örüntü oluşturan Susie MacMurray pek çok sanat fuarında yer almış, farklı lokasyonlarda nice sergi açmış bir sanatçı. Bu kez ise karşımıza İstanbul’da çıkıyor. MacMurray, kadın odaklı mitolojik ve ideolojik unsurları kendi kadın algısıyla tekrardan yorumlayarak eserlerinde feminizme dair yeni bir dil oluşturmayı başarmış.
Mitolojik ögeler, her ne kadar destansı bir üslupla süre gelen bir dile sahip olsa da, içerik olarak bolca şiddet içeren dinamiklere sahiptir. Kadın figürünün ise daha o dönemlerde başlayan bir “eksikliği” mevcut, bu durumu yeniden yorumlayan MacMurray, Hasan Bülent Kahraman’ın da betimlediği gibi “mitolojik olana ideolojik bir eleştiri” getiriyor.
Çalışmalarında kullanmayı tercih ettiği çivi, demir gibi malzemeler aslında pek de naif diyebileceğimiz sınıfta olmamasına karşın, tüm bu malzemelerle ortaya çıkardığı eserleri oldukça estetik ve naif dersek yanlış olmaz.
Eserleriniz hem mitolojik hem de ideolojik, bunu bir paradoks olarak yorumlayabilir miyiz?
Mitolojik ve ideolojik olanın birbirinden çok da uzak olduğunu sanmıyorum. Bunların her ikisi de insanlık tarihi, düşünce ve deneyim tarafından üretilir. Bu nedenle belki evet, belki hayır.
Peki eserlerinizde genel olarak estetiğe diyalektik yaklaşıyorsunuz denilebilir mi?
Aslında yaptığım işlere yaklaşımım daha içgüdüsel. Tabii tüm bu süreçte yaptığım okumalar ve teoriler de mevcut, sadece daha arka plandalar. Ancak stüdyoya girdiğimde, materyalleri kaybetmeye çalışıyorum. Böylece kelimeler ve geri kalan şeyler yeniden doğuyor.
Sergi içerisinde dikkat çeken çalışmaların başında sergiyle aynı isimli eseriniz Garip Meyve geliyor. Bu çalışmanızdan biraz bahseder misiniz?
Bu çalışma, insanların birbirlerine kişisel, ırk, cinsiyet, politik ve küresel pek çok düzeyde nasıl davrandıkları konusunda duyduğum derin bir üzüntü ve umudun bileşiminden geliyor. Hepsi aynı benim için… İsmi ise ünlü caz müzisyeni Billie Holiday’ın bilinen aynı isimli Garip Meyve şarkısından geliyor. Güney Amerika'daki ağaçlara asılan Afrikalı Amerikalıların linç cesetlerine "Garip Meyve" deniyor. Hikâyesi işte bu kadar üzücü bir şarkı.
Bana göre, ilişkilerimizde her seviyede nezaketi ve saygıyı kaybettiğimizde, tarihten gelen bir uyarıya kulak vermeliyiz. Pandora gibi insanın güzelliği, kırılganlığı ve cömertliği konusunda umutlar olsa da kutu açılır ve kötülük yayılır.
Öne çıkan başka bir çalışmanızı sormak istiyorum, Medusa. Sade ve ihtişamlı bir eser diyebilirim. Sizin gözünüzden Medusa’yı anlatabilir misiniz?
Medusa’nın benim için birçok kaynağı ve beslendiğim birçok düşünce tarzı mevcut. Fransız feminist filozofların Medusa’yı ele alış şekliyle çok fazla ilgilendim. Onun cana yakınlığı ve bedeninin canavar değil de canlandırdığı bir görüntü olduğunu, Medusa’yı bir canavar ve korkulacak bir figür yapanın, kadının eril gözü olduğunu öne sürüyorlar. Benim için o bir günah keçisi ve gücünü kendimde isteyebileceğim bir karakter. Bu düşüncemi açmak için ona alternatif bir görünüm sunmak istedim.
Medusa heykelini tedavi edilmemiş bakırdan üretmeyi tercih ettim, böylece sonunda bakırlaşacaktı. Bu, ona tecavüz edildiği için lekeli veya "şımarık" bir kadın olarak görülmesinin bir referansı. Ayrıca birçok gelenekte erkekler tarafından yapılmış bronz heykellerin geçmişi ile ilgileniyordum. Bu konunun çoğu kez sert bir kahraman, maço bir figür olarak, bir tür zafer kutlaması niteliği taşıdığını gördüm. O sanatı almak ve yeniden çevirmek, sinirli, esnek, güçlü bir heykel inşa etmek istedim. Daha az ikiliğe sahip ve daha karmaşık… Çalışma ben ve çoğunlukla kadın yardımcılardan oluşan bir grup tarafından yapıldı, birkaç ay boyunca bir grup halinde dokundu.
Süre gelen hikâyelerin kadın olgusuna farklı bir görünüş sunan Susie MacMurray’ın “Garip Meyve” sergisi, 10 Mart tarihine kadar Akbank Sanat’ta görülebilir.