17 OCAK, PAZARTESİ, 2022

Fotoğrafın İzinde Bir Hayat

Türkiye’nin ilk fotoğrafçılardan ve aynı zamanda ilk akademik fotoğraf eğitmenlerinden biri olan Şinasi Barutçu’nun Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde sergilenen retrospektif sergisi “Şinasi Barutçu – Fotoğrafın İzinde” hakkında bir yazı.

Fotoğrafın İzinde Bir Hayat

Millî Reasürans Sanat Galerisi, “Şinasi Barutçu – Fotoğrafın İzinde” adlı retrospektif sergisi ile Türkiyede fotoğraf alanının öncülerinden birini sunuyor. 1906 yılında İstanbulda doğan Şinasi Barutçu, hayatı boyunca fotoğrafçılığın ve fotoğraf eğitiminin kurumsallaşmasında aktif rol aldı. Barutçu, Türkiye’nin ilk fotoğrafçılardan ve aynı zamanda ilk akademik fotoğraf eğitmenlerinden biri olarak kabul edilir.

Sanatsal yolculuğuna 1920de Resne Fotoğrafhanesinde başlayan Şinasi Barutçu çok geçmeden fotoğrafa büyük bir tutkuyla bağlandı. Sanatçı sekiz yıl sonra eğitim için Almanya’ya gönderildi ve Leica fotoğraf makinesini de bu dönemde aldı.

​1932de Türkiyeye dönen Barutçu yeni kurulan Gazi Eğitim Enstitüsünde yazı, grafik sanatlar ve fotoğraf eğitmeni olarak ders vermeye başladı. Halkevlerindeki çalışmalarının yanı sıra hem yazar hem de yayıncı olarak fotoğrafçılığın Türkiye’de yaygınlaştırılmasına katkıda bulundu. Sanatçı 1945te ülkedeki ilk fotoğrafçılık dergisi olan Amatör ve Profesyonelin Foto Dergisi’ni yayımladı. İki yıl sonra da Foto Konuşmaları adlı, sanat öğrencileri ve fotoğrafçılara temel bir kaynak teşkil edecek kitabını yayımladı. Şinasi Barutçu’nun fotoğrafçılığa ilgisi ve bu konuda bilgiyi arttırma arzusu 1950de Türkiye Amatör Foto Kulübünü (TAFK) kurmasına da yol açtı. Bu da 1959da İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatör Kulübünün (İFSAK) kuruluşuna önayak oldu.

Peyzajdan portreye ve deneysel soyutlamaya kadar pek çok farklı tarzda çalışan sanatçı, 1955 senesinde Türkiye’de renkli fotoğrafı ilk kez sunduğu çeşitli ulusal ve uluslararası yarışma ve sergilerde başarıyla yer aldı. Kariyerinin devamında da sayısız fotoğrafçılık derneğinde, eğitim kurumunda ve yayında çalıştı. 1940larda Şinasi Barutçu dağcılığa da merak sardı ve bu tutkusunu fotoğrafçılık aşkıyla birleştirdi. Kamerasını her daim yanında bulunduran sanatçı, 1945 senesinde Cilo Dağı ve Reşko Zirvesi’ne tırmanışında olduğu gibi, çektiği çarpıcı fotoğraflarla doğanın güzelliklerini ve oradaki halkın yaşam biçimlerini belgeledi.

Şinasi Barutçunun külliyatı, doğa ve topluma dair farklı konuları ele almasıyla modern Türkiye tarihinin önemli bir görsel hafızasını oluşturur. Fotoğraflarında bir yandan şehir manzaraları ve endüstriyel binalar önemli bir rol oynarken, hem kalabalık caddeler ve meydanlardaki gündelik hayatla hem de sessiz ve boş arka sokaklarla da ilgilenir. 

​Mimari ve kentsel yapıların yanı sıra bireyin yaşamı ve çalışması da onun için önemli bir konu olmuştur. Fotoğraflarında yalnızca kentteki modern hayata odaklanmamış, kırsal alandaki geleneksel yaşam biçimlerini de göstermiştir. İşte tam da bu nedenle Barutçunun külliyatında sanayi mahallelerinde işçi serilerinin yanı sıra köylülerin yaşamına dair pek çok fotoğraf bulunur. Tüm bunları düşününce, Şinasi Barutçunun kent kültürünün bir gözlemcisinden çok daha fazlası olduğunu söylemek mümkün. Barutçu, modern bir sokak fotoğrafçısından veya sosyopolitik konulara duyarlı bir belgeselciden de fazlasıdır. Doğa, toplum ve insanlara olan geniş kapsamlı merakı onu fotoğrafçılıkla bütüncül olarak ilgilenmeye yöneltmiş, çalışmalarına çoğulcu bir karakter kazandırmıştır.

Barutçunun doğa ilgisi sayısız manzara, dağ, bitki ve hayvan fotoğrafı çekmesine neden olmuştur. Dramatik ışık ve gölge kullanımının yanı sıra dinamik kompozisyon algısı sayesinde güçlü bir duygu taşıyan fotoğraflarıyla tanık olduğu çevresini kayıt altına almıştır. Buna karşın işleri hiçbir zaman melodramatik, kitsch veya pitoresk olma tuzağına düşmez. Onun özgün yaklaşımıyla, öznellik ve nesnelliği harmanlayarak, bir güzellik ve asalet estetiği yaratırlar. Şinasi Barutçu hiçbir zaman manzaraya kapılmaz, aksine temsil nesnesini gözlemleyebilmek ve analiz edebilmek adına mesafesini korur. Bu yüzden de fotoğraflarında sıradan bir dokümantasyon olmaktan uzak, sakin ve gerçekçi bir karakter vardır. 

Külliyatında modern kültür ve doğa üzerine çalışmaların yanı sıra, son bir grup olarak yakın çekimler ve fotogram alanında deneysel işler de bulunuyor. Endüstriyel veya kentsel yapılara ya da bitkiler ve doğal nesnelere dair radikal detaylar, dokuların ve maddelerin güzelliğini açığa çıkaran soyutlamalar doğurur. Bu çalışmalar temsilci fotoğrafçılığın geleneksel karakterine karşı gelir ve fotoğrafı gerçekliğin basit bir yansıması olma kaygısından özgürleştirir. Bu detaylar dünyayı alternatif açılardan görme ve anlamaya dair yeni olasılıklara kapı aralar ve dolayısıyla izleyiciyi bilinenin ötesine geçmeye teşvik eder.

​Geleneksel temsil ve klasik retinal estetiğin sınırlarını son olarak aştığı yer ise geometrik ve organik formlar aracılığıyla kompozisyonlar yarattığı soyut fotogramlardır. Bu siyah beyaz işler fotoğraftan ziyade soyut resim ve çizim alanına daha yakın olarak konumlanırken aynı zamanda Barutçu’nun güzel sanatlara olan derin ilgisini de kanıtlar niteliktedirler. Hakikaten de, Şinasi Barutçu fotoğrafçılıkla uğraşmanın yanı sıra grafik tasarım alanında da çalışan ve çok sayıda suluboya resim üreten multidisipliner bir sanatçıydı.

“Şinasi Barutçu: Fotoğrafın İzinde” yukarıda bahsi geçen bu farklı kategorilerde çalışmaları kapsamlı bir sergide bir araya getiriyor. Bu önemli sanatçının çeşitli dönemlerinden fotoğraflar sergilemenin yanı sıra farklı biçimsel ve estetik stratejilerini de gösteriyor. Sergiye eşlik eden yayınla birlikte bu retrospektif, Barutçunun başarılı kariyerini kapsıyor ve bu yolla onun çığır açan çalışmalarını daha geniş bir izleyici kitlesiyle buluşturmayı ve paylaşmayı umuyor. “Şinasi Barutçu: Fotoğrafın İzinde” sergisi, sanatçının farklı yaklaşımlarını serginin farklı kısımlarında birbirinden ayrıştırarak sunuyor; böylece de büyüleyici külliyatının karmaşık karakterini gözler önüne seriyor ve bütüncül fotoğrafçılık anlayışını izleyiciye aktarıyor.

​Fotoğrafçılık ve sanat eğitiminde önemli isimlerden olan Şinasi Barutçu, fikirleri sayısız sanatçı tarafından bugün de yaşatılıyor ve geçmişe dair görüntüleri bugünün dünyasını anlamak için birer referans noktası olarak görülüyor. Barutçu onu izleyen pek çok sanatçıya hocalık etmiş olmakla kalmıyor, aynı zamanda kültür, doğa ve bilime dair bilgiyi iç içe geçiren fotoğrafçılık yaklaşımıyla bugünün genç kuşak sanatçıları ve fotoğrafçıları için bir nevi kılavuz işlevi görüyor.

“Şinasi Barutçu – Fotoğrafın İzinde” başlıklı retrospektif sergi 13 Ekim – 25 Aralık 2021 tarihleri arasında Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Sergiyi sanal tur ile buradan gezebilirsiniz.

0
10632
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage