SORULAR
1) Geçen sene sezon sizin için nasıl geçti? En ilgi çeken serginiz hangisiydi?
2) Yeni sezonda bizleri nasıl bir sanat ortamı bekliyor, yorumlarınız nelerdir?
3) Siz yeni sezona nasıl hazırlanıyorsunuz?
4) Yeni sezonun ilk sergisi ne olacak anlatabilir misiniz?
Gaia Gallery
1) Geçen sezon bizim için oldukça heyecan vericiydi. Açılışımızın yanı sıra, düzenlediğimiz sergiler, ziyaret ettiğimiz yurt dışı fuarlar, çeşitli işbirlikleri ve bu sırada tanıştığımız kişilerle beraber dolu dolu bir yıl geçirdik. Ayrıca yıl içinde galerinin bir bölümünde çok özel bir kitap seçkisini “Gaia Bookmark” ismiyle hayata geçirdik. En ilgi çeken sergi ise sanıyorum, aynı zamanda galeri açılışımızı da yaptığımız, Arda Yalkın “Deep Fried Dreams” sergimiz oldu. Sezonu bitirirken 10 Türk çağdaş sanatçının kağıt işleri üzerine açtığımız “On Paper” sergisi de bizi mutlu edenlerden biriydi.
2) Gaia’da yeni sezonu da ilk günkü şevkle bekliyoruz. Yeni ve genç sanatçıların oyuna katılmasıyla beraber eylül ayı itibariyle bizi hareketli bir piyasa bekliyor.
3) Geçen sezonun ardından hepimizde “Yaz çabuk geçse de eylül başlasa” isteği oluştu. Yine sıkı bir programla giriyoruz yeni sezona. Hem kendi sanatçılarımızın kişisel sergilerini hem de karma sergileri göreceksiniz Gaia’da. İlk olarak 14 Ağustos’ta sezona öngösterim niteliğinde sekiz Avustralyalı sanatçıyla “Neverwhere” sergisini açıyoruz. Avusturalya Konsolosluğu ve Asialink Arts ile işbirliği içinde, Australia in Turkey festivali kapsamında yaptığımız bu sergiyle bir ısınma turu atıyoruz. Bir diğer işbirliğimiz ise Mark Hachem Gallery ile kasım ayında olacak. Onların, bizim de çok beğendiğimiz sanatçılarından birini, galerimizde ağırlayacağız. “Gaia Bookmark” kitap seçkimiz sürekli yenileniyor olacak. Ve elbette kasım ayında Contemporary Istanbul’dayız.
4) Yeni sezona 17 Eylül akşamı Hande Şekerciler’in kişisel sergisiyle başlıyoruz. Ufak bir ipucu vermem gerekirse, Gaia Gallery’de daha önce tanışık olmadığınız bir klan sizi karşılıyor olacak.
ALAN İstanbul
1) Geçen sezon ALAN İstanbul için hem çok tatmin edici geçti hem de sonuç aldığımız projelerin gerçekleştiği bir yıl oldu. En çok ilgi çeken sergilerimiz: Ramazan Bayrakoğlu, İrfan Önürmen, Halil Vurucuoğlu ve Ardan Özmenoğlu'nun katıldıkları “You are Here” ve küratörlüğünü Efe Korkut Kurt ile Zeynep Özkanca’nın yaptığı “New Photography” sergileri oldu.
2) Gelecek sezon daha da hareketli ve sanat kalitesi yüksek sergilerin olduğu, uluslararası seviyede bir ortam oluşacağını düşünebiliriz. Türkiye çağdaş sanat arenası her geçen sene daha fazla yerleşik ve altyapısını güçlendirmiş şekilde ilerliyor. Önümüzdeki sezon bienal, iki büyük çağdaş sanat fuarı ve önemli sanatçıların sergileriyle etkileyici bir seyir sağlayacak.
3) Bir yandan yurt dışı sergi ve fuarlarımız için diğer yandan yurt içi çalışmalarımız için sıkı bir hazırlık yapıyoruz. Hem kişsel sergiler hem de proje sergileri için tam gaz çalışmalar devam ediyor. Organizasyonel ve finansal planlamalarımızı altı aylık dilimler olarak planlıyoruz.
4) Kadriye İnal’a ait bir çağdaş heykel sergisi ile açılışı yapacağız. Sanatçının ilk kişisel sergisi olmasına rağmen çok ses getireceği düşüncesindeyiz.
C.A.M. Gallery
1) Geçen sezon bizim için oldukça heyecan verici ve yoğun bir programla geçti. Contemporary Istanbul’da ve galeri sergilerimizde bazı sanatçılarımızın eserlerini galeride ilk kez gösteriyor olmanın heyecanını yaşadık. En çok ilgi çeken sergimiz nisan ayında açılan, Mahmut Celayir'in "Pekerun II" sergisiydi. Merve Denizci de ilk kişisel sergisiyle genç sanatçılar arasında dikkat çeken isimlerden oldu. Yeşim Şahin’in “İç Monologlar” adlı heykel sergisi de geçen sezon oldukça ilgi gören sergilerdendi.
2) Yeni sezonda İstanbul Bienali'nin de kazandıracağı ivmeyle sanat ortamı oldukça hareketli olacağa benziyor, biz de dolu dolu bir sergi programını izleyicilerimizle buluşturacağız.
3) Bienal ile eşzamanlı olarak gerçekleştireceğimiz bir grup sergisiyle sezona başlıyoruz, daha sonra Serkan Yüksel'in C.A.M. Galeri’de gerçekleşecek ilk kişisel sergisi "Uykudan Önce" 8 Ekim'de izleyiciyle bulaşacak, Dieter Mammel'in "Boys" adlı kişisel sergisi de kasım ayı programımızda yer alıyor. Sezonda her zaman amaçladığımız görsel etkisinin yanı sıra düşünsel, felsefi boyutuyla da dikkat çekecek eserlerin ön planda olduğu sergiler hazırlıyoruz.
4) Yeni sezonun ilk sergisi "Post-Hafıza" adlı karma sergi olacak sergide Selim Süme, Melisa Önel, Ege Kanar, Ata Kam, Ceylan Öztürk, Sinan Tuncay, Mahmut Celayir ve Merve Ünsal'in işleri yer alacak. Fotoğraf, video, enstalasyon ve resim gibi farklı medyumlarla eserlerini üreten birçok sanatçıyı buluşturan bu serginin küratörü Sevim Sancaktar. Sancaktar sanatçıları "Bireysel veya toplumsal anlamda doğrudan deneyimlenmeyen ama hâlâ bir parçası olunan geçmişi anlamak ya da algılamak, ortak bir hafıza oluşturmakta ne kadar etkin olabilir?" sorusu etrafında, kurgulanmış tarih ve hafızanın siyaseti arasındaki yelpazede buluşturuyor.
Galeri Zilberman
1) Geçtiğimiz sezon bizim için sanatçılarımızla çok yoğun ve verimli geçirdiğimiz bir sezon oldu. Gerek galeride ev sahipliği yaptığımız sergiler gerek yurt dışında katıldığımız fuarlar ile hem Galeri Zilberman’ın ve sanatçılarımızın görünürlüğünü arttırma hem de Türkiye sanat ve sanatçılarını uluslararası alanda tanıtma çalışmalarına devam ettik. Şükran Moral’in ‘’Welcome to Turkey’’ isimli proje sergisi ve Guido Casaretto’nun ‘’Synesthesia’’ isimli kişisel sergisi en çok ilgi ve ziyaretçi çeken sergilerimizdendi.
2) Yeni sezona Bienal ve ARTINTERNATIONAL ile başlıyor olmamız tüm sanat ortamı için oldukça enerjik ve hızlı bir başlangıç olacak. Bu durumun sezonun geri kalanında da sanat ortamına olumlu yansıyacağını umuyoruz.
3) Sezona yerli ve yabancı yedi önemli sanatçının yer alacağı ‘’Minör Kahramanlıklar’’ isimli karma sergiyle giriş yapacağız. ARTINTERNATIONAL’da “By The Waterside” bölümünde iki sanatçımızın eserleri yer alacak ve fuarda toplam altı sanatçımızın eserleri görülebilecek. Ayrıca eylül sonunda bu sene dördüncü kez katılacağımız Vienna Contemporary’ye de altı sanatçımızla gidiyoruz. Bunların yanı sıra Şükran Moral’in ekim ayında Bergen Kunst Museum’da kariyerinin en büyük kişisel sergisi yer alacak. Yine ekim ayında Azade Köker kişisel sergisi ile Elgiz Müzesi’nde olacak.
4) Galeri Zilberman’ın yeni sezondaki ilk sergisi Nat Muller’in küratörlüğünü yaptığı ve Burçak Bingöl, Extramücadele, Hayv Kahraman, Aisha Khalid, Azade Köker, Femmy Otten ile Imran Qureshi’nin eserleri ile yer alacağı ‘’Minör Kahramanlıklar’’ (2 Eylül-24 Ekim) isimli karma sergi olacak.
Galerist
1) Geçtiğimiz sezonun en önemli gelişmelerinden biri doğumunun 105.yılında sanat dünyasının önemli isimlerinden Semiha Berksoy'un Galerist temsiliyetine katılmasını takiben Kasım 2014’te ev sahipliğini yaptığımız "Halüsinasyon Duvarı’ isimli sergi oldu. Bunun yanı sıra, geçtiğimiz sene ilkini gerçekleştirdiğimiz ‘Carte Blanche’ serilerine Nil Yalter’den sonra Şubat 2015’te Güney Afrika'lı sanatçı Kendell Geers’in seçkisi ile devam ettik. Mayıs 2015’te ise Galerist tarafından, Kameleon’un desteğiyle hayata geçirilen Studio isimli alternatif sergi ve proje mekânı, deneysel projelerin yan ısıra dönemsel sanatçı stüdyolarına da ev sahipliği yapmakta.
2) İstanbul’daki sanat ortamı şu anda heyecanla eylül ayında açılışı gerçekleştirilecek 14. İstanbul Bienali’ne hazırlanıyor. Bienal kapsamında 80’in üzerinde katılımcının çalışmaları Boğaz’ın Avrupa ve Anadolu yakasında bulunan 30’dan fazla mekânda izleyiciyle buluşuyor.
3) Bienalin açılışını takiben gerçekleşecek ARTINTERNATIONAL ise, uluslarası ve Türkiye’den galerileri ve sanatçıları bir araya getiriyor. Galerist bu seneki fuara, Semiha Berksoy’un solo standının yanı sıra galeri sanatçılarının karma seçkisiyle katılıyor.
4) Galerist, İstanbul Bienali’ne paralel olarak iki farklı mekânda eş zamanlı iki kişisel sergiye ev sahipliği yapıyor. Bunlardan ilki, post-kavramsal sanatçı Seza Paker’in 1 Eylül-3 Ekim tarihleri arasından Galerist ana mekanında (Tepebaşı) izleyiciyle buluşacak olan “Absinthe” sergisi. Çoğulcu üslubu ile bilinen Paker, bir zaman tüneli fikri üzerinden kurguladığı sergide, zamanın insan algısı üzerinde yarattığı deneyimler aracılığıyla kişinin zaman/tarih/mekân/uzam karşısında kaldığı anları sorunsallaştırarak, kişinin aslında zihninde çoktandır varolan serginin farkındalığına çağrıda bulunuyor.
İkincisi ise, 1 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında Galerist’in proje mekânı Galerist Studio’da gerçekleştirilecek Sudanlı sanatçı İbrahim El Salahi’nin ‘Arap Baharı Günlükleri’ başlıklı kişisel sergisi. Sanatçı, Arap Baharı sürecinde gerçekleşen olayları televizyondan takip edip, gördüğü ve hissettiklerini çizim defterine aktarıyor.
Öktem&Aykut
1) Geçen sezon bizim için maceralı geçti. Genç bir galeri olarak büyük ilgi görüyoruz, fakat halen galericilik mesleğinin inceliklerini öğrenmekle meşgulüz.
2) Yeni sezonda bizi daha sakin, debdebeden arınmaya başlayan bir sanat ortamı bekliyor.
4) Yeni sezonun ilk sergisi 1 Eylül - 17 Ekim arasında Can Altay'ın olacak. Altay, mekâna müdahaleleri ve görme biçimleri üzerine çalışmaları ile tanınan bir sanatçı. Yeni sergisinde ilk kez görünecek olan ve iç-dış mekân ile evcil-yabani hayat zıtlıklarını üst üste bindiren eser dizilerini sergileyecek. Ayrıca 4-7 Eylül tarihlerinde, ARTINTERNATIONAL'da Lara Ögel ve Elif Boyner'in eserlerini göstereceğiz.
Pg Art Gallery
1) Geçtiğimiz sezon galeri olarak oldukça yoğun bir dönemin içindeydik. İkisi karma olmak üzere toplamda 10 sergiye ev sahipliği yaptık. Bunlardan en ilgi çekeni, her biri farklı mecralarda üretim yapan Candaş Şişman, Çınar Eslek, Devran Mursaloğlu, Günnur Özsoy, Jak Baruh, Kerem Ozan Bayraktar ve Yonca Karakaş’ın katılımıyla önce Tophane’deki mekânımızda ardından 42 Maslak ArtSpace!’te sergilenen “Weltschmerz” adlı grup sergisiydi. Galerimizde düzenlenen sergilerin yanı sıra, her sene katıldığımız Contemporary İstanbul’dan hemen önce, Tophane’de bulunan komşu galerilerimiz Daire ve Mixer ile birlikte “Tom Tom Calling!” adlı büyük bir grup sergisi gerçekleştirdik. Birkaç galerinin ortak bir projede yer almasını deneyimlemek oldukça keyifliydi.
2) Yeni sezonda hemen hemen her galeri kapılarını 14. İstanbul Bienali’ne eş zamanlı olarak açıyor. Sanatseverler için pratik rotalar çizen bienal ekibinin sunduğu güzergahlardan ilki, son dönemde galerilerin ağırlıklı olarak konumlandığı, İstanbul sanat haritasının ana arterlerinden biri olan Galata-Tophane-Beyoğlu bölgesi. Boğazkesen Caddesi üzerinde bulunan bir otopark ve bir dükkan bize en yakın bienal mekânlarından sadece ikisi. Bienalin salt sergi mekânlarıyla kalmayıp yaşayan mekânlara da girmesi hem izleyici ile sanat arasındaki dialoğu daha samimi kılıyor hem de sanatı, yaşamın temel ihtiyaçlarından biri olarak kabul görülmesine olanak veriyor. Bu sayede ‘beyaz küp’ olarak tabir edilen galeriye girmeye çekinen kesimi de bu serüvene dahil etmiş oluyor.
3) Önümüzdeki iki sezonun programı şimdiden belirlendi ve bu doğrultuda çalışmalara başlandı. Öncelikli olarak eylül-ekim aylarında bienale paralel olarak gerçekleşecek sergilerin hazırlıkları tamamlandı. Çağdaş Sanat Galerileri Dayanışması olarak, bu sergiler kapsamında bir katalog hazırlıyoruz. Bunun yanı sıra fuar, bir grup sergisi ve yeni projeler için çalışmalarımız devam ediyor.
4) Yeni sezonun ilk sergisi, Kerem Ozan Bayraktar’ın 5 Eylül’de açılışını gerçekleştireceğimiz “et cetera” başlıklı solosu olacak. Sergide sanatçının son dönemde ürettiği fotoğrafik bilgisayar görselleştirmelerinden bir seri ve “Parçalar” adlı video çalışması izlenebilecek. Bu sergi, en genel anlamda bütün ve parça ilişkisine odaklanıyor. 10 Ekim-20 Kasım tarihleri arasında ise Çınar Eslek’in “Koyaanisqatsi” adlı kişisel sergileri galerimizde izleyiciyle buluşacak. Ardından Contemporary Istanbul ve Günnur Özsoy, Yonca Karakaş, Ayşe Gül Süter, Jak Baruh ve Devran Mursaloğlu ile sezonu sonlandıracağız.
Pi Artworks
1) Geçtiğimiz sezonda, 2013 yılında kurulan Pi Arworks Londra'nın, artık çok daha fazla sayıda izleyiciye ulaştığını gözlemledik. Giderek Londra sanat ortamının da kalıcı ve yerel unsurlarından biri haline gelmeye başlıyoruz. Ayrıca buradaki müzeler, sanat kurumları kurumlar ve üniversiteler ile bağlantılarımız ve ilişkilerimiz kuvvetleniyor.
Bu sene, galerinin yaz sergilerini Goldsmiths University ile işbirliği içerisinde, Curating departmanı öğrencileriyle birlikte düzenledik. Hâlâ devam eden yaz programımızın ilk ayağı oldukça başarılı geçti. Bununla birlikte, Pi Artworks Londra'nın ilk solo sergilerinden olan, bu yılki Yeşim Akdeniz, Mehmet Ali Uysal ve Paul Schwer sergileri en çok ilgi gören sergilerimizdendi.
2) Samimi ve iyi sergiler yaparak aramızdaki diyalogları kuvvetlendirdikçe, inişler çıkışlar yaşansa da, sanatçılar, küratörler ve izleyicilerimizle birlikte ana yoldan ilerlemenin mümkün olduğuna inanıyoruz.
3) Öncelikle, Pi Artworks'ün 17 sene önce açıldığı zaman taşıdığımız o taze duyguyu koruyarak hazırlanıyoruz. Temsil ettiğimiz sanatçıların yapıtlarını ve sergilerini tüm doğallığıyla sunmayı ve onlara olabildiğince fazla görünürlük sağlamayı amaçlıyoruz. Yerel sanat ortamının yanı sıra uluslararası platformlarda da bir diyalog ortamı yaratmaya çalışıyoruz. Bunun için de disiplinli ve eğitimli bir ekip, iki sene öncesinden hazırlanmış bir program ve bu uzun soluklu koşuya dayanıklı bir ruh haliyle yol alıyoruz.
4) 2005 senesinden beri temsil ettiğimiz Volkan Aslan'ın Pi Artworks'teki beşinci kişisel sergisi, 14. İstanbul Bienali ile eş zamanlı açılacak. Aslan'ı bir önceki İstanbul Bienali kapsamında Galata Özel Rum İlköğretim Okulu'nda sergilenen neon yerleştirmesinden, Arter'deki “Hatırlamayı Unutma” isimli kişisel sergisinden veya işlerinin yer aldığı The Moving Museum İstanbul ve yine Arter (İkinci Sergi) sergilerinden hatırlayabilirsiniz. Volkan Aslan “Mükemmel Bir Gün” ismini verdiği son kişisel sergisinde, izleyiciyi biraz şaşırtacak. Sanatçı, parça parça anlatılarla ama bütünlük içerisinde kurguladığı yerleştirmesinde, neon, alçı, buluntu nesne gibi, hiç de yabancı olmadığı malzemeler kullanıyor. Ve kullandığı malzemelerin en yalın hallerine dönüyor.
x-ist
1) Geçen sezon oldukça hareketli geçti. İstanbul dışında Türkiye'nin farklı yerlerine çağdaş sanatı götürme amacıyla Bursa'da bir karma sergi açtık. Galeri mekânında birbirinden etkileyici sergilere ev sahipliği yaptık. Bu yıl Hollanda'da Yılın Fotoğrafçısı ödülüne layık görülen Ahmet Polat'ın uzun bir aradan sonra Türkiye'de gerçekleştirdiği kişisel sergisi "The Other Kemal"; x-ist bünyesinde ilk kez bir yabancı sanatçının açtığı kişisel sergi olan, Amerikalı fotoğrafçı Ryan Schude'nin "Tableaux Vivant"; teknoloji ve politikayı en ince detaylarına kadar inceleyip, kendi geliştirdiği benzersiz bir teknikle alternatif gerçeklikler kurgulayan, uluslararası sanatçı Ansen'in "Noirland" adlı sergisi ve her sergisinde bizi onu yeniden keşfetmeye zorlayan, şaşırtan, yepyeni teknikler ve hikayelerle karşımıza çıkan Ekin Saçlıoğlu'nun "Seç-Sakla" adlı sergileri bu sezonun unutulmazlarındandı.
2) Eylül ayındaki İstanbul Bienali ile yerli ve yabancı sanatseverlerin İstanbul'un tüm sokaklarını kaplayacağı bir sezon bekliyoruz. Bienal birçok noktada gerçekleşeceğinden oldukça yoğun bir gezme hali söz konusu olacak; bizim de katılacağımız ARTINTERNATIONAL'IN da bu duruma ivme kazandıracağı aşikar. Galeriler ise bu süreçte özel sergiler ve etkinlikler planlayarak bu hareketlilikten pay almaya çalışacak.
3) Yeni sezona öncelikle yeni bir yıllık galeri kataloğu hazırlığı yapıyoruz. Ağustos sonuna kadar ise "Bir Endülüs Köpeği Üzerine Çeşitlemeler" adlı sergimiz izleyicilere açık olacak. Bunun dışında 4 Eylül'de başlayacak ARTINTERNATIONAL hazırlıkları sürüyor. Fuara Ali Elmacı, Burçin Başar, Ansen ve Serkan Adın'ın eserleri ile katılıyoruz. Ek olarak, galerimize yeni katılan Burcu Perçin'i bir solo stant kapsamında heykel, tuval ve kolaj işleriyle tanıtıyoruz. Bir yandan da sanatçılarımızın galeri ve ülke dışında gerçekleşecek sergileri üzerinde çalışıyoruz.
4) Sezonu Ceren Oykut'un 8 Eylül'de başlayacak "Tarlada Yüzenler" başlıklı kişisel sergisi ile açıyoruz. Ceren Oykut, çizimlerinde şehrin ve sakinlerinin anlık kaoslarına, kuşbakışı manzaranın içine gömülmüş, yaşama gayretinde olanları, savrulanları, sesi duyulamayacak kadar az çıkanları üçüncü bir boyut ekleyerek anlatıyor. Sezon başı ayrıca, çocuksu ve naif karakterlerle fantastik kurgular yaratan Erkut Terliksiz'in Cermodern'de (Ankara) kişisel sergisi açılacak. Osmanlı minyatürü ile Hollywood filmlerini birleştiren, kısa sürede internet fenomeni haline gelen sanatçımız Murat Palta ise Eylül başı hem Fransa'da, hem de Rusya'da sergi açıyor. Palta, Paris'teki ICI'de (Institut des Cultures d'Islam) "Kitsch ou pas kitsch" adlı karma serginin yanı sıra St. Petersburg'daki Savina Gallery'de kişisel sergisi ile yer alıyor. Ahmet Polat ise Hollanda ve Belçika'da katılacağı birçok karma sergiye hazırlanıyor. Bu arada ağustos sonuna kadar Cem Dinlenmiş'in eserleri Berlin nGbK'deki "Türkiye'de Direnişin Sanatı" adlı karma sergide görülebilir.
Art ON
1) Geçen sezon, değişen art ON İstanbul çatısı altında, yeni temsil etmeye başladığımız birkaç sanatçının ilk defa sergilerini yaptığımız için heyecanlı ve hareketliydi. Geçen sezon itibariyle birlikte yürümeye başladığımız Ulrich Erben, Renee Levi, İskender Yediler'in sergileri, Türkiye'de işlerinin ilk defa gösterilmesi bakımından da anlamlıydı.
2) Yeni sezonda bizleri neyin beklediğine ilişkin bir öngörü söz konusu değil; her bakımdan sürprizlerle dolu bir ülkeyiz. Elbette sezonun başındaki iki fuar ve bienal, İstanbul'un sanat ortamını olumlu bakımdan hareketlendirecektir. Sonrasında sanat marketinin üzerine çöken sis kalkar mı, bunu hepberaber izleyeceğiz.
3) art ON İstanbul, her sene daha başka bir parkurda koşuyor; hedeflerimiz değişiyor; büyüyor. Buna göre de yeni sezon, bizim için hem sergi programı ve fuar katılımları hem de sanatçılarımız için yaptığımız projeler ve yayınlara ilişkin bereketli ve coşkulu bir sezon olacak.
4) Yeni sezonun ilk sergisi, Canan Dağdelen'in kişisel sergisi. Canan, Viyana'daki atölyesinde son derece titiz ve uzun bir çalışma süreci geçirdi; sonucunda içeriği ve form zenginliği ile dikkat çekecek bir sergi bekliyor. Bir Mimar Sinan yapısı olan Haseki Hürrem Sultan Çifte Hamamı'nın çıkış noktası teşkil ettiği sergi, kubbelerin tekrarı, istifi ve ritminin bir karşılaştırma ve karşıtlama üzerinden soyutlanmasıyla kurgulandı.
Kuad Gallery
1) Galerinin kuruluşundan bu yana sürdürdüğü sergi politikasında 20. yüzyıl sanat akımlarını hatırlatma gibi bir amacı var. Bu yıl Dadaism’in 100. yılı anısına düzenlediğimiz “Dada Mutfak Bıçağıyla Kes!..” başlıklı sergimiz çok ilgi gördü. "Küçük Güzeldir" sergisi de Türkiye sanat ortamının ekonomik sıkıntılarına karşı bir öneri olarak düzenlendi. Herkesin ulaşabileceği fiyatlarda yapıtlar sergilendi; bu sergimizin de beğenildiğini söyleyebiliriz. Her yıl bir veya iki sanatçıya özel sergi yapmaya çalışıyoruz. 2015 yılında sanatçımız Çağrı Saray’ın işlerini sergilemekten dolayı gurur duyuyoruz.
2) Ülkenin içinde bulunduğu siyasi durum ve son dönemde yaşadığımız çıkmazlar ne yazık ki kültür ve sanata da olumsuz biçimde yansıyor. Bizler Kuad olarak duruşumuzdan ödün vermemeye çalışsak da, gerek sanatçılar ve gerekse galeriler de tam manasıyla özgür ve rahatça düzenlemek istedikleri sergilere imza atmakta zorlanıyorlar. Önümüzdeki dönemde ümit ediyoruz ki sanat ortamı, hakettiği noktaya biraz daha yaklaşacaktır.
Beklentilerimizin olumlu yönde olduğunu söyleyebiliriz fakat sanata destek verenlerin artması gerekiyor. Özellikle genç sanatçıların kaliteli üretimlerini sürdürebilmeleri için daha çok desteğe ihtiyaçları var. Aynı şekilde genç koleksiyonerlerin de biraz daha girişimci ve cesur olmaları gerekiyor. "Sanatçı - Galeri - Koleksiyoner" biri olmazsa, olmaz bir üçgen. Bu bağların biraz daha kuvvetlenmesi gerektiğine inanıyoruz.
3) Yeni sezona yoğun çalışmalar ile hazırlanmaya devam ediyoruz. Bienal ile paralel etkinlikler kapsamında, Kiev Bienali, Gürcistan Kültür ve Eserleri Koruma Bakanlığı ile işbirliği ile gerçekleştirmeyi planladığımız, çok ilginç bir sergimiz olacak.
4) Yeni sezonun ilk sergisi “Bir Yokolma Yolu / A Route of Evanescence” olacak. Küratörlüğünü Georg Schoellhammer’in üstlendiği sergi 1 Eylül-10 Ekim tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Sergide yer alan sanatçılar: Ana Chaduneli, Tamar Chabashvili, Uta Bekaia, Ana Zviaginceva, Lada Nakonechna.
Sanatorium
1) Geçen sezon en ilgi çeken sergilerimiz Erol Eskici'nin “Nostamania” ve Yağız Özgen'in “Metadata” sergileri oldu.
2) “Yeni sezonda bizleri nasıl bir ülke bekliyor?”dan yola çıkarsak çok iyimser gözükmüyor. Bienal ve fuar ile çok hareketli bir sezon açılışı yapacağız, daha sonrası için de hareketin devam etmesini umuyorum.
3) Sezon için ekstra bir hazırlığımız yok, sergiler ve fuarlardan oluşan normal akışımıza yaz aramızdan sonra devam edeceğiz.
4) İzmirli iki genç sanatçının iki katta ayrı solo sergileriyle sezona başlayacağız. Gizem Akkoyunoğlu'nun “Ve Yolun Her Adımı”, Yunus Emre Erdoğan'ın da “Gizliden Sesler” adlı sergileri görülebilecek. Bu iki genç sanatçı İzmir'deki I/O insiyatifinin iki üyesi. Üretimleri sürekli iletişim halinde gerçekleşiyor, birbirlerinden etkilenmenin açık, bireysel orjinalliğin kaybolmadığı işlerini sergileyecekler. İşlerin teknikleri birbirine yakın, Gizem kağıt üzeri füzen, Yunus da kağıt üzeri kurşunkalem ve füzen kullanıyor.
Mixer
1) Sezon bizim için oldukça hareketli geçti. 12 adet sergiye yer verdik mekânımızda. Mayıs ayında Karaköy’de yeni fakat geçici bir sergi mekânımız oldu. Yaz aylarında da orada Mixer’de sezon içerisinde gerçekleşen sergilerden işlere yer verdik. En ilgi çeken sergimiz sezonun açılışını yaptığımız “The Built Environment” sergisiydi. Amerika’da Lower East Side’da sanatlarını üreten dokuz sanatçıya yer verdiğimiz serginin küratörlüğünü Kathleen Madden yaptı.
2) Belirsiz bir politik ortamın yarattığı endişelerle giriyoruz yeni sezona. Bu sene İstanbul Bienali’nin olması tüm sanat ortamını heyecanlı ve dinamik tutuyor. Tüm galeriler eylülün ilk günlerinde açacakları sergilere yoğunlaşmış durumda. Bienalin ve fuarların etkisiyle hareketli bir sezon bizi bekliyor. En azından umutlarımız o yönde. Yeni sezonda hayata geçireceğimiz birçok yeni proje bizi heyecanlandırıyor.
3) Yeni sezon öncesi geçtiğimiz mayıs ayından eylül sonuna kadar kullacağımız Mixer Yazlık ile Karaköy’e Mixer’in dinamik ruhunu yansıttık. Mixer’de geçtiğimiz sezon içerisinde çalışmalarını Açık Depo’da gösterdiğimiz sanatçıların kişisel sergilerini gerçekleştireceğiz. İki fuar arasındaki yoğunluğa İstanbul Bienali’nin de eklenmesi ile birlikte İstanbul’da olacak sanat izleyicisini yapacağımız sergilerin yanında söyleşi ve sergi turları ile dolu dolu Mixer’de zaman geçirmelerini planlıyoruz. Ayrıca kasım ayında gerçekleşecek Contemporary İstanbul’un yanında yurt dışında katılmayı planladığımız fuarlar için hazırlıklar yapıyoruz.
4) Mixer’in Tophane’deki ana mekânında sezona Exhibist dergisinin editörü Anna Zizlsperger’in Exhibist dergisinin son iki yıl boyunca ön plana çıkardığı sanatçılardan oluşacak “(re)presenting exhibist: two years adlı” sergi ile başlayacağız. Ayrıca Mixer’in Karaköy’deki yazlık mekânında Cİ’15 fuar alanımızda yer alacak sanatçılardan oluşan bir seçki ile yazı bitireceğiz. Önümüzdeki dönem içerisinde de dış mekân projeleri yapmayı planlıyoruz.
Rampa
1) Geçtiğimiz sezon bizler ve sanatçılarımız açısından yoğun bir sezon oldu. Hem ana mekânımızdaki sergi programlarımız hem de uluslararası katıldığımız fuarlar, istediğimiz ve hedeflediğimiz şekilde sonuçlandı. Frieze Newyork / London’da en iyi standlar içerisinde ilk beşte yer aldık. Galeri tempomuzun yanı sıra temsil ettiğimiz sanatçıların yer aldığı bienaller ve müze sergileri bizleri oldukça heyecanlı ve zinde tutmaya sebep oldu. Geçtiğimiz sezon New York Frieze’de tek sanatçı olarak çalışmalarını sunduğumuz Canan’ın “Bahname” serisi fuarda çok ilgi gördü. Ana mekanımızda ise “Burnumuzun ucunda duran gizli bir dünya” isimli Lara Fresko ve galeri direktörümüz Esra Sarıgedik’in küratörlüğünü yaptığı grup sergimize olan yoğun ilgi bizi çok mutlu etti.
2) Bienal ile yaz rehavetini üzerimizden atıyoruz. Bienal programı ve sergi mekânları insanları şehir içerisinde uzun bir yürüyüşe çıkarıyor. Galerilerin bu döneme denk getirdikleri programlar bu bireysel yürüyüş haritalarına yardımcı oluyor diye düşünüyoruz. Bienal sonrası yoğun bir yıl bizi bekliyor olacak.
3) Hüseyin Bahri Alptekin'in “Demokratik Lüks” başlıklı sergisiyle İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak sezona başlıyoruz. “Demokratik Lüks” 14 Kasım'a kadar galerimizin ana mekânın da izlenebilir olacak. Bu ARTINTERNATIONAL, Frieze London ve Contemporary Istanbul fuarlarında yer alıyor olacağız. Kasım ayı sonu ile beraber galerimizin yeni mekâna taşınma serüveni başlıyor olacak...
4) Hüseyin Bahri Alptekin'in “Demokratik Lüks” başlıklı sergisi uzun süredir paylaşmak için beklediğimiz, sanatçının varisleriyle, Alptekin'in hayattayken işbirliği yapmış olduğu sanatçılarla, sanat profesyonelleriyle birlikte planladığımız galerimizde gerçekleşecek ilk kişisel sergisidir.