04 AĞUSTOS, PERŞEMBE, 2016

Gerçeklik ve Kurgunun Muğlak Bölgesi

Resim dışında heykel, enstalasyon, video ve performans gibi farklı pratikleri de dahil ettiği üretimlerini, sosyo-politik olaylar, kültürel olgular ve toplumsal/tarihsel bellek üzerine inşa eden TUNCA, 1982’de İzmir’de doğdu, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden 2010 yılında mezun oldu. Sanatçı, resmi tarihlerden bireysel hikayelere “hafıza”nın devasa katmanları arasında neleri algıladığımızı, nelerin algımız dışında kaldığını, bunların hangi dışlama ve dahil etme mekanizmaları üzerinden işlevselleştiğini araştırır. Bir bakıma, geçmişin bugüne uzandığı “zaman”ın ontolojisini inceleyen TUNCA, bu hafıza arkeolojisi içinde yakaladığı izleri, silinmiş hikayeleri, kendi yaşamı üzerinden kurduğu bağlar ve sanatsal pratiği dahilinde çerçeveve içine alır.

Gerçeklik ve Kurgunun Muğlak Bölgesi

Sanatçının sosyal bağlamla ilişki içinde kurguladığı imgeler dünyasına performatif eylemlilik de 2005 yılında, Guido Casaretto ile beraber 9. İstanbul Bienali’ne paralel olarak gerçekleşen “Yüzen Gecekondu” isimli performansında dahil olur. İki sanatçı, Haliç’te kendi inşa ettikleri, yüzen bir gecekondunun içerisinde on gün süresince yaşadıkları performansı ve bu süreci video ve fotoğraf çekimleriyle belgeler. Ele aldığı konularda “tanıklık” olgusunun altını çizen ve tarih sahnesindeki olaylar/kimliklere yönelik ideolojik kurguyu kendine mesele edinen TUNCA, bu bağlamda ortaya çıkardığı ilk dönem üretimlerinde savaş estetiği üzerine odaklanır. Sanatçının 2010’da gerçekleşen ve adını 1945 yılında Hiroşima’ya atılan dünyanın ilk atom bombasından alan “Little Boy” başlıklı kişisel sergisinde 37 görsel içeren büyük bir defter formundaki resim-enstalasyonu, “Kalıntı” (2012) isimli ikinci solo sergisinde ise yalnız politik ve ideolojik değil, kültürel ve sanatsal temsil mekanizmalarına da gönderme içeren resimleri izlenir. Bu çalışmalarıyla TUNCA, yoğun bir arşiv araştırmasıyla ulaştığı propaganda afişleri, posterleri ve tarihi belgelerden seçtiği görselleri yeniden yorumlayarak, belge niteliği taşıyan imgelerin resimsel dile tercümesi aracılığıyla “tarih”i, kendine ait “kalıntı”lar haline getirme eylemine işaret eder.

Tunca Subaşı

İsimsiz, 2014
Asitsiz kağıt üzerine kurşun kalem
100 x 70 cm

Genel anlamda tarihsel temsiliyeti ve yaşamsal gerçekliği, ironik anlatımla sanatsal pratiğine dahil etmeyi sürdüren sanatçı, gerçeklik ve kurgunun muğlak bölgesinde, tarihsel figürler etrafında da sanatsal bir kazı alanı yaratır. 2014 yılında gerçekleşen kişisel sergisi “Desire”, 20. yüzyılı şekillendirmiş önemli liderlerin en sevdikleri yemeklerden yola çıkar. Castro’dan Churchill’e, Atatürk’ten Mao’ya on iki politik figürün sofrasını, resim, fotoğraf, video-performansla “çok katmanlı” olarak ele alan TUNCA, bu kez tarihin satır arasına toplumsal belleğe giden kanallardan biri olarak damak tadı üzerinden sızar.

Tunca Subaşı
İsimsiz, 2014
Video, 16’56’’

20. yüzyılda yeniden şekillenen coğrafyalar, savaşlar, krizler, toplumsal ve kültürel çalkantıları odağına alan sanatçının, belgeler, arşivler, araştırmalar aracılığıyla bir hikayenin peşine düşmesi, tarihin muğlak ve belirsiz figürlerine karşı giriştiği bu arkeoloji, Foucault’nun Bilginin Arkeolojisi’nde işaret ettiği gibi dilin bölgesi, arşivin anlamı ve tasarlanmış söylemlerin çözümlenmesinde bir kavram/yöntem olarak belirir. Arşiv, imaj bolluğunun içinden damıttıklarımızdır. Sanatın her alanı çeşitli yöntemlerle bu elemeyi yapar ve arşivin kendisi haline dönüşür. TUNCA’nın kolektif belleğin malzemesi içinden çekip çıkardığı imgeleri de, tarih, toplum, gerçeklik algısı, görsel temsiliyet, kişisel hikayeler üzerinden performatif-fotografik üretimlere dönüşür.

santralistanbul, CerModern, 4.Uluslararası Çanakkale Bienali, Kuad Galeri, Proje 4L Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Siemens Sanat Galerisi gibi birçok farklı kurum sergisinde yer alan TUNCA’nın yakın dönem projeleri arasında Hera Büyüktaşçıyan ile birlikte çalıştıkları ve 7 Eylül 2016 günü Kasa Galeri’de açılacak sergisi var. Sanatçının, Burcu Yağcıoğlu, Deniz Gül ve Hera Büyüktaşçıyan ile birlikte yer alacağı karma sergi Ocak 2017’de ve hazırlıklarına Yeldeğirmeni-Kadıköy’deki atölyesinde devam ettiği kişisel sergisi de 2017 ilk yarısında Galerist İstanbul’da izleyici ile buluşacak.

0
6440
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage