Sinan Demirtaş’ın Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda gerçekleşen kişisel sergisi “Tahterevalli”, yanılsamadan uzaklaşıp gerçek dünyanın kapılarını aralıyor.
Bir önceki sergisinde oyun metaforu ve oynayan insan anlamına gelen “homo ludens” kavramlarından yola çıkan Sinan Demirtaş’ın Bozlu Art Project Mongeri Binası’ndaki son sergisi “Tahterevalli”, bu hikâyesinin evrilerek devamı olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçının bir önceki sergisinden atıflar bulabileceğimiz son sergisinde oyun metaforunun izlerini sürmeye devam ediyoruz. Sergi adıyla dahi bu oyunu sürdüren sanatçı, serginin önemli işlerinden olan Tahterevalli adlı çalışmada kendi portrelerine yer veriyor. Tahterevallinin iki ucuna yerleştirdiği figürlerin yani kendi temsillerinin belli bir dengenin hatta belki de dengesizliğin temsili olarak bir araya geldiklerini söylüyor.
Üzerinde çocuk görmeye alışkın olduğumuz bir tahterevallide sanatçının kendisiyle karşılaşıyoruz. Bu defa tahterevallinin yüksek tepesinden bir çocuk değil bize bakan sanatçının kendisi oluyor. Hem de tahterevallinin beş farklı yerinde duran beş farklı portresiyle. Bu imajda tahterevallinin iniş ve çıkışlarla dolu hayatı simgelediğini hissederken birden çok figürün arasında kaybolmuş “hangisi gerçek olan?” soruları da akıllarda dolanıyor.
Serginin önemli çalışmalarından bir diğeri olan ters dönmüş kaplumbağa işi pek çok hissi simgeliyor. Gerçek hayatta ters dönen bir kaplumbağa gördüğümüzde yaşadığımız o güçlü yardım etme isteği sergide gezerken de ta içimizde dolaşıyor ve karşımızda gördüğümüz yardıma muhtaç canlıya bir an önce yardım elimizi uzatmak istiyoruz. Bir çocuk ve kirpinin karşımıza çıktığı bir diğer çalışma ise oyun odağının bir başka yansıması olarak okunabilir. Kirpiye dokunmak için heyecanlanan minik bir çocuk ve bu durumdan habersiz kirpi hikâyenin devamı için yerlerini alıyorlar. Putus adlı çalışma ise bize ürkek bir kız çocuğunu hatırlatıyor.
Tuvali bir nesne, mekânın kendisi olarak ele alan sanatçı bu bakış açısıyla tuvali bir materyal olarak kullanmaktan öte çalışmanın öznesi hâline getiriyor. Gerçekleştirdiği sergiler öncesinde mekânı araştıran ve sergi kurgusunu mekân üzerinden yapan Demirtaş çoğunlukla ilk planı mekânın maketi üzerinde kuruyor.
Demirtaş gerçekliğin bir yanılsama olduğunu savunuyor. Resimdeki gerçekliğini izleyiciyi yakalayabilmek için kullanıyor ve belirtiyor: “Yüzeydeki (boşluktaki) çizgi bir illüzyondur, çevresindeki tonlarla bize gerçekmiş gibi görünür. Aslında o bir yol göstericidir, düşüncenin ilk satırları gibidir, mış gibi yapar. Bazen kandırır bizi, ışıktan karanlığa kadar. Zaman(ı) yönetir, mesafeler koyar, açıkla koyu arasına. Sonra ışık alır zamanı, karanlığa karşı. Anlayamazsın teninden akıp giderken, yutar seni, içine alır. Bazen kontrol edemezsin, sarar her tarafını. Onun dışında da vardır bir başka gerçek (yanılsama) ama o beni ilgilendirmez artık, ışığımı bulmuşken!”
Sinan Demirtaş’ın Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda gerçekleşen kişisel sergisi “Tahterevalli”, 15 Haziran tarihine dek ziyaret edilebilecek.