İlk olarak biraz kendinden bahseder misin? Kariyerin, fotoğraf makinenle tanışman ya da kısacası her şey nasıl başladı?
İlk video kamerayla tanıştım. On altı yaşında bir belgesel projesi için kamerayı elime aldığımda fotoğrafa doğru ilerleyeceğimi tahmin etmemiştim. Eğilimim görsel dünyanın içerisine girmemle birlikte şekillendi, haliyle kendimi de bu şekilde keşfettim.
Görsel sanatların bir ucundan tuttuğunda diğer tarafını merak ediyorsun, benim de hem çizim hem de fotoğrafa doğru ilerleyişim bu merakla birlikte gelişti.
2009'dan bu yana çeşitli sergilerde yer aldım. 2010 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi, POV (Fotoğraf ve Video) bölümünü kazandım ama eğitim hayatım tam olarak planladığım gibi gitmedi. Çeşitli stüdyolarda çalışmaya başladım, kısa bir dönem dergiciliğe merak sardım ama bana göre olmadığını anladım. Tekstilci bir aileden geldiğim için moda her zaman odağımdaydı, çocukluk döneminde iplik bobinleri arasında zaman geçirirken modacı olacağımı sanıyordum. Bir süre sonra moda fotoğrafçılığına başladım, moda alışkın olduğum bir his olduğundan bu yönde gitmeye karar verdim.
İşlerinde nelerden ilham alıyorsun?
Yaptığım işte ilham, kurulan iletişimin ardından gelen bir şey. Projelerin gelişim süreci, yapılan kurgular, birlikte çalıştığım insanların enerjisi… Herkesin farklı çalışma prensipleri olsa da, o farklılıklara rağmen ortak bir noktada buluşabilmek bir ilham.
Planlı ya da kendiliğinden gelişen şeyler… Yapım sürecinde nasıl bir eksende ilerliyorsun?
Dediğin gibi; bazen bir planla ilerliyorum bazen de kendiliğinden gelişen bir ilerleme oluyor. Zaman, mekân, istenilen, istediğim, çekim yaptığım kişiler ve kurumlar sürekli değişiyor.
Editoryal ve kişisel projelerinin arasında nasıl bir ilişki var? Sınırlar neler?
Editoryal bir işte biraz daha yayıncının tarzını önemseyebiliyorsun, kişisel bir projede kendi hayallerine daha sadık kalıyorsun. Bir sınır düşünemiyorum her türlü kendi tarzından bir parça oluyor.
2009'dan bu yana yer aldığın sergi ve projelerde ne tür tecrübeler edindin?
An belirsiz bir kavram olduğu için tecrübeler hakkında konuşmak zor, daha fazlasını deneyimlemek istiyorsun.
Fotoğrafın diğer sanat dallarıyla ilişkisini nasıl tanımlıyorsun? Ve tabii senin ilgilendiğin alanların birbirlerine olan katkılarını nasıl özetlersin?
Sanatın tüm dalları birbirine destek olarak ilerliyor. Fotoğraf bir araç görevi üstlenebiliyor, sonuçta geniş bir kullanım alanı var. Benim için de öyle, ilgilendiğim alanlar birbirlerine destek sağlıyor, en basitinden eskiz çizerek çekime ön hazırlık yapabiliyorum.
Son zamanlarda takip etmekten keyif aldığın fotoğrafçılar kimler?
Dominik Tarabanski, Lena C. Emery, Charlie Engman ve Harley Weir.