Alt başlığı "Modern Sanatın 150 Yıllık Şaşırtıcı, Kimi Zaman da Tuhaf Hikâyesi" olarak biçimlendirilen 357 sayfalık kitap, The Guardian gazetesindeki yazılarıyla da bilinen Gompertz'in aklına, 2009'da Edinburgh Fringe Festivali'nde sunduğu bir 'Stand-Up' gösterisi vesilesiyle gelmiş. Gazete için yazdığı bir yazıda, 'sanatın karşısında donakalmak' yerine sanatın bir parçası olabilmemizi sağlayacak bir şekilde modern sanatı açıklamak için Stand-Up tekniklerinin nasıl kullanılabileceğini araştıran yazar, 'Çifte Sanat Tarihi' isimli bu gösterisinde izleyiciyi hem güldürüp, hem de birşeyler öğretebildiğini fark edince, bu kitabın önü açılmış.
Kitabın önsözünde yazdığına göre, Gompertz, yedi yıllık Tate müzesi müdürlüğü ile, 10 yıllık sanat gazeteciliği ve eleştirmenlik deneyimini, ayrıca bu kitabın biçimlenişi adına değerlendirme fırsatı bulmuş. Kitabın görsel karakterinden devam edecek olursak, yazar ve gazeteci, çalışması için 39 renkli, 29 da siyah beyaz olmak üzere 70'e yakın yapıt röprodüksiyonunu okurlarla paylaşıyor. Kitabını Marcel Duchamp'ın 1917 tarihli 'Çeşme'siyle açan Gompertz, bu bölümde toplam yirmi konu ve çoğunca 'akım'ı büyüteç altına alıyor. Bunlar sırasıyla, 'Empresyonizm Öncesi', 'Empresyonizm', 'Post-Empresyonizm', 'Cezanne', 'Primitivizm', 'Kübizm', 'Fütürizm', 'Kandinski /Orfizm/Mavi Süvari','Süprematizm/Konstrüktivizm: Ruslar', 'Neo-Plastisizm', 'Bauhaus', 'Dadaizm', 'Sürrealizm', 'Soyut Dışavurumculuk' 'Pop-Art', 'Kavramsalcılık/Fluxus/Arte Povera/Performans Sanatı', 'Minimalizm', 'Postmodernizm', ve 'Günümüzde Sanat: Şöhret ve Servet' şeklinde sıralanmış.
Kitap diğer taraftan, ilerleyen sayfalarında, yer verdiği sanat eserlerinin ait oldukları mekân ve koleksiyonlara da referanslar sunarken, bir dizin ve görsel malzeme kaynağı da kazandırıyor okuruna. Pablo Helguera'nın karikatürleriyle ironisini de eksik etmeyen çalışma için konuşurken, "Benim keşfettiğim kadarıyla modern sanat hayatın en büyük zevklerinden biri," diyen yazar ve gazeteci-eleştirmen, kitabın sunuş metninde, özellikle dünya sanat sahnesinde değişen maddi ve manevî ölçütleri değerlendirirken, şu çarpıcı ifadelere başvuruyor: "...bu geçen 30 yılda ne oldu, ne değişti ? Neden modern ve güncel sanat genelde kötü bir şaka olarak görülmekten, saygı duyulan ve tüm dünyada değer verilen bir şeye dönüştü? (...) Paranın bununla bir ilgisi var. Son on yıllar içinde çok büyük miktarda nakit, sanat dünyasına aktı. Devlet finansmanları eski müzelerin sağını solunu düzeltmekten, yenilerini inşa etmeye kadar açıldı. Komünizmin yıkılması ve pazarların devlet müdahalesinden bağışıklaşması küreselleşmeye ve uluslararası bir süper zengin sınıfın doğmasına yol açtı, sanat da bu yeni zenginlerin sağlam bir yatırım aracı oldu. Borsalar çöker ve bankalar batarken, pazara dahil olan insan sayısıyla beraber en geçerli modern sanatın değeri artmaya devam etti..."
Gompertz, bu değer artışındaki spekülatif rolü öne çıkarırken, bu konuda üretilen yayınların niteliği konusundaki eleştirilerini de esirgemiyor: "Bir zamanlar sefalet çeken sanatçılar, şimdi multimilyonerler olarak şöhretli arkadaşlarından özel jetlere ve her bir göz alıcı adımlarını haberleştirmeye meraklı doyumsuz medyaya, sinema yıldızlarının aşina olduğu bütün tuzaklara yakalanmaktalar. Yirminci yüzyıl sonunda patlayan cilalı dergiler sektörü, bu yeni medya kurnazı sanatçılar kuşağının kamusal profilini inşa etmeye yardımcı olmaktan hayli memnun. Zengin ve güçlü insanların dolaştığı cafcaflı tasarım mekânlarda rengârenk yaratıcı insanları rengârenk sanatlarının yanı sıra dururken gösteren fotoğraflar, dergilerin arzulu okurlarının hevesle yalayıp yuttukları tipte dikizlemenin görsel ziyafetleriydi. (Hatta Tate Gallery, Tate üyeleri için çıkardığı dergisini üretmesi için, Vogue dergisinin yayıncısını çalıştırıyordu.) (...) Bu yayınlar, gazetelerin yeni ilaveleriyle birlikte, yeni, 'trendy', kozmopolit sanat ve sanatçılar için bir yeni 'trendy', kozmopolit izleyici kitlesi yarattılar. Bir önceki kuşağın hürmet ettiği tüm o kahverengi sıkıcı eski resimlerden bıkmış, gençlik dolu bir kalabalıktı bu. Hayır, günümüz galeriye gidenlerinin büyük kısmı yaşadıkları zamandan bahseden sanat istiyorlardı. Taze, dinamik ve heyecan verici olan sanat: Şimdi ve burada hakkında olan sanat. Onlar gibi olan sanat: Arzulanabilir ve modern. İçinde biraz 'Rock'n'Roll' olan sanat: Yüksek sesli, isyankâr, eğlendirici ve karizmatik."
Yazar ve eleştirmen, kitabın 'misyonunu' ise şöyle özetliyor okura, üstteki ibretlik meslekî izleniminden sonra: "Temel kurallar hakkında haberdar olmanız gereken her şey modern sanatın dünyayı değiştirmeye yardımcı olduğu ve dünyanın da sanatın değişmesine yardımcı olduğu 150 yılı aşkın tarihini kapsayan bu kitaptaki hikâyede bulunabilir. Her bir hareket, her bir 'izm' girift bir şekilde birbirine bağlıdır, biri, diğerine sanki bir zincirdeymiş gibi bağlar atar. Ancak her birinin sanatsal, politik, toplumsal ve teknolojik çok geniş bir etkiler yelpazesinin doruk noktasında birleşen kendi tekil yaklaşımı, ayrı stilleri ve sanat yapma yöntemleri vardır."
Gompertz'in kitabı, tıpkı ilk açılışı yapan ve ABD New York'taki 1917 Bağımsızlar Sergisi'ndeki ilk sergilenişi sanatçıya yalnızca altı Amerikan dolarına malolan, bugün ise sanatçı tarafından onaylı 15 edisyonu bulunan 'Çeşme' kadar bilgi-yoğun, rahatlatıcı ve şaşırtıcı bir üslûpla okunuyor. Yazar, bu örnekten hareket edersek, sözgelimi sanat tarihine 'hazır nesne' kavramının hangi kültürel ve sosyal koşullarda sanat piyasasına ve ajandasına kazandırıldığıyla bizi olanca cömertliğiyle yüzleştiriyor ve bunu yaparken hiç de sıkıcı bir anlatıma başvurmuyor. Çok önemli bilgileri, hiç bir şey olmamış gibi okura anlatan Will Gompertz, metnini okurun belleğine akıtırken, sanat tarihsel pek çok isme, adrese, kavram ve tarihe de sağlamca yaslanıyor ama bunları da gözümüze-gözümüze sokmuyor. Bununla birlikte, bunu yaparken son derece entelektüel okumalar yapmadan da geri durmuyor. Tıpkı Duchamp hakkındaki şu 'leziz tespit' gibi: "...Duchamp'la hiçbir şey asla basit değildi; nihayetinde, satrancı sanata tercih eden bir adamdı Duchamp,"
Kitabın sonuna açılan 'linkler' ise, edindiğiniz bilgiler ışığında çıkıp, dünya sanatıyla yüzleşebileceğiniz önemli bir kültür turu vadediyor size. ABD, Almanya,Birleşik Krallık, Avusturya, Danimarka, Gürcistan, Fransa, Hollanda, İspanya, İsviçre, Norveç ve Rusya gibi pek çok sanat odağından onlarca yapıta referans veren bu bölümde belli başlı on-line sanat kaynaklarına da referanslar veriliyor.
Netice yerine, kitabın girişinde adeta bir sanat eseri gibi duran ve ilhamını Londra Metrosu'ndan alan (Modern Sanat Akımları Cetveli amaçlı) bu haritanın hangi durağında ineceğinize karar vermek, sizin elinizde.
- "Pardon, Neye Bakmıştınız?"
Modern Sanatın 150 Yıllık Şaşırtıcı, Sarsıcı, Kimi Zaman da Tuhaf Hikâyesi
Will Gompertz, Yapı Kredi Yayınları, Çev: Süreyyya Evren, 357 s., 32 TL