19 TEMMUZ, CUMA, 2024

İlk Kez Çıkılan Bir Yolculuk: “Inner Portrait”

13-16 Haziran tarihleri arasında Art Basel’de ilk kez sanatseverlerle buluşan, Türk Hava Yolları’nın medya sanatçısı Refik Anadol ile iş birliğinde hayata geçirdiği, insanların iç dünyasının portrelerinden oluşan “Inner Portrait” projesinin ayrıntıları üzerine bir yazı.

İlk Kez Çıkılan Bir Yolculuk: “Inner Portrait”

Türk Hava Yolları, 91 yıldır koruduğu dünyada en fazla ülkeye uçan hava yolu şirketi unvanına, host sponsorluğunu üstlendiği uluslararası çağdaş sanat fuarı Art Basel’i bir sanat destinasyonu olarak ekledi. Nasıl mı? Refik Anadol ile iş birliği içinde gerçekleştirilen vizyoner bir sanat projesi ile…

Dünyanın farklı kültürlerinde yetişmiş ve hayatlarında hiç başka bir kültürü yerinde deneyimlememiş dört kişinin iç dünyasının portrelerinden oluşan Inner Portrait” projesi, bizleri bu yabancı suretlerin hareketli imgelerinin bir süre sonra soyutlaştığı, derininde duyguları somutlaştırdığı, renklerle kültürlerin eşleştiği muazzam bir yeni yolculuğa çıkarıyor.

​Refik Anadol ve ekibi, ilk kez seyahat edenlerin deneyimlerine ait duygusal verileri yakalamak ve AI (Yapay Zeka) veri resimlerine dönüştürmek için son yapay zekâ araçlarını ve nörobilimsel sensörleri kullanıyor. Böylelikle katılımcıların beyinlerinden direkt olarak elde edilen veriler, seyahatin dönüştürücü gücünü temsil eden büyüleyici bir görsel anlatı için pigment hâline geliyor. Duygusal ve fiziksel verilerin kayda alındığı ileri bir teknolojiyi kullanan Inner Portrait” projesinin ilk yolcusu bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru, Tokyonun hareketli sokaklarını keşfederken; Kenyalı Esther, İstanbulun zengin tarihini keşfediyor. Avustralyada yaşayan Sahar, Göbeklitepe ve Kapadokya'nın antik harikaları arasında yolculuğa çıkarken; İzlandalı Sigurbjörn, Ürdün’ün büyüleyici güzelliklerini deneyimliyor.

Seyahat etmenin, bir başka yere gitmenin, kendi içindeki keşfin duygulanımının renksel ve biçimsel ifadesi büyüleyici bir şekilde akıp gidiyor. İçinde kaybolmadan hemen önce her bir kişinin nereden nereye, ne zaman seyahat ettiği bir deney titizliğinde paylaşılan koordinasyonlar, lokasyon, haritalandırma ve zaman aralıkları, yolculardan biyolojik ve nörobiyolojik verilerin toplanmasıyla başlıyor. Bu veriler, kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve EEG çıktıları gibi unsurları içeriyor ve Neuroelectrics gibi ileri izleme cihazları kullanılarak kaydediliyor. Yolculuk boyunca devam eden bu kayıtlar, katılımcıların yeni ortamlara ve deneyimlere anlık tepkilerini yakalayarak eserin temelini oluşturuyor. Tüm verilerin kaydolduğu zaman aralıkları öncesinde sanki formel ve maddi bir dünyanın son anı olarak paylaşılıyor. Şehirler ve suretlerle başlayan görüntüler durmaksızın akarken, Anadol deneyimler ile nöronal aktivite arasındaki ilişkiyi araştırarak, otantik insan deneyimlerini yeni estetik ifadelerin yapı taşları olarak "toplama" konusundaki yenilikçi yaklaşımını sergiliyor. Tıpkı Türk Hava Yolları’nın kültürleri birbirine bağladığı gibi, Anadol da seyahat ve kültürel değişimin derin duygusal ve bilişsel etkilerini vurgulamayı amaçlıyor ve insan deneyimlerini teknolojik yenilikle birleştiren yeni bir sanat formu yaratıyor. Bu yaratımın bir başka parçasıysa Türk Hava Yolları İletişim Başkanı Rafet Fatih Özgür. Bu yolculuğun tek bir soruyla başladığını aktarırken şöyle diyor: “İnsan bir yolculuğa çıktığında iç dünyası da değişiyor. Sanki o andan sonra aynı kişi değilmiş gibi..

Biz bu değişimi ölçümleyerek elde edilen veriyi bu keşifsel deneyimi betimleyen bir sanat eserine dönüştürebilir miyiz?”

Bir soru ile beliren hayalin ortağı Refik Anadol Mesleğimde dünyanın dört bir yanına seyahat etme ayrıcalığına sahip oldum, bu yüzden yeni yerler görmenin, yeni insanlarla tanışmanın ve yeni kültürleri tanımanın dönüştürücü deneyimini derinden anlıyorum. Türk Hava Yolları ile iş birliği yaparak dört kişiye ilk kez yurt dışına seyahat etme şansı tanıyan bir projede yer almak, gerçekten ilham verici,” diyor.

İki sene önce başlayan projeyle ilgili Rafet Bey sözü devralırken Dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu olarak, uçtuğumuz her yerde sayısız duygu ve hikâyeye tanık oluyor, seyahatin insanlar üzerindeki etkisini görüyoruz. Bu hikâyeleri aktarmakla sorumlu olduğumuzun bilinciyle, seyahatin insanlar üzerindeki etkisini kültür, sanat, teknoloji ve bilimin kesişim noktasında yer alan bir sanat eserine dönüştürmekten ve bu çalışmayı Art Basel gibi bir platformda sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu çalışmanın insanları seyahat etmeye teşvik edeceğine inanıyorum,” diye ekliyor.

Geleceğin sanatının konuşulduğu Art Basel’de ilk kez gösterilen yapıt, seyahati cesur bir keşif olarak gören Anadol’un dünyanın ne kadar büyük ve ne kadar küçük, insanların ne kadar benzer ve benzemez olduğunu bir merhaba ile hoşça kal kadar uzak ve yakın tanımlaması beni de düşündürüyor. Optik bir estetiğin ötesinde evleri, ziyaret ettikleri şehirleri, yüzleri akarken; beliren her bir renk diğerine yer verirken küçücük parçacıklardan oluşan her şeyin en geniş anlamda darmadağın olduğu ve yayıldığı hislerle izleyicisini de bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculuğa ilk kez çıkan şanslı kişilerden biri olarak beni daha önce hiç deneyimlemediğim bir yere götüren Türk Hava Yolları’na, Refik Anadol ve ekibine teşekkür ederim.

​Şimdi ise heyecanla yapıtla yeniden farklı destinasyonlarda karşılaşmayı, bir de tüm sürecin kayda alındığı belgeselini bekliyoruz.

0
2459
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage