Kadıköy’de atölye açmaya nasıl karar verdin? Ne kadar zamandır buradasın?
Aslında 2004’ten beri Kadıköy’deyim. Okuldan mezun olmadan önceki sene buralarda bir atölyem vardı. Sonra askere gittim. Ondan önce de İstinye`de bir heykeltraşın yanında bir buçuk sene kadar asistanlık yapmıştım. 2006’dan beri de Yeldeğirmeni`nde aktif olarak bu atölyeyi kullanıyorum. Bu atölyede hem çalışıyor hem de yaşıyorum.
Atölyenin Kadıköy ile ilişkisi nasıl peki?
Yeldeğirmeni Kadıköy`ün merkezinde olmasına rağmen çok da bilinmeyen bir yerdi. Aslında hala da öyle sayılır. Ben buradaki atölyemden çıktığım zaman beş dakika içinde Kadıköy merkezde olabiliyorum. Bu bence bir avantaj. Kadiköy’de birçok mekan ve insan olduğu için beslenme açısından da önemli. Yeldeğirmeni ise çok sakin bir yer. Tabii çok kısa süre sonra kalabalığa karışıyorsun. Bu iki farklı dünya içerisindeki deneyimlerimden resim ve heykel üretmeye çalışıyorum.
Kadıköy’deki diğer sanatçı atölyeleri ile ilişkiler nasıl ?
Özellikle son iki senede Kadıköy’de çok fazla sanatçı atölyesi açılmaya başladı. Vakit buldukca görüşüyoruz. Geçen sene farklı atölyelerde toplantılar yapıldı. Yeldeğirmeni Sanatçılar Birliği kuruldu. Zaman zaman yine bununla alâkalı olarak görüşmelerimiz oluyor. Yani sürekli çıkıp atölye aramak gibi bir dürtü olmasa da, olması gerektiği kadarıyla ilişkilerimiz sürüyor. Çünkü sürekli yeni atölyeler ve yeni sanatçılar ekleniyor. Bunu takip etmek pek mümkün değil. Yeldeğirmeni binaların altında çok sayıda boş dükkan barındıran bir yer. Burada herhalde benim bildiğim ve bilmediklerimle beraber yüz tane atölye olabilir.
Bu atölye birlikteliklerinde üretilen projeler oluyor mu?
Bununla ilgili birşeyler yapmak isteyen arkadaşlarımız var. Yeldeğirmeni’nde terkedilmiş bir bina var. O binanın kullanım hakkını belediyeden aldık. 18 yıldır terk edilmiş bir binayı kollektif olarak çalışarak kullanılabilir bir hale getirdik. Bu mekanda farklı sanatçılar çalışmalarını gösterebilecekler. Ben mesela bir duvar resmi yapacağım. Fakat bunun dışında bir proje yapma isteğimin de bu bağlamda çok fazla olduğunu söyleyemem. Bireysel olarak her sanatçının kendince farklı kaygıları olabiliyor. Ütopik hareket etmekten ziyade olabilecek projeler çerçevesinde bir araya geliyoruz. Ben bu konuda liderlikten ziyade kendi ruhuma uyuyorsa, takip eden ve destekleyen bir noktada duruyorum.
Özelde senin çalışmalarına dönecek olursak gördüğüm kadarıyla heykel ve resim ağırlıklı bir üretimin var. Çalışmalarından bahseder misin?
Ben aslında heykel eğitimi aldım. 2010 yılında Terakki Vakfı’nda bir kişisel sergim oldu. O zaman ağırlıklı olarak heykel çalışıyordum. Paralel olarak da desen çalışmalarım vardı. 2008’den itibaren yapmış olduğum desenleri tuval üzerinde de yapmaya başladım. Çalışmaları ürettikçe gelişim çizgimde ilerleme olduğunu gördüm. Ben figüratif çalışıyordum. Figüratif çalışmalarıma hala devam ediyorum. Özellikle son bir buçuk senede yaptığım eserlerde ciddi anlamda bir değişim olduğunu gördüm. Yaptığım bazı araştırmalar sonucunda da aslında resim algısının farklılaştığını gördüm. Bununla paralel olarak söyleyebilirim ki hissetmediğiniz bir durumun resmini yapamazsınız. Yapabilecekleriniz kendi düşüncelerinizle sınırlı. Beslendiğim kaynaklar bilimkurgu, animasyon, anime filmler... Ayrıca kuantum fiziğine de ilgim var. Calışmalarım, ilgi alanlarımın toplamının bir iz düşümü olarak kendini ortaya koyuyor. Ben hiçbir şeyin yoktan var olmadığını savunan biriyim. Aslında yapılan her şeyin geçmiş ve gelecekle genetik bir bağlantısı olduğunu hissediyorum. Yaptığım eserleri net olarak anlatmaktan ziyade, eserin kendisinin açık bir yapıt olarak izleyiciye bir şeyler vermesini umuyor ve bekliyorum. Ben tabii ki çalışmalarımla ilgili bir şeyler söyleyebilir ve tanımlayabilirim ama asıl ilgilendiğim kısım; o saklı noktanın kişilerde bulduğu karşılıktır. Bir betimlemeden ziyade, insanların zihinlerine soru düşürmek istiyorum. Ben de yapan olarak çalışmalarımı gerçekten merak ederim. Bu figür ve kompozisyonu bana yaptıran nedeni düşünürüm. Sezgiselin karşılığını matematik anlamda pek bulamazsınız. Kompozisyonu doğru kurmak açısından hem heykelde hem de resimde matematik yeterince yer kaplıyor. İçsel olanı aktarmak ise tamamen kişinin tutkusuna ve samimiyetine bağlı bir hikaye. Tabii ki çalışmalarımda geçmişin izlerini görebilirsiniz. Etkilendiğim sanatçılar da elbetteki olmuştur. Fakat özellikle benim için önemli olan nokta; insanlara olmayan (yapılmamış) işleri hissettirmeye çalışmak. Yaptıklarımla bu duruma ne kadar yakınım bilmiyorum ama kendi sanatsal tutumum bununla ilişkili.
Çalışmalarını yaparken ne tür referanslar ya da hangi sanatçılar seni etkiliyor?
Yani ben biraz Doğu Felsefesi ile ilgileniyorum. Krishnamurti`yi okurum. Felsefe katagorisine koyarlar ama çok felsefi olduğunu düşünmüyorum. Çok ilginç deneyimleri olduğunu biliyorum. Örneğin benim eserlerimle bağdaştırdığım bir noktası; sezgisel bilginin gücü ile ilişkili olması. Yani öğrenilmiş bilgi ile, iş üretmek ile size öğretilemeyecek olan sezgisel bilgiyi katmakla ilişkili aslında. Sanatçı olarak da, sanat tarihi içerisinde önemli bir sanatçı olarak kabul edilen Hieronymus Bosch beni çok etkilemiştir. Çok fazla eseri olmamasına rağmen geride bıraktığı çalışmaların birçok sanatçıyı etkilediğini düşünüyorum. Onun dışında Francis Bacon beni etkileyen sanatçılar arasındadır. Ama esas hikaye sizin ruhunuza hitap eden kişiyi hissetmek ve tabi ki onun üzerine birşeyler koyup dönüştürmek ile ilgili. Bana göre kimse Amerika`yı yeniden keşfetmiyor. Sadece bunu samimiyetle dönüştürmek önemli. Bence sanatçı ya da sanatçı adayı hayatın birçok farklı noktasından beslenmelidir. Çalışmalarımı ürettiğim zamanlar dışında darbuka çalıyorum. Ritimle kurduğum ilişkinin de bir şekilde beni beslediğini düşünüyorum.
Bahsetmiş olduğun düşünür ve sanatçılar imaj olarak çalışmalarında bir şekilde kendini ortaya koyuyor.
Aslında öğrenilmiş ve sezgisel bilginin birleşiminden çıkan sonuçlara eleştirel olarak yaklaşıyorum. Çünkü bir anda başka bir yapıta götürme durumu da söz konusu olabiliyor. Belli bir konsept dahilinde çalışmalar yapıyorum, ama önemsediğim noktası kendimi çok fazla tekrar etmemek. Yaptığım eserlerin geçmiş , gelecek ve tabi ki an ile olan ilişkilerine dikkat ediyorum. Kullandığım bazı imgelerin geçmiş ve tabii ki gelecek ile ilişkisi olduğunu söyleyebilirim. Genelde suratların amorf resmedilmesi ve konumlandırılması belki biraz irite edici gelebilir. Algıladığım kişisel hakikatimin gözönünde olduğu ve bu hakikati tek bir noktada topladığım eserler üretmeye çalışıyorum. Teknik önemli olmakla beraber, bu tekniği ve samimiyeti ortak bir dille resmetmek iyi bir eser potansiyeli yaratabilir. Bir yapıtın en başta kişiyi karşısında durdurması gerektiğini düşünüyorum. Tabii öncelikle bu durumdan ben etkilenmeliyim ki çalışmalarımı gören insanlar da etkilensin. Aslında bu bir macera. Düşünebildiğiniz kadar varsınız.
Yaptığın çalışmalar nasıl bir süreçte ortaya çıkıyor?
Son iki senedir taslak üzerinde çalışıyorum. Daha önce desenin spontaneliğine kendimi daha fazla bırakıyordum. Bu da bana büyük bir haz veriyordu. Tabii bu desenin kuvvetine bağlı olarak değişiyordu. Bir noktadan sonra kendimi biraz zorladım ve taslak çizerek çalışmalarımı üretmeye başladım. Yaptığım taslağa karar verdikten sonra doğrudan tuvale geçiriyorum. Ama tabi yine de çalışmanın kendisinin bittiğini söyleyemem. Ayrıca taslaktaki halinden çok farklı bir biçimde, tuvalde başka bir yapıya dönüşüyor. Bir de ben tuvalin üzerine birkaç kat astar attıktan sonra zımparalayıp tuvali kağıt yüzeyine çeviriyorum ki kalem kullanabileyim. Bu süreçten çok keyif aldığımı söyleyebilirim. Taslaklar üzerinden çalışmaya başlayarak iş üretmenin zihnimi disipline ettiğini gördüm.
Ne tür malzemeler kullanıyorsun ?
Akrilik ve akrilik kalemi kullanıyorum. Kendimi desene yakın gördüğüm için duruşuma yakın olduğunu söyleyebilirim.
Ne kadar zaman süresince bir çalışmayı üretmeye başlıyorsun?
Bu tamamen yoğunlaşmam ile ilişkili. Büyük bir çalışma yapıyorsam eğer dinlenmek için paralel olarak daha küçük bir çalışma yaparak bir açıdan kendimi dinlendirmiş oluyorum.
Yakın zamanda katılmayı düşündüğün bir proje var mı?
Önümüzdeki yılbaşı itibari ile bir karma sergiye katılacağım. Onun dışında Şubat ayında Mixer’de kişisel sergim olacak.