Sema Şener’in kurucusu olduğu Mim 85 Kültür Sanat Platformu Nişantaşı’ndaki mekânında yaklaşık 20 yıldır kültür ve sanat alanına ilişkin çok farklı disiplinlerde kişi ve kurumlara eğitim programları düzenliyor; geziler gerçekleştiriyor ve danışmanlık hizmeti veriyor. 2015 yılından bu yana ise Mim 85’in içinden doğan ve sadece çağdaş sanata odaklanan MAP (Mim Art Project); Sema Şener, Vera Koronyo yürütücülüğünde ve Esra Aliçavuşoğlu danışmanlığında alana ilişkin çeşitli programlar geliştiriyor.
Leo Burnett'in ünlü sözüdür: “Hayata karşı meraklı olmak, muhteşem yaratıcı insanların en büyük sırrıdır”. Hızla akıp giden hayatı yakalamak, yakalarken de farklı bir yoldan yürüyerek ayrışmak, elbette kolay değil. Herkesten farklı bir vizyona sahip olmak, kavramlara tek boyutlu değil, çeşitli açılardan bakabilmek, geniş yelpazede düşünme yetisi kişiyi şüphesiz daha yaratıcı ve verimli yapıyor. Tüm bunlar için elimizdeki en büyük silahlar ise kültür ve sanat.
Mim 85 Kültür Sanat Platformu kurucusu Sema Şener, MAP’in kurucusu ve koordinatörü Vera Koronyo, danışman Esra Aliçavuşoğlu ile bu iki oluşum üzerine konuştuk.
Kuruculuğunu üstlendiğiniz ve uzun yıllardır devam ettirdiğiniz Mim 85 Kültür Sanat Platformu nasıl kuruldu? Sizin sanatla serüveniniz nasıl başladı? Neler yapıyorsunuz?
Sema Şener: Uzun yıllardır sanat dünyasının içerisindeyim. Bu süreç yaklaşık 1990’ların başına denk geliyor; Berlin’den yeni dönmüştüm ve sanata ilgi gösteren kurum sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. İstanbul Resim Heykel Müzeleri Derneği o yıllarda önemli bir misyona sahipti. Dernek düzenlediği seminerler, workshop’lar ve panellerle hem müzeye destek oluyor, hem de kültür sanat ortamına katkıda bulunuyordu. Ben de bu derneğe destek olmak için o yıllarda bu oluşuma katıldım; uzun yıllar yönetiminde yer aldım ve o günkü imkânlarla birçok organizasyonun gerçekleşmesine yardımcı oldum. Hatta dernek olarak bir vakıf da kurduk ve o yıllarda çağdaş sanat müzesinin kurulması için önemli çalışmalar gerçekleştirdik.
Mim 85 Kültür ve Sanat Platformu bu birikime paralel gelişen bir oluşum olarak başladı. 2000’li yıllardan itibaren önce sadece kendi çevremde daha sonra kurumsallaşarak çeşitli organizasyonlar, seminerler, workshoplar, geziler düzenleyerek sanat ve kültür alanında birçok etkinlik gerçekleştirdik. Alanında öncü olan bu platform (Mim 85) zaman içinde başka kuruluşlara da örnek olarak amacına ulaştı, ulaşmaya devam ediyor. Tabii sadece bununla sınırlı olmadığımı vurgulamam gerek: Örneğin, önemli bir misyonla yönetim kurulunda bulunduğum, kuruculuğunu Prof. Hüsamettin Koçan’ın yaptığı Baksı Müzesi; Sevda – Can Elgiz’in kurucusu olduğu Elgiz Müzesi’nin etkinliklerinin desteklenmesi ve Fusun Eczacıbaşı’nın başkanlığında kurulan ve değerli koleksiyonerlerin, sanatseverlerin üyesi olduğu Saha Derneği içinde bulunmaktan ve destek vermekten büyük keyif aldığım kurumlar.
Mim85 Kültür Sanat Platformu ilk kurulduğu 2000 yılından bugüne nasıl değişimler geçirdi? Platform ilk kurulduğunda kültür sanat ortamı nasıldı, 17 yıl sonra şimdi nasıl?
Sema Şener: Hızla değişen, küresel dünyamızı anlamak, çeşitli boyutlarıyla değerlendirmek, her geçen gün daha da zorlaşıyor. Dijital çağın, şüphesiz sunduğu sınırsız imkânlar var, evet kabul ediyoruz ama karşılıklı paylaşım, birlikte öğrenme ve üretme eksikliği olduğu da bir gerçek.
Kendimize biraz olsun alan yaratmak ve özgürleşme isteği, beni 2000’de Mim85 Kültür Sanat Platformu’nu oluşturmaya iten en temel nedenlerden biri oldu. Burası, başlangıcından bu yana hep birlikte yaşanan, üretilen, kültürün interaktif bir şekilde paylaşıldığı, sanatın bütün boyutlarıyla ele alındığı, her kuşağa uygun bir kültür merkezi işlevi yüklendi, yüklenmeye devam ediyor.
2000 yılından günümüze aralıksız eğitim vermeyi ve kültür gezileri yapmayı sürdürüyoruz. Mim85 Kültür Sanat Platformu olarak uzun süreli çalışmalar sonunda gerçekleştirdiğimiz; tarih, siyaset, sanat, psikoloji, dinler tarihi vb. gibi çok çeşitli başlık ve konularımız var. Katılımcılarının ilgi alanları doğrultusunda uzman eğitmenlerinin objektif yaklaşımla ele aldığı kültürel, sanatsal, tarihsel ve sosyolojik temelli seminerlerimiz devam ediyor. Mim85’deki dersler, görsel ve işitsel sunumlar eşliğinde gerçekleştiriliyor ve yenilikçi tavırdan asla ödün verilmiyor. Seminerlerimizi katılımcılarımızın taleplerini de dikkate alarak, dünyanın değişen dinamiklerini anlamaya yardımcı olacak şekilde planlıyoruz, yeniliyoruz.
Bu süreçte amacınıza ulaştınız mı veya hedeflerinizde bir değişiklik oldu mu?
Sema Şener: Amacıma ulaşmadım desem kendime büyük haksızlık ederim; evet ulaştım, gelecek için de bu alana ilişkin önemli hedeflerim var. Umarım onlar da gerçekleşir.
Peki Mim 85 Kültür Sanat Platformu’nun bir diğer ayağı olan Mim Art Project (MAP) nasıl kuruldu? Mottosu nedir?
Esra Aliçavuşoğlu: MAP (Mim Art Project) adından da anlaşılacağı üzere Mim 85 Kültür Sanat Platformu’nun içinden doğan bir oluşum. Bir anlamda hem bağlantılı hem de özerk yapılar. MAP temel olarak çağdaş sanat üzerine odaklanıyor. 2015 yılından bu yana, çağdaş sanat alanında kurumsal eğitimler; ulusal/uluslararası geziler, bireysel ve kurumsal danışmanlık hizmetleri veriyor. Bizim MAP’i kurarken ana düşüncemiz Türkiye’de sadece çağdaş ve güncel sanata odaklanan, bu konuda eğitim veren kurumların olmaması nedeniyle oluşan boşluğu doldurmaktı. Çeşitli modüllerde hazırladığımız, kronolojik ve tematik eğitim programlarıyla; ulusal ve uluslararası gezilerle bu boşluğu kapatabilme gücünü oluşturduğumuzu düşünüyorum.
Vera Koronyo: MAP olarak bu programları oluştururken en temel nokta elbette içeriğin niteliği ve çeşitliliği kadar, program yürütücüsünün –eğitmenin, rehberin vs.- kim olduğu… Dolayısıyla çağdaş sanat alanında zaten çok kısıtlı olan nitelikli eğitmenleri MAP’in baş aktörleri olarak görüyoruz. Dünyanın en harika sanat programını yapabilirsiniz ama doğru isim anlatmıyorsa bütün her şey çöpe gidebilir. Dolayısıyla MAP olarak eğitim verdiğimiz ya da gezi düzenlediğimiz grupların iki saatin sonunda bilgiye ulaşmış, kavramış ve bir sonraki ders için istekli olması bizim için çok önemli.
Seminer, eğitim ve gezi gibi pek çok program gerçekleştiriyorsunuz. Etkinliklere katılacak kişiler nasıl başvuruyor? Kapasiteler nasıl organize diliyor?
Sema Şener: Geniş bir katılımcı ağımız var. Yıllık programlarımızı, aylık derslerimizi ve gezilerimizi web sitemizden duyuruyoruz. Hem Mim 85 hem de MAP için oluşturduğumuz programların içeriğine göre bir duyuru yapıyoruz.
Vera Koronyo: MAP’in yetişkin organizasyonları herkese, her yaş grubuna açık. Çoğu zaman yaş çeşitliliği seminerlerin niteliğini çok olumlu olarak etkiliyor hatta… MAP’in çocuk ve gençler için yaptığı eğitim programlarında ise mutlaka yaş gruplarını ayırıyoruz. Kabaca 17 yaşa dek üç gruba ayırıyoruz. Örneğin, MAPYoungster diye genç sanatseverleri hedef aldığımız bir alt oluşumumuz daha var MAP içinde. Bu ayrımın nedeni, özellikle çocuk ve gençler söz konusu olduğunda, içerikten tutun da, eğitmene, eğitmenin kullandığı anlatım diline, vücut diline bile çok dikkatli karar vermemiz gerekiyor. Çünkü çocuk ve gençlerde öncelikli amacımız onları çağdaş sanatla tanıştırmak, iletişime geçirmek.
Esra Aliçavuşoğlu: Çocuk ve gençler için yaptığımız programlar hem teorik hem pratik alanı kapsıyor. Hatta çoğu zaman bir müze ya da galeri sergisini odak noktası alarak şekillendiriliyor. Bu programlar için yetişkinlere ders veren eğitmenlerimiz değil, sadece çocuk ve gençlerle çalışan ekibimiz devreye giriyor.
Eğitmenleriniz arasında kimler yer alıyor?
Esra Aliçavuşoğlu: MAP’in kurucularından ve danışmanlarından biri olarak, özellikle dikkat ettiğimiz temel konu, bu alanın profesyonelleri kimlerse onlarla çalışmak. Dersleri oluştururken eğitmenin akademik geçmişi, üzerine çalıştığı konu ve konuya hakimiyetini dikkate alıyoruz.
Sema Şener: Önümüzdeki dönem danışmanlarımız ve eğitmenlerimiz çeşitlenecek. Farklı disiplinlerden ve uzmanlık alanlarından isimlerle çalışmanın katılımcılarımızın bakış açılarını çeşitlendireceğini düşünüyorum.
Birlikte öğrenmenin önemine vurgu yapıyorsunuz, sizce kolektif öğrenme hali bireyleri nasıl etkiliyor?
Sema Şener: Aslında toplumumuzda birlikte öğrenme pratiği çok yaygın değil. Bu tür bir pratiğin geliştirilmesi gerekiyor. Mim’85 ve MAP kurulduğu günden bu yana bu pratiği oluşturma ve geliştirme çabasında. Programınız, eğitmeniniz iyi ve nitelikliyse bir süre sonra kolektif öğrenme hali katılımcıları da etkiliyor.
Gezileriniz ve eğitimleriniz nasıl geçiyor, neler deneyimliyorsunuz?
Vera Koronyo: Her eğitim, gezi bambaşka ve farklı bir deneyim. Özetle şunu diyebilirim ki; her katılımcının mutlu ama özellikle tatmin olmuş olarak ayrılması bizim için çok önemli. Hemen her zaman harika geri dönüşler alıyoruz. Yapacağımız her etkinlikten haberdar edilmek ve ilk sıraya yazılmak istemeleri misyonumuzu yerine getirdiğimizin bir kanıtı olsa gerek.
Bu hizmetlerden hangilerine ilgi daha fazla oluyor? Sanat dünyasındaki hangi boşluğa ağırlık verdiğiniz söylenebilir?
Sema Şener: Mim 85 olarak kültür ve sanatın her alanını kapsamaya çalışıyoruz. Tarih, edebiyat, psikoloji, siyaset, dinler tarihi vb. gibi hemen herkesin ilgisini çekebilecek dersler olduğu gibi önemli isimlerle İstanbul’u ve dünyanın dört bir yanını da dolaşıyoruz.
Kurumların kimliğine ve vizyonuna uygun, hedef kitlelerine, üst ve orta düzey çalışanlarına yönelik sanat danışmanlığı / sanat eğitimi danışmanlığı yürüterek kurumların iç ve dış itibarlarını ve algılarını yükseltmelerini hedefleyen MAP; Türkiye’de özellikle son yıllarda büyük gelişim gösteren sanat piyasasına bilinçli, yeni oyuncular kazandırmayı da amaçlıyor.
Eğitimlerden koleksiyon kurmaya, yurt içi ve yurt dışı gezilerinden kültür sanat yayıncılığına kadar uzanan geniş yelpazedeki danışmanlık alanlarımızın her aşamasında keyifle hizmet veriyoruz. Çünkü biliyoruz ki kültür sanat insanı ve kurumları zenginleştirir, keyif verir.
Esra Aliçavuşoğlu: MAP’in hizmetlerini kabaca üç başlıkta toplayabiliriz: Çağdaş sanat eğitimleri, yurt içi ve yurt dışı çağdaş sanat gezileri, çağdaş sanat ile ilgili her türlü danışmanlık.
Yurt dışında da birçok etkinlik düzenliyorsunuz, bu organizasyonlarınız nasıl gerçekleşiyor? Gezi/workshoplara uluslararası danışmanlar mı eşik ediyor?
Vera Koronyo: Türkiye sanat ortamında, öğrenmek, araştırmak yerine daha çok kulaktan dolma bilgilerle sanat yapıtı alınıyor. “Birkaç kişi aldıysa kesin iyidir, biz de alalım” mantığı var. Genel bir sanat tarihi bilgisi olmadan, hele ki uluslararası sanat ortamından bihaberseniz sergilenen işlerin özgün mü yoksa daha önceden üretilmiş işler mi olup olmadığını bilmeniz imkânsız. İşte biz de, MAP olarak, uluslararası sanat ortamını daha yakından tanıma fırsatı yaratarak bu farkındalığı oluşturabilmek amacıyla yurt dışı gezileri gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken de, konunun uzmanı uluslararası sanat danışmanlarımız ile çağdaş sanat fuarlarını, o kentin ünlü galerilerini, yabancı koleksiyoner evlerini ve uluslararası bilinilirliği olan sanatçı atölyelerini gezerek, sohbetler gerçekleştirerek katılımcılarımızın hem interaktif bir şekilde bilgi almalarını sağlamaya çalışıyoruz hem de çağdaş sanata duydukları ilgiyi biraz daha ileriye taşıyarak bilinçli sanatseverler yaratabilmeyi hedefliyoruz. Bu gezilerimizde her zaman Esra Hocamız (Aliçavuşoğlu) da bizlerle oluyor ve değerli bilgi ve yorumlarıyla katkıda bulunuyor. Gezilerimizin lojistik organizasyonunda ise Jules Verne Travel ekibi destek veriyor.
Eylül ayı İstanbul sanat dünyası için bir hayli yoğun geçiyor, sizin planlarınız neler?
İstanbul Bienali ve Contemporary İstanbul kapsamında neler yapmayı planlıyorsunuz?
Sema Şener: Her iki etkinlik de bizim için müthiş bir heyecan yaratıyor. Özellikle MAP gibi sadece çağdaş sanata odaklı bir oluşum için 2017 Eylül ayı son derece önemli. Uluslararası sanat ortamı buraya akacak ve biz de düzenlediğimiz etkinlik ve programlarla katkıda bulunacağız.
Esra Aliçavuşoğlu: Oldukça yoğun bir dönem bizim için. Uluslararası İstanbul Bienali’nin bilinçli bir şekilde gezilmesini çok önemsiyoruz. Dolayısıyla hem yetişkinler hem gençler hem de çocuklar için ayrı programlar hazırladık. Her grup için farklı profesyonellerle çalışıp, alana ilişkin nitelikli bir farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca eylül ayı sonunda Venedik Bienali gezisi gerçekleştireceğiz. Bundan önce ArcoMadrid, Londra Frieze ve Berlin’e geziler gerçekleştirdik. Sadece fuar ve bienallerin değil çağdaş sanat müzelerinin de gezildiği bu gezileri çok önemsiyoruz.
Detaylı bilgi için: http://www.mim85kultursanat.com/mim-art-project/