Evren Selçuk’un sergi alanını gaz maskesi üreten bir fabrika kurgusuna dönüştürdüğü performatif yerleştirmesi “Standard Profile: Üretim & Hayal kırıklığı” üzerine bir yazı.
“Gerçek anlamda altüst edilmiş bir dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır” - Guy Debord [1]
Evren Selçuk’un 10 – 26 Ağustos 2022 tarihleri arasında Bilsart’ta yer alan performans enstalasyonunun başlığı “Standard Profile: Üretim & Hayal kırıklığı ”. Tüm galeri alanının bir fabrikaya dönüştürüldüğü sergide, gündelik çalışma anları geniş bir ekiple performe edilerek iş ve üretime dair bir gerçeklik yanılsaması yaratılıyor. Sergiye eşlik eden video ise insan sağlığını koruma misyonuyla yola çıkmış fabrikanın steril görünen ortamının ardındaki hayal kırıklığını ortaya koyuyor.
İş aletleri, ürün kutuları, yaka kartları, üretimi bitmiş, henüz tamamlanmamış gaz maskeleri, maske kalıpları, vitrinler, video ve Standard Profile’in geçmişini anlatan gazete kupürü sergiye dâhil olan sanat nesneleri. Bir araya geldiklerinde ise tek bir eseri gösteren parçalar.
Evren Selçuk, bu çalışmasında yarattığı gerçeklik kurgusuyla bizzat gerçek olanın kendisini sorguluyor. Bir anda kendini hijyenik bir fabrika vitrini içinde bulan izleyici devinime tanıklık ederken videodan akan görüntüyle eşzamanlı olarak o devinimi yaratan işçilerin hızla üretime değil ölüme doğru yol aldığını görüyor. Görünmez bir el, üretimde başat rol oynayan çalışanların çalışma koşullarının sonucunda yakalandıkları hastalıkları gösteren dosyaları deşifre ediyor.
Videodaki görüntü, o anda orada değil başka bir zaman diliminde ilerliyor ve fabrika çalışanlarını canlandıran oyuncuların kesintiye uğrayan hareketleri ile hem videodaki zaman sıçramasını destekliyor hem de ifşanın içeriğiyle örtüşen bir çağrışım yaratıyor. İşte tam burada gerçeğin anlatısı ile anlatının gerçeği, başka bir deyişle fabrika yanılsaması ile serginin gerçekliği birbirinin içine giriyor. O anda orada olağan izleyici geçmişle şimdi; statikle dinamik; oyunla gerçek arasındaki arafta kalıyor. Hareket ve zaman yanılsaması çerçeveyi çizen göstergelerle karşıtlık oluştururken seri üretimin nesnesi ürün ile entelektüel üretimin göstergesi sanat nesnesi diyaloğa geçiyor. Sergileme tekniği, algının değişebilirliğine atıfta bulunuyor. Gösterim, “Tam olarak neredeyiz?” sorusunu doğuruyor.
“Standard Profile: Üretim & Hayal kırıklığı”, mekânın dönüştürülebilirliğine, kavramın sınırlarına dair yeni düşünce olanakları da yaratıyor. Birer parçası olduğumuz kapitalist sistemin ikiyüzlülüğünden statü kaygısına, sanatsal üretimin, gösterimin katmanlığından sergideki sanat nesnelerinin hazır nesne olmaması ama öyleymiş gibi görünmelerinden dolayı hazır nesnenin tam olarak “ne” olduğuna kadar birçok sorgulamayı beraberinde getiriyor.
Belki yukarıda alıntıladığımız Guy Debord’a bir kez daha dönebiliriz. Debord, Gösteri Toplumu kitabında “Gösteri kendini tartışılmaz ve erişilmez devasa bir olumluluk olarak sunar, ‘Görünen şey iyidir, iyi olan şey görünür’ der, başka bir şey demez. İlkesel olarak kabul ettiği tutum bu edilgen kabulleniştir; ve ortaya çıkışına karşılık verenin olmaması ve görünüş üzerindeki tekeli ile aslında zaten bunu elde etmiştir.” der. [2]
Evren Selçuk, üretimin ardındaki hayal kırıklığını, hayal kırıklığından doğan söylemi, görüntünün aldatışını, yanlışı imleyen bir doğru ile göstererek dışarıdaki gözü içeri davet ediyor.
Yarattığı gösterimle vitrini tersine çeviriyor. Olağan kabullenişlerimizi tam da o olağan olan üzerinden izlettiriyor.
[1] Guy Debord, Gösteri Toplumu, (çev. Ayşen Ekmekçi, Okan Taşkent), Ayrıntı Yay., İst.1996 s. 15
[2] Guy Debord, Gösteri Toplumu, (çev. Ayşen Ekmekçi, Okan Taşkent), Ayrıntı Yay., İst.1996 s. 17