Geometrik soyut çalışmalarıyla Türkiye heykel sanatında önemli bir yeri olan Seyhun Topuz’un yeni düzenlemesi Kuzgun Acar Anısına, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde boğaza karşı arzıendam ediyor.
Son olarak Mardin Bienali’nde çalışmalarına rastladığımız Seyhun Topuz, şimdiyse Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin Fıstıklı Terası’nda karşımıza çıkıyor. Kuzgun Acar’dan ilhamla, kendisine saygı niteliğinde oluşturduğu, dokuz parçalı bakır düzenlemesi Kuzgun Acar Anısına ile bizi büyülüyor. Topuz ile son çalışması, üretim süreci ve kamusal alanda heykel sanatını konuştuk.
Kuzgun Acar’ın ölümünün 40. yılı vesilesiyle restore edilip SSM’de sergilenmeye başlayan Kuşlar-Soyut Kompozisyon, sizin de yine SSM’de ve aynı noktada sergilediğiniz Kuzgun Acar Anısına adlı düzenlemenize ilham kaynağı oldu. Öncelikle merak ediyorum SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer size bu fikirden bahsettiğinde neden bambaşka bir eser değil de Kuzgun Acar’ın çalışmasından ilham alarak bir düzenleme yapmayı tercih ettiniz?
SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, sanıyorum şubat ayında açık alanda bir yaz sergisi yapmam için öneride bulundu. 1-2 ay önce İstanbul Galeri Nev’de kişisel bir sergim olmuştu, dolayısıyla yeni bir sergi yapmak yerine geçen yıl Kuzgun Acar’ın Kuşlar adlı yapıtının onarıldıktan sonra yerine uğurlanmadan önce bir süre sergilenmesi amacıyla yapılan duvara Kuzgun Acar Anısına bir duvar heykeli yapmayı daha uygun buldum ve çalışmaya başladım. Kuzgun Acar ile benim heykellerimin biçimsel olarak yakın olduğunu düşünmüyorum. Ancak, kendi formlarımı kullanarak aynı duvarda yaptığım heykel ile aramızdan çok erken ayrılan, tanıdığım ve işlerini çok sevdiğim Kuzgun’u anmak beni çok mutlu ediyor.
Düzenleme dokuz parçadan oluşuyor. Hatta bir parça işin arkasında saklanıyor. Ve Kuzgun Acar’a referanslarda bulunuyor. Bize çalışmanızdan ve üretim aşamasından biraz bahsedebilir misiniz?
Heykelim, biri duvarın arka yüzeyine uzanan dokuz parçadan oluşuyor. Üretimi dört aydan fazla sürdü. Malzeme bakır, duvarda antrasit rengi ve yerleştirilen parçalarda beyaz fırın boyası kullandım. Uzun yıllardır geometrik formlarla çalıştığımı, üretimde her aşamayı ayrıntılı olarak planlayıp uyguladığımı biliyorsunuz. Son işlerim daha organik, biraz rastlantısal, biraz kontrollü formlardan oluşuyor. İlk kez 1980’li yıllarda deneyip vazgeçtiğim, hatta hemen hepsini yok ettiğim bu formlara son 2 yıldır tekrar döndüm. Sergilenen duvar heykelim de bu kapsamda üretildi.
Değerli iki sanatçının ardından bu bir geleneğe dönüşüyor, her yaz heykel sanatından önemli bir temsilci müze bahçesinde ağırlanacak. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu çok desteklediğim bir fikir, gelenekselleşmesi beni son derece sevindirecek.
Geçtiğimiz yıllarda bir içerik dizisine başlamıştık, her hafta kamusal alanda yer alan bir heykeli tanıtıyorduk. İnsanların bu heykelleri tanımaması, görmemesi ve ilgilenmemesi bizi bu projeye itmişti. Siz Türkiye’de heykel sanatını ve bu sanatın özellikle kamusal alanda aldığı tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kamusal alanda çağdaş heykelin daha görünür olması ve çoğalıp yaygınlaşmasını son derece olumlu buluyorum. Ancak heykelin yaşatılması, konulduğu çevrede sanatsal değer olarak benimsenmesi, sahiplenmesiyle mümkün. Sık sık duyduğumuz, zarar verilen, yıkılan, yerinden edilen heykellerle ilgili haberler ümit kırıcı olsa da bence böylesi davranışların temelinde yatan önemli etkenlerden birisi de açık alanlara çağdaş heykeller konulmasına görece olarak çok yeni başlanmış olması. Ülkemizde çok sayıda genç ve yetenekli heykelci var. Kanımca, belediyelerin tahsis edilecek yerlere yarışmalar açarak seçilen heykelleri yerleştirmesi, onların benimsenip sahiplenilmesine önemli katkı yapacaktır. Bir diğer konu da heykele, özellikle figür heykeline karşı çıkışlara yersiz olarak dini motifler yakıştırılması; bilindiği gibi birçok Müslüman ülkenin meydanlarında, parklarında yerli/yabancı sanatçıların çok sayıda heykeli yerleştirilmiş durumda ve bunlar özenle yaşatılıyor.
Yakın zamanda gerçekleştirmeyi planladığınız projeleriniz var mı?
Son iki yıldır yüksek tempoda çalıştığım için biraz nefeslensem iyi olacak. Kısa dönemde gerçekleştirmeyi planladığım bir proje yok henüz. Kafamda dönen ve ortaya çıkarılmayı bekleyen fikirler biraz daha bekleyecek.