Kesik kağıtların Matisse’in işlerinde ortaya çıkışı 1940’lardan öncesine dayanıyor. 1919 yılında Chant du Rosignol Balesi için tasarladığı kostüm calış- ması, 1931-1933 senesinde Barnes Ailesi’nin isteği üzerine tasarladığı ‘Dans’ adlı duvar freskinin maketleri, 1937-1939 yılları arasında “Rouge et Noir” balesi için tasarladığı kostüm calışmaları Matisse’in boyalı kağıt ve kesim tekniğini kullandığı ilk eserler olarak MoMA’daki serginin giriş kısmını oluşturuyor. Bu dönemdeki eserlerde Matisse’in uzun yıllar beraber calıştığı sanat eleştirmeni ve dergi editörü Tériade’in isteği üzerine tasarlayacağı çok sayıda kitap ve dergi kapağını da eklemek mümkün. 1937-48 yılları arasında Matisse’in hayata geçirdiği litograf kapakları arasında Henri Cartier Bresson’un fotoğrafın doğasına dair yazdığı kitabı Karar Anı, zamanın Paris ressamlarının reprodüksyonlarını içeren Verve dergisi ve Christian Zervos editörlüğündeki Cahiers D’Art dergisinin kapakları serginin ilk bölümünde görülebilir.
Aynı döneme ait sayılı adette basılan “Jazz” isimli (1947) litograf kitabı atlamamak gerekiyor. Verve dergisinin editörü Tériade, “Jazz” projesini hayata gecirmek icin 1940 yılından itibaren Matisse’i ikna etmeye uğraşır. Projeyi devamlı erteleyen Matisse’in ‘Jazz’a ait maketlere yoğunlaşması ancak II.Dünya Savaşı’nın son yıllarında olacaktir.[1] Alman istilalinin baskısı altında yapılan kitap 20 litograf baskıdan oluşuyor. Kitapta Matisse’in elyazısı notlarının yanısıra, kullanılan motifler ve semboller (bkz.“Ikarus’un Düşüşü”) bize kitabın II.Dünya Savaşı’nın etkisi altında ortaya çıkış sürecine dair ipuçları veriyor. Bu kitapta Jazz müziğinin doğaçlama ile olan sembiyotik ilişkisini ilham alan Matisse, kitapta mitolojik savaş sembolleri ile sirk hayatının fantastik öğelerini beraber kullanarak savaşın tüm gerçekliğine rağmen hayal gücünün egemenliğini öne çıkaran yeni bir dünya kurguluyor. [2]
[1]
The Cut- Outs, S.26 Henri Matisse, The Museum of Modern Art, 2014.
[2] “Kurt” [The Wolf] adli maketteki figurun Alman kulturunun mitolojik mirasi olan kurdu simgesellestirmesi bazi cevreler tarafindan“Jazz” kitabinin savasa bir baskaldirisi seklinde okunmasina sebep olacaktir.
Fakat Matisse’in bu dönemde sergilenen işlerine gelen tepkiler pek de olumlu olmaz. Sanatçının kesik kağıtları içeren eserleri ilk kez toplu olarak 1949 yılında Paris Modern Sanat Müzesi’nde düzenlenen bir retrospektif ile sergilenir. Cahiers d’Art dergisinin kurucusu ve sanat eleştirmeni Christian Zervos, Matisse’in yağlı boya tekniğini ve öncülük ettigi Fauvism akımını terk etmesini sert bir tepkiyle karşılar. Sergiye dair yazdığı eleştiri yazısında Zervos, “Matisse’in 1936 yılında dergi kapağı olarak başlayan bu tekniği son zamanlarda uyku tutmayan gecelerini geçiştirebilmek ve de kendine bir meşgale oluşturmak için kullandığını söyleyebilirim” der[3]. Lakin Matisse,1952 yılında Andre Verdet ile yaptığı röportajda bu döneme ait işlerinin basit bir meşgalenin ötesinde olduğunu söyleyecekir: “ Makasla keserek yaptığım bu eserler yağlı boya eserlerim ile aynı doğrultuda gorülmelidir. Bu yeni arayış asla yağlı boya resimlerimin ithamı veya reddi değildir.”[4] Matisse’in resim ve heykelin ötesindeki soyut arayışının ne olduğu ise sanatçının hayatının sonuna doğru kesik kağıtlar ile yaptığı işlerin ışığında MoMA’daki serginin bütününe bakıldığında yeni bir anlam kazanıyor.
[1]
The Cut- Outs, Henri Matisse, The Museum of Modern Art, 2014, s.25
[2] Jack Flam (ed.), Matisse on Art, Berkeley and Los Angeles 1995, s.293.
Serginin ikinci kısmında Matisse’in geçirdiği kanser ameliyatı sonrası Nice’e taşınması ile başlayan dönemdeki işleri sergileniyor. 1941 yılındaki ameliyatı sonrası Matisse sağlığına kavuşur fakat artık tekerlekli sandalye kullanmak zorundadır. Savaşın etkisinden uzaklaşmak için Paris’ten Nice’e taşınan Matisse, kendini kesik kağıtlar üzerinde çalışmaya adar. Hastalığını takip eden süreçte kendisine bakan ve zamanla dost olduğu arkadaşı Rahibe Jacques, Vence kasabasında inşa edilecek bir kilise için yaptığı çizimleri Matisse’e sunar. [5] Matisse çizimler hakkındaki düşüncelerini rahibeye aktarırken bu proje için kendisi de bir takım eserler tasarlama konusunda çalışmaya başlayacaktır.
[5] The Cut- Outs, Henri Matisse, The Museum of Modern Art, 2014, s.153
Rahibe Jacques’in ziyareti aynı zamanda Matisse’in Vence Kilisesi’ni [Chapel de Rosarie de Vence] baştan sona eserleri ile inşa edeceği bir serüvenin de başlangıcı olur. 1947-1952 yıllarında Vitray ustası Paul Bony ve kilise rahibi Rayssiguier ile ortak olarak yürütülen bu projenin sonucu Matisse, kilisenin vitrayları, porselen duvar rölyefleri, vaaz alanındaki örtülerin baskısı ve papazın cüppesinin tasarımına kadar kiliseyi baştan sona kendi tasarlar. Kilisedeki işlerin amacı ruhbani bir çekim yaratmanın ötesinde, Matisse’in son dönemindeki estetik arayışın dönüm noktası olarak algılanır. Vence Kilisesi’nin açılışı için hazırlanan kataloğa yazdığı önyazıda Matisse, tüm sanat hayatı boyunca çizim, desen, renk ve leke dengesinin bir bileşkesini aradığını, fakat bu arayışın en zor kısmının bir öğenin diğer öğelerin saflığının önüne geçmesini engellemek olduğunu belirtir. [6]
[6] Jack Flam (ed.), Matisse on Art, Berkeley and Los Angeles 1995, s.196. Matisse’in kullandığı terminoloji: ‘purety of the means’
Plastik sanatların tarihsel deviniminde, form, renk ve desen gibi öğelerin özlerinden taviz verilmeden dengeli bir arınmadan geçmesinin zaruri olduğunu söyleyen Matisse, Vence kilisesindeki işlerini kendi sanat hayatında bu devinimin geldiği en olgun nokta olarak tasvir eder. Matisse, Vence kilisesinin açılışından 2 yıl sonra vefat eder.
Serginin diğer önemli bir parçası ise Chapel de Rosarie de Vence ile aynı dönemde yapılan Yüzme Havuzu [Swimming Room] adlı oda. Sıcak bir yaz günü asistanı Lydia Delectorskaya Nice’teki halka açık havuzlardan birine giden Matisse, eve döndükten sonra “Ben de burada kendi yüzme havuzumu yaratabilirim!” der ve Hotel Regina’daki oturma odasını makasla kestiği figurler ile donatır. Eser, vefatına dek Matisse’in Nice’teki evindeki oturma odasında asılı kalır ve sonrasında MoMA arşivine geçer.
1975 yılında MoMA’nın arşivine alınan ve 2008 yılında başlayan bir çalışma ile 6 yılda yeniden restore edilen eser, mavi figürlerin iliştirildiği ve zamanla sararan burlap (jüt kanaviç) kumaşın kazınıp yeni burlap kumaş ile değişitirilmesi, maketlerdeki mavi rengin orjinal rengine döndürülmesi ve eserin yeni kumaş üzerine terardan yerleştirilmesi gibi çok uğraşlı bir restorasyon sürecinden geçerek yeni hali ile ilk kez bu sergide izleyiciyler ile buluşuyor. Sergi için Matisse’in Hotel Regina’daki salonunun aynı boyutta bir replikasını da üreten MoMA ekibi, izleyicinin eseri tasarlandığı gibi deneyimleyebilmesi için Matisse’in oturma odasının duvar yüksekliğine ve eserin ilk asılış şekline sadık kalmış.
Sergide restore haliyle ilk kez izleyiciler ile buluşan Yüzme Havuzu‘nun tarihçesi ve MoMA arşiv ekibinin restorasyon sürecini anlatan video ise şu linkten incelenebilir:
http://www.moma.org/interactives/exhibitions/2014/matisse/the-swimming-pool.html