05 HAZİRAN, PAZARTESİ, 2023

Ânın Peşinde Gezintiler

Işık ve rengin “ân” üzerindeki etkisini tuvale yansıtan Çiğdem Aky’nin Dirimart Pera’daki ilk kişisel sergisi “Ânın Peşinde” üzerine bir yazı.

Ânın Peşinde Gezintiler

Plastik anlatımın parçası olarak sanat içerisinde önemli bir yere sahip ışık olgusu, ruhsal ve fiziksel varoluşuyla insan hayatının ayrılmaz bir parçası. Gün doğumu veya gün batımını kovalayan izlenimciler var mesela… Hüseyin Avni Lifij’in günbatımını yakalayarak resmettiği o kubbelerindeki pembelik unutulabilir mi? Ya o kubbe deliklerinden, aydınlatma fenerlerinden sızan ışıklar… Işığın nesne ile olan ilişkisi ve oradan insana hayranlık uyandıracak şekilde aksetmesi kuşkusuz ustalık gerektiriyor. Aslında odaklanılan şey nesneden öte, ışığın kendisi; yüzeydeki yeri, genişliği, yaydığı enerji ve o donmuş andan neyi gösterebildiğidir.

Işığın nesneye üstünlüğünün soyut sanatta çok daha belirgin olduğunu görürüz. Öyle ki soyut sanatın ana malzemelerinden biri, nesnesine dönüşmüş, kendine özgü bir anlatım dili yaratmıştır. Bu anlatım şiirselleşebilir, doğrudan bir şeyi anlatabilir veya izleyicinin yorumuna bırakılabilir ancak muhakkak bir metin ile desteklenir.

Görme biçimini tekrar tekrar yorumlamamıza olanak veren ışık, kendi içimizdeki bazı sorgulamaları da “günışığına” çıkarıyor. Çiğdem Aky’nin Dirimart Pera’daki ilk kişisel sergisi “Ânın Peşinde” de ışık ve ışığın gün içindeki dağılımı üzerine. Tuvaldeki zaman akışı gün doğumundan gün batımına doğru bitişen renk geçişleriyle sağlanıyor. Sanatçı bu ân içinde ortaya çıkan enerjiyi tuvalinin tam ortasına sabitlerken, tuval çevresinde geniş fırça kullanımıyla sabitliği bozuyor ve işin içine duyguları da dahil ediyor. Işıkla oluşan renk skalasını duyguların yarattığı içsel dalgalanmalar sağlıyor. Tuvali ortasındaki sütunlu alan ve çevresindeki ritmik ve jeste dayalı iki parça olarak düşünürsek sütunu çevreleyen alan, sanatçının renkler üzerine bir sınır denemesini de temsil ediyor.

Her bir tuvalde yaşanılan ânı anlatan renkler oldukça özel. Bu renkler sanatçının gördüklerine dayalı olarak tuvale aktarılıyor. Anlatım dili akılda kalan, gözlemlenen renklerle oluşturuluyor. Dolayısıyla tuvallerde gördüğümüz bu renkler sanatçının kaydettiği âna tanıklık ediyor. Ortadaki sabit ama geçişken renk akışı o ânın uzaktan görünümüyken, çevreye yayılan cesur kalın fırça darbelerinin yarattığı kavisli alan hisse tanıklık eden bir süreci anlatır ki bu açıdan sanki zaman iki farklı paralellikte ilerler gibi görünür.

1. Aurora, 2023, Acrylic and oil on canvas 170 x 140 cm
2. Before the evening falls, 2023, Acrylic and oil on canvas 30 x 24 cm
3. Spring field, 2023, Acrylic and oil on canvas 170 x 140 cm
4. Stardust, 2023, Acrylic and oil on canvas 170 x 140 cm
5. Çiğdem Aky

Sanatçının anlarından oluşan bu tuvaller izleyiciyi de anın tanığı hâline getiriyor. Sergi mekânına girdiğiniz andan itibaren mekânın gri-beyazlığına karşı tuvallerden fışkıran renkler sizi çevreliyor. Bu kadar renge maruz kalmak bana pandemi günlerinde dışarı çıkamadığımız zamanı, doğadan ayrı kaldığımız günleri de hatırlattı. Herkes kendi anına tutunuyor, renkler izleyiciye farklı bir algılama biçimi öneriyor.

​Sanatçı anlarıyla ilgili bazı tüyoları da işlerinin isimleriyle veriyor. Bazen “Too Many People” diyor sanatçı, bazense gece sonsuzluğa yayılan yıldızları seyrettiği mekân hakkında bilgi veriyor “Rooftop Night” diyerek. “Yellow meets Grey” adlı işi ise tıpkı sanatçının işlerinin gri-beyaz sergi mekânıyla buluşması gibi. “Golden Horn” en sevdiğimiz anlardan olabilir mi? Sanatçı adlandırdığı işleriyle izleyiciyi de o âna; mekâna, düşünceye, boyuta, müziğe, doğaya, depresif veya enerjik ruh hâllerine davet ediyor. Bunu yaparken de karmaşadan olabildiğince uzaklaşıyor.

“Ânın Peşinde” sergisini 11 Haziran 2023 tarihine kadar Dirimart Pera’da ziyaret edebilirsiniz.

0
2397
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage