CerModern’in son dönemlerde Meksikalı fotoğraf sanatçısı Sandra Pani ile başlayan, Frida Kahlo ve Diego Rivera’ya komşu olarak Fernando Franco ile devam ettirdiği sergileri bu kış Meksika’nın sıcak rüzgârını Ankara’ya taşıdı. Hâlihazırda “Frida&Diego: Yolun Yarısında Bir Tebessüm” sergisi devam ederken Meksika’nın çağdaş ve başarılı foto-muhabir ve sanatçısı Franco’nun “Ölümsüz Tanrılar Ülkesi” adını verdiği sergisi de açıldı. Sanatçının açıkça Oaxaca eyaleti güzellemesi yaptığı çalışmanın bazı fotoğrafları dudak uçuklatıyor.
İletişim eğitimi alan fotoğrafçı Fernando Franco, 1985 yılından itibaren Unomásuno Gazetesi bünyesinde Kolombiya’daki Nevado del Ruíz Yanardağ Felaketi, 1986 FIFA Dünya Kupası, 1986’da Sudan, Çad ve Kuzey Afrika’daki mülteci kampları gibi uluslararası öneme sahip olayları yansıttığı işleriyle öne çıktı. 1988 sonrasındaysa Carlos Salinas de Gortari’nin başkanlık seçimleri kampanyasının fotoğraf koordinatörlüğünü yaparak siyasi arenada da çalışmalarını yürüttü. O dönemlerde foto-muhabir olarak çok ses getiren işler yapan Franco, Devlet Başkanlığı Grafik İşleri Başkanı’nın yardımcısı olarak atandı ve “El Nacional” Gazetesi’ne geçene dek önemli uluslararası siyasi figürlerin ziyaretlerini fotoğrafladı. El Nacional yıllarındaysa Roger Waters’ın Berlin Duvarı’ndaki The Wall konseri, Guadalajara’daki Ibero-Amerika Liderler Zirvesi, Havana’daki Pan Amerika Oyunları ve Barselona Olimpiyat Oyunları gibi dünya çapında ünü olan ve hâlâ hatırlanan etkinliklerde çalışma fırsatı buldu.
Şimdiye dek Meksika’da çok sayıda sergi düzenleyen Franco, 2010 yılında, daha önce seçim kampanyalarını görüntülediği Oaxaca’ya yerleşti. Sanatçı, Meksika’nın güneyinde yer alan, zengin ve çok renkli kültürüyle ülkenin görülmeye en değer bölgelerinden olan Oaxaca topraklarını “Ölümsüz Tanrılar Ülkesi” adını verdiği sergisiyle dünyaya anlatıyor. Fernando Franco’nun fotoğrafları, bölgeyle özdeş ananas tarlalarını, ananastan yapılan geleneksel içki mescalin yapımını, Alban Tepeleri’nin ihtişamını gösteriyor. Oaxaca kültürü için çok önemli bir unsur olan, el yapımı doğal renklerde kıyafetlerin giyildiği, şeytan maskeli makyajların yapıldığı karnavalları anlatıyor. Ölüler Günü’nde mezarlıklarda ölülerini kutlamak isteyen yerel halkı ironik ve göz alıcı biçimde ölümsüzleştiren Franco’nun fotoğrafları, ölümsüz tanrıların topraklarını yerinde görme arzusu veriyor.
Canlı renklere sahip, geniş ve ışıltılı panaromalar halinde kurgulanmış; gökyüzünü, dağları ve ağaçları içine alan, oldukça derinlikli bu fotoğraflardan bazıları insanda dönüp yeniden bakma isteği uyandırıyor. Özellikle Santa Maria Atzompa Mezarlığı’na ait görüntüler tam anlamıyla merak ve hayranlık uyandırırken fotoğraftaki kalabalığa dâhil olma isteği yaratıyor.
Kadınların, çocukların ve tarım işçilerinin sıklıkla yer aldığı fotoğraflar Oaxaca halkının işçi hakları konusundaki direnişleri ve grevleri hakkında da bize ipuçları veriyor. Cennet gibi plajları, dünyanın en güzel iklimlerinden olduğu iddia edilen havası ve can alıcı kültürünün yanı sıra köklü bir bölge olan eyalette 7000 yıllık yerleşim birimleri bulunuyor. Canlılıklarıyla fotoğraflardan taşan halk, bugüne dek hiçbir iklimsel ya da insani tahribata uğramamış olan tapınakları kadar geleneklerine de bağlı ve dirençli. Fernando Franco’nun fotoğrafları ise Oaxaca tarihi ve tanrıları kadar ölümsüz.
“Ölümsüz Tanrılar Ülkesi” 26 Mart tarihine dek Ankara’da, CerModern’de ölümlü ziyaretçileri tarafından görülmeyi bekliyor.