25 KASIM, ÇARŞAMBA, 2015

Otobiyorafiden Evrensele Bir Hikaye

“Cehenneme gittim ve geri döndüm. Gerçeği söylemek gerekirse şahaneydi.”
-Louise Bourgeois-

Uzunca yıllar sanat dünyasının çeperlerinde üreten, gurbet özlemi, annelik ve kadınlık üzerine desen, heykel ve yerleştirmeler yapan Louise Bourgeois’nın Amerikan sanat camiasında tanınmaya başlaması 70’li yıllara denk geliyor. Sanatçı dünya çapında yakalayacağı popülerliğin ilk adımlarını ise, MoMA’da retrospektifi ile atıyor.

Otobiyorafiden Evrensele Bir Hikaye

71 yaşındayken MoMA’da retrospektifi açılan ilk kadın sanatçı ünvanını alan Louis Bourgeois, bir dönem neredeyse her yerde konuşulan ve tüm genç kadın sanatçıların örnek aldığı biri. 1. Dünya Savaşı eşiğinde, 1911’de Paris’te doğdu. Hayatı boyunca tüm sanatını besleyen ana damarın çocukluk yıllarındaki deneyim ve hatıraları olduğunu her fırsatta dile getirdi. Aile sahip oldukları antika halı tamirciliği işini büyütmek için, Paris’in güneyinde nehre kıyısı olan bir bölgeye taşındı. Bourgeois, boyanan halıları nehirde yıkarlarken yapılan güçlü sıkma hareketini, sonraları eserlerinde spiral figürler olarak kullandığını söylüyor. [1] 

Bourgeois’nın babası, birçokları gibi savaş-sonrası depresyonuyla baş etme yöntemini cinsel maceraperestlikte buldu ve savaştan dönünce karısına sadık kalmakta zorlandı. Onun evdeki genç dadı ile annesini aldattığına ve annesinin buna göz yumduğuna çok küçük yaşta tanık olan Bourgeois, bu ihaneti hiçbir zaman affetmedi. Yıllar sonra, “Bedenimden büyük duygularım var. Duygular başımın belası.” diyen sanatçı, 21 yaşında annesini kaybettiğinde, artık babası ve dadıyla aynı evde kalamaz. Amerikalı sanat tarihi profesörü Robert Goldwater ile evlenir, New York’a taşınması ise bu döneme rastlar.

Uzunca yıllar sanat dünyasının çeperlerinde üreten; gurbet özlemi, annelik ve kadınlık üzerine desen, heykel ve yerleştirmeler yapan Bourgoeis’nın Amerikan sanat camiasında tanınmaya başlaması 70’li yılları bulur. Dünya çapında yakalayacağı popülerliğin ilk adımlarını ise, MoMA’da retrospektifi ile atar. Feminist/aktivist grup Guerilla Girls, aynı tarihli “Kadın Sanatçı Olmanın Avantajları” adlı posterlerindeki bir madde için Bourgeois’dan esinlendiklerini itiraf ederler.[2]

AKBANK SANAT, Louise Bourgeois Sergisi, Song of the Blacks

Yakın zamanda Christie’s müzayede evinin paylaştığı video ile hatırlanan, bir ara fiyatı ve dev boyutu ile gündemi meşgul eden Maman (Anne) heykeli ise Bourgeois’nın belki de en çok tanınan eseridir. 1989 yılında tamamlanan bu dokuz metrelik çelik örümcek heykeli, ilk olarak Tate Modern Müzesi’nin Turbine Hall’unun açılış sergisinde gösterildi. Bacakları ağır metalden ve ortasındaki yumurtaları mermerden yapılan bu heykel kimileri için ilk bakışta son derece dehşet uyandırıcı olabilse de, sanatçı onun annesini temsil ettiğini söyler. Halıları onarma konusunda yetenekli, adeta bir örümcek gibi akıllı olan annesi, aynı zamanda koruyucu, metal kadar bükülmez ve sağlamdır. Bourgeois’nın 88 yaşında yarattığı bu heykel, sanatçının annesine ve onun yanında hissettiği güvende olma duygusuna olan özleminin dev dışa vurumu olarak okunabilir. Belki de, tüm sanat hayatı boyunca küçüklüğündeki aile dramalarını işlerine yansıtan Bourgeoise, bu dev eserinde kendini güçlü bir örümcek olarak yaratır.

80 yıla yakın sanat hayatında sayısız eser üreten sanatçı, denediği ve sanatına kattığı çok çeşitli materyaller ile aldığı riskler, cinsiyet, aile gibi konularda verdiği eseler ve otobiyografik kökenli olmasına rağmen evrensel boyutta etkileyici olan işleri ile anılıyor. Olgunluk döneminde New York’taki stüdyosunda her ay genç sanatçılarla gerçekleştirdiği sohbetlerde ve benzer konuları hayatı boyunca farklı şekillerde, vazgeçmeden irdelemesi birçok sanatçıya ilham kaynağı oldu.

Bourgeois, cehennemin güzel olduğunu söylerken, aslında cehennemden geri dönebilmesinin güzelliğini kastediyor olmalı. Zira asıl şahane olan kendi kişisel cehennemiyle yüzleşip, bunu özgün bir şekilde ifade etme yolunu bulabilmesi. Sanatını itirafsal, şeytan çıkarmaya dair ve otobiyografik olarak gören Bourgeois, akıl sağlığını garantileyen yegane uğraşın sanat olduğunu söyleyerek, aslında cehennemden nasıl geri döndüğünü göstermiş oluyor.

Not: Sanatçının kariyerinin ilk dönemlerinde ürettiği baskı eserlere odaklanan, ve Bourgeois’nın sanatına dair bir kapı aralamayı başaran sergisi Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük 28 Kasım’a kadar Akbank Sanat’ta izenebilir. 

Louise Bourgeois

[1] Louise Bourgeois: The Spider, the Mistress and the Tangerine, Film, 2008, Dir. Marion Cajori & Amei Wallach.

[2] A.g.e.

Kaynaklar:

Louise Bourgeois: The Complete Prints and Books, MoMA Websitesi:

https://www.moma.org/explore/collection/lb/about/chronology. Erişim tarihi: 01.11.2015.

Louis Bourgeois Resource Pack, TATE Modern Websitesi: http://www.tate.org.uk/download/file/fid/4683 adresinden erişilmiştir.

Louise Bourgeois: The Spider, the Mistress and the Tangerine, Film, 2008, Dir. Marion Cajori & Amei Wallach.

0
15768
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage