Murat Palta’nın x-ist’te gerçekleşen üçüncü kişisel sergisi “All Work and No Play”, 5 Eylül tarihinde izleyiciyle buluştu. 19 Ekim 2019 tarihine dek görülebilecek olan sergi hakkında Levent Erden’in katalog yazısını sizlerle buluşturuyoruz.
21. yüzyıla geçilirken yaşananlar değişim, hatta pek çok alanda dönüşüm olarak adlandırılsa da aslında tam bir başkalaşım. Yaşanan nesiller arası fark değil, dönüşümü sindirip benimseyenler ile yirminci yüzyılı değiştirerek sürdürmeye çalışanlar arasındaki dünyayı ele alış biçimi. Teknolojinin amaçtan araca döndüğü, insanın birey olarak değer kazandıkça var olan yapı, sistem ve değerlerin ötesine geçtiği yepyeni bir dönem. Hayallerin, ilişkilerin, dilin yeni baştan kodlandığı yepyeni bir üstdili olan bir dönem. Eski beklenti, öğreti ve mekanizmalara dayalı değerlerle anlaşılması zor.
Murat Palta, yeniyi hatta yepyeniyi eski kodları kullanarak ama toplamına yepyeni bir anlam yükleyerek anlatıyor. Kendi kodlarını yaratıveriyor. Üstelik bunu yaparken, eskinin “zaman kaybı, vakit öldürme, dikkati boşa harcama, faydası olmayan…” olarak nitelendirip aşağılayıp hor gördüğü bir çerçeve kullanıyor. Oyun!
Eğlence kavramının dilimizdeki kısıtlı, pek az şeye indirgenmiş tanımı, neredeyse olumsuz bir algı yaratır. Bugünün dev platformlarının ana işi ve önemli gelir modeli eskinin tu kaka ettiği oyun-eğlence üzerine kurulu. İyi bir maaşlı, bütün günü alan iş, unvan ve mevki basamaklarında ter içinde, dil dışarıda tırmanmadan oluşan, sahip olmaya dayalı hayat… Yeninin “içine doğan” nesle anlamlı gelmesi olanak dışı. Statüler ve hiyerarşiler dışı, kitleselden uzak, benzerlerinle paylaşıma dayalı ilişki örüntüleri tabanlı hayat isteniyor.
Palta, oyun, oyun alanları ve platformları çerçevesinde, bugünün anlam ve değer çatışmalarını minyatürün naif, nostaljik yapısını kullanarak anlatıyor. Her bir unsuru derinden kodlayarak. Mortgage kredisinden baloncu bankacıya, Midas’ın kuyuya fısıldayan berberinden Twitter hesaplaşmalarına, Super Mario’dan Fred Çakmaktaş’a bir resmigeçit var işlerde. Bir tür “Acaibü’l Mahlukat” seyahatnamesi. Kara Memi ve Levni ile, Nietzsche’nin übermensch-üstinsanının ip üzerindeki sarkacı… Tezyin ettiği ortamlarda, tezhip altınları arasında bildik karakterler, araçlar, şekiller, yapılar… Bilinmedik anlamlara kodlanmış.
Murat Palta günümüzün önemini tozunu alıp parlamasına izin verdiği deyimiyle tam bir “Hikâye Anlatıcısı”. Hikâyesini ince ince, derin derin itinayla örüyor. Görülenin, ilk anda fark edilenin arkasına gizliyor hikâyesini. Kendi kodlarını öyle ustaca yerleştiriyor ki her temasta yeni şeyler keşfediliyor, farklı yorumlar yapılabiliyor. İşlerin, hikâyenin konusu oyun ama bu serüvenin kendisi de oyun. Kodlar, ipuçları, izlekler… Basitin karmaşık mükemmelliğinin peşinde.
Murat Palta derin konuları, dünün dilini, yarının kodlarıyla anlattığı köprünün üstünde oyun oynuyor. Oynatıyor. Oynadıkça oyun derinleşiyor.
Murat Palta’nın bütün kodladığı anlamlara erişmek ne süreyle oynamayı gerektirecek acaba…
İyi eğlenceler...
İyi oyunlar…
Levent Erden, Ağustos, 2019