28 MART, PAZARTESİ, 2016

Paspartu Tedirginliği

Gökçen Cabadan resimlerinde ve yerleştirmelerinde yüzlerce yıllık resim geleneğiyle oynuyor. İşlerinde kendi çocukluğundan izleri, nefretlerini ve çoğunlukla da arzularını yansıtıyor.

Paspartu Tedirginliği

Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümü'nden sonra Belçika Kraliyet Akademisi'nde eğitim alan Gökçen Cabadan dört yıl aradan sonra Öktem & Aykut galerisinde beşinci tek kişilik sergisini açmış oldu. Galerist (Progeria, 2008) ve Galeri NON (Black Box, 2009 ve Golem Scene, 2012) sergileriyle genç sanatçılar arasında pentüre olan ilgisiyle adını öne çıkaran Gökçen, uzun zamandır üretim yapıyor ancak solo sergi açmıyordu. Yakın zamanda Salt'ta (Her Tercih Diğer İhtimaller İçin Bir Dışlamadır) ve Kaos Gl (Gelecek Queer) sergilerinde işlerini görsek de sanatçı bir süredir öne çıkmamayı, kenarda durmayı seçmişti.

Gökçen Cabadan, İsimsiz, 2016, Tuval üzerine yağlı boya, 65x54 cm

Aslında Gökçen'in bu duruşu sanatından çok da farksız değil. Kadrajın ucuna kadar giden çocuklar, paspartunun içine sıkıştırılmış portreler, oval başta olmak üzere farklı şekillerde kullandığı çerçeveler sanatçının kendi sanatı başta olmak üzere sanata olan tedirginliğini yansıtır gibiydi. Bu tedirginlik aslında orta sınıfın tedirginliğinden ileri geliyor. Gökçen dışarıdan temiz, steril, hatta mutlu görünenlerle oynuyor. Bir röportajında kullandığı hazır manken fotoğrafları hakkında şunları söylemişti: "O imajlar da soğuklar. Hatta o soğukluklarını abarttıkça abartıyorum. O çocuk ve ergen fotoğrafları sevimliler, mutlular, onların güzel aileleri var, sorunları yok, üzüntü nedir bilmezler. Aynı zamanda o çocukları kişiliksizleştiriyorlar. Aslında vahşi olanı göstermek istiyorum. Kendi hikâyem için onları yeniden dönüştürüyorum. Bu durumda o sevimli şeyler negatif bir hâl alıyor."

Perfect Child Oil on canvas 40x50 cm 2005 Opymos Collection 

Rickets Check

Gökçen böylece o mutlu görünen imgeleri  yeniden yorumlamış oluyor. Bu yorumlamanın alt katmanında kendi benliği varken, görünen ve asıl vurgulanan tarafta da yüzlerce yıllık resim geleneği bulunuyor. Koleksiyonere ait bir imza olarak doğan paspartu Gökçen'in resimlerinde sanatsal bir ifade biçimine dönüşüyor. Sanatçı paspartu öne çıkarak hem kendini gösteriyor hem de içindeki resmi vurguluyor. Oval ya da yuvarlak çerçeveler, trapezoid şekil içine alınmış resimler, "yere asılmış" ya da yırtılmış tuvaller Gökçen'in işlerini standart bir pentür olmaktan çıkarıp "medium"u işin bir parçası haline getiriyor. 

©Nazlı Erdemirel

Öktem&Aykut'ta açılan ve 23 Nisan'a dek ziyaret edilebilecek olan “Distopya” isimli sergisinde Gökçen'in son dört yıldaki işlerine tanıklık ediyoruz. Galeri mekânının ruhuyla uyum sağlayan bir yerleştirmeye sahip sergi Gökçen'in sanatı için kısa bir özet niteliğinde. Galerinin ana salonu dışında paspartu odası ve kendi içinde ayrı bir iş haline gelen ikinci odayla birlikte Gökçen’in sanatının farklı evreleri “Distopya” sergisinde yer buluyor. Moon işinde paspartuyla olan derdini en net biçimde yansıtırken, devasa oval çocuk resmi (Untitled) galerinin iç odasında Gökçen’in çocukluk düşlerine inmiş gibi duruyor.     

Gökçen Cabadan ©Nazlı Erdemirel

Türkiye'de çağdaş pentür 90'lardan kalma bir galericilik ve koleksiyonerlik anlayışının içine hapsolmuş ve 2000'li yılların çağdaş sanat ortamında geri çekilmiş durumda. Gökçen Cabadan'ın pentürleri ise bir yandan çağdaş sanata dokunurken, yüzlerce yıllık resim geleneğini de sorgulayarak bugüne taşıyor.

0
6775
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage