10 NİSAN, CUMA, 2020

Salgının Sanat Dünyasına Etkileri

İlk Çin’de sonra Avrupa’da ve ardından ülkemizde başlayan Koronavirüs (COVID-19) adlı bir salgının etkisindeyiz haftalardır. Önce uzaktan izlerken şimdi tam merkezindeyiz. Birçoğumuz ne yapacağımızı bilmiyoruz, belirsizliğin içinde kayboluyoruz, sabırla bitmesini bekliyoruz.

Salgının Sanat Dünyasına Etkileri

Çoğu sektör durdu. Kültür sanat bunların başında geliyor. Galeriler, müzeler, sanatçılar, sanat yazarları ve küratörler bu ani duruştan büyük oranda etkilendiler. Ve normal akışın ne zaman devam etmeye başlayacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Açılıştan açılışa yetişemediğimiz, eser görmekten yorulduğumuz o naif şikayetlerimize geri dönmeyi heyecanla bekliyoruz.

Bir araya gelip dertleşemediğimiz, online ekranlardan konuşmaya hatta sergi gezmeye alıştığımız şu günlerde salgının sanat sektörüne etkisini galerilerle konuşma kararı aldık. Bir de onların cephesinden dinledik olanları ve önerilerini. Anna Laudel Galeri Direktörü Ferhat Yeter, Pg Art Gallery Kurucusu Pırıl Güleşçi Arıkonmaz, .artSümer Kurucusu Aslı Sümer, Zilberman Galeri Kurucusu Moiz Zilberman, Daire Galeri Kurucusu Selin Söl, x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel, Bozlu Art Project Sergi Küratörü ve Proje Yöneticisi Dr. Özlem İnay Erten, Versus Art Project Direktör Asistanı Ece Başar ve Dirimart Kurucu ve Başkanı Hazer Özil sorularımız üzerine değerli görüşlerini paylaştılar. Baştan uyarıyorum bu uzun bir yazı. Çünkü konuşacak çok şeyimiz var.

Koronavirüs (COVID-19) salgınının ekonomik yansımalarından etkilenen sektörlerin ilki kuşkusuz ki kültür sanat dünyası oldu. Olağanüstü hâller hep sanat sektörünü en hızlı şekilde etkilerken şu anda ülkede ve dünyada tüm sektörler durmuş durumda. İlk kapatılan yerler arasında müzeler ve galeriler yer alırken uğruna onca emek verilmiş birçok sergi de yarıda kaldı. Öncelikle merak ediyorum salgının çağdaş sanat üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anna Laudel Galeri Direktörü Ferhat Yeter: Salgın, sizin de belirttiğiniz gibi, tüm dünyada kültür ve sanat sektörüne büyük bir darbe vurdu ve sektörü ani bir şekilde durdurdu. Bu alanda gerçekleşmesi planlanan tüm etkinlikler, sergiler çok ileri tarihlere ertelendi ya da iptal edildi; galeriler, müzeler kapatıldı. Öte yandan tüm bu olumsuz tabloya rağmen aslında tüm dünyada insanların, evlerindeki tüketim alışkanlarından, yine en çok kültür ve sanata ihtiyaçları olduğu ortaya çıktı ve sanat sektörü hemen alternatif içerikler üretmeye başladı.

Sizlerin de bildiği gibi sayısız müze ve galeri sergilerini ve arşivlerini çevrim içi platformlara taşıdı ve yine çevrim içi etkinlik programı oluşturdu. Bu süreçte aslında sanat kurumları belki de her zamankinden çok daha fazla ve etkili bir etkileşim sürecine girdiler takipçileriyle. Sorunuza gelecek olursak, bu dijital içerik üretiminin ve etkileşim sürecinin salgın sonrasında çağdaş sanata hem içerik hem de çalışma biçimi olarak çok farklı bir boyut kazandıracağını düşünüyorum. Dünya çapında yaşanan bir travma ve karantina süreci sonrasında, sanatçıların üretimlerini en başta değiştirecek; sanatçıyı hem konu hem de kullanılan malzemeler açısından farklı arayışlara yöneltecektir. Sanat kurumları ve uluslararası sanat etkinliklerinin yapısı değişecek, artık dijitalleşme sürecini tamamlamamış ve kaliteli dijital içerik üretemeyen bir sanat kurumunun ayakta kalması pek mümkün olmayacak.

​​İşin bir de ekonomik boyutu var, Avrupa ülkelerinin çoğu virüs dönemindeki destek paketlerine kültür-sanat sektörünü dahil etti. Ülkemize böyle bir durum söz konusu olmadığından küçük ve orta ölçekli yatırımlarla ayakta duran kurumların önümüzdeki günlerde sanat sektöründen silineceklerine şahit olmaya başlayacağız maalesef. Benzer bir şekilde kariyerlerinin başında olan birçok sanatçının da ekonomik olarak ayakta kalamayacakları için isimlerini duyamayacağız.

.artSümer Kurucusu Aslı Sümer: Tüm dünya için çok zor ve yeni duygular ile karşılaştığımız bir dönemdeyiz. İlk kez tüm insanlık olarak aynı konuya konsantre olduk. Bunu güçlü bir olgu olarak değerlendiriyorum. Yaratıcılığımızda ve çağdaş sanat üretiminde bu gücün etkilerini görebileceğimizi düşünüyorum. Türkiye için değil ama dünyadaki daha büyük sanat piyasalarında raydan çıkmış olduğunu hissettiğimiz durumların biraz ayarlanacağını düşünüyorum. Finansal olarak zorlanacağız ama süreçten öğrenebileceğimiz yeni alanları devreye almak mümkün olacak. 

Versus Art Project Direktör Asistanı Ece Başar: Salgının çağdaş sanat üzerindeki en büyük etkisi kurumların dijitalleşme konusunda atacağı adımlar olacak diye düşünüyorum. İçeriklerde gerçekleşen bu dijitalleşme sergi açma konusunda fiziksel mekân gerekliliği ve fuarların geleceği ile ilgili de soru işaretleri bırakacak gibi.

​Diğer bir yandan bu durumun pozitif etkilerini de öngörmek mümkün. Bilim adamlarının da belirttiği üzere benzer epidemilerin önümüzdeki yıllarda tekrarlama olasılığını göz önüne alırsak, sürekli evlerde bulunma gerekliliği, insanların evlerini daha farklı bir bakış açısı ile değerlendirmesine ve sanat ile iç içe olmak adına sanatsal alımlar yapmalarına sebep olabilir.

Bir galerici olarak siz bu durumdan nasıl etkilendiniz ve nasıl çözümler buldunuz?

.artSümer Kurucusu Aslı Sümer: Şu an için mevcut sergimizi sanal platforma taşıdık. Bunun yanı sıra meslektaşlarımla birlikte, dört galeri olarak, sanal ortamda bir sergi konuşması, anlatımı yaptık. Bu ortamda bile dostlarımızı, sanatseverleri ekranda görmek çok iyi geldi. Yakın teması özlüyorum. Bizim işimiz sosyallik üzerine kurulu bir iş. O nedenle zamanı geldiğinde geri dönmeyi istiyorum. 

Bozlu Art Project Sergi Küratörü ve Proje Yöneticisi Dr. Özlem İnay Erten: Pandemi ilan edildiğinde Utku Varlık’ın “Sanrı” isimli sergisini yeni açmıştık. Tabii sergi başlığının yaşadığımız durumla ne kadar örtüştüğünü görmek düşündürücüydü. Uluslararası bir etkinlik olan İtalyan Tasarım Günleri kapsamında açacağımız “Hafıza Sarayları” başlıklı sergimizi de bu süreçte iptal etmek zorunda kaldık. Çok sevdiğimiz, bize her daim ilham veren bir mekân olan Mongeri Binası’nı geçici bir süre de olsa ziyarete kapıyor olmak, izleyici ile buluşamamak ve tabii bu sürecin ne kadar devam edeceğini bilememek bizi oldukça üzse de başta kitaplar olmak üzere yarım kalan projelerimize ve online içeriklere ağırlık vererek çalışmalarımızı aynı yoğunlukta devam ettiriyoruz. Bu esnada salgının çıkışıyla aynı tarihlerde “Ressam Hüseyin Zekâî Paşa ve Mübeccel Hazineler” isimli kitabımızın ikinci baskısını yapması ve çağdaş sanatın önemli isimlerinden biri olan Server Demirtaş’ın kırk yıllık sanat yaşamı ve yapıtları hakkındaki kitabımızın matbaadan gelmiş olması bizler için büyük bir moral ve motivasyon kaynağı oldu. Mekânın kapılarını kapadığımızda Utku Varlık sergisinin güzel bir videosunu ve sanatçıyla yapılmış sergi belgeselini sosyal medya kanallarımızdan izleyicilerle paylaştık. 2013 yılında kurulduğumuzdan bugüne elliye yakın sergi düzenledik, arşive, belleğe önem veren bir sanat kurumu olarak bu süreçte elimizde müthiş bir arşiv oluştu. Sergiler ve sanatçılar için hazırladığımız yayınlardan, belgesellerden seçkiler yaparak bunları sanatseverlerle paylaşıyoruz. Sosyal medya içeriklerimizi daha da genişleterek temsil ettiğimiz sanatçılarımızı ve yapıtlarını daha çok izleyici ile en doğru şekilde buluşturmaya çalışıyoruz. Bozlu Art Project’in faaliyetlerinin önemli bir ayağını oluşturan kütüphane ve yayın çalışmalarımız ağırlık kazandı, yoğunluktan dolayı bir süredir askıda beklettiğimiz yayınlarımızı tamamlamaya çalışıyoruz. Tüm bu yaşadıklarımız gelecek projeksiyonumuzun ne yönde olacağına dair düşünmemizi ve geçmişte yaptıklarımızı durup tekrar gözden geçirmemizi sağladı. 

Dirimart Kurucu ve Başkanı Hazer Özil: Devam etmekte olan Fahrelnissa Zeid’in “Üç Kişilik Oyun” adlı sergisini 31 Mayıs’a kadar uzattık. Sergiyi çevrim içi olarak ziyarete açtık. Çevrim içi sergiye, yapıtlara ve sanatçıya dair bilgiler içeren sesli anlatımlı bir sergi turu eşlik ediyor. Sergi hakkında kapsamlı bilginin ve fotoğrafların derlendiği e-kataloğu Dirimart websitesi üzerinden ücretsiz erişime açtık. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden yaptığımız paylaşımları arttırdık. İzleyiciyle daha çok etkileşim kuran çevrim içi projeler üzerinde çalışıyoruz.

Daire Galeri Kurucusu Selin Söl: Covid-19 salgını nedeniyle Nisan 2020 itibariyle Işıl Çelik ve İKSV konuk sanatçısı Mirsini Artakiamou'nun yer alacağı Sanatçı Programı’mız maalesef sanatçılarımızın güvenliği nedeniyle belirsiz bir süre için ertelendi.

​Bu süreçte Daire Sanat'ın mazisinde değerli yeri olan sanatçı arkadaşımız Buğra Erol ile yaptığımız beyin fırtınası ve iş birliği sonucunda Karantina Rezidans Programı'nı başlatma kararı aldık. Bu programa 8 Nisan itibariyle bir ay boyunca iki sanatçı katılıyor olacak. Buğra Erol, Heybeliada’daki ev atölyesinden üretimini, Işıl Çelik ise seramik ve çizimden oluşan çalışmalarını Daire Sanat’ın sosyal medya kanallarından paylaşacak. Özellikle Instagram hesabından yapılacak paylaşımlar, haftada bir Buğra ile gerçekleştiren soru-cevap Zoom toplantıları ile interaktif hâle gelecek. 

Versus Art Project Direktör Asistanı Ece Başar: Bu zorlu süreçte izleyicilerimizle buluşmak, onları “sanat” dolu bir yolculuğa çıkarmak için sosyal medya kanallarımız üzerinden “sosyal mesafeleri” aşarak günümüze değer ve anlam katacak paylaşımlar hazırladık. Sanatçılarımız ve bugüne dek birlikte çalıştığımız değerli küratör, yazar, eleştirmen ve akademisyenlerin yer aldığı bu serinin, izleyicilerimizin fikir ve paylaşımlarıyla birlikte interaktif bir şekilde ilerlemesini planladık. Sergi, konuşma, öneri, eleştiri, soru-cevap gibi formatlarla sürdürdüğümüz “Mekansız Sanat Platformu” başlıklı bir içerik serisi ürettik. Bu seri ilk olarak “Karantina Döneminde Sanatçılardan İlham Veren Öneriler” dizisiyle başladı. Önümüzdeki günlerde ise geçmiş sergileri, fuarları, projelerimizi hafızalarda tazeleme ve bu çalışmaları değişik bakış açılarıyla, eleştirel bir okumayla tekrardan ele alacağız. “Geçmişe Dönüş” başlıklı bu yeni seride izleyicilerimiz, sanatçı, küratör, yazar ve akademisyenlerle bir araya gelecek.

​​Bunun yanı sıra Kasım – Aralık 2014 tarihli “Her Şey Yerli Yerinde” başlıklı sergisi üzerine Can Aytekin’in Emre Zeytinoğlu ile gerçekleştirdiği “Sanatçı Konuşması” dahil olmak üzere, 2014 – 2020 yılları içinde ev sahipliğini gerçekleştirdiğimiz tüm “Sergi Üzerine Sanatçı Konuşmaları” içerikli arşivimizi internet sitemiz ve YouTube kanalımız üzerinde izleyicilerimizle buluşturmayı hedefliyoruz.

x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel: Teknolojinin bize sunduğu imkânlarla çevirim içi olarak etkinliklerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Gündemin ağırlığıyla daralan piyasa koşulları herkes gibi galerileri de derinden etkiledi. Fakat evde kaldığımız ve sosyal mesafemizi korumaya önem verdiğimiz bu dönemde sanatın iyileştirici ve birleştirici gücünün önemini bir kez daha kavradık. Öncelikle normal zamanda sanat izleyicisinin çok rahat erişemediği sanatçı atölyelerinin kapılarını online olarak izleyiciye açmaya karar verdik. #StayOnlineStayPositive etiketiyle Instagram üzerinden gerçekleştirdiğimiz bu yayınlar sayesinde sanatçılarımızın sanat üretimlerine ve hayatlarına dair daha samimi bir sohbet ortamı yarattık. Eşzamanlı olarak geçmiş sergilerimizin kataloglarını dijitale taşıyarak web sitemiz aracılığıyla ulaşıma açtık. Bunun yanında galeride bulunan sanatçımız Emin Mete Erdoğan’ın “Bitkiler, Hayvanlar ve Binalar” başlıklı sergisini dijital ortama taşımak için 11 Nisan Cumartesi günü, serginin katalog yazısını da kaleme alan Melike Bayık’la Instagram üzerinden bir sergi konuşması gerçekleştireceğiz. Haftalık galeri toplantılarımıza Zoom üzerinden ara vermeden devam ediyoruz. Bu toplantılara sanatçılarımızı da dahil ederek onların da fikirlerini stratejilerimize dahil ediyoruz. Bildiğiniz gibi biz 5 galeri ve bir sanat kurumunun bir arada bulunduğu Karaköy Juma binasındayız. Bu dönemde galeriler arası iş birliği, diyalog yaratması açısından çok önemli. Biz de bu amaçla Zoom üzerinden “Çevirimiçi Sanat Konuşmaları” etkinliklerini düzenlemeye başladık ve ortak sorunları ve tutkuları olan insanları bir araya getirdik. İzleyiciden aldığımız yorumlar çok pozitif oldu ve bizi bu dönemde motive etti. Hayatın donduğu, ekonomik olarak hepimizi çok zorlayan bu dönemi birlik olarak atlatabileceğimizi düşünüyorum.  

Pg Art Gallery Kurucusu Pırıl Güleşçi Arıkonmaz: Galeri olarak 21 Mart, Cumartesi günü açılışlarını planladığımız yeni sergilerimiz Ayla Turan’ın “Tehlikeli Oyunlar” ve Pg Basement’ta yer verdiğimiz Ömer Faruk Yaman’ın “Voyager” sergilerinin açılışlarını gerçekleştiremeyeceğimizi biliyordum. Ya erteleyecek ya da izleyicisiz bir açılış yapacaktık ve zamanla yarışıyorduk. Tüm ekip gerekli tüm önlemlerimizi alarak 1 gün içinde her iki sergimizin de kurulumlarını tamamladık, Ali Kabaş sergilerin tüm video/fotoğraf çekimlerini gerçekleştirdi ve hazırdık. İlk defa izleyicisiz ve online bir açılış gerçekleştiriyorduk, duygularımızı tarif etmek çok zor. Hem sanatçılarımız Ayla Turan ve Ömer Faruk Yaman için hem de galeri ekibi için alışık olunmayan bir süreçti. Herkes çok özverili ve pozitif bir şekilde çalıştı. Sanatçılarımız açılış günü atölyelerinden canlı yayınla bağlanarak sergilerini anlattılar, web sitemiz ve YouTube hesabımızdan sergilerin videolarını, kataloglarını ve görsellerini paylaştık. Günün sonunda hepimizin fikri aynı paydada buluştu; iyi ki açılışları ertelemedik veya iptal etmedik!

Zilberman Galeri Kurucusu Moiz Zilberman: Biz de diğer galeriler ve sanat kurumlarında olduğu gibi fiziksel mekânımızı geçici bir süreliğine kapamak durumunda kaldık. Bu da ileriye yönelik sergi takvimimizde bazı değişikliklere sebep oldu; mesela çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz genç sanatçı seçkimiz Genç Yeni Farklı’yı bu yıl ne yazık ki gerçekleştiremiyor olacağız. Katılacağımız üç önemli fuar, Art Basel Hong Kong, Art Cologne ve Art Dubai de bu sene için iptal oldu ya da ertelendiler. Çözümlerimiz sektördeki genel tutuma paralel. Dijital ortam ve özellikle de sosyal medya üzerinden görünürlüğümüzü arttırmaya çalışıyoruz. Art Basel Online Viewing Rooms’a katıldık, daha sonra da Art Dubai’nin sunduğu online çözümlerle ilerledik. Bir yandan da Instagram üzerinden iki yeni seri başlattık: Sergilerimiz ve temsil ettiğimiz sanatçılar hakkında bilgi verdiğimiz “Zilberman IG Series” ve her gün temsil ettiğimiz sanatçılardan bir iş paylaştığımız “A Work A Day Series”. İlerleyen günlerde de İstanbul mekânımıza online erişim olacak.

Anna Laudel Galeri Direktörü Ferhat Yeter: Bu durum bizi de zor bir döneme soktu tabii ki, İstanbul ve Düsseldorf'ta yer alan galerilerimizin tüm sergi programı şu anda beklemeye alındı, bu sene birçok uluslararası fuara katılarak sanatçılarımızı yurt dışına tanıtacaktık ancak ne yazık ki tüm bu planlar da ertelendi. Çözüm olarak biz de ekibimizle birlikte dijital içerik oluşturmak üzere çalışmalara başladık. Ancak bu konuda acele etmek yerine kaliteli içerik ve malzeme sunmanın peşindeyiz. Salgın sebebiyle ertelenmeseydi Art Dubai’de temsil edeceğimiz Bedri Rahmi Eyüboğlu, Ramazan Can, Server Demirtaş ve Sarp Kerem Yavuz’un eserlerinin yer aldığı çevrim içi görüntüleme odasını yayımladık internet sitemizde. Normal şartlarda nisan ayında İstanbul’daki galerimizde açmayı planladığımız Mehmet Sinan Kuran’ın kişisel sergisiyle ilgili çevrim içi platformlarımızda yakın zamanda çalışmalarımızı görebileceksiniz. 

Geçimini sanattan sağlayan ve ek ya da tam zamanlı bir işi olmayan yüzlerce sanatçı var. Diğer ülkelerdeki gibi bir ekonomik desteklerle de karşılaşmış değiller. Sizce sanatçıları desteklemek için nasıl oluşumlar başlatılabilir?

Bozlu Art Project Sergi Küratörü ve Proje Yöneticisi Dr. Özlem İnay Erten: Bu sadece sanatçıları bağlayan bir durum değil aslında, sanat dünyasının müze, galeri, sanat yazarları vd. emekçileriyle organik bir bütün oluşturduğunu, biri olmadan diğerinin ayakta kalamayacağını düşünmeliyiz öncelikle. Başta sanatçılar olmak üzere bu yolla yaşamını sürdüren kişi ve kurumların bu destekleri almaları için medyanın da üzerine düşen büyük bir görev var. Tıpkı sizin yaptığınız gibi konu sık sık gündeme getirilmeli. Anketler, soruşturmalarla bu yönde bir farkındalık oluşturup bunun bir ihtiyaçtan öte zorunluluk olduğu hissettirilmeli. Tabii birçok insan yaşam savaşı verirken bu konu belki birçok kişiye manasız gelecektir ama sanat yaşamın, yaşam da sanatın bir parçası… Kültür Bakanlığı yetkilileri ve yerel yönetimler, büyük fedakarlıklarla ayakta kalmaya çalışan, bu işe gerçekten uzun yıllardır emek veren sanat kurumları ve kişiler ile temasa geçip bir konsensüs oluşturarak neler yapılabileceği konusunda çözümler üretmeli…

Daire Galeri Kurucusu Selin Söl: Bu konuya arkadaşlarımla epey bir kafa yoruyoruz bu aralar. Gelen bir öneri bir kumbara oluşturmak: Ek geliri olmayan ve geçim sıkıntısı çeken sanatçılara eşit olarak paylaştırılmak üzere bağış toplamak. Ancak bu bağış sistemi ne kadar uzun ömürlü ve sürdürülebilir olur emin değilim. Başka bir alternatif ise herkesin kendi çevresinde ya da tanıdığı ihtiyaç sahibi kişilere bu süreçte destek olması.

Zilberman Galeri Kurucusu Moiz Zilberman: Bu dönemde maalesef herkes ekonomik olarak kötü etkilenecek, sanatçılar da mesleklerinin özelliklerinden ötürü en çok etkileneceklerin başında geliyor. Tabii ideal olan devletten gelecek kamusal bir sanatçı desteği olacaktır. Bunun dışında ülkemizde her zaman bu  kamusal desteğin yerini tutan büyük sanat kurumları ve derneklerden bu desteği göreceğimizi düşünüyorum. Bize düşen görev, sanatçıların temsiliyetini ve görünürlüğünü elimizden geldiğince arttırabilmek, özellikle de dediğimiz gibi dijital ortamlarda. 

Dirimart Kurucu ve Başkanı Hazer Özil: Türkiye'de kurumsal destek mekanizmalarının yetersizliği olağanüstü zamanlar dışında bile ciddi bir problem. Galeriler de kendilerinin ve sanatçıların geçimlerini sadece eser satışından sağlıyor. Sanatçılarımızla ve ekibimizle geniş bir aileyiz. Galeri sistemi dışında da pek çok sanatçı var. İçinden geçtiğimiz durmaya yakın dönemde geliştirilecek destek oluşumlarının koleksiyoncuları içermesi kaçınılmaz. Oluşturulacak destek mekanizmalarının uzun vadeli fonlama sistemlerine dönüştürülmesini düşünmek de yerinde olur. Böylelikle uzun vadede kırılganlığı azaltmak söz konusu olabilir.

x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel: Koronavirüs (Covid-19) salgını ve yarattığı küresel ekonomik kriz sanatçıların da maddi açıdan zor bir döneme girmelerine neden oldu. Bu sanatı günlük hayat içinde bir gereklilik olarak görmeyen toplumlarda daha da şiddetli hissediliyor maalesef. Bu konuyla ilgili ilk harekete geçen ülke Almanya oldu. Mart ayında Alman Hükümeti, sanatçıları ve galerileri de kapsayan küçük işletmeler için 50 milyar avroluk bir yardım paketi açıkladı. Türkiye’nin bu konuda aktif bir projesi henüz yok bildiğim kadarıyla ama en azından sanatçının eser satışı üzerinden ödediği stopajın kaldırılmasıyla bir adım atılabilir. Devletin yetersiz kaldığı noktada sanat ve sanatçıyı desteklemek adına kurumlara ve sanat hamilerine de önemli sorumluluklar düşüyor. Buna uluslararası sanat piyasasından örnek olarak “Artist Relief”, J. Paul Getty Trust ve Warhol Vakfı’nı gösterebilirim. ABD sanat organizasyonları koalisyonu Koronavirüs’ten etkilenen sanatçılar için 10 milyon dolarlık “Artist Relief” isminde bir yardım fonu oluşturdu. J. Paul Getty Trust ise Los Angeles’ta küçük ve orta ölçekli kâr amacı gütmeyen müzelere ve Koronavirüs krizinden etkilenen diğer görsel sanat organizasyonlarına ekonomik yardım sağlamak amacıyla 10 milyon dolarlık bir fon yarattı. Warhol Vakfı ise Koronavirüs krizinden etkilenen Amerikalı sanatçılara 1,6 milyon dolarlık acil yardım ödenekleri vermeye başladı. Türkiye’de de buna benzer fonlar yaratmak mümkün. Bunun yanında sanatseverler ve koleksiyonerlerin bireysel çabalarının çok kıymetli olduğuna inanıyorum. Bu noktada sanat hamiliği konsepti devreye girebilir. Normal şartlarda sanat üretimini büyük bir keyifle takip ettiğimiz sanatçıların bu dönemi atlatıp sanat üretimlerine odaklanabilmeleri için atölye kiralarına destek olup, malzeme giderlerini karşılamak için kaynak yaratabiliriz. Sanatçının bu sistemin yapı taşı olduğunu unutmamalıyız. Onların üretimleri olmadan bu sistemin ayakta kalmasının imkânı yok.  

Salgının gelecekteki yaşamımızı ve sanat dünyasını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz, öngörüleriniz neler? Bu zor günleri daha kolay atlatmak için sizce neler yapmalıyız?

Daire Galeri Kurucusu Selin Söl: Bence her şey bu salgının ne kadar süreceğiyle ilgili olarak değişecektir. Doğrusu ben salgının kontrol altına alınabilmesinin en az bir 6 ay süreceğini düşünüyorum. Bu zor günleri atlatmamızda sanatın rolü büyük olacak. Şimdiden online yapılan sergileri, ücretsiz müze girişlerini, sanatçıların ev konserlerini ve kültür sanat toplantılarını takip eder ve iple çeker olduk.

​​Pg Art Gallery Kurucusu Pırıl Güleşçi Arıkonmaz: Psikolojik olarak da çok etkilendiğimiz bu dönemde sanata tutunmaya daha çok ihtiyacımız olduğunu çünkü ruhlarımızı da beslememiz gerektiğini düşünüyorum. Ve inanıyorum ki bu günler öyle ya da böyle atlatılacak. Belki sergileri sanatseverlerle buluşturma şekilleri değişecek, fiziki olarak bir araya gelinen galeri mekânları yerlerini dijital ortama bırakacak hatta şu an hayal bile edemediğimiz teknolojiler üzerinden sanal dünyaya geçeceğiz ama sanat her zaman olduğu gibi yine varlığını koruyacak. 

Zilberman Galeri Kurucusu Moiz Zilberman: Salgın tabii ki hepimizi evde oturup normal rutin hayatımızdan uzaklaştırmaya itti. Bunun sebebi olarak uzun ve sakin sakin düşünmeye, koşuşturmaca sırasında vakit ayıramadığımız şeylere daha çok zamanımız var. Her kriz dönemi gibi bu da yeni fikirlere meyve verecektir. Bu salgını atlattığımızda normal hayatımıza hemen dönebilmek kolay olmayacak ve bizi bekleyen yeni zorluklar olacak ama umudumuzu yüksek tutarak bu günlerin üstesinden gelebiliriz.

Anna Laudel Galeri Direktörü Ferhat Yeter: Salgın hayatımızı, alışkanlıklarımızı baştan aşağı değiştiriyor ve biz bu değişimi birinci elden deneyimliyoruz. Kırılgan olan sanat sektörü ise bu değişime zor ama hızlı adapte oluyor/olmak durumunda kalıyor. Dijital altyapısı olan galeriler, müzeler sanatseverlere 3D sergi ya da AR(Artırılmış Gerçeklik) deneyimi sunuyor, aktif bir sosyal medya stratejisi uyguluyor. Bence salgın sonrasında bu tarz dijital altyapının önemi artacak ve sektör mümkün kıldıkça dijital platformlara geçiş gerçekleşecek. Bu dönemde müzayedelerin ve fuarların çevrim içi görüntüleme odalarının olduğunu ve buralardan satışların gerçekleştiğini gördük. Bu deneyimden yola çıkarak salgın sonrasında da dünya çapında daha çok etkileşimi olduğunu fark eden birçok fuar ve müzayede bu tarz çevrim içi satışlara ve görüntülemeye geçebilir.

​Atölyelerine gidemeyen, evlerinde üretemeyen sanatçılar var. Ama dijital sanat üretimi yapanlar için bu dönem bir avantaj. Bu salgınla birlikte dijital sanatın önemi ve popülerliği de artacak gibi görünüyor.  Sanata zor zamanlarda herkesin ihtiyacı var fakat öncelikle çevremizi ve kendimizi korumak için mümkün oldukça evlerimizde kalmalıyız.

x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel: Bu salgınla birlikte eski alışkanlıklarımız ve tüketim trendlerimiz değişmeye başladı. Galerilerimiz ve sanat kurumları tekrar açıldığında “on” tuşuna bastığımızda hiçbirimiz kaldığımız yerden devam edemeyeceğiz. Şu anda insanlık tarihinin önemli kırılma noktalarından birine şahitlik ediyoruz. Aralık- ocak aylarında gelecekle ilgili tahayyül ettiğimiz dünya düzeni ve piyasa şartları önümüzde olmayacak. Koronavirüs (Covid-19) orta ya da uzun vadede beklediğimiz ve ayak seslerini duyduğumuz dönüşüm sürecini hızlandırdı. Bu değişime rezistans göstermek yerine gelecek dönemin ipuçlarını yakalayarak sürdürülebilir bir sistem, yeni bir galericilik anlayışı kurgulamalıyız. Bunun yanında dijital dönüşümle beraber artık mekâna bağlı geleneksel galericilik Türk sanat piyasası için tek alternatif olmayacak. Önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak alternatif oluşumlar mekânsızlaşarak dijital ortamda daha aktif bir görünürlük üzerinden hareket alanı yaratacaklar. Görselin gücünü ve sanat eserinin orijinaliyle karşılaşma anının önemini yadsımak tabii ki mümkün değil. Sabit mekâna sahip galerilerin kapalı kaldıkları dönemde kullandıkları dijital stratejileri, izleyici ve koleksiyonerlerin beklentileriyle harmanlayarak hibrit bir sistem yaratabilirlerse gelecek günlerde hayatta kalabileceklerine inanıyorum. Mesela blue-chip galerilerden olan Hauser & Wirth yakın zamanda özel olarak tasarlanmış bir sanal gerçeklik platformunun lansmanı ile yeni sanat ve teknoloji departmanını duyurdu. Türk galeriler olarak biz de kendi stratejilerimizi geliştirmenin yanı sıra bu uluslararası galerileri yakından takip etmeli ve geliştirdikleri çözümleri kendi lokal koşullarımıza adapte ederek oyunda kalmalıyız.

Bozlu Art Project Sergi Küratörü ve Proje Yöneticisi Dr. Özlem İnay Erten: Hiç şüphesiz ki sanat bu yıkımdan bağımsız terennüm etmeye devam edecek. Ülkelerin, şehirlerin fiziki sınırlarını kapadığı şu günlerde zihnimizin sınırlarına, hayal müzelerimize döneceğiz. Sanatçılar ellerindeki kısıtlı imkânlarla yaratıcılıklarını daha da zorlayacaklar, ellerindeki sınırlı malzemeyle yeni medyumlara yönelecek, tüm bu yaşadıklarımızdan ilham alacak ve ortaya taptaze işler çıkaracaklar. Hızlı yaşadığımız, tükettiğimiz bu dünyada kendimizi, çevremizi, geleceğimizi düşünmeye daha çok vaktimiz olacak. Sanat kurumları izleyici ile arasındaki mesafeyi kaldırıp, daha samimi daha demokratik platformlara yönelecekler. Bu noktada sanat birçok kişi için bir eğlence aracı olmaktan çıkıp bir ihtiyaç hâline gelecek... Tabii bu süreçte ekonomik döngü nasıl sağlanacak? Gerektiğinden fazla tükettiğimiz bu dünyada herkes sanırım neyi fazla harcıyorum sorusuna yönelecek ve bu sorunun cevabını en yüce karar merci zaman gösterecek. Bugün bu dünyada varlığımızı sürdürebilmemizi tarih boyunca her koşula uyum sağlamamıza, bizden önceki insanların üretimlerine, buluşlarına borçluyuz bu bizden sonra da böyle devam edecek. Bugün yaptıklarımız çocuklarımızın da geleceğini belirleyecek. Bu yüzden paniğe kapılmak ya da beklemek gibi bir lüksümüz yok, başkalarından bir şeyler beklemek yerine birey olarak biz ne yapabiliriz diye kendimize sormalı, üretim yapmanın ve çevremize faydalı olmanın yollarını aramalıyız.

İlk görsel serisi için künyeler:
1.Pg Art Gallery, Ayla Turan, “Tehlikeli Oyunlar”
2.Versus, Beste Kopuz, “Kazıklıköy”
3.Dirimart, Fahrelnissa Zeid, “Üç Kişilik Oyun” (Fotoğraf: Nazlı Erdemirel)
4.Zilberman Gallery, Archipelago, Installation
5. Daire Sanat sergi görseli
6..art sümer sergi görseli
7.Bozlu Art Gallery sergi görseli
8.Anna Laudel, Server Demirtaş, Scramble 3
​9.x-ist, Emin Mete Erdoğan, “Bitkiler, Hayvanlar ve Binalar”

İkinci görsel serisi için künyeler:
1.Anna Laudel Galeri Direktörü Ferhat Yeter
2. Bozlu Art Project Sergi Küratörü ve Proje Yöneticisi Dr. Özlem İnay Erten
3. .artSümer Kurucusu Aslı Sümer
4. Zilberman Galeri Kurucusu Moiz Zilberman
5. ​Pg Art Gallery Kurucusu Pırıl Güleşçi Arıkonmaz
6. Daire Galeri Kurucusu Selin Söl
7. Dirimart Kurucu ve Başkanı Hazer Özil (Fotoğraf: Nazlı Erdemirel)
8. x-ist Galeri Direktörü Zeynep Pakel
​9. Versus Art Project Direktör Asistanı Ece Başar

0
25722
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage