“Sanal Bir Akışla Oyalanmak mı, Donmuş Bir Zaman mı?”

“Yayın Akışı” sergisindeki figürler ve mekânlar hakkında düşünme ve tasarlama sürecinizi anlatabilir misiniz? Hangi öyküler veya gözlemler sizi bu temaları işlemeye yöneltti?

Üretim sürecimde kontrastlar hep ilgimi çekmiştir. Önceki sergim olan “Günlük”te kullandığım akış kavramı, hızlı akan gündelik hayat ile ilgili iken “Yayın Akışı”nda eve kapanmış, ekran başında kilitlenmiş, hapsolmuş insanların hayatları statik, durağan, donuk pozlara dönüşüyor. Sanatında odağı insan ve zaman olan biri olarak bu birbirinden zıt durumu motive edici bir malzeme olarak ele aldım.

“Yayın Akışı” serginiz, pandemi döneminde, insanların yaşantısını ve zaman algısını derinlemesine etkilediği bir dönemde oluştu. Bu dönemin size sanatsal olarak nasıl bir bakış açısı kazandırdığını ve bu tema etrafında çalışmanın size neler hissettirdiğini paylaşabilir misiniz?

Aslında üzerine düşünmesi ve çalışması benim için oldukça enteresan bir süreçti. Hepimiz pandemi sürecini yaşadık ve birey olarak bu dönemin toplumsal ölçüde duygusal sonuçlarını düşünmek bence bizi birbirimize fark ettiğimizden daha çok yakınlaştırdı. Birbirinden farklı birçok hayat, duygu ve durum yaşanıyor ancak dışarıdan bakıldığında benzer bir ekran önü bağımlılığı hâlinde ortak bir noktada buluşuyoruz. Sadece zaman öldürmek için değil; iş, eğitim, sosyalleşme gibi birçok sebepten ötürü ekran karşısındayız. Pandemi ise bu durumun zaman zaman değil, aralıksız olarak böyle olduğu bir dönemdi. Gerçekten zaman donmuş gibiydi ve “akış” yayından ibaretti. Bu konuyla ilgili resim yapma fikri, üretim biçimimle doğal olarak uyumlandı.

“Yayın Akışı” adlı serinizde televizyonu akmayan bir zamanın metaforu olarak kullanıyorsunuz. Bu metaforu serginizde nasıl işlediniz?

Çoğunlukla televizyon karşısındaki koltuğa hatta önündeki sehpa ile beraber kurulmuş aile, ev halkı veya çiftler şeklinde tasarlanmış kompozisyonlar oluşturdum. Bu kompozisyonlarla da yayında rastlayabileceğimiz futbol, film, sanat, siyaset programı duygusu yaratabilecek yayın örnekleri arasında bazı kontrastlar oluşturdum. Gerçek hayatta zaman durmuş gibi hissettirirken, televizyon yayını sürekli devam ediyor.

Zaman algısı, eserlerinizin önemli bir öğesi gibi görünüyor. Bu serideki zamanı nasıl ifade ediyorsunuz ve izleyicilerinizin bu zamanı nasıl algılamasını istersiniz?

Biraz önce bahsettiğim gibi çoğu zaman yetişmekte zorlandığımız hızda akan bir yaşam ritminden statik bir konuma geçen insanın bu durum karşısındaki duygusunu ironik bir şekilde vurgulamak istedim. Sanal bir akışla oyalanmak mı, donmuş bir zaman mı? Bu soru ve durumlarla izleyenleri yüzleştirmek istedim.

Günlük yaşamın kesitleri ve çelişkileri, eserlerinizde önemli bir tema olarak öne çıkıyor. Bu tema üzerine çalışırken günlük yaşamın bu öğelerini seçmenizin arkasındaki düşünceleri paylaşır mısınız?

Burada zamanın ruhunu hissettirebilmek, bugünün insanının çelişkilerini, rutinlerini gündelik hayata dair sıradan anlarla ifade edebilmek başlıca motivasyonumu oluşturuyor. Resmi yapılmamış konular, durumlar, yayın akışındaki durağan iç mekân kompozisyonları, poz veren, anı fotoğrafı çektiren figürler, anı ölümsüzleştirme fikri, yaptığı her şeyi kaydetme dürtüsü, bugünün insanına dair her duygu resmimin dinamiklerini oluşturuyor.

“Günlük”lerinizin devamı niteliğindeki bu sergide zamanı belirsizleştirirken, hangi teknik ve anlatısal unsurları kullanıyorsunuz?

İşlerde belirgin bir netlikten kaçınıyorum çünkü inanıyorum ki izleyicinin bir metin okur gibi konuya odaklanması öncelikli olmamalı. Bazı şeyleri arayıp bulacağı, bazılarını kendince çözebileceği ve tabii bu bulmacayı tamamlamasına yetecek referanslarla resmin içinde dolaşabileceği bir kurgu oluşturmaya çalışıyorum.

Serginiz 12 Kasım’a dek Brieflyart Galeri’de ziyarete açık olacak. Brieflyart ile bir araya gelme sürecinizden bahseder misiniz?

Brieflyart Galeri ile bir süredir zaten birbirimizi takip ediyorduk, karşılıklı olarak işlerimizi biliyorduk. Üzerinde çalıştığım “Yayın Akışı” projem için atölyemi ziyaret ettiklerinde serginin başlığına ve içeriğine olumlu yaklaştılar böylelikle ortak bir paydada buluşmuş olduk.

“Yayın Akışı” sergisini 12 Kasım 2023’e dek Brieflyart Galeri’de görebilirsiniz.