Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimine katkı sağlamak amacıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen sanat fuarı CI BLOOM’a katılan sanat inisiyatifleri NOKS Art Space, KOLİ Art Space ve Loading Art Space ile konuştuk.
Contemporary Istanbul tarafından gerçekleştirilen CI BLOOM, dördüncü edisyonuyla 17-20 Nisan tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu’nda sanatseverlerle buluşacak. Bu yıl 26 galeri ile 4 sanat inisiyatifin katılımıyla gerçekleşecek fuar, Türkiye’deki genç ve yükselen sanatçılara alan yaratmayı, yerel galerilerin seslerini duyurmalarını ve küresel sanat piyasasıyla bağlantı kurmalarını sağlamayı amaçlıyor.
CI BLOOM, Türkiye’deki bağımsız sanat inisiyatiflerinin dinamizmini ve çeşitliliğini de gözler önüne seriyor. Geleneksel sanat kurumlarının ötesinde, daha özgür ve deneysel alanlar yaratan sanat inisiyatifleri, sanatçıları ve izleyicileri bir araya getiriyor. CI BLOOM ise bu inisiyatiflerin görünürlüğünü artırmak ve sürdürülebilirliklerine katkıda bulunmak açısından önemli bir platform sunuyor. KOLİ Art Space, NOKS Art Space ve Loading Art Space gibi inisiyatifleri, fuarda sergiledikleri özgün eserler ve küratöryel yaklaşımlarıyla sanatseverlerle bir araya geliyor.
Bağımsız ve kültürlerarası birliktelikleri merkeze alan ve disiplinler arası etkileşimi teşvik eden bir platform olarak sergilere, atölye çalışmalarına ve deneysel projelere ev sahipliği yapan NOKS ART SPACE, sanatsal deneyim ve iş birliği odaklı bir alan olarak konumlanan, kimlik ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanan ve değişimin gerekliliğine olan inançla faaliyetlerini sürdüren KOLİ Art Space ve güncel sanat pratiklerini desteklemek amacıyla Cengiz Tekin ve Erkan Özgen’in girişimiyle kurulan, genç sanatçılar ve sanatçı adayları için kâr amacı gütmeyen bir sanat mekânı olarak sanat üretimini ve paylaşımını teşvik eden Loading Art Space CI BLOOM’un yeni edisyonunda izleyicilerin karşısına çıkıyor.
CI BLOOM’un dördüncü edisyonuna katılan sanat inisiyatiflerinden NOKS Art Space, KOLİ Art Space ve Loading Art Space’e fuara dair üç soru sorduk:
1. İnisiyatifinizin hikâyesini, nasıl bir ihtiyaçtan doğduğunuzu anlatabilir misiniz? Kuruluş sürecinizden bugüne, kurumunuzun temel motivasyonlarını ve yöneldiği sanat anlayışını paylaşabilir misiniz?
2. CI BLOOM 2025 için belirlediğiniz katılım stratejisi neydi? Sergilediğiniz işler ve seçtiğiniz sanatçılar üzerinden bu edisyon için belirlediğiniz küratöryel yaklaşımı nasıl tanımlarsınız? Seçkinizde hangi kavramsal çerçeveler ya da anlatılar ön plana çıkıyor?
3. Türkiye’deki sanat inisiyatiflerinin görünürlüğü ve sürdürülebilirliği açısından CI BLOOM gibi fuarların rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnisiyatiflerin hikâyelerini ve CI BLOOM hakkında görüşlerini onlardan dinleyelim.
KOLİ Art Space
1. Koli Art Space iki kişilik bir sanat inisiyatifi. Başlangıçta fiziksel bir mekânımız vardı, ancak Türkiye’deki ekonomik zorluklar ve İstanbul’daki yükselen kiralar nedeniyle mekânı sürdürmeye devam edemedik. Finansal olarak zorlandık ve çeşitli fon fırsatlarını kovaladık, ancak süreç yeterli sonuç vermedi; kendi ağır iş yükümüz de bu sonuçta kesinlikle rol oynadı. Fakat fiziksel mekân bizim için hiçbir zaman önemli olmadı; KOLİ kelimesi ve dolayısıyla bu sanat inisiyatifi en başından beri bizim için birkaç anlam barındıran bir yerde. KOLİ’nin Lubunca’daki (Türkiye’de yaşayan Translar arasında kullanılan özgün bir dil) anlamının yanı sıra, her zaman diğer anlamını da düşündük: taşınabilir bir yapı, katlanıp açılabilen bir kutu. Geleneksel bir galeri ortamından ziyade daha deneysel bir platform olarak hayal ettik. Oradan oraya taşınabilen, gerektiğinde bozulup yeniden kurulabilen bir yapı. Şimdilerde sabit bir mekân olmadan varlığımızı sürdürüyoruz. Diğer inisiyatiflerle iletişim hâlinde kalmayı ve farklı şehirlerdeki etkinlikler düzenlemeyi planlıyoruz.
Tabiki bu inisiyatifi en başından beri aktivist bir amaçla kurduk. Amacımız LGBTi+ bireylerin sanat alanında görünürlük kazanmaları, sansür ve ticari baskı kaygısı olmadan özgürce işlerini sergileyebilecekleri ve üretebilecekleri bir dayanışma platformu sağlamaktı. Bu anlamda verimli olabildiğimize inanıyoruz. Çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik ve birçok sanatçı ve küratörle çalışma fırsatı bulduk, bu da bizi mutlu ediyor.
2. Biz KOLİ Art Space olarak feminist ve kuir sanatçıların görünürlüğüne dair bir manifestodan yola çıkıyoruz. Hatırlatmak gerekirse manifestomuz;
“Kadıköy/İstanbul’da yer alan KOLİ Art Space, Yasemin Kalaycı ve Elçin Acun tarafından kurulmuş kâr amacı gütmeyen, bağımsız bir çalışma, üretme ve sergileme alanıdır. Sanatsal deneyim ve iş birliği ekseninde dolaşan KOLİ, feminist ve kuir sanatçılar arasındaki diyaloğun desteği ile var olur. Kapsayıcılık ve çeşitliliğin gücü ile beslenir, kimliğin ve cinsiyetin akışkanlığına odaklanarak değişim ihtiyacının zorunluluğu inancından doğmuş bir sanat alanıdır.”
Bu sebeple daha geniş kitlelere ulaşabileceğimiz ve görünürlüğümüzü destekleyen her etkinlikte yer alabilmek bizim için çok önemli. Çünkü sanat ortamında aynı kaygıları besleyen bağımsız sanatçılar olarak, sansüre uğramadan yer bulmak Türkiye’nin siyasi konjonktüründe gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Sizlerin de bildiği üzere, yeni yasa tasarıları ile beraber daha da sert şekilde kutuplaşan bir ortam söz konusu. Bu şartları göz önünce bulundurduğumuzda her türlü görünürlük imkanını değerlendirmek aktivist bakış açımızı pekiştiriyor. Bizler, her nerede olursa olsun bulduğumuz çatlaklardan büyüyerek varlığımızı kanıtlamakla yükümlüyüz. Fuar alanı da bizim için bir fırsat. Ayrıca bugün bu ortamda sanatın politik bir alan olduğunun kanıtı olarak bu fuarın içinde olabilmemizin bir aktivizm yöntemi olduğunu düşünüyoruz. Bizler sanat alanında varlık göstermenin, sanatın politik yanını vurgulamanın önemini unutmuyoruz.
Yaptığımız seçkiyi tüm bunları gözeterek oluşturduk: Anıl Önen, Eda Demir, Ege Eryalaz, Elçin Acun, Elif Gönen, Kıvılcım S. Güngörün, Mahmut Öztekin, Mert Çağıl Türkay, Ömer Tevfik Erten (ÖTE), Selver Yıldırım, Ümit Can Salamci ve Yasemin Kalaycı’nın işlerine yer verdik. Seçkide tek bir medyum yok, farklı disiplinlerden işlerin olması bizim için önemli; fuardaki alanımızda fotoğraf, tekstil, video, resim ve enstalasyon gibi pratiklerden faydalanılarak üretilmiş işlerimiz görülebilecektir.
Loading Art Space
1. Diyarbakır merkezli bağımsız sanat inisiyatifi Loading, güncel sanatın bu coğrafyada sürdürülebilirliğine katkı sunmak ve bölgedeki sanatçılar için kalıcı bir üretim, düşünme ve karşılaşma zemini yaratmak amacıyla kuruldu. Ancak bu motivasyon yalnızca bir “ihtiyaç”tan ibaret değildi. Mekânsızlaştırılmış, ifade alanları daraltılmış bir coğrafyada; kolektif belleği koruma, sanatın hafızasını tutma ve yeni anlatılar üretme arzusu, kuruluşumuzun asıl itici gücünü oluşturdu.
Çalışma alanlarımız -rezidans odası, arşiv, konuşma ve üretim mekânları- sanatın fiziksel bir karşılık bulduğu, adreslenebilir bir yer olmayı hedefliyor. Loading, özellikle merkez dışında sanat üretiminin nasıl mümkün olabileceği sorusundan hareketle şekillendi. Yerel, ulusal ve uluslararası sanatçılarla karşılaşma alanları yaratmak ve alternatif sergi/üretim biçimlerini deneyimlemek, temel motivasyonlarımız arasında yer aldı.
Zaman içinde yaklaşımımız; üretim, bellek, karşılaşma ve direniş kavramları etrafında derinleşti. Deneysel, açık uçlu ve yerelle bağ kuran bir çizgi izledik. Böylece Loading, yalnızca bir mekân değil; sanatın gündelik yaşama, dile ve direniş pratiklerine temas ettiği çok katmanlı bir alan hâline geldi.
2. Bu yılki seçkimizde, farklı üretim pratiklerine sahip beş sanatçının işlerini bir araya getirirken, aralarındaki görünmez bağlara odaklandık. Görsel olarak birbirini bastıran değil; düşünsel olarak birbirini besleyen işler aracılığıyla izleyiciyi hem düşünmeye hem hissetmeye davet eden bir bütünlük kurmayı amaçladık.
Esra Gülmen’in sansür, toplumsal normlar ve İslam estetiğiyle kurduğu ilişki; Mahmut Celayir’in doğayla temas eden şiirsel dili; Erkan Özgen’in temsil ve hafıza üzerine yaptığı sorgulamalar; Cengiz Tekin’in dijital mizah ve süsleme geleneğiyle oynayan işi ve Sedat Akdoğan’ın kolajlarla ördüğü çoğul görsel hafıza… Tüm bu işler, bedenin, belleğin, doğanın ve kültürel kodların sınırlarında dolaşan anlatılar sunuyor. Seçkimiz, bu sınırları açmak ya da esnetmek değil; onlarla birlikte düşünmenin yollarını arıyor.
3. CI BLOOM gibi fuarlar, bağımsız sanat inisiyatiflerinin görünürlüğünü artırmak için önemli bir zemin sunuyor. Kurumsal ve ekonomik sınırları olsa da merkez dışından gelen yapılar için daha geniş bir izleyiciyle buluşma ve farklı sanat aktörleriyle temas kurma imkânı sağlıyor.
Ancak sürdürülebilirlik açısından bu tür platformların daha esnek, deneysel ve iş birliğine açık formatlar geliştirmesi kritik önem taşıyor. Zira bağımsız inisiyatifler yalnızca sergi mekânları değil; aynı zamanda üretim, tartışma ve dayanışma alanlarıdır. Bu potansiyelin fuar ölçeğinde görünür hâle gelmesi, Türkiye’nin sanat ekosistemine uzun vadede güçlü ve dönüştürücü katkılar sunabilir.
NOKS Art Space
1. NOKS Art Space, 2017 yılında İstanbul Kadıköy’de, bireysel üretimle kolektif düşünce arasında bir köprü kurma ihtiyacından doğdu. O dönem, bağımsız sanatçılar için hem bir mekâna hem de birlikte düşünecek bir topluluğa duyulan ihtiyaç oldukça belirgindi. NOKS bu ihtiyacın içinden, doğrudan bizim kendi sanat pratiklerimiz ve arayışlarımızdan filizlendi.
Kuruluşumuzdan bu yana, disiplinler arası diyaloğu önemseyen, deneysel yaklaşımlara açık, zamana yayılan üretim süreçlerine alan açan bir anlayışla ilerliyoruz. Zamanla, NOKS sadece bir sergi alanı değil, araştırma, atölye, yayın ve arşiv odaklı bir üretim merkezine dönüştü. Bugün NOKS, NOKSBooks ile birlikte sadece bir sergi mekânı değil; sorgulayan, öneren ve dönüşen bir düşünce alanı olarak kendini konumlandırıyor.
2. CI BLOOM 2025’e katılırken önceliğimiz, NOKS’un üretim anlayışını ve sanatçı odaklı yaklaşımını fuar gibi daha hızlı ve görünürlük temelli bir platforma taşımak oldu. Katılım stratejimizi belirlerken, davet ettiğimiz sanatçıların üretim süreçlerine ve mekânsal duyarlılıklarına sadık kalmaya çalıştık.
Belirlediğimizi seçkide, bellek, mekân ve beden arasında kurulan geçici ilişkiler öne çıkıyor. İşler arasındaki sessiz diyalog oluşmasını istedik. Katılan sanatçılar farklı disiplinlerden geliyor olsa da, işleri arasında sessiz ama güçlü bir ortak dil kurulduğunu düşünüyoruz.
Küratöryel yaklaşımımız, katı bir tema çerçevesinde değil; açık, çok katmanlı ve izleyiciyle birlikte tamamlanacak bir yapı olarak tasarlandı. Fuar gibi dinamik bir ortamda, izleyiciyi yavaşlamaya, bakmaya ve durup düşünmeye davet eden bir atmosfer kurmayı amaçladık.
3. CI BLOOM gibi fuarların, bağımsız sanat inisiyatifleri için hem fırsatlar hem de sorumluluklar barındırdığını düşünüyoruz. Bu tür platformlar görünürlüğü arttırırken, aynı zamanda kendi üretim etiğimizi koruyarak katılmak da bir denge meselesi hâline geliyor. Bu fuarlar aracılığıyla farklı kitlelere ulaşmak, işlerin yeni bağlamlarda okunmasına olanak tanımak ve bağımsız yapıları daha geniş sanat alanının parçası hâline getirmek mümkün.
Ancak biz NOKS olarak her katılımı bir temsil değil, bir öneri olarak görmeye çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik açısından bu tür fuarların tek başına yeterli olmadığını; uzun vadede kamusal destek, üretim fonları ve bağımsız yapılar arasında güçlü ağların kurulması gerektiğini düşünüyoruz. NOKS için en kıymetli şey, hızlı dolaşıma kapılmadan, kendi ritminde ve dayanışma temelli bir yapı olarak kalabilmek.