Müzayede evlerinin arz ve talebi buluşturma ve fiyat hafızası biriktirme rolü bilginin nadir ve asimetrik olduğu sanat piyasası gibi piyasalarda ayrı bir önem taşıyor. Ekonominin yavaşlaması, jeopolitik belirsizlikler ve TL’nin Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybı sanat piyasasında önümüzdeki seneden itibaren daha sert etki edecek gibi duruyor.
Müzayede kavramının oluşumuna baktığımız zaman Eski Yunan’da kölelerin satılmasına kadar uzanan geniş bir tarihçeyle karşılaşırız. Aslında kapalı ve kemik bir grup için satışa sunulan eserler bu grup üyelerinin kendi aralarında bir ‘çekişme’ halinde olmasını kaçınılmaz kılar. Fiyatları, o an o ortamda söz konusu esere sahip olmak için yarışan bu kitlenin rezerv fiyatı (bir eser için ödenecek en yüksek tutar) esere sahip olma arzusunun şiddeti belirleyecektir.
En önemli sanat eserlerinin değeri müzayede mekanizmasıyla, doğrudan satış değeriyle ya da dolaylı olarak başka satışlarla kıyaslanma yoluyla belirlenir. Müzayede mekanizmasını anlamak için müzayedeye katılanların tercihlerinin eserin değerine ne şekilde yansıdığını anlamak gerekir. Müzayede sisteminin ve fiyatlandırmanın etkin bir şekilde çalışması sanat eserlerinin üretim ve dağıtım maliyetlerini anlamada anahtar role sahip.
Sanat ekonomisi alanında son yirmi yılda müzayede sistemini anlamaya yönelik çalışmalar öne çıkıyor. Sanat eserleri tektir, dolayısıyla zaman içinde fiyatlarının nasıl gelişme gösterdiği çok dikkatli bir analiz ve geniş bir veri seti oluşturulması sonucu tespit edilebilir. Bu tarz analizlerden sanat endeksleri elde edilerek zaman içinde sanatın getirisi diğer yatırım araçlarının getirisiyle kıyaslanabilir ve ideal yatırım portföyünde sanat eserleri de bulundurmanın risk dağıtıcı etkisi gösterilebilir.
Bundan başka, sanat eserlerinin fiyatlarının zaman içindeki gelişimi üzerine çalışmalar sanat piyasasında fiyat anormalliklerini ve balonları da tespit edebilir. Bu tarz anormalliklerden biri master piece (büyük ustaların eserleri) etkisi diye tanımlanan etkidir. Ustaların eserlerinin zaman içindeki getirisi genellikle ortalama piyasa getirisinin çok altında kalır. Müzayede fiyatları müzayede evlerine, zamana, mevsime veya coğrafi bölgeye göre değişkenlik gösterir. Genellikle New York’ta düzenlenen müzayedeler daha yüksek fiyattan alıcı bulur. Müzayedelerde satılmayan eserlerin de değerinden kaybettikleri ve uzunca bir süre satışa çıkmadıkları gözlenir.
Müzayedeye çıkan her eser satılmayabilir. Eser sahiplerinin her eser için bir rezerv fiyatı vardır ve salonda talep bu fiyatı görmezse satış gerçekleşmez. Müzayede katalogları eser hakkında detaylı bilgi sunarken rezerv fiyatı konusunda ipucu vermez. Ancak bazen kataloglarda eserlerin düşük ve yüksek tahmini fiyatlarının açıklandığı görülür. Ekonominin iyi gittiği dönemlerde hem müzayedeye çıkan eserlerin kalitesinde hem de ortalama fiyatlarda artış gözlenir.
Tarihsel olarak bakıldığında iki önemli müzayede evi karşımıza çıkar: Sotheby’s ve Christie’s. Sotheby’s 1744 yılında Londralı bir kitapçı olan Samuel Baker tarafından kurulmuştur. Christie’s ise 1766 yılında İngiltere’de kurulmuştur ve günümüzün modern müzayede protokolünü geliştiren müzayede evidir. Dünya müzayedelerinin toplam satışının % 25’i sadece bu iki müzayede evi tarafından gerçekleştirilir. Dünya sanat piyasasının 2015 yıllık satış cirosu 50 milyar Dolar'ken, Türk sanat piyasası için en iyimser tahmin 80 milyon Dolar civarında kalır.
Türkiye’de müzayede evlerinin tarihçesi çok kısadır. 20. yüzyılın başlarından bu yana, dört kuşaktır Türkiye'nin sanat ve kültür hayatına katkıda bulunan Portakal Kültür ve Sanat Evi, antikacılık ve müzayedelere ilk kez Kapalıçarşı'da başlamış, ev ve saraylarda çok sayıda müzayedeler düzenlemişti. 1981 yılında Nurcan & Turgay Artam çifti tarafından Ankara’da Antik A.Ş. kuruldu. Maçka Mezat Müzayede Evi, tanınmış antikacı Ahmet Utku ve eşi Ayşe Utku tarafından 1990 yılından beri faaliyette. Çağdaş ve modern sanat üzerine olan Beyaz Müzayede ise 2006’dan Aziz Karadeniz tarafından kuruldu.
Son yıllarda galerici ve sanatçıların müzayede evlerine ve onların politikalarına karşı açıkça tavır aldıklarına tanık oluyoruz. Geçtiğimiz yıllarda sanatçılar konuyla ilgili paneller de düzenleyerek durumdan duydukları rahatsızlıklarını belirtmişlerdi. Sorun birinci piyasayla (ilk kez sergilenen eserlerin piyasası) ikincil piyasa (bilinen veya sergilenmiş eserlerin piyasası) arasındaki sınırların ve sürenin oldukça kısa olmasıyla, yani spekülatif hareketlerle ilgili. Galeride sergilenen eserlerin çok kısa bir zamanda müzayede yoluyla satışları, birincil piyasadaki eserlerin çok hızlı bir şekilde el değiştirmesine ve bir şekilde sanat eserinin dolaşım hızının artmasına sebep olur. Bunun bir sonucu da bazı sanatçıların eser fiyatlarında zaman zaman spekülatif balonlara sebep olmasıdır. Buna karşın müzayedeler piyasaya ciddi anlamda likidite sunar. Sanat piyasasının Türkiye’de hala ekonominin parasal büyüklüğü oranında büyümediği göz önüne alınacak olursa müzayedelerin piyasada ekonomik canlılık kazandırdığını görürüz.
7 Kasım 2015 günü Antik A.Ş‘nin düzenlediği 288. müzayedede 170 eser satışa sunuldu. % 95’e yakın satış oranı ile son yılların en yüksek satış ortalamasının yakalandığı müzayedede Bedri Rahmi Eyüboğlu Çiftçi Ailesi 415.000 TL'ye satılarak müzayedenin en değerli eseri olurken, Erol Akyavaş’ın Zaman Herşeyi Siler adlı eseri 380.000 TL, Adnan Çoker 215.000 TL, Orhan Peker 200.000 TL, Ferruh Başağa 190.000 TL satış fiyatını yakalarken, Ömer Uluç 190.000 TL, Mehmet Güleryüz 180.000 TL, Ergin İnan 145.000 TL fiyata satıldı. Güncel sanatın öne çıkan isimlerinden Canan Tolon 215.000 TL, Kemal Önsoy 170.000 TL, Gülay Semercioğlu 125.000 TL, İrfan Önürmen 60.000 TL fiyata satılırken genç kuşağın temsilcilerinden Nilbar Güreş eseri 50.000 TL'ye satıldı.
33. Beyaz Müzayede'de 258 eser satışa sunulmuştu. Müzayedenin en pahalı eseri Nympheas à minuit adlı 89 lot numarasıyla satışa çıkan, Fahrelnissa Zeid’in eseri oldu. 162 x 130 cm boyutundaki resim katalogda belirtilen 300.000 TL-450.000 TL tahmini fiyat aralığı arasında kalarak 400.000 TL’ye satıldı. Ansen’in The Mongrels isimli eseri 82 lot numarasındaydı. 201 x 122 cm boyutlu 2006 işi için düşük tahmini fiyat 40.000 TL ve yüksek fiyat 55.000 TL olarak verilmişti. Eser 45.000 TL’ye satıldı.
Ekonominin yavaşlaması, jeopolitik belirsizlikler ve TL’nin Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybı sanat piyasasında önümüzdeki seneden itibaren daha sert etki edecek gibi duruyor. Son iki yıldır müzayede ciroları 40 milyon dolar seviyesinde gerçekleşirken müzayedelerin yine de fiyat oluşumu ve piyasaya likidite sunulması açısından önemli işlevi olduğu muhakkak. Her ne kadar Türk sanat piyasasında galerici-müzayedeci çekişmesi bir olgu olarak var olsa da, müzayede evlerinin arz ve talebi buluşturma ve fiyat hafızası biriktirme rolü bilginin nadir ve asimetrik olduğu sanat piyasası gibi piyasalarda ayrı bir önem taşıyor.