Küratör Işık Gençoğlu ile kültür, sanat ve tasarım dünyasını bir araya getiren projelere imza atan ve bu yıl 14’üncü yaşını kutlayan Istanbul Concept’in öyküsünü ve galerinin devam eden sergisi “10x10”u konuştuk.
Kültür, sanat ve tasarım dünyasını bir araya getiren projelere imza atan Istanbul Concept, bu yıl 14. yaşını kutluyor. Istanbul Concept’in bilgi birikiminden destek alarak 2017’de açılan Istanbul Concept Gallery ise sosyal içerikli sergiler düzenleyen, sanatın herkesçe erişilebilir ve anlaşılabilir olması adına çalışmalar yapan küratör Işık Gençoğlu’nun direktörlüğünde kuruldu. Galeri, aralarında gönüllülerin de olduğu yaratıcı ekibi ile birlikte sergi, atölye, seminer gibi birçok etkinlik yapıyor ve uzun vadede nitelikli bir arşiv oluşturmayı hedefliyor.
Istanbul Concept neyi amaçlar? Bu amaç doğrultusunda ne gibi etkinlikler yapar?
Istanbul Concept, sanata erişimi sosyal haklardan biri olarak görür. Kurulduğu ilk günden beri kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye, yalnızlaştırmaya karşı mücadele eder. Etkinliklerini özel kılan maddiyattan çok maneviyat içermesi, merkezinde “can” olmasıdır. Bu bağlamda Istanbul Concept, kültür, sanat ve tasarım alanlarının özenli, birbirini dinleyen, anlamaya çalışan bireylerden oluşması gerektiğine inanır ve uzlaşma ortamları yaratır. Kurum, birey ya da markalar adına yaratıcı endüstrilerin bir parçası olmak, dünyanın iyiliği için çalışan, farkındalığı yüksek bir kesimin parçası olma sorumluluğunu da beraberinde getirir. İşte bu bilinci tüm çalışmalarımıza yansıtmaya çalışıyoruz. Galerimizi ise Istanbul Concept'in 10. yılında tasarladık. Mekânlar, malzemeler, ekipmanlar değişir; değişmeyen tek şey bizim sanatın birleştirici ve uzlaşmacı gücüne olan inancımız. Bir de kurucu başkanı olduğum derneğimiz var: İstanbul Yaratıcı Endüstriler Derneği. Burada söz konusu alanların profesyonellerini iş dünyası ile buluşturmayı, hak edişlerini zamanında ve değerinde alabilmeleri adına takipçi ve savunucu olmayı amaçlıyoruz. Eğitim desteğine ihtiyacı olan yaratıcı bireyleri ülkemizde ve yurt dışında desteklemek de bir diğer önemli amacımız.
Istanbul Concept bu yıl 14. yaşını kutluyor. Kurucusu olarak ilk günden galerinin oluşumuna kadar yaşadığınız süreci özetleyebilir misiniz?
2006’da şirketi kurup, 2007’de Istanbul Concept’i marka olarak lanse ettik. İlk başlarda yerli ve yabancı birçok fuarda imzalı tasarım objeleriyle görünürlük sağladık. Buralarda edindiğimiz deneyimler, sürdürülebilirlik, karbon ayak izi gibi kavramların daha o günlerden projelerimize yansımasını sağladı. Bir sonraki hedef 2010 İstanbul Kültür Başkenti’ydi; çıktıları kalıcı olmasa da bize önemli bilgiler bıraktı. Ardından Amerika sergileri, uluslararası sanatçıların temsilciliği, lider isimlerle ortak projeler derken sektörün etkili aktörlerinden biri olduk. Bir de “360 Dereceden Aşk Festivali” adlı bir etkinliğimiz var. İyilik ve güzelliği yaysın, görünür kılsın istiyoruz. Her yıl şubat ayında tüm dünyayı İstanbul’a davet ediyoruz. Üzerine titrediğimiz bir başka projemiz de 2023 yılında basılacak, sanatçılarımızı dünya çapında görünür kılmasını umut ettiğimiz 10x10 Küratör Seçimi kitabı. 14 yıla sığdırdıklarımıza bazen ben bile inanamıyorum.
"10 x 10" sergileri fikri nasıl doğdu? Hedefine ulaştı mı? Bu yılki serginin teması ve içeriğinden kısaca söz edelim mi?
Kitaba girecek isimlerin bir tür ön daveti olan “10x10” sergi serisinin şu an dokuzuncusunu gerçekleştiriyoruz. Her yıl iki kez düzenlediğimiz sergiye, önceden belirlediğimiz 10 sanatçıyı 10’ar işi ile davet ediyor ve galerimizde izleyiciyle buluşturuyoruz. Her bir sergi içinden geçtiği dönemi özetleyen, izleyen bir temaya sahip. Örneğin şu an devam eden serginin teması “Zamandan Kalan”. Bir de sanatçıların birbirlerini önermeleri, serginin kurulumuna destek vermeleri ve değerli fikirlerini paylaşmaları ile kolektif bilincin özgürce hareket ettiği sayılı galeriden biri olduğumuzun da altını çizmek isterim. Kişileri değil, işleri konuşan bir sistemin parçası olmak, inandığımız değerleri özgürce savunabilmek, kendimizi sanatla ifade edebilmek 21. yüzyılın “ayrıcalıklı olma” tanımı diye düşünüyorum. Daha fazla iş birliği ve daha fazla izleyiciye ulaşabilmek ise en büyük hedef. Sergi, 12 Ekim’e kadar randevu alınarak izlenebilir.
Pandemi sürecinde etkinliklerinizi çevrim içi ortama taşıdınız. Sizin için verimli oldu mu? Çevrim içi ortamı aynı yoğunlukta kullanmaya bundan sonra da devam edecek misiniz?
Çevrim içi olmamak mümkünken çevrim içinde ısrar etmek biraz anti-sanatsal bir tutum diye düşünüyorum. Sanat eseri izleyicisi ile bire bir iletişime geçmeli. O enerji maalesef sanal ortamda karşıya bir dereceye kadar geçiyor. Ama evet, özellikle görsel arşiv ve mağaza bölümünde dijital ortamlarımızı kullanmaya devam edeceğiz. IC Academy'den yeni eğitim başlıkları, IC Dükkân’dan imzalı hediyeler, IC Magazine’den de güncel haberleri yer yer paylaşmaya devam edeceğiz. Açıkçası sektörün en büyük açığı olarak gördüğüm sanat medyasında var olma isteğim hiç bitmeyecek gibi görünüyor.
2021-22 sezonundan beklentileriniz nedir?
Fuarlar bize her zaman ekstra iş yükü getirse de kendimizi sergi/fuar konsepti ile motive etmeyi sürdürüyoruz. Burada kastım sergi kalitesi ile fuar seçkisini bir arada barındıran projeler. Örneğin ilk defa katıldığımız Art Contact Fuarı'nda sonuç o kadar başarılı oldu ki, bu sayede sektörün duayen firmalarından biri ile müthiş bir iş birliği gerçekleştirdik. Öte yandan 2024’e kadar olan sergi programımız neredeyse tamamlandı. Enerjimizin çoğunu festivalimize ve 2023’e veriyoruz. 2019’da Tokyo, Atina ve Köln'de art arda açtığımız sergilerle yakaladığımız ivmeyi, seyahatin yeniden özgür hâle geldiği ilk fırsatta, örneğin Chicago gibi büyük sanat sahnelerine yöneltmeyi planlıyoruz.
"10 x 10" sergisini pandemi tedbirleri kapsamında 12 Ekim'e kadar ziyaret etmek için 0549 3919131'i arayarak randevu alabilirsiniz.