Ertuğrul Berberoğlu’nun sanatının güncel estetik durumunu ve entelektüel dayanağını sunan, son işlerinden oluşan bir seçki sunan sergisi “Numen; Görünenin Ötesi” üzerine bir yazı.
Son yıllarda Ertuğrul Berberoğlu çağdaş soyut resmin önemli bir temsilcisi hâline geldi. Sanatçının işleri, geleneksel meselelerin ve çalışma yöntemlerinin ötesine geçerek günümüz soyut sanatının canlanmasına katkıda bulunuyor. Klasik biçimselcilik ve özerklik anlayışlarından farklı bir yerde duran Berberoğlu, kendi yaşamı ve içinde yaşadığı dünya hakkındaki fikirlerini ifade etmek için otobiyografik bağlantıları sosyokültürel referanslarla birleştiriyor. Berberoğlu’nun işlerinde bireysel, toplumsal, subjektif ve evrensel olan; mahrem ve kamusal arasındaki bağlantısallığı açık etmek üzere birleşir. Onun karmaşık kompozisyonlarını oluşturan parlak renk katmanları ve pek çok girinti arasından otobiyografik ipuçları ve toplumsal referanslar keşfedilebilir.
EArt Galeri’de izleyici önüne çıkan “Numen; Görünenin Ötesi” sergisi, Ertuğrul Berberoğlu sanatının güncel estetik durumunu ve entelektüel dayanağını sunan, son işlerinden oluşan bir seçki. Serginin kavramsal çerçevesi ve beğeniye sunulan parçaların felsefi dayanağı, sanatçının Immanuel Kant’ın “saf akıl” kavramını yorumlamasına dayanıyor. Rasyonalizm ve ampirizm kavramlarını birbiriyle ilişkilendiren ünlü Alman filozof, Saf Aklın Eleştirisi (1781) adlı kitabında dünyayı herhangi bir şekilde kavramanın, deneyimi -a priori- önceleyen fikirlere ve sonrasında -a posteriori- duyularla elde edilen deneyime dayandığını savunmuştur. Kant bu tezinde Transandantal İdealizm adını verdiği, rasyonalist ve ampirist yaklaşımları aşan alternatif bir akıl yürütme tarzı önerir. Bu kavram, sergideki Berberoğlu parçalarını anlamada bir referans noktası olabilir zira bu parçalar da dış dünya bilgisini ortaya çıkarmayı amaçlar. Elbette burada Berberoğlu, bilinenin ötesine geçmeyle ilgili sanatsal fikirleri felsefe değil sanat yaparak, yazıyla değil de boyayla ifade eder.
Kant’ın nesneler ve onların görünüş biçimleri arasındaki ilişkiyi tartışan transandantal idealizm felsefesini takiben Ertuğrul Berberoğlu, kendinde şeyler ile onların temsilleri arasında köprü inşa eden sanatsal bir yaklaşım bulmuştur. Bu sebeple, sanatçının güncel işleri bireysellik ve evrensellik fikirlerini karıştırır, böylece objektif ve subjektif bilgi arasındaki ilişkiyi açık eder. Burada rasyonellik, duyumsallıkla birleşmiştir.
“Numen; Görünenin Ötesi” sergisinde Berberoğlu’nun büyüleyici işleri, bunların kavramsal olarak çağrıştırdığı karmaşık ve estetik olarak çekici meseleler yer alıyor. Berberoğlu’nun Kant’ın akıl kavramını sanatsal olarak yorumlamasının yanı sıra, bu seçkide onun resim malzemeleri, etkileyici dokular ve insanın aklını başından alan renk skalaları ile hem sofistike bir biçimde hem de deneysel olarak oynadığını anlıyoruz. Ertuğrul Berberoğlu kavramsal çerçevesini karşı tarafa iletirken asla temsil, figürleştirme veya sembolizm kullanmıyor. Bunun yerine parlak renkler, keskin görsel kontrastlar ve güçlü, lirik, organik dokular kullanarak resim sanatına ve felsefeye dair fikirlerini iletiyor. Bunun yanı sıra, yağlı boya gibi geleneksel malzemeleri plastik ve metal gibi alışılmadık malzemelerle beraber kullanması, işlerine benzersiz bir estetik katarak izleyicide sofistike bir psiko-görsel etki yaratıyor. Tüm figüratif temsilleri kaldıran ve yalnızca dekoratif bir görünüm sağlayan gereksiz elementleri silen Berberoğlu, sanat ve yaşamın özünü ortaya çıkarıyor.
Nihayetinde, son derece dinamik kompozisyonlarını estetik olarak çekici bir biçimde tasarlaması ve yapılandırması, çalışmalarının otantik, deneysel ve inovatif olduğu gerçeğine işaret ediyor. Berberoğlu’nun güncel işleri resim, rölyef ve heykel arasında bir yerde dururken, günümüz sanatındaki eklektikliğin, çoğulculuğun ve heterojenliğin değerini kanıtlamış oluyor.
Sanatçı düz tuval yüzeyinin iki boyutluluğunun sınırlarını zorlayarak, rölyef sanatından aşina olduğumuz üç boyutluluğu yaratıyor. Yine de işleri büyük ölçüde resimle ilişkili olduğundan, sanatçı hiçbir zaman resmin kökenlerini veya karakterini tamamen inkâr etmiyor. Ancak resim ve rölyef arasındaki bu karşılıklı ilişki, Berberoğlu işlerine transdisipliner bir nitelik katıyor. Ayrıca onun işlerini, soyut sanatın günümüzdeki anlamı ve gelecekteki imkânları üzerine yürütülen tartışmanın göbeğine oturtuyor.
Ertuğrul Berberoğlu’nun işleri klasik resim sanatının sınırlamalarının ötesine geçerek, soyut sanat yaratmanın anlamlı yollarını buluyor. Bu sanat yüzeysel olarak süslenmiş bir sanat değil; entelektüel olarak zorlayıcı ve estetik olarak karmaşık. Sanatçının Kant felsefesini yorumlaması ve çalışmalarının çok katmanlı estetiği, günümüz toplumunun karmaşık durumuna ve hem dünyayı hem insan varlığının doğasını anlamanın zorluğuna işaret ediyor.
Ertuğrul Berberoğlu’nun “Numen; Görünenin Ötesi” kişisel sergisini 12 Kasım’a dek EArt Galeri’de ziyaret edebilirsiniz.