Çağdaş Arap edebiyatının dünyaca en büyük şairi kabul edilen Adonis [1] ile çağdaş Türk sanatının önde gelen sanatçısı Habip Aydoğdu’yu buluşturan “Kan Kırmızı” sergisi, resim ve şiiri etkili bir biçimde bir araya getirmesi bakımından önem taşıyor. Sergiyi üç ana temada değerlendirerek, göze çarpan benzerlikleri, ilgi çekici ayrıntıları ve tuvale yansıyan Ortadoğu gerçekliğini deneyimlemek ve bu patikada yürümek, Adonis ile Aydoğdu’nun ortak kaygılarını anlamak için iyi bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Direncin Adı: Kan Kırmızı
Serginin küratörlüğünü üstlenen Zeynep Yasa-Yaman, Aydoğdu’nun yapıtlarında başat bir rolde olan kırmızıyı, “sanatçı için eylem rengi” [2] olarak tanımlıyor ve bunun yanında Adonis ile Aydoğdu’yu bir araya getiren önemli bir bileşen olarak da vurgulamış oluyor. Bununla birlikte, siyah ve beyaz rengin varlığından da söz ederek; kan, ölüm, yas, saflık ve bakireliğin bir arada [3] olduğunun altını çiziyor. Buna ek olarak, üç renge odaklanıldığında Pan-Arabizm’in renklerini de görmek mümkün. Ayrıca, Adonis’in doğduğu ve büyüdüğü yer olan Suriye Arap Cumhuriyeti’nin [4] bayrağında da bu renklerin bulunduğunu belirtmekte yarar var. Arap şiirinin kimliğini sağlamlaştırma amacı güden [5] Adonis ile bu renk uyumunu da yine aynı düzlemde yorumlama fırsatı veren sergi, çoklu bakış açısı olanağını izleyiciye tanımış oluyor.
Kaosu kesen düzlemler üzerinde sanat üreten [6] Aydoğdu’nun yanına, “Bedenim örtüdür, kanımla diktiğim kumaş” [7] adlı dizeleriyle Adonis yardımcı oluyor. Başka bir deyişle bir sanatçının kestiğini diğer bir sanatçı dikerek tamamlamış oluyor. Bu bağlamda sergi, yalnızca ortak duyguları, düşünceleri ifade etmekle kalmıyor; zıtların birlikteliğine dikkati çekerek farklılaşıyor.
Girift Yer : Ortadoğu
Aydoğdu’nun askerliğini 1975-1976 yıllarında sınır kenti olan Mardin’in Nusaybin ilçesinde yapması, aynı coğrafyayı paylaşan Türkiye ve Suriye halklarını gözlemleme, deneyimleme, derinlemesine araştırma ve algılama fırsatı tanımıştır. Ivo Andriç’in Drina Köprüsü kitabındaki köprü imajı gibi sembollerin yerini burada sınır ve tel örgü gibi ayrımlar almıştır. Adonis ile Aydoğdu’nun farklılıklarını, karşılıklı etkileşimlerini ve bunların sonucu olarak uzlaştıkları “kan kırmızısı” [8] içinde elverişli bir durum teşkil etmiştir.
Adonis’in birbirini var eden kültürler düşüncesi [9] ile koşut olarak Aydoğdu’nun adeta tampon vaziyeti gören çalışmaları iki halkın son zamanlardaki ayrışan görüşlerine de sanatsal bir bakış sunması açısından değer taşımaktadır. Somut gerçekliğin vermiş olduğu dikenli, acı veren duruma karşı, soyut resmin meydan okuyan gücünü şiirle bağlayan bu sergide harap edilen sanata da destekte bulunulmaktadır.
Aydoğdu için kırmızı; daha çok öfkenin, cesaretin, eylemin rengidir. [10] Adaletsizliğe, teröre, savaşa, deprem yıkımlarına, modernizmin ve postmodernizmin doğaya ihanetine karşı bir duruşu olan [11] sanatçının Adonis gibi parçalanan Arap kuşağını, dağılan halkını betimleyen ve bunu bütün insanlık için genelleştirerek, insanlığın dramını toplumsal belleğin yüzeyine çıkaran [12] bir şairle kotarmıştır. Aydoğdu’nun resimlerindeki şiirsel anlatım ile Adonis’in toplumsal içeriği yoğun şiirlerin özdeşleşmesi, Nazım Hikmet ile Abidin Dino arasındaki paylaşımları çağrıştırmaktadır.
Sonsöz
Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz usta sanat eleştirmeni Kaya Özsezgin’in de, Aydoğdu’nun figür çalışmalarının soyut bir espasla kaynaştığını giderek eriyerek, şiirsel denilebilecek bir anlatımla bütünleştiğinden söz etmiştir. [13] Bu şiirsel anlatımı, barış güvercininin, kan gölü haline gelmiş Ortadoğu coğrafyasına açılan beyaz sayfalar olarak tuvale aktarmıştır. Buna ek olarak, Adonis’in, Aydoğdu’nun resimlerine alışılmışın dışında şiirsel katkılarıyla farklı bir boyuta taşıdığı da görülmektedir.
Proje Direktörlüğünü Fahri Özdemir’in, küratörlüğünü ise Zeynep Yasa-Yaman’ın yaptığı “Kan Kırmızı” Adonis-Habip Aydoğdu sergisi, mutlulukların ve kederin en yüksek seviyede yaşandığı Ortadoğu coğrafyasına ışık tutarak, lirik şiir ile lirik soyut resmin kavuşmasına uygun ortam sağlayan İzmir Folkart Gallery’de 26 Ekim – 25 Aralık 2016 tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
[1] Tüleylioğlu, O. (Mayıs 2013). Rüzgârları yapraklara verdim ben. Erişim: 14 Eylül 2016, Milliyet Sanat Ağ Sitesi: http://www.milliyetsanat.com/yazar-detay/orhan-tuleylioglu/ruzg-rlari-yapraklara-verdim-ben/1942
[2] Yasa-Yaman, Z. (2013). Habip Aydoğdu, Kenar Notları. Ankara: Arete Sanat Yayını. (s. 14).
[3] Yasa-Yaman, Z. (2016). Kan Kırmızı. İzmir: Folkart Gallery Yayınları. (s.40).
[4]Ali Ahmet Sait Eşber’in bilinen mahlasıyla şair Adonis’in, kullandığı mitolojik kahramanın öyküsünü incelediğimizde şöyle bir ayrıntıyla karşılaşıyoruz. Kışın yeraltında saklanan, baharla birlikte yeryüzüne dönen ve aşk cümbüşü içinde fışkırıp gelişen bitkisel varlığı simgeleyen Adonis’e Suriye’de özellikle kadınlar tapınırlardı. Adonis bahçeleri denilen bu çiçeklerin karşısında kadınlar yas tutar ve “O ton Odonin” (Vah Adonis!) çığlıklarıyla dövünürlerdi. Erhat, A. (1997). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi. (s. 12).
[5] Özer, N. (t.y.). “Uyuyan Tarih”i Yaratan Şair: Adonis’in Şiirleri ve Poetikası Üzerine Bir İnceleme. Erişim: 17 Eylül 2016, http://www.academia.edu/19190087/_Uyuyan_Tarih_i_Yaratan_%C5%9Eair_Adonis_in_%C5%9Eiirleri_ve_Poetikas%C4%B1_%C3%9Czerine_Bir_%C4%B0nceleme
[6] Yasa-Yaman, Z. (Ocak 2010). Boyayla yeniden varolan nesneler. Radikal, Erişim: 14 Eylül 2016, http://www.radikal.com.tr/kultur/boyayla-yeniden-varolan-nesneler-975598/
[7] Türkçe’ye çevirisini Necla Işık’ın yaptığı, Adonis’in “Kara Kızağa Tutulan Ayna” adlı şiirindeki bir dizeden alıntıdır.
[8] Kan kırmızı’nın mitolojik kökenine indiğimizde karşımıza çıkan sonuç için bakınız. Kırmızı manisa lalesi Adonis’in kanından doğmuştur. Hem Afrodit’’in, hem Persephone’nin sevdiği genç adam yaşamının yarısını Ölüler Ülkesi’nde, yarısını da yeryüzünde geçiriyordu. Estin, C. ve Laporte. H. (2005). Yunan ve Roma Mitolojisi (M. Eran, Çev.). Ankara: TÜBİTAK. (1987).
[9] Özer, N. (t.y.). “Uyuyan Tarih”i Yaratan Şair: Adonis’in Şiirleri ve Poetikası Üzerine Bir İnceleme. Erişim: 17 Eylül 2016, http://www.academia.edu/19190087/_Uyuyan_Tarih_i_Yaratan_%C5%9Eair_Adonis_in_%C5%9Eiirleri_ve_Poetikas%C4%B1_%C3%9Czerine_Bir_%C4%B0nceleme
[10] Karaoğlu, İ. ve Aydoğdu. H. (2012). Habip Aydoğdu, Zamanın Ruhu. Ankara: Arete Sanat Yayını. (s. 86).
[11] a.g.e. (s. 137).
[12] Tüleylioğlu, O. (Mayıs 2013). Rüzgârları yapraklara verdim ben. Erişim: 14 Eylül 2016, Milliyet Sanat Ağ Sitesi: http://www.milliyetsanat.com/yazar-detay/orhan-tuleylioglu/ruzg-rlari-yapraklara-verdim-ben/1942
[13] Özsezgin, K. (2010). Görsel Sanatçılar Ansiklopedisi. İstanbul: Doruk Yayımcılık. (s. 88).