Sofia Contemporary için Sofya'daki 'bölgesel gelişim' kapsamında geçtiğimiz yıl başlayan, bu yıl ikincisi düzenlenen bir sanat festivali diyebiliriz, sanırım. Kamusal mekanın birleştirici unsurunu öne çıkaran, aynı zamanda sınır, kimlik, cinsiyet politikalarının altını çizen bu festivalde 'Near, Closer, Together' ile senin özellikle söylemek istediğin şey ne oldu?
Sofia Contemporary Sofya Belediyesi'nin kültür gelişim programları çerçevesinde Avrupa Birliği'nden aldığı fon üzerine tasarladığı ve düzenlediği bir festival. Belediyeyle festival için işbirliği yapan Edno Kültür Platformu, İKSV’nin ilk hallerinden hiç de uzak değil. Sofia Contemporary en genç festivalleri, son altı yıldır Sofia Architecture Week, Sofia Design Week ve Sofia Dance Week gibi uluslararası programlar düzenliyorlar. Sofia Contemporary'nin ilki geçtiğimiz Ekim ayında 'Present Unlimited' başlığı altında Türkiye'de de yakından tanıdığımız, Sofya'da güncel sanatın dönüşümü için yıllardır emek veren Iara Boubnova tarafından gerçekleştirildi.
'Near, Closer, Together: Exercises for a Common Ground' kamusal alanın çözünürlüğüne ve dönüşümüne tanık olmak isteyen bir proje. Festivalin ilk konuşmasında Andrea Phillips 'What is public?' sorusunu açarken şu noktaya geldi; kamusal alan terimini bertaraf etmeliyiz. Bu terim beyaz Avrupa düşün geleneğinin ürettiği bir fikirdir; Tahrir Meydanı'ndan bugüne kamusal alanın bir fikir olarak artık işimizi görmediğini fark ettik. Ama ne yazık ki hala yerine koyabileceğimiz yeni bir terim yok.
Sofya'da her geçmiş dönemden izler var. Makyaj tutmayan bir şehir. Yoksulluk yüzünden bu doku daha yeni yeni değiştiriliyor. Şehrin şu andaki hali gerçekten de çok özel. Birkaç yıl sonra ne olur bilmiyorum. Bu festival için başından beri Sofya'nın kendine has dokusunun içine yerleşen, şehirle farklı kanallardan konuşan ve şehir halkıyla birebir karşılaşmaya çalışan projeler
hayal ettim. Hem komunist dönemden gelen travma, hem de kapitalist deneyimin yarattığı şok yüzünden 'bir arada olma' fikri sekteye uğramış bir toplumdan bahsediyoruz. Yakın, daha yakın ve birlikte hem benim kişisel deneyimimden 'tarihsel ve fiziksel olarak bu kadar yakınken hiçbir zaman görmediğim bir yer ve zaman dilimiyle karşılaşma anı'ndan, hem de genel toplumsal bağlamdan, yani farklı bir arada olma hallerini ve farklı ortaklıkları birlikte hayal edebilme gücü üzerinden gelişti.
Yakın bölgeden, farklı ülkelerden benzer deneyimler yaşamış sanatçılar var sergide. Örneğin, bir dönem Komünist rejimle yönetilmiş Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti'nden sanatçılar var. Türkiyeli sanatçılar var. Bu sergiye hazırlanırken, sanatçıların doğdukları veya yaşadıkları coğrafyaların ortaklığı ve farklılığı serginin bütününü nasıl etkiledi?
Bulgar sanatçıların ilk uluslararası sergisi Vasıf Kortun'un küratörlüğünü yaptığı 1993 Istanbul Bienali. Bu bienal aynı zamanda Rene Block ve Harald Szeeman tarafından harekete geçirilen 1989 sonrası sanatsal iletişim ağının önemli habercilerinden biriydi. Sonra 2003'te Fridericianum'da gerçekleşen 'In den Schluchten des Balkan' Balkan fikrini enine boyuna tartışan bir sergi olarak ağırlığını hep korudu. Maria Hlavajova, Kathrin Rhomberg ve Francesco Bonami'nin küratörlüğünü yaptığı Ljubljana'daki 3. Manifesta'yı 'Borderline Syndrome'u unutmamak gerekir. 'Near, Closer, Together'da kurmak istediğim için yeni ilişkiler için bu 'network' ve bu sergiler önemli referans noktalarımdı.
Biz yeni kuşak olarak farklı biçimlerde çalışabiliyorsak, bu bağlantıların bize bıraktığı bir yer olduğu için bunu yapabiliyoruz. O yüzden yeni bir yer hayali bu sergi için çok önemliydi. Bundan dolayı Liz Magic Laser'ın pratiği Kamen Stoyanov'un pratiğiyle bir konuşmaya girebildi. Rossella Biscotti'nin tarihle kurduğu söylem olarak bol katmanlı ve form olarak minimal ilişki, Eva
Kotatkova'nın baskıcı toplum normlarına yaptığı göndermeyi açtı; Banu Cennetoglu'nun aracı olmaya özellikle vurgu yaptığı pratiğine gönderme yaptı.
Hiwa K'nın müzikli çalışma grubu Chicago Boys David Majlkovic'in yıkılmış ütopyalarıyla başka bir yerden birleşti. Ya da Iskra Blagoeva'nın şehrin farklı yerlerinde yapıp dağıttığı pamuk helvalar Superflex'in Free Shop aksiyonuyla ilişkiye geçti. Samuil Stoyanov'un mekanla kurduğu deneyci muzip ilişki Ahmet Ögüt'ün 'klekshop'unu fikir ve mizahıyla destekledi. Ya da Sofya halkı Nilbar Güreş'in 2008'de ürettiği 'Aile Portresi' ve 'Gülsün Karamustafa'nın 2001 tarihli Erkek Ağlamaları'nı ben bir şey söylemeden bir arada düşünebildi. Yorgos Sapountzis'in tüm şehirle kurduğu taze ve dolayımsız ilişki ise hepimizi ferahlattı.
Sergi açıldığından bugüne kadar farklı mekanlarda gerçekleşen projelerden ve etraftaki insanların tepkisinden, katılımdan söz eder misin?
Uzun zamandır Sofya'da yaşayan ve üreten Krassimir Terziev'in sergi açıldıktan sonra yaptığı ilk yorumlardan biri 'decentralization' oldu. Şehrin farklı yerlerinde kurulan ve gelişen projeler yaşama alanlarının içine girmeyi denedi. Büyük anlamda da başarılı oldu.
Belki de en önemli örnek bu sergi sayesinde tanıştığım Halide'dir. Halide bir hukuk bürosunda çalışıyormuş. Fotoğraf da çekiyormuş ayrıca. Liz Magic Lazer'ın Kültür Sarayı'nda yaptığı Stand Behind My Back performansına işten çıkıp elinde evine aldığı ekmeğiyle geldi. Yüzüne diğer etkinliklerden
aşinaydım, geldi kendini tanıştırdı. Benim mahallemde bir billboard var; sizin serginize dahilmiş. Nilbar Güreş'in işlerini tanıdığıma çok memnun oldum. Çok teşekkür ederim, dedi. Sonra sanatçının kendisine de yazmış; hatta Andrea Phillips ve Kevser Güler'le Örtü Etek işinin bilboard versiyonuna bakarken fotoğraflarımızı çekip göndermiş.
Başta Iara Boubnova, Luchezar Boyadiyev ve Nedko Solakov olarak ICA Sofya'nın maddi manevi desteği her zaman yanımızdaydı. İzleyicilerin sordukları sorular ve gösterdikleri gönülden katılım gelen bütün konukları etkiledi.
Sergide şehirdeki hangi mekanları kullandınız?
Festivalin ana ofisini Sredets isimli bir halk eğitim merkezine taşıdık. 80lerde yapılan sosyalist mimarinin değiştirilmemiş örneklerinden olan bu bina çocukların dans dil tiyatro kursuna geldiği bir yer. Sofyalıların merkezi olmasına rağmen hatırlattığı şeyler yüzünden unuttuğu, unutmak istediği bir yer. Kendi kendime dolaşıp mekan ararken buldum. Çocukların tiyatro temsillerini sergilediği hiç bozulmamış ama yoksulluk yüzünden tamir görmemiş bir tiyatro salonları var. Bu tiyatro salonu Andrea Phillips, Anton Vidokle ve Liza Babenko, Cesare Pietriousti, Charles Esche ve Kathrin Rhomberg'in konuşmalarına ev sahipliği yaptı. Halk eğitim merkezinin boş dükkanlarından birini açık ofis ve iletişim noktası olarak düzenli olarak kullandık. Son bir haftada da festival boyunca gerçekleştirdiğimiz performatif eylemlerin dokumantasyonu burada bir sergi olarak 'Postscript' başlığı altında bir araya geldi.
aşinaydım, geldi kendini tanıştırdı. Benim mahallemde bir billboard var; sizin serginize dahilmiş. Nilbar Güreş'in işlerini tanıdığıma çok memnun oldum. Çok teşekkür ederim, dedi. Sonra sanatçının kendisine de yazmış; hatta Andrea Phillips ve Kevser Güler'le Örtü Etek işinin bilboard versiyonuna bakarken fotoğraflarımızı çekip göndermiş.
Başta Iara Boubnova, Luchezar Boyadiyev ve Nedko Solakov olarak ICA Sofya'nın maddi manevi desteği her zaman yanımızdaydı. İzleyicilerin sordukları sorular ve gösterdikleri gönülden katılım gelen bütün konukları etkiledi.
Sergide şehirdeki hangi mekanları kullandınız?
Festivalin ana ofisini Sredets isimli bir halk eğitim merkezine taşıdık. 80lerde yapılan sosyalist mimarinin değiştirilmemiş örneklerinden olan bu bina çocukların dans dil tiyatro kursuna geldiği bir yer. Sofyalıların merkezi olmasına rağmen hatırlattığı şeyler yüzünden unuttuğu, unutmak istediği bir yer. Kendi kendime dolaşıp mekan ararken buldum. Çocukların tiyatro temsillerini sergilediği hiç bozulmamış ama yoksulluk yüzünden tamir görmemiş bir tiyatro salonları var. Bu tiyatro salonu Andrea Phillips, Anton Vidokle ve Liza Babenko, Cesare Pietriousti, Charles Esche ve Kathrin Rhomberg'in konuşmalarına ev sahipliği yaptı. Halk eğitim merkezinin boş dükkanlarından birini açık ofis ve iletişim noktası olarak düzenli olarak kullandık. Son bir haftada da festival boyunca gerçekleştirdiğimiz performatif eylemlerin dokumantasyonu burada bir sergi olarak 'Postscript' başlığı altında bir araya geldi.
aşinaydım, geldi kendini tanıştırdı. Benim mahallemde bir billboard var; sizin serginize dahilmiş. Nilbar Güreş'in işlerini tanıdığıma çok memnun oldum. Çok teşekkür ederim, dedi. Sonra sanatçının kendisine de yazmış; hatta Andrea Phillips ve Kevser Güler'le Örtü Etek işinin bilboard versiyonuna bakarken fotoğraflarımızı çekip göndermiş.
Başta Iara Boubnova, Luchezar Boyadiyev ve Nedko Solakov olarak ICA Sofya'nın maddi manevi desteği her zaman yanımızdaydı. İzleyicilerin sordukları sorular ve gösterdikleri gönülden katılım gelen bütün konukları etkiledi.
Sergide şehirdeki hangi mekanları kullandınız?
Festivalin ana ofisini Sredets isimli bir halk eğitim merkezine taşıdık. 80lerde yapılan sosyalist mimarinin değiştirilmemiş örneklerinden olan bu bina çocukların dans dil tiyatro kursuna geldiği bir yer. Sofyalıların merkezi olmasına rağmen hatırlattığı şeyler yüzünden unuttuğu, unutmak istediği bir yer. Kendi kendime dolaşıp mekan ararken buldum. Çocukların tiyatro temsillerini sergilediği hiç bozulmamış ama yoksulluk yüzünden tamir görmemiş bir tiyatro salonları var. Bu tiyatro salonu Andrea Phillips, Anton Vidokle ve Liza Babenko, Cesare Pietriousti, Charles Esche ve Kathrin Rhomberg'in konuşmalarına ev sahipliği yaptı. Halk eğitim merkezinin boş dükkanlarından birini açık ofis ve iletişim noktası olarak düzenli olarak kullandık. Son bir haftada da festival boyunca gerçekleştirdiğimiz performatif eylemlerin dokumantasyonu burada bir sergi olarak 'Postscript' başlığı altında bir araya geldi.