09 EKİM, PAZARTESİ, 2017

Sonu Gelmeyecekmiş, Çıkış Yokmuş Gibi

15. İstanbul Bienali, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu teras katında, bienal mekânını gezdikten sonra son iş olarak karşınıza bir labirent çıkıyor. Beyaz, sonu gelmeyecekmiş gibi, klostrofobinin eşiğinde bir labirent… 


Sonu Gelmeyecekmiş, Çıkış Yokmuş Gibi

​Sanatçı Leander Schönweger’in Our Family Lost (Ailemiz Kaybetti / Kayboldu, 2017) adlı işi; içinden geçtiğiniz, giderek küçülen, sonu gelmez bir rüyaya sürüklüyor. 15. İstanbul Bienali, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu mekânında çalışması yer alan Leander Schönweger ile bu yıl bienale katıldığı işi, bienale katılma hikâyesi ve mekan-eser etkileşimi üzerine konuştuk.

Bienalde yer alan Our Family Lost (Ailemiz Kaybetti / Kayboldu, 2017) adlı işinizi tanımlamaya geçmeden önce bu işin size tam olarak ne hissettirdiği ve onun bienal ile nasıl bir uyum sağladığından bahsedebilir misiniz?

Esasında bu tip bir çalışma kendinizi kontrol edemediğiniz durumlarda, nerede olduğunuz ve nereye gideceğinizle ilgili. Gelecek, onu sarıp sarmalayan, bir noktada kontrol eden, etrafımızdaki bir nesne. Ben bienalde üç temel başlık görüyorum. Bunlar; topluma ya da hayata dahil olmak, hayattaki koşullarımızı tanımlamak ve onları yönetmekle ilgili.

Bienale nasıl dahil olduğunuz konusunda bize biraz bilgi verebilir misiniz? 

Küratörler bienalde güvenebilecekleri sanatçılar arıyorlardı, geldikleri sanatçılardan biri de bendim. Bienal ekibiyle tanışmamı önerdiler, ben de onlara portfolyomu gönderdim. Anladığım kadarıyla çalışmalarımı uygun buldular.

©Nazlı Erdemirel

Projeniz oldukça spesifik, nasıl bienalde yer aldı?

İşlerim için İstanbul’a mekânları görmeye davet edildim. Çalışmalarım için bu çok önemliydi. Mekânlar için bazı işler yaptım ve çalışmalarımın o yerde işe yarayıp yaramadığından emin olmak istedim. Burada gezdiğim mekânlardan ilham aldım.

Sizi bu çalışmayı yapmaya iten neydi? Mekânlar bu konuda nasıl bir etki yarattı?

Kendimi açıkça ifade etmem gerekirse bir mekânın içerisine çalışma yerleştirmek, o çalışmanın mekânla uyumu ve benim çalışmaya ne verebildiğim çok önemlidir. Bienal için bunun anlamının biraz daha önemli olduğunu biliyordum. O yüzden işi bu düşünceye uygun yapmaya çalıştım. Düşüncem alanla birlikte büyüdü, genişledi.

©Nazlı Erdemirel

Çalışmanızı biraz açıklayabilir misiniz?

Çalışma fiziksel açıdan normal gözüküyor, ilk göze çarpan şey duvardaki bir kapı çerçevesi, bunun içerisinden geçiyorsunuz. Kendinizi bir odada buluyorsunuz. Duvarlar kapıya kadar uzanıyor. Çalışma bu şekilde devam ediyor. Oda boş, sadece odanın içerisine girmiş oluyorsunuz. Onun dışında başka hiçbir yer yok. Duvardaki kapı çevresi sizi sarıyor ve içinde bulunduğunuz anı donduruyor, fiziksel olarak sizi oraya bağlıyor.

​Bunlar dışında ek olarak bu enstalasyonda bazı sesler duyuyorsunuz, böylece ortamla fiziksel olarak bir bağ kuruyorsunuz. Enstalasyondaki bazı sesler önemsiz gibi gelebilir, bunlar aslında temelde bildiğimiz, günlük sesleri ifade eden bir ses enstalasyonu. Araştırmanın derinine inecek olursak onun “devamlılığına” dikkat çekebiliriz. Ancak odalar fiziksel olarak sonsuza o kadar devam etmiyor.

Odalara kaç kişinin girip girmediğinin kaydını yapıyor musunuz?

Evet, yapıyorum. Bu odalar içerisinde geçirdiğiniz süre boyunca çalışmanın odalarda “kilit” olmaması yanıyla biraz geleneksel olduğunu görebilirsiniz. Esasında çalışmanın mekanizması otomatik olarak bir kilit yapısını ortaya koyuyor. Burada bile şu an yaptığımız bu ses kaydı esasında bir tepkime, odadaki gibi. Odalarda kendi kendinizi kilitleme mekanizması sizi odadaki diğer insanlarla iletişime çağırıyor. Odada kaybolduğunuzda odada bulunan diğer insanlarla iletişime geçebilirsiniz. Fiziki olarak kilit, kafayı karıştıran bir şey. Ben bu çalışmamla, burada onu  gören insanları etkileyip onlarla iletişim kurmak istiyorum.

Bu spesifik çalışma sizin diğer çalışmalarınızla nasıl bir uyum halinde?

Genel olarak çoğunlukla enstalasyon üzerine çalışıyorum. Var olan sistemin üzerine bir kelime de ben koyayım diye bir arayış içerisindeyim. Enstalasyonlar kendi içerisinde belli karmaşıklıklar barındırır ama orada bir “an” yakalarsınız. Çalışmalarımda her zaman herkesin alışık olduğu günlük yaşamdan unsurlar kullanıyorum ve bu unsurları biraz değiştirerek sürekli tekrar ediyorum. Böylelikle gündelik şeyleri esrarengiz kılarak onları gündelik olandan çıkarıyorum, kullandığım unsurlar yine günlük yaşamdan ancak benim onları sunuş şeklimle gündelik olandan çıkıyor.

Sketch 4

Sketch & technical drawing for the second prototype of the knocking mechanism for the current installation

ballpen on A4

2017

Odada herhangi bir şey var mı?

Hayır, oda tamamen boş.

Son sorum, İstanbul’da çalışmanızı sergileme konusunda ne hissettiğinizle ilgili, bunun hakkında neler söyleyebilirsiniz?

İstanbul’da çalışmamı sergileme olanağını bulmuş olmam gerçekten harika, burada olmak çok güzel bir şey.

0
11251
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage