26 KASIM, ÇARŞAMBA, 2014

Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz

Peter Hristof, Homeros’un Odysseia destanından yola çıkarak, aklındaki senaryoları canlı modellere sahneletiyor. Bu çalışmaların sergilendiği Kahramanlar, 23 Ekim – 23 Kasım 2014 tarihleri arasında C.A.M. Galeri’de izleyiciyle buluştu.

Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz

Peter Hristof, Homeros’un Odysseia destanından yola çıkarak, aklındaki senaryoları canlı modellere sahneletiyor. Bu çalışmaların sergilendiği Kahramanlar, 23 Ekim – 23 Kasım 2014 tarihleri arasında C.A.M. Galeri’de izleyiciyle buluştu. 


Adıma bir destan yazıldı ya da belki de, o destan bana hayat verdi. Homeros tarafından M.Ö. 800 ile 600 yılları arasında İyonya’da yazıldığım tahmin ediliyor. Benim adım Odysseus. İşte Hamartia yani baht dönüşüm, tam olarak burada başlıyor. Sahneler art arda -tıpkı provalarda olduğu gibi tartımlı bir şekilde- oynanacaktı. Gün doğmadan hemen önce ahlaklı ve erdemli karakterim değişim-dönüşüm geçirecekti. Tarifi olmayan, korkunç bir hata yapacaktım. Bu yazgı, daha ben doğmadan önce, tanrılar tarafından alnıma yazılmıştı. Ne aşkım ne yoldaşlarım ne de kör bilici Teiresias başıma geleceklerden sorumlu değildir. Bunu oyun başlamadan önce söylemek isterim. Çünkü onlar yalnızca haber verir, seyirciyi acı dolu sonuma yavaş yavaş hazırlar. Seyiricinin bilip de benim asla göremediğim gerçekler; olay dizisi ve aksiyon planına oyun yazarı tarafından kusursuz bir şekilde yerleştirilir. Seyirci, benim gibi yüce bir varlığın alaşağı olmasından dolayı duyduğu derin hüzünle tiyatro salonunu terk ederken, duyguların en yoğununu yaşayacak. Göz yaşları, yakarışlar, haykırışlar ve duydukları o tanrısal his; Katharsis. Kelime anlamı “Ruh arınması” demek olan Katharsis, Aristo’nun Poetika’sında şöyle tanımlanır “tiyatronun insana kendisini dışarıdan gösterdiğ için arzularından arınmasını sağlayan çok güçlü bir etkisi vardır”. 

Her oyunda bir peripetia mutlaka olmalı. Tıpkı 3 birlik kuralı gibi; yer, zaman ve olayların birlik bütünlüğü nasıl parçalanamazsa, kahramanın yazgısının da aniden değiştiği bir baht dönüşü mutlaka olmalı. Seyircinin ruhunda dalgalanmalara neden olan asal düğüm noktaları, karakterin iç çatışması, alın yazısının hiç hesapta yokken tersine dönmesi serüvenin devam etmesini sağlayacak; topluca katılımdan doğan bir coşku tüm sahneyi saracaktı. Size bu coşkulu hikayemi bir kalp atışı kadar kısa ama güçlü bir duyguyla anlatmak isterim.

“Erken doğan gül parmaklı Şafak görününce,
Odysseus 'un sevgili oğlu yatağından kalktı,
giyinip sivri kılıcını astı omuzuna,
parlak ayaklarına bağladı güzel sandallarını.
Çıkarken odadan tıpkı tanrı gibiydi.”**

    On iki gemiden oluşan filom, fırtına patladığı için Trakya’da Kikonların ülkesine yanaştı. Önce burada saldırıya uğradık. Altı adamımı yitirdim. Ardından Tepegözler’le savaştım, Poseidon’un öfkesinden kaçtım, tayfalarım dev yamyamlarca çıtır çıtır afiyetle yendi. Zeus’un şimşekleri, ölüler ülkesindeki arayışım ve parçalanan gemimin yelken direğinde geçirdiğim o amansız dokuz gün yetmiyormuş gibi evden uzak olduğum süre zarfında karım Penelope’nin başında ateş böcekleri gibi dönen sayısız talip vardı. Uzun ve ıstıraplı yolculuğum, dilenci kılığında evime dönüp karıma ve oğluma kavuşmamla son buldu. 
** Homeros, Odyssia
 * Kurtlar Vadisi 

Peter Hristoff, İsimisiz, Kahramanlar Serisi. Kanvas üzerine karışık medya. 

Benim bu çalkantılı hikayemi savaş, kimlik, sürgün ve eve dönüş olarak temalara ayıran sanatçı Peter Hristoff şimdi İstanbul’da. New York Görsel Sanatlar Akademisinde fakülte üyesi ayrıca Menderes Vadisi’nde yer alan ve amacı o bölgenin kadınlarını güçlendirmek olan dokuma atölyesi “Preine Halı”nın danışmanı Peter Hristoff’un işleri, NY Metropolitan Müzesi dahil bir çok kamusal ve özel koleksiyonda sergilenmektedir. 

    Beşiktaş Şair Nedim Caddesi üzerindeki C.A.M Galeri’de bugünlerde Antik Yunan’dan, kahramanlık olgusundan ve Odyssia destanından yola çıkarak birbirleriyle bağlantılı işler sergileniyor. Sanatçı, izleyicinin kulağına “Peki ya senin kahramanın kim?” sorusunu fısıldıyor. Erdemli ve güçlü kahraman tipolojisi günümüz popüler kültürüyle karşılaştığında kırılma noktaları yaşıyor. 

Hristoff sergide, kağıt üzerine işlerini, resimlerini ve halılarını sergiliyor. Tiyatral bir anlatım dili kullandığı işlerini izlerken bir tiyatro metnini inceliyor gibi hissediyorsunuz. Resim düzlemini tıpkı bir sahne gibi konumlandırıyor. Sanatçı bu düzlemi şöyle anlatıyor “Bu düzlemde çeşitli karakterler birbiriyle etkileşime girer – varolup, yok olur ve sonra tekrar ortaya çıkar – ve anlatmak istediğim konu ile fikri ortaya çıkarır. Üzerinde durduğum konular: kimlik, ego, güç, arketip, din ve şiddet. Referanslarımı canlı modellerden, müzelerden, sanat tarihi çalışmalarından ve popüler kültürden alıyorum.”

 Resimlerindeki erkeklik organı simgeleri erkek egosuyla hem dalga geçiyor hem de takdir ediyor. Klasik Greko-Romen heykel imgeleri, eksik uzuvlu porno yıldızı siluetleriyse Antik Çağ kahramanlarının heykellerini taklit ediyor. 

Odysseus gibi göndermeleri, modern kahramanlara neredeyse tıpa tıp uyan bir kişiliğin, anlatımı da günümüz anlatım biçimlerine uyar. Destan düz bir çizgide yürümez. 
Destanın anlatım biçimi, bugünün romanlarına, inişli çıkışlı aksiyon filmlerine benzer.  Odysseus’da olaylar düz bir sıralamayla değil, geri dönmeler, anılar, atlamalar ve sahne değiştirmelerle canlandırılır. Peter Hristoff destanın bu özelliğini işlerine yansıtıyor. İzleyiciye post modern bir  Odysseia sunuyor. İşte bilgisizlikten bilgiye geçiş, yani Anagnorisis tam da burada başlıyor. 

Peter Hristoff, İsimisiz, Kahramanlar Serisi. Kanvas üzerine karışık medya. 

0
5759
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage