Tebriz'in unutulmuş köşelerinden eski kutular buluyor ve bu kutulara ruhunuzu aktarıyorsunuz. Sıra dışı bir üretim tarzınız var, bize üretim pratiğinizden bahsedebilir misiniz?
Bulmacam için toplumun farklı kesimlerinden ufak tefek şeyler topluyorum. Herkes gibi bizler de ürün ve objeleri tüketiyoruz. Objeler zaman içinde önemlerini yitiriyorlar ve işte o zaman benim ilgi alanıma giriyorlar. Yaptığım kutular ve diğer nesneler gazete, kitap ve dergilerde bulduğum imgeleri içeriyor. Onları ilgi alanlarıma göre seçiyor ve boyuyorum. Temelde psikanaliz, insanların hem içsel hem de toplumla etkileşimde olan tavrı ve davranışlarından etkileniyorum. Kavramsal sanat bana kendimi tanımlamam için yardımcı oluyor ve ben de onun çevresinde yürüyorum.
Resimlerinizde arkaları dönük insanlar görüyorum. Neden gözlerimize bakmak yerine sırtlarını dönüyorlar. Bize ne anlatmak istiyorsunuz bu duruş şekilleriyle?
Sözün gücünün yanı sıra insanoğlunun kendini ifade etmekteki beden dilinin altını çiziyorum. Bu dili bilinçsiz bir biçimde kullanıyor olabiliriz. Herkesin kendisini çevreleyen dünyayı yüzleri ve bedeni ile değerlendirdiğini, tepki verdiğini düşünüyorum. İnsanlarla yüz yüze geldiğimizde, yüzlerimiz bir mesaj taşır. Bu da algımızı ve birbirimizi anlamamızı etkiler. Bu seride insanlara, kendimi onlara tanıtmadan yaklaşmaya çalıştım.
Diğer bir taraftan günümüz insanları birbirlerine yabancılaşmış, daha az etkileşime geçmiş ve kendi kozalarında yaşar durumdalar. Çoğu zaman her iki taraf da yakın temas kurmak istemiyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Artık kendinizi ifade etmek ve başkalarıyla bağlantı kurmak o kadar da kolay değil. Sanki birbirimize belirli mesafelerden bakıyoruz.
Son serginiz altı ay önce Aaran Gallery'de gerçekleşti "Accumulated Memories- Collective Reflections" isimli serginizi bizler için anlatabilir misiniz?
Sergi üç yıllık bir çalışmanın, kendimi ve çevremdeki dünyayı araştırmamın bir sonucu. Olumlu eleştiriler ve ticari açıdan gayet başarılı bir sergiydi. Bunu Aaran Gallery’de, benimle yakınen çalışan ve serginin başarıya ulaşmasında etkili olan Bayan Nazila Noebashari’ye borçluyum. Sergideki çalışmalar insanların her topluma miras kalan inançları ve imgeleri üzerine. Bu kolektif yansımaları, topluma dair hatırladıklarımızı ve hayal ettiklerimizi zaman kapsüllerinde olduğu gibi bir sonraki neslin görmesi için bırakmaya çalışıyorum. Netice insanlara ve onların hayatlarımızdaki gerçeklik algılarına ayna tutmak gibiydi.
Contemporary İstanbul gibi sanat fuarların önemi sizce nedir?
Her sanat fuarı belirli bir zihniyeti takip eder ve farklı ülkelerin – özellikle de komşu ülkelerin- varlığıyla daha iyi bir etki bırakmak ve sanatın insanları bir araya getirmesini sağlamakta önemli bir rol oynar.
Bu yıl fuarın öne çıkan bölümlerinden olan Contemporary Tehran (Tahran’dan Çağdaş Sanat) adı altında gerçekleştirilen “Focus” bölümüne İran’ın önde gelen sanatçılarının eserlerini görme fırsatı bulacağız. Bu sanatçılardan biri olarak Aaran Gallery ile fuara katılıyorsunuz. Sizce "Focus" bölümü fuara nasıl bir yenilik getirecek?
İran’a odaklanmak, İran’dan bazı sahnelerin parçalarını gösterecektir. İnanıyorum ki, İran sanatının tüm gücüyle varlığı, şu anda bölgede şahit olduğumuz hava, gerginlik ve şiddete olumlu ve verimli bir katkı sağlayacaktır.
Fuara hangi işinizle katılacaksınız, biraz anlatabilir misiniz?
Fuara hepsi bavul biçiminde olan beş çalışmamla katılıyorum. Bölgede olanlar ve mültecilerin üzücü haberleriyle imgeleri bu bavullara yansıdı. Bu çağda ve zamanda insanların hayatlarını ve emeklerini çantalarla bavullarda taşımaya zorlanması ve güvenlik uğruna tüm tehlikelere yürümesi inanılmaz.
İstanbul sanat piyasası hakkında görüşleriniz neler?
Potansiyeli dikkate değer. Dünya sanatına açık olan muhteşem özel koleksiyonerleri duyduk ve umarız İran sanatını kucaklarlar ve kazançlarının tadını çıkarırlar.
Peki Tahran'da çağdaş sanat ortamı nasıl, bize biraz anlatabilir misiniz?
Yeni jenerasyonun katlanmak zorunda olduğu tüm kısıtlamalara rağmen İran çağdaş sanatı güçlü ve ilerlemeci. Genç nesil ve özel sektör, galeriler ve koleksiyonerler tarafından destekleniyor ve ilerliyor. Umarız çözülmekte olan bir seri politik sorun ile birlikte İran sanatı daha çok heves uyandıracak ve gücü daha da artacaktır.
Yeni projeleriniz neler, üzerinde çalıştığınız bir sergi var mı?
Çalışmalarım birbirine bağlı ve bu yüzden ben de bir akımı takip ediyor ve aynı yaklaşımla devam ediyorum. Temel olarak toplumsal hafıza ile ilgileniyorum. Üzerine çalıştığım imgeler de zaman, ölüm ve ahlak.
Kasım ayında çalışmalarım New York’ta bulunan Rouge Gallery’de iki İranlı sanatçının çalışmalarıyla birlikte sergilenecek. Aralık 2015’te Aaran Projects’in Tahran’da düzenlediği “Suspended (Askıda)” adlı bir karma sergiye katılıyorum ve Mayıs 2016’da Aaran Gallery’de de ikinci sergimi planlıyorum.