07 ŞUBAT, PAZAR, 2016

Tutsakların Dilini Öğrenmek

Kılıfı açtığınızda içinde sert kapaklı bir kitap bulacaksınız. Bir nesne olarak iddialı tasarımına karşın sayfalara sakin bir şekilde yerleşen bu anlatı, Cemre Yeşil ve Maria Sturm’un iki senelik çalışması For Birds’ Sake (Kuşların Hatrına) 2015’in sonunda Madrid’deki Fabrica yayınevinden çıktı. Kitap İstanbul’da florya ve saka yetiştiricilerini tanıtmaktan çok, bu hayatın inceliklerini bu kültüre yabancı kişilere duyumsatmayı hedefleyen fotoğrafları bir araya getiriyor. Biçiminden de anlaşılabileceği gibi kitabın odağında kuş kafesleri var.

Tutsakların Dilini Öğrenmek

For Birds’ Sake (Kuşların Hatrına) kitabı, Cemre Yeşil ve Maria Sturm’un ilk işbirliği. Bundan önce Yeşil’i, farklı bireylerin ayrılamadıkları fotoğraflarını ve hikayelerini paylaştığı Biz Öyle Bir Şey Yaşamadık isimli fotoğraf kitabından veya “This Was” isimli sergisine eşlik eden gazete benzeri yayınından hatırlayabilirsiniz. Yeşil aynı zamanda Hocası Orhan Cem Çetin üzerine ders notları ve izlenimleri bir araya getiren OCÇ Retrospective isimli bir kitap da derlemiş. Yeşil, sanat alanındaki üretimlerinin yanı sıra günümüzde fotografik anlatıda ana akım haline gelen böylesi kitapları sevenler için en heyecan verici mekânlardan biri olan FiL Coffee & Books’un da kurucularından. Metin ve görselleri bir araya getirmekte başarılı bir sanatçı olan Yeşil’in Fransa’da bir fotoğraf atölyesinde tanıştığı Maria Sturm ise daha çok Almanya ve Amerika’daki editöryel çalışmalarıyla bilinen bir fotoğrafçı.

For Birds’ Sake dişi kuşları tavlamak için şarkılar söyleyen kuşlarla onları yakalayan, kafesleyen, yetiştiren ve onlara şefkatle bakan erkekleri kırılganlıklarıyla portreliyor. Bu renkli şarkıcıları, duvarlardaki asma halkalar, kafesler, özel üretim kılıflar, kuşların yakalandığı arazilerden flu manzaralar ve gardiyanların görüntülerinde arasak da bulamıyoruz. İki kadın, kendilerinin de “yavaş yavaş öğrendiği” bu erkek dünyaya ait dili bizimle paylaşırken, sıkça resmettikleri kafesler gibi tutsaklarını saklıyor. Kitabın içinde Cemal Süreya’nın Kısa isimli şiiri şairin el yazısıyla son sayfalarda karşımıza çıkarken; kitap, sayfalar arasından süzülen ince bir kağıttaki metin, kuş türlerinden, özelliklerinden ve neden öttüklerinden zarif bir dille bahsediyor. 

Kitabın cisim olarak benzeştiği kafesi yaratan bu erkekleri bu denli güzelleyerek anlatan Sturm ve Yeşil, kendilerini de bu kitabı alanı da kuşların fotoğraflarını göstermeyerek bir anlamda cezalandırıyor. Resimlerini sadece sahiplerinin dövmelerinde görebildiğimiz tutsaklar akla ister istemez insan ilişkilerini getiriyor. Hissettiğimiz sevgi, tutku veya şefkatin de bazen çevremizdeki diğer canlıları tutsak etmek için bir nedene dönüştüğünü fark etmemiz lazım. Sahiplenici olmayan ilişkiler kurmanın zorluğunu ve içinde yaşarken farkında olmadığımız sayısız Stockholm sendromunu düşünmeden edemiyorum. Bu titiz adamlardan etkilenen halimden pek hoşlanmıyorum.

Elimizdeki gibi bir görsel hikayede iki fotoğrafçının nasıl işbirliği yaptığını merak etmemek mümkün değil. Yeşil’e sorduğumda, birlikte yaptıkları çekimden sonra fotoğrafı kimin çekitiğine önem vermeden seçime dair kararları birlikte verdiklerini öğreniyorum. Onarato & Krebs, Manchand & Meffre gibi daha kallavi makinalarla, mekâna özel düzenlerle, daha kütleli baskı ve kitaplarla uğraşan ikililere göre bu ikilinin arasında çok daha farklı bir birliktelik seziyorum. Sanki yabancı oldukları bir dili görüntülerle birbirlerine öğretiyorlar. Üretiminin doğasında kaynaklı bireyselliği ön plana çıkaran fotoğraf gibi bir mecrada iki kadının işbirliğinden çıkan ve erkek kültürüne bakan bu iddiasız işbirliğinin gelecekte nasıl devam edeceğini merak ediyorum. 

For Birds’ Sake’in  bana hatırlattığı çalışmalardan ilki Sølve Sundsbø’nun “Perroquet”’, Stockholm’ün önemli reklamcılarından ve uzun süre Steidl yayınevinin danışmanlığını yapmış Greger Ulf Nilsson Galerisi’nde görmüştüm. Serginin yüksek doygunlukta renklerin gözleri yaktığı baskılarla papağan kanatlarındaki renkleri görsel bir şenliğe dönüştürmekten başka bir işlevi yoktu.

Raflarımda bu kitaba uygun bir yer ararken İsveçli fotoğrafçı Marten Lange’nin 2009’da yayınladığı Crows  isimli küçük bir fotoğraf kitabını hatırladım. Küçük boyutları yüzünden kitaplıkta sürekli kaybolan bu kitabı yarım saat aramam gerekti. Dev ağaçlarda tünemiş kargaları gözümüzle seçmek her zaman aslında oldukça zor. Lange, Ansel Adams’ı hatırlatacak bir fotografik müdahale ile ağaçların karmaşık strüktürü içinde saklanan kargaları yakalamıştı. İddiasız bir konuyu mükemmel bir fotografik teknikle görselleştiren bu kitap oldukça yalın konular ve düzenlerde derinlik yakalayabilen bir fotoğrafçının mütevazı çalışmalarından biriydi. Lange, 2012’de yayınlandığı uzun soluklu çalışması Another Language’den (MACK) sonra 2015’de tekrar kuşları konu edinmiş. Citizen (2015) belki de kent faunasının en önemli kuşlarından güvercinlerin portrelerinden oluşan bir kitap. Kontrastsız siyah ve beyaz bir tonalitedeki portrelerde bazen ürkek, bazen gururlu bakışları keşfederken Can Altay’ın kitabının ismi aklıma geliyor. Pigeons are people!


Lange’nin siyah beyaz güvercin fotoğraflarına bakarken bu türü yarıştıranlar üzerine bir kitap olduğunu hatırlıyorum. Yeşil ve Sturm’un bizden sakladığı sakalar gibi Ricardo Cases’in Paloma al Aire’si güvercinleri de tutsak. İspanya’nın kırsal kesiminde oldukça fazla tutkunu olan güvercin yarışları üzerine olan bu kitap, 2013’de fotoğraf festivallerinde oldukça ilgi çekmişti. Fosforlu boyalarla kanatları boyanan güvercinlerin yarışlarında kuşlar kadar onları yarıştıran orta yaşlı adamları da inceleyen, hatta onlarla dalga geçen bu muzip kitap, dokulu bir kağıda özenle basılmış doygun renkli fotoğraflarla sert ve keskin bir fotografik görselliği, kağıt kapağı ve spiral cildiyle iddiasız bir nesnede bir araya getiriyor. Yeşil ve Sturm’un tavrından oldukça farklı ve tekrar üzerine olan bu kitapların yanında For Birds’ Sake de yerini alıyor.

©Nazlı Erdemirel

Yeşil ve Sturm, kitap lansmanı kapsamında Daire Galeri’de 13 Şubat tarihine kadar görülebilecek bir sergi de hazırlamışlar. Kitapta yer almayan fotoğrafların ve nesnelerin de bulunduğu sergiye de ayrı, ufak bir efemera da eşlik ediyor. 1958 tarihli fotoğrafçılık el kitabı All about taking birds (Kuşların fotoğrafını çekmek üzerine), Yeşil ve Sturm’un yazdıkları –bu yazı boyunca sıklıkla gönderme yaptığım – bir şiir ve kitaptan bir fotoğrafın kart postal boyutundaki baskısından oluşan bu ufak yayınla, serginin aslında kitabın sahne arkasına bir bakış sunduğunu da söyleyebiliriz.

©Nazlı Erdemirel

For Birds’ Sake portre ve nesneleri, manzara görüntüsüyle harmanlayarak öten kuş yetiştiricilerinin dünyalarını aralıyor. Kılıfı, delikli sert kapağı yarattığı ağırlık ne yazık ki fiyatına da yansıyor. Yine de böylesi titiz ve tutkuyla hazırlanmış bir nesne için fazla pahalı olduğu söylenemez. Kesilmiş sayfalar yer yer tekrarlanan unsurların kitabı monotonlaştırmasını engelliyor. Cemre Yeşil ve Maria Sturm sosyal açıdan iddialı konular yerine daha sakin bir hikâyede, insan ve hayvan ilişkisinden başlayan, tutsaklık, kültür veya görünürlük üzerine düşündürecek zarif bir kitap üretmeyi başarmışlar. Türkiye’de çok kopyası olduğunu sanmıyorum, bir an önce edinin.

0
4820
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage