Eğer Türkiye’de Çağdaş Sanat üzerine bir “farkındalık yaratanlar” listesi oluşturulacak olsa, üst sıralarda yer alacak ve es geçilemeyecek bir isimdir sanatçı Bubi. Kalıplaşmamayı kendine vizyon edinmiş ve üretim süreci boyunca bu doğrultuda ilerlemeyi başarmış bir sanatçı…
Ressam ya da heykeltıraş diyemeyeceğimiz, bir kimliğe ait olmayan ama yine de kendi kimliğini her eserinde bizlere yansıtan Bubi, bu kez İş Sanat bünyesinde “Bubi 6 Dönem” adlı sergisi ile izleyiciyle buluştu.
"Kimdir bu Bubi?" diye bir soru gelecekse şayet aklınıza, bu sergiyi görmenizi tavsiye ederim. Çünkü sizlere sanatçıyı bir kesin yargıya dayandırıp, belirli bir ikonografi üzerinden izah edemeyeceğimiz gibi; Bubi’nin, çalışmalarıyla izleyiciye aktardığının tek bir çatı altında derlenmesi de mümkün değil.
İş Sanat Kibele Galerisi’nin ev sahipliğini yaptığı ve küratörlüğünü Hakan Çarmıklı’nın üstlendiği bu sergide, bir yanda totemler, bir yanda ikonalar, başka bir tarafta ise yamalar, dikişler ve kafesler görülüyor.
Eserlerinde kullanmayı tercih ettiği materyaller genellikle herkes tarafından tercih edilmeyen, kimine göre ise estetik kaygıdan uzak olan paçavralar, yırtıklar, kemerlerden oluşuyor. Esasen tüm bu çalışmalara bakıldığı zaman ilkel, gotik, biçimsiz ve dağınık diyebiliriz. Sanatçı Bubi ise işte tam olarak bu noktada karşımıza çıkıyor. Oran – uyum, güzellik ve estetik gibi kaygıların basmakalıplığını bir kenara bırakarak ilkelliğin ve alacakaranlığın formlara sığmayan “güzelliğiyle” bizleri buluşturuyor.
Sanatçı Türkiye’de örneklerine pek fazla rastlamadığımız gotikliği ve groteskliği kendi poetikası ile harmanlıyor. Bunu gerçekleştirirken acemiliği asla elden bırakmıyor. Sanatçı için acemilik “Bubi” olarak üretebilmenin en önemli kaidesi dersek yanlış olmaz.
Sanatçının üretim sürecine dair 6 temel dönemi ele alan bu sergiyi gezerken ve hiçbir sanat eğitimi olmayan Bubi’nin eserlerine bakarken “ümmilik” kavramını aklımızın bir köşesine iliştirmekte fayda var. Ümmilik, Arapça’da anneden doğduğu gibi anlamı taşıyor. Bir başka deyişle eğitim almamış, okur – yazar olmayan… Bubi’ye retrospektif bir bakış sunacak olan “Bubi 6 Dönem” sergisinde aslında tüm bu çalışmalar, ümmiliğin verdiği bir özgürlüğün sonuçları olarak karşımıza çıkıyor.
Sergi girişinde bizleri, bir dönem adının sıkça anıldığı Oturak adlı çalışma karşılıyor. Sanatçının karışık bir teknik uygulayarak çeşitli materyalleri bir araya getirip oluşturduğu bu çalışması ilkel çağlara ait bir oturak gibi gözükse de, ilave edilen lazımlık kısmı eserin yorumlanabilmesi adına farklı bir kapı aralıyor. Sergi salonunda birbirini izleyen Totemler serisi tahtanın ve paçavranın birleşimiyle yeniden can buluyor.
Peşi sıra onları takip eden Kafesler serisi, 40 yılı aşkındır Bubi’in en önemli üretim pratiklerinden biri haline gelmiş durumda. Kafesler serisi, sanatçının 1990’dan sonra süreç olarak içine girdiği “anonimleşme”, “kimliksizleşme” olgularının en nadide ürünleri olarak, Bubi’nin sanatı için bir devrin başlıca simgesi haline geliyor.
Sanatçının aynı koridorda yer alan bir başka serisi ise, daha dokunsal diyebileceğimiz, Dikişler ve Yamalar. Bubi, Yamalar ile olan geçmişini “Çocukluk yıllarımda Beyoğlu’nda Hazzopulo Pasajı’nda örücüler vardı. Yırtılan giysileri fark edilemeyecek şekilde onarıp eski haline getirirlerdi. Ben ise bu dikişleri, yamaları bu örgü ustalarının aksine fark edilir, görünür kılmak için yapıyorum” diyerek betimliyor.
Burada yer alan çalışmalardan olan Rubens’in Venüs Frigida Adlı Eserinin Görseli Üzerine Bez ve İplik ile Müdahale adlı eser, 17. yüzyıl sanatının, 2000’li yıllarda uğradığı bir müdahaleyle oluşan görüntüsü. Bubi, bu çalışmasıyla Venüs kavramını yeniden ele almamızı sağlıyor.
Sergide yer alan bir başka seri ise: İkonalar. Mozaiklerde, tezhipte, mimaride görmeye alışık olduğumuz altın varak, Bubi’nin ikonalarının en önemli unsuru diyebiliriz. Daha ihtişamlı unsurların içinde görmeye alışık olduğumuz varak bu kez karşımıza bir “uyumsuzluk” içinde çıkıyor. Bubi, fotoğraflar, yüzeysel deformasyonlar, çizgi film karakterlerine kadar pek çok unsurun varakla buluşmasından oluşan bu seriyle, bir üslup anarşizmini yakalamış oluyor.
Bubi’nin sanat dünyasına adım atabileceğiniz, belki de adım attığınızı sanacağınız, belirsiz ama belirgin bir sanatın dünyasıyla karşılaşacağınız “Bubi 6 Dönem” sergisi, İş Sanat Kibele Galerisi’nde 3 Mart tarihine kadar ziyaret edilebilir.