06 OCAK, CUMA, 2017

Var Olmanın Karşı Konulmaz Ürkütücülüğü

Elif Biradlı’nın video, fotoğraf ve çizimlerinden oluşan “Bu Aptalca” adlı ilk kişisel sergisi yılın son sergilerinden biri olarak Versus Art Project’te izleyiciyle buluştu. Mamut Art Project’teki işleriyle dikkat çeken sanatçı son sergisinde “rahatsız edici” üslubuyla kafalarımızı karıştırıyor.

Var Olmanın Karşı Konulmaz Ürkütücülüğü

1992 doğumlu Elif Biradlı yaşamına ve çalışmalarına İstanbul’da devam eden bir fotoğraf ve video sanatçısı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde fotoğraf ve video üzerine eğitimi devam eden Biradlı, 2016 yılında Mamut Art Project'te yer aldı.

“Rahatsız edici” çalışmalarıyla dikkat çeken Elif Biradlı’nın Mamut'ta yer alan video işini kimileri defalarca izlerken kimileri ise görmeye katlanamamıştı. Zira bu absürt video, derisi alınmış etten vücut görünümlü latex kıyafeti giymiş bir adamın sıradan bir kasaptaki alışveriş görüntüsünden oluşuyordu. Kan ve et görmeye dayanamama rağmen videoyu defalarca izlediğimi hatırlıyorum. Bu videoda olduğu gibi rahatsız edici olanı, tam zıttı şekilde sakin ve normal bir üslupla sunumu Biradlı’nın imzası haline gelmiş durumda. Salt kendisi ile karşılaştığımızda görmeye katlanamayacağımız bir görüntüyü Biradlı’nın sunuşunda kanıksama ihtimalimiz bir hayli yüksek olabiliyor. Sanatçının Mamut Art Project'te yer alan diğer işleri ise kurgu fotoğraflarıydı. 

Mamut Art Project 2016

Elif Biradlı'nın çalışmalarında kara mizahi bir sürrealizm gözlemleniyor. Sanatçı, temaları olan korku ve tutku arasındaki tansiyonu; primitif çizimler, kostümler ve maskelerle üretim sürecine de yansıtıyor. Biradlı’nın objelerle oynama alışkanlığı çocukluk yıllarına dayanıyor. Çocukken tekstil sektöründe çalışan babasının eve getirdiği kumaş parçalarla oyuncak bebeklerine birbirinden yaratıcı kreasyonlar çıkartan Biradlı’nın bu alışkanlığı hâlâ sürüyor. Hâlâ kumaşçıları geziyor, ilgisini çeken parçaları topluyor ve dikiş makinasının başına oturup hayal dünyasını iğnenin ucuna akıtıyor. Giysiler ve maskeler dikiyor.

©Nazlı Erdemirel

Fotoğraf ve video serilerinden önce çizimler yapan Biradlı, zaman içerisinde bu çizimleri fotoğraf ve videolara aktarmaya başlamış. Bilinçaltının kendisi için en büyük ilham kaynağı olduğunu söyleyen sanatçı, insan psikolojisinden büyülendiğini de ekliyor. Fotoğraflarında başlı başına hikayeler yaratan Biradlı, bu hikayelerin çözümlemelerini de biraz izleyici tarafına bırakmaktan yana. Bu seçim çalışmalarının büyüsünü muhafaza ediyor.

©Nazlı Erdemirel

Gerçeküstü tarzıyla dikkat çeken sanatçı yakın zaman önce Versus Art Project’te yer alan yılın son sergilerinden biriyle karşmıza çıktı. “Bu Aptalca” adlı ilk kişisel sergisinde fotoğraf, resim, heykel ve enstalasyon gibi farklı mecralardan çalışmalarını sergileyen sanatçı, üretimlerinde insan bedeninden ayrılmış uzuvları, günlük nesnelerle ironik bir yöntemle birleştiriyor.

Serginin temel konularından biri; doğum. Ancak Biradlı doğum ögesini de kendi tarzında işliyor. Maske ve kendi diktiği kıyafetleri üretimlerinde sık sık kullanan sanatçı, “Bu Aptalca”da da benzer ögelerden yararlanmış. Funny Hunt adlı işinde kocaman su tabancasıyla karşımıza çıkan maskeli kadın, ucunda boylu boyunca kırmızı ojeli bir parmağın uzandığı bir bebek emziği yerleştirmesi olan Adult Pacifier, içine 1 lira atıp şansınızın dönmesini bekleyebileceğiniz “Good Luck!” makinesi Biradlı’nın özlediğimiz ironik dilini uzun uzun izlememiz için karşımızda sıralanıyor. Renk seçiminde cimri davranmayan sanatçının sergisinde parlak ve canlı renkler arasında adım atarken biraz da süprizlerle dolu bir oyuna daldığımızı hissediyoruz. Yumurtaların bir güneş şemsiyesi altına yerleştirildiği Hello, sıradan bir yemek masasını su bardağı içindeki burun, tabaktaki tıraş bıçağı ya da maskeden taşan beyin gibi enteresan objler eşliğinde görüntülediği Romantic Moments ve sergiye adını veren What is baby? serisi…

©Nazlı Erdemirel

What is baby? serginin merkezinde yer aldığı için bu seriden biraz daha kapsamlı bahsetmek gerek diye düşünüyorum. What is baby? ölüme doğru atılmış ilk adım olarak doğumu çok da tanıdık olmayan bir bakış açısından ele alıyor. Biraz korkunç olarak bile tarif edilebilecek seri doğum anının bilinen o “eşsiz güzelliği”ni daha önce farketmediğimiz bir gözle objektife aktarıyor. Ölüme endişesine inat varoluşun saçmalığını sorgulayan sanatçı, aslında ölümün cevabını/kaçışını doğumda arıyor.

Doğum, canavar, yumurtalar, kan, doktor ve tüm bunlara rağmen masumiyet metaforları etrafında kavramsal çerçevesi çizilen sergi, doğumdan referansla var olmanın ürkütücülüğünü hatırlıyor. Kabusa dönüşen ve kurtulma isteğiyle uyandığım doğum ve hamilelik rüyalarımla bağdaştırıyor olduğumdan olsa gerek seriyi uzun uzun izliyorum. Hem tüyler ürpertici hem de gülümsetici bir tarafı var bu serinin. Herkes bir canavar dünyaya getirmekten korkmaz mı aslında? Sanatçının fotoğraflarında korktuğumuzu karşımızda buluyoruz.

©Nazlı Erdemirel

Bir de video işi yer alıyor sergide, obsesif rahatsızlıkların etkisinde gelişen video; koltuğa uzanmış, kameraya bakan yaşlı bir kadının yavaş yavaş üzüm yemesi ve kaşınması gibi günlük hareketlerinden oluşuyor. Ancak en ufak hareketin bile bize yansıması dev sesler eşliğinde oluyor. Videoyu izlemekten çok duyuyor, sabrımızın sınırlarını zorluyoruz. Sergide Biradlı’nın çizim serileri de yer alıyor ve bize video ve fotoğraflarının birer ilk planı gibi göz kırpıyorlar.

*Elif Biradlı’nın video, fotoğraf ve çizimlerinden oluşan “Bu Aptalca” adlı ilk kişisel sergisi 21 Ocak tarihine dek Versus Art Project’de ziyaret edilebilir.

0
5100
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage