13 EYLÜL, SALI, 2022

Yaratıcı Sanat Ekonomileri ve Kültür Miraslarının Blokzincir Aracılığıyla Korunması

Sanat ekonomisinin web2 ile başlayan ve devam eden dönüşümü; müzelerin, arkeolojik buluntuların ve kültürel mirasların kayıtlarının blokzincir üzerinde tutularak korunması; geleneksel arşivleme yöntemlerinin web3’e entegre edilmesinin sağlayacağı yararlar üzerine bir yazı.

Yaratıcı Sanat Ekonomileri ve Kültür Miraslarının Blokzincir Aracılığıyla Korunması

Yaratıcı bir ekonomi kurmanın ilk yolu topluluktur. Topluluk ekonomileri, insanlık tarihinde kolektif olarak inşa edilmiş ve mülkiyet kavramlarının da ayrışmasına neden olmuştur. Topluluk ekonomileri, kimi zaman devletler arası, kimi zaman kişiler, kimi zaman da şirketler arasında kurulmuştur. Bu ekonomilerin oluşturulmasındaki temel motivasyon ve maksat birlikte inşa etme kültürü ve sürdürülebilir finansal sistemler yaratmaktır. Yatırım ortaklıkları, kooperatifler buna örnek olabilir. Öyle ki bu ekonomik yapılar blokzincirin gelişimiyle beraber kodlar vasıtasıyla merkeziyetsizleşmiş ve içerdiği bürokratik prosedürleri yok ederek herkes için daha erişilebilir ve demokratik bir finans alanı yaratmıştır. Blokzincirin imkânları dahilinde kurulan merkeziyetsiz otonom organizasyonlar (DAO) bu topluluk ekonomilerinin yönetişim açısından da ortaya konulan ilk adımdır.

​Şimdi konuyu biraz da sanat açısından ele alarak irdeleyelim. Sanat ekonomisi; çağdaş anlamda, sanatçının atölyesinde ürettiği, sergi, galeri, müzayede, birincil ve ikincil koleksiyonerleri de kapsayan zincirin tamamı için kullanılan bir ifadedir. Oysa ekonomik olarak sanat ekonomisinin çok daha eskiye gittiğini ve büyük sermayelerin bir parçası olduğunu rönesanstan beri biliyoruz. Sipariş yoluyla kiliseye yapılan eserler, aile koleksiyonları gibi...

Tabii bu açıdan baktığımızda sermayenin yüzyıllar içerisinde tekelleşmesi ve eşitsizlik yaratması sanat ve sanatçı için de milenyumun başından itibaren sürdürülemez bir yapı inşa edilmesine sebep olmuştur. Eser fiyatlarındaki organik olmayan artışlar, ekonomik krizlerde devamlı el değiştiren sanat eserleri her seferinde sanat piyasası için kısırlığa yol açmıştır.

Bu kısırlık milenyum başında web2 girişimleri aracılığıyla ilk sorunu ortadan kaldırmış gibi görünse de aslında mevcut sistemi web üzerine taşımaktan ileriye gidemedi. Ta ki web3 ve blokzincir ortaya çıkana kadar. Web3 içerisinde ilk on yılda tamamen etki göstermese de sanat ekonomisi son yıllarda önlenemez bir değişim geçiriyor. Web3 sayesinde değerlerimizi ve fikirlerimizi paramıza programlayarak kendi ekonomilerimizi oluşturabiliyoruz. İşte anahtar nokta tam da burası. Programlanabilir para! Kendi yeteneklerimiz dahilinde, toplulukla birlikte geleceğine karar ve şekil verdiğimiz yeni yaratıcı ekonomi.

Pandemi, dünyada da köklü değişimlerin meydana gelmesine sebep oldu. Değişimler birçok alanda etkisini gösterdi ve finans, kültür, sanat gibi alanlar dijitalleşme konusunda hızlı bir ivme kazandı. Bu değişimler sanat, finans ve teknoloji alanında ortak bir kümeye sahip olan blokzincir (blockchain) içerisindeki NFT’leri karşımıza çıkardı. NFT’lerin yaygınlaşmasıyla beraber yaratıcı yetenekler arasındaki kültürel etkileşimin hızlanması ve hızlı karar alıp ilerleme süreçleri gelişince yönetişimsel olarak da bu kararların kolektif uygulanmasına olanak sağlandı. Süreç kaçınılmaz olarak sanatın geleceğini ve teknolojik altyapısını blokzincirle buluşturdu ve sanat ekosistemindeki sorunlar yavaş yavaş ortadan kalkarak ilerleme kaydedildi.

Tıkanık merkezi sistemler, artık herhangi bir kavram için ilerleme kaydedemediğinden blokzincir buna da çözüm sunmuştu. Şeffaf, adil, çoğulcu ve sürdürülebilir. Değerlerin interneti ve parasının yaratıldığı bir ağ üzerinde artık seçim yapabiliyor olmak, milyarlarca insan için de Atina Demokrasi’si inşa etmek demektir.

Sanatın geleceğini bu yönde tasarlamak, NFT, F-NFT ve DAO’lar arasında bir koordinasyon kurmak, yaratıcı ekonominin de önemli adımlarından biridir. Örneğin Particle’ın bugün sanat alanında gerçekleştirdiği koordinasyon; sanatı daha ulaşılabilir bir hâle getirmek ve parayı sanat için programlamaktır. Yalnızca Particle’ın değil, dünyaca ünlü müzayede evlerinin, galerilerin ve sanatçıların da bu sistem içine günden güne dahil olduğunu görmek mümkün. İnsanlığın sosyal evrimlerinin başındayız ve kültür, her geçen gün daha karmaşık hâle geliyor. Bu yüzden sosyal açıdan iyiliği kültürü desteklemenin en iyi yolu bu ekonomilerin varlığını sürdürülebilir kılmaktır.

Kültür miraslarının korunması ve iyileştirilmesine yönelik de çözüm yine blokzincir üzerinde mümkün. Bilgiyi açık kaynaklı hâle getirmek, çevreci bir anlayışla geleneksel envanter kaydı yöntemlerini blokzincire taşımak, fon yaratmak ve bu fonu kültür mirasları için kullanmak... Bunu bize sağlayacak olan yegâne teknoloji blokzincirdir.

Müzelerin, arkeolojik alanların ve kültürel mirasların, NFT'ler aracılığıyla blok zinciri üzerinde envanter kayıtları yaparak kültürel mirasların blokzincirine kaydedilmesini sağlayabiliriz. Müzelerin, arkeolojik buluntuların ve kültürel mirasların kayıtlarının blokzincir üzerinde tutulması, kültürel mirasın çalışmasını ve kaybolmasını engelleyeceği gibi, farklı bir kullanım alanı ile NFT ekosisteminin gelişmesini ve çeşitliliğini de sağlayacaktır. Ayrıca bu düşüncenin bir diğer amacı da geleneksel arşivleme, belge kaydetme ve sınıflandırmayı web3’e entegre etmek olacaktır. Bu sayede tarihi eserler blokzincir üzerinde takip edilecek, tarihi eser ve sanat suçlarının önüne geçileceği gibi geleneksel yöntemlerin enerji tüketimi en aza indirilmiş olacaktır. Bu konuda “Museum” adını verdiğim girişimini başlatalı da yaklaşık 5 -6 ay oluyor. Ekipçe iyi de bir yol kat ettik.

​Bir başka açıdan da yalnızca yaratıcı kripto ekonominin değil, rejeneratif (iyileştirici) kripto ekonominin de kültür ve kültür mirasları için sürdürülebilir formlar ve yapılar inşa edeceğine inanıyorum. Kültür ve kültür mirasları için; yine de mümkün olduğunca geniş çapta kabul görmüş, tamamlayıcı, iyileştirici veya kapsamı küresel olan kültür odaklı sistemlere odaklanarak bu zorluğun üstesinden gelmeye çalışmak uzun bir yol. Fakat imkânsız değil, er ya da geç başarabiliriz.

Başlıkta kullanılan eser: Johann Zoffany - "The Tribuna of the Uffizi " (1772–1778)

0
7909
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage