19 ARALIK, PAZARTESİ, 2016

Yirmialtı Çift Sürmeli Gözün Onlarca ve İnsanca İran'ı

Tahran'daki Shirin Sanat Galerisi'nin Amir Hossain Heshmati küratörlüğünde Ankara CerModern'e taşıdığı “26 Kadın Fotoğrafçı” sergisi, zengin bir imge ve yorum labirentini andırıyor. 26 Ocak'a dek süren etkinlikte belgesel, deneysel, estetik ve şiirsel, sosyal ve feminist denebilecek bir çok yönde anlatım; gerek ağırlıklı, gerekse birbirleriyle harmanlanmış bir yaklaşımla izleyicilerin karşısındaki yerini alıyor.

Yirmialtı Çift Sürmeli Gözün Onlarca ve İnsanca İran'ı

İran İslam Cumhuriyeti'nin başkenti Tahran'daki Shirin Sanat Galerisi, CerModern'e üç kuşak kadın fotoğrafçıların yapıtlarını taşıdı. CerModern'de daha önce de, yönetmen, şair Abbas Kiarostami ve Romin Mohthasham gibi iki önemli ismin eserleri sergilenmişti.

26 fotoğrafçının çalışmalarını 165 karede derleyen küratör Amir Hossain Heshmati, sergiyi derlemeye karar verdiği an, gerçek anlamda fotoğraf sanatının büyüklüğüyle yüzleştiğine değiniyor. Sergi için kadın fotoğrafçıları tercih etmesi hakkında da görüş bildiren küratör, sergi alanında ve serginin kataloğunda da yer verilen sözlerinde, şu detaylara değiniyor: "Mevcut şartlar ve olanaklar ışığında, karşı karşıya kaldığım zorluğa heyecanla yaklaşarak, aktif İran fotoğraf toplumunu daraltmaya karar verdim ve kadın fotoğrafçıların işlerini davet etmeye karar verdim. Bu, toplumsal cinsiyet ayrımı konusundaki tartışmaları sona erdiren bir yorumdu, çünkü sanat temelde cinsiyete dayalı değildi ve amacımız buna dayanmıyordu. Ancak bazı sanatçıların projeye katılmaması için bir bahane oldu.”

Amir Hossain Heshmati, sergiye katılan sanatçılara niçin burada olduklarının nedenlerini açıklamak için de üç kilit/anahtar soru yönelttiğini söylüyor:

1-Fotoğrafa ne zaman başladınız?

2-Neden fotoğrafı seçtiniz?

3-Kalıcı bir fotoğrafın karakteristiği nedir?

Maryam Rahmanian

Küratör bu 'bildik, klişe' soruları önemsiyor, çünkü "bu basit sorular, sürüklendikleri mesleki yolculuklarının en temel sebepleridir. Zaman zaman unuttuğumuz bu temel nedenleri öne çıkararak tekrar tartışmak önümüzde yeni ufuklar açacaktır. Nihayetinde, fotoğraf kavramına (saf fotoğraf) tek boyutlu bakmak ona haksızlık etmektir. Belki de bu çok parçalı bulmacayı bir araya getirmek ve dünyamızı genişletmek için başkalarının görüşlerini görüp duymamız gerekiyor. Elinizde tuttuğunuz bu şey bulmacanın küçük parçalarından biridir."

CerModern'deki sergiye bu bulmacaya gözlerini, gönüllerini ve dünya görüşlerini katan isimler ise, şöyle sıralanıyor: Mehrva Arvin, Abnous Alborzi, Ghogha Bayat, Maryam Takhtkeshian, Baran Jafari, Somayeh Jafari, Rana Javadi, Zahra Khorami, Gohar Dashti, Maryam Rahmanian, Heliya Rezaee. Kamand Razavi, Kimia Razgozar, Azita Semnak, Maryam Saeedhour, Nazlı Abbaspour, Naghmeh Ghassemlou, Shadi Ghadirian, Katayoun Karami, Hengameh Golestan, Nasim Goli, Yalda Moayeri, Tahmineh Monzavi, Hana Mirjanian, Mahshid Noshirvani ve Hamila Vakili.

Naghmeh Ghasemloo

Sergi, etkinliğe katılan sanatçıların bu üç soru ışığında verdikleri tekil veya çoğul yanıtlarla bütünleştiriliyor. Zengin bir imge ve yorum labirentini andıran etkinlikte belgesel, deneysel, estetik ve şiirsel, sosyal ve feminist denebilecek bir çok yönde anlatım gerek ağırlıklı, gerekse birbirleriyle harmanlanmış bir yaklaşımla izleyicilerin karşısındaki yerini alıyor.

Bir araya geldikleri için özellikle saygıdeğer bir anlatı ve ifade çeşitliliği üreten sergide bu anlamda öne çıkan kimi sanatçılara bakacak olursak, 16 yıl önce profesyonel fotoğrafçılığa adım atan 1981 doğumlu Abnous Alborzi'nin eski ve yeniyi bugünde anlamaya dayalı, hüzünlü ama taze bakışlı işleri, 1983 tarihli Maryam Takhtkeshian'ın fotoğraf içinde fotoğrafı yaratıcı ve grafik bir tazelikle buluşturduğu çalışmaları veya Ghogha Bayat'ın (1958) kostümlere adeta şiirsel ve teatral bir maharetle can verdiği metaforik siyah beyaz kareleri anılabiliyor. Eserlerindeki plastik ve grafik lezzeti dışlamayan Bayat, fotoğraflarla ilgili olarak, sergiye taşıdığı şu sözleriyle de unutulmuyor: "...Görülmeyeni görmek ve bir daha görebilmek için; görüleni daha iyi görebilmek ve onu bir daha görebilmeyi istemek için; bir resimde / karedeki hikâyeyi okuyabilmek ve kendi aklınızda bununla ilgili bir hikâye üretebilmek için."

Sergide, Somayeh Jafari'nin (1982) İran'daki kadınların nesiller arası farkını belgeleyen aktüel 'kimlik portrelerine', Rana Javadi'nin (1953) tarihsel kültürdeki insanlık krizleri ve 'savaş övgüsü'nü minyatür ve mozaik gibi iki farklı sanat üretim tekniğiyle buluşturarak mesele edindiği ilgi çekici eleştirel yapıtına ve Avrupa'da edindiği bakışı Doğulu bir duyarlıkla dengeleyen 1986 doğumlu Zahra Khorami'nin, kendi sözleriyle "içgüdüsel, teknik ve fiziksel olanı tek bir anda harmanlayan" altın 'an'ın peşindeki" olağanüstü dramatik ve detaycı işlerine de bizce muhakkak uğramak gerekiyor.

Resimselliğin doyumuna ulaşan 1980 tarihli Gohar Dashti'nin, toplumsal gerçekçiliği emekçilerin yurtları, fabrika ve üretim atölyelerinde sinematografik bir gözle belgeleyen 1982 doğumlu Kamand Razavi'nin ve resimsel, grafik estetik arayışın sınırlarını 'biricik bir dil' uğruna zorlayan Katayoun Karami (1967) ile günümüz ve geçmişe ait imgeleri yeniden aynı kadrajda buluşturan 1974 doğumlu Shadi Ghadirian'ın eserleri de yine, CerModern'de 'önünden birkaç kez geçilecek' yoğunlukta gibi görünüyor.

Zahra Khorami

Ancak sergide beni en çok etkileyen serileriyle, Hana Mirjanian'ın (1980), Mahshid Nourishvani'nin (1951), Zahra Khorami ve Baran Jafari'nin (1984) sözlerini burada, sizlerle paylaşmak üzere 'olduğu gibi' bırakmaya sahiden değer:

"...Eğer bir fotoğrafçıysanız mahalleyi ve - onun kadınlarını ve çocuklarını - on yıldan daha uzun bir süredir ziyaret ediyorsanız, insanlar neden bu alanda hiç fotoğraf çekmediğinizi soruyorlar. Başlangıçta, onlara hızlı bir cevap vermek için basit mazeretler buluyorum. Ancak soru, eninde sonunda seni ele veriyor. Emamzadeh Yahya'ya, kamera ile birkaç yıldır gidip geldiğimi düşünürsek, karmaşık bir otoportre olması dışında, bu soruya bir cevap bulamadım." - Mirjanian

"Burada sergilenen fotoğraflar, farklı dönemlerdeki çalışmalarım olmasına rağmen farklı bir temaya sahip değildir. Günlük işini yapan bir balıkçının, ya da dağdaki koyun sürüsünün resminde bile, tutkulu amacımı, kendimle fotoğraflarımın konusu arasındaki iç bağlantının kısa bir anını yansıtmayı amaçlar. Fotoğraflarım ve gözümün önündeki  görüntüler her zaman onlarla kendim arasında özel bir konuma sahiptirler. Belki de bu sebeple İran'a ait görüntüler çoğunlukla rüya gibidir, bu da vatanıma olan bağlılığım ve aynı zamanda, aramızdaki mesafeyi temsil eder. Sisli ve solgun, tıpkı anıları gibi.” - Noushirvani

"Bugün dünyada, çeşitli alanlardaki sayısız gelişme ve kadınların farklı alanlarda var olmasına rağmen, "erkeğin kadının sahibi olduğu" gibi bir zihniyet durumu var. Bu zihniyet durumunda , kadınlar şüphesiz kocaların egosunun kurbanıdır. Kökleri kültürel bir yanlışa dayanan ve uzun süredir eleştirilen bir egoizm. Bu durumdaki kadını izleyen fotoğrafçı: Karanlıkta, dantelli bir gelinlik, adamın yatağından daha büyük açıklıklar içeren dantel ve gün sayılarına eşit bir çeyizde tutsak olan bir kadın: Zorunlu hayat budur."  - Khorami

"Feminist olduğumuza inanıyorum ancak feminist olmamalıyız. Erkeklerin ve kadınların eşit olması gerekiyorsa, sınıflandırma ve belirlemeler onları daha da ayrıştırır. Sınıflandırmaların huzursuzluğunda toplumun kısıtlamalarını ve küçümsemelerini ortadan kaldırmak için İranlı kadınların daha güçlü, daha cesur ve daha absürd olması gerektiğine inanıyorum. Bu seçki, buna fırsat sunmaktadır." - Jafari


Sergi 26 Ocak tarihine dek ziyaret edilebilir.

0
5210
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage