Fahrettin Örenli, "High Heels" adlı sergisinde bilgi dolaşımı, sanatın araçlaştırılması, egemen statünün konumu ve bilgi teknolojilerinin sermayeye katkısı temaları etrafında kavramsallaşmış kent olgusuna değiniyor.
Kibarca bilgi toplumu dediğimiz, kabaca para toplumu aslında. Bilgi teknolojileri sermayenin üretimine devamlılığına katkı sunar. Yeni pazarları oyuna dahil eder. Pazarlar arasında kurulabilecek olası ilişkileri, geçişkenliği üretir. Sanat böylece kolaylıkla finansa eklemlenebilir. Bilgi toplumunun yaratıcı şehrinde, yaratıcılık ve bilgi para doğurmak üzere dolaşıma sokulur. Yöresel bir oyun değildir, şehrin oyunudur bu. Her şehrin.
Meselenin küreselliği, Fahrettin Örenli’nin "High Heels" sergisinde High Heel Condos, işiyle ortaya seriliyor. Kentler " kütlesel enformasyon taşıyan bir kontrol kulesi/platform olarak" ele alınıyor seçkide. Eserler boyunca "Para ve para yapmayla ilgili yaratıcı süreçler" bilginin dolaşımı ve sanatın araçsallaştırılması ile irdeleniyor. High Heel Condos, kent kültürünü üreten bu siyasi ve ekonomik yapının güç ikonlarını -Cidde, Mekke, New York, Moskova şehirlerinden kuleleri- illüstre ediyor. Yenisi dikilene kadar civarının en ihtişamlısı olmak üzere inşa edilen, çoğu ödüllü mimarlarca tasarlanan bu gökdelenler birbirinden farklı coğrafyalarından ve ebatlarından ayıklanarak, plastik kondomların üzerinde, yapaylıkları ortak paydada eşitlenerek çizilmişler.
Teknolojik ihtişamları ve mimari boyutları çekilip alınarak eserde bir hizaya getirildiklerinde, para akıtılan bu nesneleri bu kadar arzulanır ve her coğrafya için vazgeçilmez kılan şey; görünür, sorgulanır ve gülünç oluyor. Örenli’nin işlerindeki yaklaşım böyle açıklanabilir; meselelerini mizaha yakın bir yerden almış, özgün bir bakış açısında durmuş ve oradan sorular yönlendirmiş, bir öze ulaşana kadar soymuş kavramları.
İşin karşısındaki enstalasyonda kondomların üstündeki çizimlerden bir şehir yaratılmış; kondomlar saydam tüplere geçirilerek ışıklandırılmışlar. Gökdelenler bu kez varlıklarının sebeplerine yöneltilmesi gereken soruları perdeleyebilen boyutları ve ışıldar halleri imlenerek sunuluyor. Yine de sorgu ve hafif tertip mizah bırakılmıyor, laboratuvar benzeri düzenekle artırılarak devam ediyor, ilişkili bir üçüncü işe sirayet ediyor. Milliyetsiz Para adlı yapıtta şehri üreten veya şehrin ürettiği bu finans-güç ağlarının egemenleri, cismen ifşa edilmiş. "40 adet farklı meyve aromasından güzellik maskelerinin" üzerinde, devlet başkanlarının, ceo'ların, oligarkların yüzleri var. Bu görünür ama görünmez ilişkiler ağının keyfini sürüyorlar.
Doğa Ana, Başka Bir Piç Kentin Doğuşu yapıtında insan figürünü anıştıran ve doğa anayı kuran sakin lekesel desen, kompozisyonun alt kısmında doğum anına tanık olduğumuz kentte yerini çizgi hareketliliğine bırakmış. Kentin kalabalık, organik bir yapı olarak sunumunda ve eserdeki heyecan uyandıran illüstratif tatta bu çizgi hareketliliğinin payı büyük. Kent Hırsızının Arzusu’nda ve Organik Kent I eserlerinde de aynı ustalıklı desen hareketliliği var. Zevk veren çizgileri tekrar incelemek istiyorsunuz ancak birden ışıklar sönüyor. Kentteki kaotik ilişkilere (düzene) bakarken görme ama görmeme halimizi hicveden bir karanlık yarattığını söylüyor Örenli.
Yukarıdan gelen topuk sesleri sandığınız ses enstalasyonu giriyor devreye. Egemen statünün yukarıdaki fiziksel konumunu vurgulayan, aslında yaklaşmakta olmayan yanıltıcı topuk sesleri sanatçının devasa bir enformasyon kirliliği, bozuk yönetim ve bozulmuş bilgi ile açıklayarak kavramsallaştırdığı kentin üstünde geziniyor.
Burada -kentte üreyen kolektif bilginin içinde- rahatça palazlanan bozuk bir retoriği adres gösteriyor bir text işi: Papağana tek bir kelime öğrettiler o da mükemmelce öğrenip hayatı boyunca hiç bir şeyi umursamadan tekrarlayıp durdu, yenisini öğrenmeden görevinin ötesinde yineledi bir tek kelime yeterliydi halkım.
Örenli’nin yüksek ökçelerle arşınladığı ve kavramsallaştırdığı kent 9 Ekim tarihine kadar DEPO’da ziyaret edilebilecek.