Bu seneki “Sınırlar ve Yörüngeler” sergisi politik şuuru ve estetik algısı yüksek işleri bir araya getiriyor. Çağdaş sanat denilen şeyin beceriden çok ‘fikir’le yapıldığını bilen, fikri zemini (ya da politik zemini) kuvvetli olan ama sanatsal beceriyi, yani işin estetik yönünü de ihmal etmeyen işler bunlar. ‘Yeni ve genç’ sanat alemi için iyi bir haber bu.
Nil Yalter pek çok işinde belgesel video ya da fotoğraf aracılığıyla başkalarının hayatlarını 'kayda geçiriyor.' Böylece de sanatını görünmeyenler ya da varolan toplumsal, ideolojik veyahut estetik şemalara sığmayanlar için bir ifade alanına dönüştürüyor. Sanatçının “Kayıt Dışı” adlı sergisi 15 Ocak tarihine dek Arter’de görülebilir.
Huri Kiriş'in varoluşçu bir çizgide okunabilecek "Felaket Her Şeyin Çaresine Bakar” adlı sergisi sanatçının yoğun ve tuhaf doğa manzaraları kurduğu tablolarını bir araya getiriyor. 'Kurtarıcı felaket’ ihtimalinin hakim olduğu eserler bir yoğunlaşma deneyimi içeriyor.
Antonio Cosentino’nun işlerine müthiş bir dağınıklık ve kendiliğindenlik hakim. Sanatsal tür ve tutumları birbirine katan, aslında bunları hiç umursamayan işler üretiyor. Sanatçıların ya isteyerek ya da istemeden birer “kültür profesyoneli”ne dönüşebildiği bu projeler devrinde, müthiş bir doğallıkla hareket ederek hiçbir “proje”ye uymayan ve sığmayan işler üretiyor.
Yas tutmak en insani haklarımızdan biri olmakla birlikte, “yası tutulamayanların yası” lügatımıza girmiş durumda... Karşı Sanat Çalışmaları’ndaki “Kayıpta Saklı” sergisini de bir yas tutma çabası olarak adlandırmak mümkün. Sergide, Arzu Yayıntaş, CANAN, Evrim Kavcar, Fulya Çetin, Nalan Yırtmaç ve Neriman Polat’ın çalışmaları yer alıyor.
Shezad Dawood’un Galerist’teki sergisinin başlığı sanatçının derdini çok iyi özetliyor: “Zaman ve Mekana Bağlı Kalmak Neden”. Bu retorik soru bir serzeniş de içeriyor; sanat denilen ucu açık ve müphem pratiğin ‘tarih-coğrafya’ koordinatlarına oturtulması sanatın ‘büyüsü’nü kaçırıp, özerkliğini zedeleyebiliyor.
"The Art of Banksy” dünya prömiyerini Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla ve Beyoğlu Belediyesi’nin destekleriyle İstanbul’da Global Karaköy’de gerçekleştirildi. 1 Mart’a kadar görülebilecek sergi açıldığı günden beri sanat dünyasının gündeminde ve daha da çok konuşulacak gibi görünüyor.
Rampa’da açılan “Wishful Thinking: In Retrosptektif / Ümit Etmiştim ki” isimli karma retrospektif niteliğindeki sergi, Hüseyin Bahri Alptekin, Vahap Avşar, CANAN, Ergin Çavuşoğlu, Cengiz Çekil, Gülsün Karamustafa ve Erinç Seymen’in işlerini sanatseverlerle buluşturuyor. Sergiyi gezmek için son tarih 31 Aralık.