1947 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi André Gide’in, titiz ve detaylı incelemesiyle Dostoyevski’yi kendi kelimeleriyle resmettiği Dostoyevski “portre”si, yazarla ilgili bilinmeyenleri ortaya koyuyor, okurda yazarın düşün dünyasına dair kavrayış sağlıyor.
Akıl yürütebilen ama güya ruhu olmayan, yitirilmiş anıları hatırlayan kale şeklinde dev bir insan-makine. Mümkün olabilir mi? Dino Buzzati’nin Büyük Portre Büyük Sır adlı romanı edebi zekâsı, akıcı dili ve sürükleyici hikâyesiyle her şeyi mümkün kılıyor.
Matias Faldbakken’in Nordik folklör ögeleriyle mizantropiyi bir araya getirdiği, sürükleyici ama tuhaf bir hikâyeye sahip romanı Biz Beş Kişiyiz üzerine bir yazı.
Uluslararası Man Booker Ödülü ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Olga Tokarczuk’un Türkçeye kazandırılan son eseri Son Hikâyeler, yazarın Jungçu tutumunu gözler önüne seriyor. Aynı zamanda roman şiirselliği, özgünlüğü ve evrenselliğiyle öne çıkıyor.