Her yazınsal ürün özünde "deneysel" midir? Yoksa "Deneysel Edebiyat" diye bir şey söz konusu değil midir? Berryman, Roubaud, Thomas Mann, Roussel ve Calvino üzerinden bir deneysel edebiyat sorgulaması...
"Kaldı ki, bir yazı serüveni, gözümde, ayrıştırılamaz çünkü yekpâre kütlesini yaratır beyaz önünde; yazın türlerine göre farklılıklar arzetmez: Nasıl bir şiir, öyle bir nesir."
Yıllar oldu, “dergi çıkarmak eylem yapmaktır” cümlesini kurmuş bulundum. İster bir hevese dayansın, ister bir gereksinmenin karşılığı olsun, her dergi serüveninin altında, “mevcût”tan ayrılma isteği vardır. Eylemi bu hazırlar.
İstanbul beni dağladı, delik deşik etti, tek memesinden emzirdi, zehrini şırıngaladı içime, beni büktü, kırdı, canlı canlı yaktı, pıhtılaştırdı, uçurdu, itti, geri çekti; yarım yüzyıl boyunca içinden geçerken içsesi kıldı.