Yeryüzünde medeniyetin girip yer edinmediği, gözlerden uzak, tanımadığımız, bilmediğimiz topraklarda yerliler yaşıyor. Ağaca, doğaya zarar verenlerin cezalandırıldığı Amazonlar'a dair kısa bir öykü.
Tarihin başından beri masamızda olan, kuruyemiş tabaklarının rağbet gören yemişi fıstığın Adem'le Havva'ya uzanan yolculuğunu bir de böyle okuyun isteriz. Kahvenin, ayranın, avakadonun hatta patatesin ardından fıstığın yaratıcı öyküsüne davet ediyoruz.
Rastlantısal bir şekilde bulunan bir mektup, Rorschach, 1500'lü yıllara dayanan kahve kültürümüz, bilinçaltı ve kahve falı...
Say bademleri,
say acı olanı, uyanık tutanı say,
beni de onlara kat
Paul Celan
Soğan insanoğlunun tükettiği en eski sebzelerden biri. Kültür bitkisi olarak kullanımının Sümerlere dek uzandığı biliniyor. Tarımsal üretimin beşiği sayılan Anadolu topraklarında tarımı ve ticaretinin yapıldığına dair çok eski belgeler de mevcut. Türk mutfağında hemen her yemeğe lezzet katan, yeri geldiğinde ekmeğe katık yapılıp yenen, eskilerin pek çok derde deva gördüğü soğan hakkında ortaya çıkan yeni tarihsel bulgular onun başka bir özelliğini daha ortaya koyuyor.
Yazdığı hikayelerle akıllarımızı karıştıran, "gerçek mi yoksa kurgu mu" ikilemine düşüren yazarımız bu kez Osmanlı'nın avokadoyla olan imtihanını anlatıyor.
"Bir avuç seçkinin tadına bakabildiği ”nimetlerin” sonu, ancak avokadonun Osmanlı macerası gibi olacaktır."
"Şüphem yok ki patates tüketiminin önlenmesi Türklerin dünya sahnesindeki hak ettikleri yeri almalarını sağlayacaktır.”