Zamana ve onun içinde dönüşerek varolmaya karşı yüksek bir hassasiyet besleyen Sarkis tıpkı arkeolojik bir kazı yapar gibi tüm belleğini ve yerleştirmelerinin ruhunu bir araya getiriyor. Bellek, mekân ve zaman Sarkis’in üzerinde çalıştığı temel problematikler ve o, bu olguları yüksek derecede özgün metaforlar üreterek kişiselleştirip izleyiciyi açık ve çok yönlü bir okumaya davet ediyor.
Heykel ve tasarım sanatçılarından biri olan Seçkin Pirim’in eserleri şimdiye dek her zaman kendi yaşamıyla paralel olarak değişip gelişti. Pirim’in eserleri minimalist, optik, fütürist, teknolojik ve tasarımsal dokunuşların ustaca harmanlandığı birer gösterge niteliğinde.
Çoğunlukla sezgisel bir davranışla kendini akışa bırakarak genelgeçer estetik anlayışın dışına çıkan Erkut Terliksiz, insanoğlunun sosyolojik ve psikolojik karmaşasını ele alırken sürreal paletinin rotasını izleyicinin tam da bilinçaltına yönlendiriyor.
Sağlıklı bir insanın yaşam sürecinde belkide en verimli olduğu olgunluk dönemine denk düşüyor Ali Kazma'nın yapıtları. Ölümle ve doğumla büyük bir ilişkisi var. Bu ilişki bu iki gerçeğin tam da ortasında yer alan insanın üretim ve dönüştürme yetisinden kaynaklanıyor olabilir.
Değer hiyerarşisi denen şeyin kaybolmaması için yaşam ve üretim pratiği üzerinde süreklilik ve dayanıklılık arayan Erinç Seymen, nedensellik ve anlamlandırma amacının bir getirisi olarak belleğindeki dokümanların deşifrasyonunu kurnazca fark ettirmeme ya da bilinçli bir teşhir arasında dolaşıyor.
Çalışmalarında farklı malzemeleri özgün biçimde kullanarak tül kolajlar, tül üstüne boyamalar, gazete heykeller ve enstalasyon serileri meydana getiren İrfan Önürmen, çağdaş medya merceğinden görünen kişisel ve kamusal deneyimler arasındaki ilişki ve farklılıkları açığa çıkarıyor.
:mentalKLINIK, transdisipliner dille hissiyatı arttırılmış bir gerçeklik sunarak yeni bir diyalog kuruyor. Ve sizi düzenli, normal, aklı başında veya rasyonel olana geri döndürmeye çalışmayıp, yetinmeyi bilmeyen doyumsuz kuşaklar için sınırsız malzemeyle sınırsız deneyim sunuyor.
Emre Hüner, Milano’da Güzel Sanatlar eğitimi almış multidisipliner bir sanatçı. Üretimini çizim, video, heykel ve yerleştirmeler üzerinden gerçekleştiriyor. Üretimlerinde medeni toplumu, onun tüm olası endişelerini ve medeniyetin gelişme sürecindeki geleceğini bilim, savaş, teknoloji ve mimarlık gibi gerçekler üzerinden analiz ederek sorguluyor.