Bir kitapçının aşiyanında geçen, nitelikli eserlerin bir gün elbet gün yüzüne çıkacağı sohbeti üzerine Ahmet Mithat Efendi’nin Hasan Mellah ile Hüseyin Fellah kitabının hikâyesi çerçevesinde kaleme alınmış bir deneme.
Her daim devrik cümleleriyle uçurumun kenarındaymış hissini uyandıran yazar, postmodernizmi dahi doğulu bir şekle, doğunun dilemmalarını kullanmak yordamıyla telakki etmiş; hem kendine, hem de hiçliğe başkaldırmıştır. Kısacası Sâdık Hidayet bir baş dönmesidir.
Kalp ile zihin arasında rüyalar ve sanrılar ile örülmüş gizli geçidi keşfedip bu geçidin ruhunu kendine özgü üslubuyla anlatan Haruki Murakami bu kez Kadınsız Erkekler isimli kitabıyla selamlıyor okurları.
Geçen iki yıl kaleme aldığım bir yazımda psikologların terapi seanslarında hastalarına kitap önerilerinde bulunabileceklerini yazmıştım ve hatta psikiyatristlerin de anti-depresanlarla doldurdukları reçetelerine halel getirmeyecek kadar küçük bir alana yine kitap isimlerini eklemeleri halinde toplumun mevcut ruh haline başka bir huşu geleceği savını ileri sürmüştüm başka bir bilmişlikle.