“Elektronik Sesler ve Organik Hislerle Büyüleyici İfadeleri Seviyorum”

Büyülü ve melankolik sesiyle dinleyicilerin gönlüne taht kuran Margaux Sauvé namı diğer Ghostly Kisses, kendine has tarzı, insanların ruhuna dokunan besteleri ile kısa sürede ismini duyurmayı başardı. Adını William Faulkner’ın “Ve dudaklarımı küçük hayalet öpücüklerle fırçala” dizesini içeren Une ballade des dames perdues adlı şiirinden alan Ghostly Kisses, zaman içinde “Empty Note”, “The City Holds My Heart”, “Heartbeat”, “Stay”, “Where Do Lovers Go?”, “Heaven, Wait” gibi hitlere imza attı. Kendi müzik tarzını yaratan ve bu tarz ile dikkatleri üstüne çeken sanatçı, yayımladığı hüzünlü şarkılardan sonra ilk albümü Heaven, Wait’i 2022 yılında çıkardı. Sanatçı son olarak geçtiğimiz günlerde yayımladığı “Golden Eyes” isimli yeni teklisiyle daha farklı bir Ghostly Kisses ile hayranlarının karşısına çıktı. Alışılmışın dışında bir Ghostly Kisses şarkısı olan “Golden Eyes”, sanatçının farklı türler denediğini ve başardığını da gözler önüne seriyor. Margaux Sauvé ile konser öncesi bir araya gelerek merak ettiklerimizi konuştuk.

Çıkış yaptığınız ilk günden bugüne, müzikal dünyanız büyüleyici şekillerde gelişti. Sound’unuzun yıllar içinde nasıl olgunlaştığını bizimle paylaşabilir misiniz? Aklınızda kalan, kariyerinizi büyük bir şekilde değiştiren önemli anlar var mı?

Müzik yapmaya başladığımda şarkı yazmamın temel amacı bazı duyguları serbest bırakmak ve onları ifade etmek, geçmişimdeki bazı durumları ve ilişkilerimi daha iyi anlamaktı. Yıllar geçtikçe kişisel düzeyde büyüdüm ve bu bana sadece duygusal olarak değil, daha bilinçli olarak da müzik yazabilme özgürlüğünü verdi. Artık yazabileceğim müzik ve şarkı türleri konusunda daha fazla özgürlüğe ve alana sahip olduğumu hissediyorum. Kazandığım tüm deneyimlerle müzikal ilhamlarım da gelişti ve artık etrafımdaki insanların hikâyelerinden, dünyanın dört bir yanında turnelerde tanıştığım insanlardan vb. daha fazla ilham alabiliyorum. Yakın zamanda ana dilimde, Fransızca şarkı da yazdım; bu da çok ilginç bir sanatsal ifade egzersiziydi.

Geçtiğimiz günlerde yayımladığınız “Golden Eyes” şarkınızda farklı bir alana yöneldiğinizi söyleyebiliriz. Bu üslup değişikliğine ne ilham verdi? Şarkıda George Fitzgerald ve Louis-Étienne Santais ile birlikte çalışmak nasıldı?

Louis ve ben bir süredir daha neşeli, daha dans edilebilir şarkılar yazmak, belki biraz daha aydınlık bir “Ghostly Kisses” tınısı keşfetmek ve Ghostly Kisses’ın başka bir ses paletini yaratmak istiyorduk. Müzik zevkimiz ve ilhamlarımız sürekli gelişiyor, şarkılarımız için farklı sesler denemekten her zaman heyecan duyuyoruz. “Golden Eyes” için nostaljiyi modernle harmanlayarak benzersiz bir ses yaratmayı hedefledik. Bu yüzden “Golden Eyes”ı tamamlamamıza yardım etmesi için George Fitzgerald’ı çağırdık. UK Garage’dan öğeler ve daha canlandırıcı bir ritimle aşılanarak ortaya çıkan şarkımızı çok beğendik. Ayrıca George’la çalışmak inanılmaz yaratıcı ve ilham verici bir süreçti!

“Golden Eyes” ilhamını, turne sırasında bir hayranınızla aranızda geçen konuşmadan alıyor. Bizimle bu hikâyeyi paylaşır mısınız?

Tabii ki. “Golden Eyes”ın sözlerini, birinin bana turne sırasında söylediği bir sırrını düşünerek yazdım. En yakın arkadaşına onu sevdiğini nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Sorusunu sevimli buldum ve duygularımızı ifade etme zamanı geldiğinde hissedebileceğimiz tüm kırılganlıkları düşünmemi sağladı. Bu bende derin bir yankı uyandırdı ve sonuçta “Golden Eyes”a olan yaklaşımımı etkiledi. Geçtiğimiz yıl Box of Secrets üzerinden de birçok mesaj aldım ve topluluğumuzla olan bu doğrudan bağlantı benzersiz ve anlamlı bir ilham kaynağı oldu.

Müzikal anlamda en çok etkilendiğiniz, ilham aldığınız isimler kimler?

Birçok isim var! Şarkı söylemeye ve beste yapmaya başladığımda, ilk büyük etkiler London Grammar, Massive Attack, Bjork ve Royksopp’un tınılarından geliyordu. Şimdilerde ilham kaynaklarım ise Caroline Polacheck, Gracie Abrams, Yune Pinku, ROMY ve Japanese House. Çeşitli elektronik sesler ve organik hislerle büyüleyici ifadeleri seviyorum. Bu her zaman bende ve dolayısıyla müziğimde önemli bir etki bırakıyor.

Spotify’a baktığımızda sizi en çok dinleyen şehir İstanbul. Bunun nedeni size göre ne? İstanbulluların sizinle kurduğu bu bağ hakkında ne düşünüyorsunuz?

İstanbul’un müziğimin en çok yankı bulduğu şehirlerden biri hâline geldiğini görmek beni gerçekten çok mutlu ediyor. Müziğin evrensel bir dili olduğuna ve dünyanın farklı yerlerinden dinleyicilerle bağlantı kurmanın inanılmaz olduğuna inanıyorum. İstanbullular müziğimi benimsedi ve onlara destekleri için inanılmaz derecede minnettarım. 

Yakın gelecekte, biri İstanbul’da olmak üzere farklı ülkelere yayılan konser programınız var. Farklı kültürler performans tarzınızı etkiliyor mu? Yoksa belirli bir program dahilinde mi ilerliyorsunuz?

Ziyaret ettiğimiz her yer eşsiz bir enerji sunuyor, bu yüzden her zaman o mekâna özgü hissettirecek şekilde izleyiciyle uyum sağlamaya ve onlarla bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Mesela dünyanın neresinde olduğumuza göre farklı cover’lar çalabiliyoruz. İstanbul’daki konser için, şarkı listesini en yeni parçalarımızdan (henüz canlı çalmadığımız) bazılarını ve genel olarak Türkiye’deki insanlarda en çok yankı uyandıracak şarkıları içerecek şekilde ayarladık. 

Bir önceki soruyla bağlantılı olarak şunu da sormak isterim. Yeniden İstanbul’da olmak hakkında neler düşünüyorsunuz? 28 Ekim’de Maximum Uniq Box’ta gerçekleşecek konserde hayranlarınızı neler bekliyor?

İstanbul gerçekten evim gibi hissettiriyor ve geri döndüğüm için çok heyecanlıyım. 28 Ekim’de Maximum Uniq Box’ta performans sergilemek için sabırsızlanıyorum. Dinleyiciler, eski ve yeni şarkılarımın bir karışımıyla dolu sürükleyici ve duygusal bir performans bekleyebilirler. Bu, büyülü bir müzikal yolculuğu birlikte paylaşmamız için bir şans. Umarım bende tüm izleyiciler için unutulmaz bir gece yaratırım. Desteğiniz için teşekkür ederim, sizi orada görmek için sabırsızlanıyorum!

28 Ekim Cumartesi saat 21.00’de Maximum Uniq Box’ta gerçekleşecek Ghostly Kisses konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.